« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

28 Ağu

2023

Abdurrahman Abdi Paşa

1616 - 02.09.1686 01 Ocak 1970

Asıl adı Abdurrahman olup, Budin Beylerbeyi Arnavut Abdurrahman Abdi Paşa olarak da bilinir. Arnavut asıllı bir aileden olduğunun yanı sıra, Anadoluhisarı semtinde dünyaya geldiği bilinmektedir. Eğitim ve öğretimini Enderun-ı Hümayun (saray okulu)’da tamamlayınca, 1648’de Saray-ı Hümayun’un “büyük oda” bölümünde ilk resmi görevine başladı. İki yıl sonra “seferli koğuşu”na atandı ve 1659 yılına kadar bu görevde kalan Abdi Paşa, daha sonra “has oda”da görevlendirildi. 1665’te tuğra çekme görevine verildi. 1668’de “sır kâtipliği”ne getirilen Abdurrahman Abdi, ertesi yıl temmuz ayında vezirlik rütbesi ile “nişancı”lığa atanarak Saraydan ayrıldı. Uzun bir süre bu görevde kalan Abdi Paşa, Çehrin Seferi sırasında İstanbul kaymakamı oldu (1678), ertesi yıl dördüncü vezirliğe yükseltildi.

Abdurrahman Abdi Paşa, Es­kiden Budin dediğimiz Buda’nın son ve kahraman valisi olan vezirdir. Yeniçerilikten yetişmiş, yüksek zekâsı ve kabiliyeti ile 1668 yılında yeniçeri ağası oldu. Köprülüzade Fazıl Ahmet Paşa’nın yanında Lehistan ve Girit se­ferlerine katıldı. Girit kuşatmasında gösterdiği başarılar üzerine vezirlik rütbesine yükseltildi. Özellikle Kandiye’nin alınmasında gösterdiği kahramanlıkları ile tanınan Abdur­rahman Abdi Paşa 1674’te Bağ­dat ve iki yıl sonra da Mısır Valisi oldu. 1681’de Bosna Valiliğine, bir yıl sonra Kamaniçe Muhafızlığına, 1683’te ilk kez Budin Valiliğine, 1684’te Engürüs (Macaris­tan) Serdarlığına atandı. Yine o yıl içinde Halep Valiliği­ne gönderildi, 1685 yılında ikinci ve son kez olarak Budin valisi oldu.

Son kez Budin valisiyken, az bir kuvvetle, 1686 yılında doksan bin kişilik Haçlı ordusunun kenti kuşatmasına karşı durdu. On altı bin Türk askeri ile yetmiş sekiz gün savunmada kaldı. Bu kuşatma süresince Haçlı ordularının ardarda on sekiz saldırısını püskürttü. Hıristiyan or­duları Başkomutanı Due de Lorraine’in defalarca hücum ettikten sonra yaptığı ‘teslim ol’ tekliflerini kabul etmeye yanaşmadı. Kuvvetlerinin gittikçe azalmasına karşın ve kente hâkim olan tepeleri ele geçiren Kutsal ittifak ordusu yüzünden yardımcı kuvvet de gelemeyince askerleriyle birlikte ön saflarda çarpışmaya katıldı. 2 Eylül 1686 tarihinde Kutsal ittifak birlikleri altı koldan genel taarruza geçtikleri sırada, Abdurrahman Abdi Paşa, Beç Kapısı’nda şehit düştü. Haçlı ordusu ancak bundan sonra kente girebildi. Paşa şehit düştüğünde 70’li yaşlarındaydı.

Düşman ordusu başlıca Macarlar, Hırvatlar ve Almanlardan toplanmış olmakla birlikte, Avrupa’nın hemen bütün devletlerinin, Hıristiyanlık adına her biri, Budin Kuşatması’na birer miktar askeri kuvvetle katılmışlardı. Abdi Paşa yetmiş yaşlarında olmakla birlikte, Osmanlı İmparatorluğu’nun o zaman Batıda bir tür kapısı hükmünde olan Budin’i kurtarmak için bir genç kahraman gibi vuruştu. Sadrazam Süleyman Paşa kaleye imdat için Buda civarına kadar gelmiş ve kuşatma ordusunu yarmaya uğraşmış olmakla birlikte kente hâkim tepeleri zamanında tutamadığı için, bunda başarılı olamamıştı. Bu yenilgiyle, yüz elli yıldır bir Türk şehri olan Budin kesin olarak Osmanlı hâkimiyetinden çıkmış, ardından Macaristan’ın öteki bölgeleri de birer birer kaybedilmiştir.

Bağdat valiliği sırasında Ma’rûf-i Kerhî’nin türbesini tamir ettiren Abdi Paşa, kaynaklarda cömert, cesur ve rind meşrep bir kimse olarak tanımlanır. Macarlar, Abdurrahman Abdi Paşa’nın kahramanlığını yüzyıllar boyunca unutmadılar ve şehit düştüğü yere çok daha sonraları, üzerinde şu ifadelerin yazılı olduğu bir mezartaşı diktiler.

“145 yıllık Türk egemenliğinin son Buda Valisi Abdurrahman Abdi Arnavut Paşa, bu yerin yakınında 1686 Eylül ayının 2. günü öğleden sonra yaşamının 70. yaşında maktul düştü. Kahraman düşmandı, rahat uyusun!”

Bu ibare, Paşa’ın şehit olduğu yerdeki mezartaşına Osmanlı Türkçesiyle ve Macarca olarak yazılmıştır.

Abdi Paşa, devlet hizmetleri dışında “Vekâyiname” adlı Osmanlı tarihi çalışmasıyla da ünlüdür. Bu eserini “has oda”da görevliyken IV. Mehmed Han’ın isteği üzerine yazmaya başlamıştı. Eserin dili oldukça sade olup, üslubu güzeldir. IV. Mehmed Han dönemi için birinci derecede kaynak olan eser, daha sonraki tarihçiler tarafından da kullanılmıştır. Eserin yazma nüshası Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.

Abdi Paşa’nın, ayrıca edebiyat alanında da azımsanamayacak çalışmaları vardır. “Abdî” mahlası (takma adı) ile yazdığı şiirlerini bir “Divan”da toplamıştır. Ayrıca Ka’b bin Züheyr’in “Kaside-i Bürde”sine ve “Divan-ı Urfî”deki kimi şiirlere şerhler yazmıştır.

Halim Kaya

16 Ara 2024

Mustafa Çolak’ı birkaç yıl önce Samsun Türk Ocağı’nda dinlemiştim. O zaman Enver Paşa ile İttihat ve Terakki hakkında benim tarafımdan dikkat çeken bilgiler vermiş, dolayısıyla dikkatimi çekmişti.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

16 Ara 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 130,45 M - Bugn : 47340

ulkucudunya@ulkucudunya.com