« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

10 Tem

2023

Muhammed Abduh

1845 – 11.07.1905 01 Ocak 1970

Muhammed Abduh İslam düşüncesinin yeniden canlanmasında önemli katkılarda bulunan, Mısır'ın tanınmış alimlerinden. Muhammed Abduh, 1845 yılında Aşağı Mısır'da, Bahire ilinin Mahalletü'n-Nasr Köyü'nde doğdu. Zengin olmalarına rağmen, fedakarlıktan hiçbir zaman kaçınmayan, adil, dürüst olarak tanınan bir babanın; iffet ve takvası ile meşhur bir annenin çocuğuydu. Küçük yaşta Kur'an-ı Kerim'i hıfzetti. Tanta'daki eğitimi sırasında zamanın şartlarına uygun eğitim vermedikleri gerekçesiyle okuldan bir süre ayrıldı. Fakat çok geçmeden yeniden okula döndü. Amcası Şeyh Derviş, geniş ufkuyla Abduh'un dini ilimlere karşı sevgi beslemesini sağladı. 1866'da İslamî ilimlerin merkezi kabul edilen Ezher Üniversitesi'ne kaydoldu. Ancak, üniversitenin o sıralardaki eğitim metodu kendisini tatmin etmedi. Bir ara dünyadan tamamen elini-eteğini çekip tasavvufa ağırlık verdi. Ancak, amcası inzivaya çekilerek tasavvufa yönelmesine müsaade etmedi.

Amcası dışında, hayat seyri üzerinde etkili olan bir başka kişi Cemaleddin Afganî'dir. Onunla tanışması (1872) hayatında adeta bir dönüm noktası teşkil eder. Afganî'nin etkisinde kalmanın ötesinde, en önemli talebesi olarak tanındı. Afganî'nin de, Abduh'un münzevi bir hayat yaşamayı terk ettirip aktif hale gelmesinde önemli etkisi oldu. 1877 yılında okulunu tamamlayarak "alim" unvanını aldı ve mezun oldu. Bir süre özel ders verdikten sonra Darü'l-Ulum'a müderris olarak atandı (1879). Bu görevi devam ederken Afganî'nin tesiriyle yayıncılık işine de girişti. Müderrisliği bir yıldan kısa sürdü ve vazifeden alınarak doğduğu mahalde ikamete mecbur edildi. Ancak, bir bakan tarafından geri çağrılarak el-Vaka'-i Mısriye isimli gazetenin başyazarlığına getirildi (1880).

İngiliz işgaline karşı çıkan ve ordu komutanlığını yapan Arabi'yi (Urabi) desteklediği gerekçesiyle sürgüne gönderildi. Evvela Suriye'ye yerleştiyse de Afgani'nin daveti üzerine Paris'e gitti. Burada, "el-Urvetü'l-Vuska" adlı dergide, İslami uyanmaya dair yazılar yazdı. Halkı, İngiliz işgaline karşı mücadele vererek, milli şuuru uyandırmaya çalıştı. İngilizler, derginin İslam ülkelerine girişini yasaklayarak yayını engellediler. Bir süre sonra derginin yayını durdu.

Abduh, 1885 yılında Beyrut'a gelerek eğitimle meşgul oldu. 1889 yılında Kahire'ye döndü. Kısa bir süre sonra da asliye hukuk mahkemesine hakim olarak atandı. Daha sonra temyiz mahkemesinde müşavir olarak çalıştı. Bu arada şeriat mahkemelerinin ıslahına dair eserini yazdı (1900). El-Ezher'in idare meclisine seçildi. Ezher'in gelişmesine katkıda bulunduğu gibi geniş bir muhite hitap edecek hale getirilmesinde de önemli katkılarda bulundu. Daha önce okutulmayan tarih, coğrafya, matematik ve felsefe gibi müspet bilimlerin okutulmalarını sağladı. Mısır'da en yüksek dini makam olan müftülüğe atandıktan (1899) sonra vefatına kadar bu görevde kaldı. Görev yaptığı süre boyunca bu makama büyük bir saygınlık kazandırdı. Müftülüğü sırasında; Müslümanların faiz ve kardan hisse alma, gayr-ı Müslim ülkelerde Müslüman olmayanlar tarafından kesilen hayvanların etlerini yeme, geleneksel kıyafetler dışındaki kıyafetlerle örtünme gibi konularda ruhsat vermesi çok ciddi tartışmalara neden oldu.

Son dönemlerinde muhtelif eserler kaleme aldı. En büyük eseri olan Risaletü't-Tevhid'i yazdı. Bazı müsteşriklerin (Doğubilimci) İslam'a yönelttikleri ithamlara karşı müdafaa maksadıyla, "El-İslam ve'l-Nasraniyye Ma'a'l-İlm ve'l-Medeniyye" adlı eserini yayınladı. Çok önem verdiği Kur'an-ı Kerim tefsirini tamamlamak kendisine nasip olmadı. Bazı kısımlarını neşretmiş, vefatından sonra ünlü talebesi Raşid Rıza tarafından tamamlanarak yayınlanmıştır. Henüz tasarladığı çalışmaları tamamlayamadan, 1905 Temmuz'unda vefat etti. Cenazesi, hükümet yetkililerinin de hazır bulunduğu, büyük bir kalabalık kitle tarafından kaldırılarak, Kahire'deki El-Afifi mezarlığına defnedildi.

Halim Kaya

16 Ara 2024

Mustafa Çolak’ı birkaç yıl önce Samsun Türk Ocağı’nda dinlemiştim. O zaman Enver Paşa ile İttihat ve Terakki hakkında benim tarafımdan dikkat çeken bilgiler vermiş, dolayısıyla dikkatimi çekmişti.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

16 Ara 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 130,46 M - Bugn : 11418

ulkucudunya@ulkucudunya.com