« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

08 May

2007

Hepimiz aynı taraftanız!

Deniz Ülke ARIBOĞAN 08 Mayıs 2007

Türkiye, bugün de Anayasa Mahkemesi’nden gelen kararı ve sonrasını tartışıyor. “Cumhurbaşkanlığını seçme sürecine devam ederken, anayasa değişikliği yapılabilir mi, bir parti ön seçim yapmak istiyorum derse erken seçim yetişir mi, cumhurbaşkanının görevi devam eder mi, cumhurbaşkanı seçiminin halk tarafından yapılması önerilirken, hâlâ 367 arayan bir Meclis sürecine devam etmek anlamlı mı, bu değişiklik paketi bir başkanlık sisteminin yolunu açar mı, bu konuların uzun derin tartışılması gerekmez mi” vs. sorular bulunuyor. Yani henüz bu işten kurtulamadık. Herkes bir yerlerde toplantı halinde. Muhtemelen herkes bıktı, ama artık bu işin içinden çıkmamız gerekiyor. Bugüne dek olmayacakları oldurduk, dağılmayacakları dağıttık, ortalığın tozunu attık. Şimdi ise sınıfın temizlik kolunun faaliyete geçme zamanı geldi. Derleyip toplayacağız. Vazife programımız şu şekilde;

1-Cumhuriyetimiz de, demokrasimiz de, laikliğimiz de, halkımızın bütünlüğü de aynı ölçüde önemli. Acilen hepsinin birlikte güvenceye alınmasını sağlamak üzere erken seçime gidiyoruz. Bu konuda tüm partiler arasında görüş birliği oluştuğu ortada. Askerin demokrasiye müdahalesini önlemenin tek yolu, laik cumhuriyete ve demokrasiye aynı anda sivil inisiyatifle sahip çıkmak. Demokrasi dışı müdahalelerin ülkemize nelere mal olduğu ortada. Bir daha aynı yolları yürümek zorunda kalmamanın tek çaresi, ana yoldan sapmamak. Sapılabileceği kanaatini de yaymamak. Siyasi partilerin de sorumluluklarını bilerek ister iktidarda, ister muhalefette olsunlar bu konuda heveskâr olmamaları bir mecburiyet. Kendi işlevlerini doğru dürüst yerine getirdikleri müddetçe, bir başka gücün devreye girmesine gerek olmayacağını görmeleri gerekiyor. Şimdi, iktidarın da muhalefetin de beceriksizlikleriyle yüzleşme zamanı!

2-Cumhurbaşkanlığı makamını doldurma işinin ciddi bir eylem olduğu ve şakaya gelir bir yanı olmadığını görmek şart. Bu gerçekten de bir çelik çomak oyunu değil! Yangından mal kaçırmaya gerek olmadığı gibi, yasal demokratik süreçler içerisinde ve katılımcı bir biçimde, bu makamın ciddiyetine yakışır bir seçim yapmak mümkün. İster Meclis’te ister sandıkta, ne şekilde olursa olsun seçilecek her kimse, hepimizin cumhurbaşkanı olacağına göre, geniş kesimleri temsil edebilecek “özde laik”, “özde demokrat” ve “özde insan” bir kişinin bu makamı doldurması gerekiyor.

3- Halkın hızla bir kutuplaşmaya doğru gittiğinin görülmesi ve hemen önlem alınması artık bir mecburiyet. İnsanların birbirlerini giyim kuşamlarına, inançlarına göre sınıflandırması ve kendisine benzemeyeni “öteki, düşman” olarak addetmesi tam anlamıyla bir felakete dönüşebilir. Hepimiz bu ülkenin ortak sahibiyiz ve bir arada yaşama ve birbirimize karşı saygılı olma irademizi her türlü provokasyona rağmen muhafaza etmeliyiz. Ne başımız örtülü diye, ne de başımız örtüsüz diye hesap verme yükümlülüğünde olmayı reddetmeliyiz. Siyasal İslamla (ki bu son derece ciddi bir meseledir; başörtüsüyle örtülmemelidir) kadınlar üzerinden mücadele etme geleneğine bir son vermeliyiz.

4-Her türlü siyasi mücadelede, medya üzerinde baskı oluşturmayı bir araç olmaktan çıkartmayı, bir ahlaki sorumluluk olarak benimsemeliyiz. Özgür medya, demokrasinin vazgeçilmez önkoşuludur ve bağımsızlığının sağlanması şarttır. Aksi halde halkın görmesini engellemeye çalışırken, önce kendi gözlerinizi kör edersiniz. Bugün bu körlük en çok kime zarar verdi dersiniz?

5-Krizin olumsuz yansımalarını yalnızca ekonomik verilere bakarak görmek yanlıştır. Üç beş zenginin heyecan yaşamasının dışında dünya düzleminde ne borsadaki iniş çıkışlar, ne de doların kaç para olduğu Türkiye’nin konumunu belirlemez. Türkiye bir dünya aktörüdür. Hemen dengesizliğin önünün alınması ve siyasi istikrarın sağlanması şarttır. Uluslararası ortamda Irak konusu fevkalade hareketlenmiş durumdadır. Türkiye’nin zayıflaması ve istikrarsızlaşmasını ellerini ovuşturarak izleyenlerin hayal kırıklığına uğratılması ve Kuzey Irak konusunun bu denli kritikleştiği bir dönemde Türkiye’nin devreye girmesi gerekmektedir. Acil barış ve uzlaşma şarttır.

Hey herkes! Ordu da bizim, iktidar da, muhalefet de. Hepimiz aynı taraftanız unutmayın. Silkinin ve kendinize gelin!

Ziyaret -> Toplam : 125,24 M - Bugn : 128025

ulkucudunya@ulkucudunya.com