« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 Ara

2009

Hasan Basri Çantay / Ülkü Aydın

01 Ocak 1970

Gazeteci-Yazar, Kuvâ-yı Milliyeci 1. Dönem Karesi Mebusu
Hasan Basri Çantay

Geçenlerde eşimle kitaplığımızı düzenlerken, Balıkesir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından, Balıkesir Belediyesi’nin katkılarıyla yayınlanan ve Balıkesir il merkezinde bulunan tüm lise öğrencilerine ücretsiz dağıtılan “Kara Günler ve İbret Levhaları” adlı kitap geçti elime…

Balıkesir Lisesi’nin (ki, tarihi Balıkesir Sultanisi’nin devamıdır) çok değerli edebiyat öğretmenlerinden Yusuf Akgül, Hasan Basri Çantay’ın yayınladığı Ses Gazetesi’nde Milli Mücadele günlerinde çıkan ve onun kaçaklık günlerine ait anılarının yer aldığı yazılarını derlemiş…

Balıkesir Belediyesi tarafından bana hediye edildiği günlerde bu kitabı okuma fırsatım olmamıştı.

Bir Balıkesirli olarak, memleketimden tarihe yön veren pek çok ismin çıkmasıyla her zaman gurur duyarım. Hasan Basri Çantay da bu isimlerden biridir.

“Vatan… Millet… Cumhuriyet… İşte sizin en kutsi ve en vefakar yâriniz…” sözleri ile, taa o zamanlar, ateşli bir vatansever olarak, büyük bir heyecanla gençliğe seslenen Hasan Basri Çantay, 1887 yılında Balıkesir’de doğdu. İlk eğitimini aile ocağında aldı.

Çok başarılı olduğu Balıkesir idadisinde okurken babasını kaybeden Çantay, evin tek erkek çocuğu olarak, annesine ve 3 kız kardeşine bakmak için okulunu yarım bırakmak zorunda kalır… Fakat o, hayatın kendisine yüklediği bu ağır yüke rağmen, kendi kendini yetiştirir. O yıllarda, ülkenin içinde bulunduğu durumu dikkate alarak, halka bir şeyler anlatmak gerektiğini düşünür ve basın hayatına atılır.

1908’de II. Meşrutiyetin ilân edilmesi Çantay için, hayatının ikinci bir dönüm noktası olur. Çıkartmaya çalıştığı, fakat uzun ömürlü olmayan Nasihat Gazetesi’nin ardından, Balıkesir Gazetesi’ni çıkarır. Yazdığı ilmi, edebi, tarihi, içtimai ve hukuki yazıları bir hayli etkili olmuş, ardından çıkardığı Yıldırım Gazetesi ile de, okuyucularının üzerinde yıldırım etkisi bırakmıştır. Tedavi için geldiği İstanbul’dan Balıkesir’e döndükten sonra ise, haftalık Karesi Gazetesi’ni çıkarmıştır.

Çantay, elimdeki kitapta yer alan yazılarının yayınlandığı Ses Gazetesi ile en büyük etkiyi bıraktı. İstila yıllarında, fahri muhabirleriyle tüm yurttan bilgi toplayan Çantay, Ses Gazetesi ile, işgalcilere karşı milli bir tavır konulması gerektiğini anlatır.

Mütareke yıllarında yazılarıyla verdiği mücadele takdire şayandır. Kimi haksız gördüyse eleştiren, haklı gördüklerini destekleyen tavrıyla, örnek bir mücadele veren Hasan Basri Çantay hakkında, tutuklama kararı çıkarılmıştır…

Tutuklama kararı nedeniyle şehirde barınamayacağın gören Çantay, 9 ay boyunca köy köy dolaşmış; böylece hem kendini gizlemiş, hem de köylüleri Milli Mücadele için örgütlemeye çalışmıştır. Daha sonra, sadece fikri mücadelenin yetmediğini düşünen Çantay, bir grup arkadaşıyla Balıkesir’de gizlice buluşarak gerçekleştirdiği toplantıda, onlarla birlikte silahlı mücadele kararı alır. Artık onun için hem fikri, hem de silahlı mücadele dönemi başlamıştır...

İstiklâl ve vatan sevgisiyle dolu, böylesine bir mücahit daha fazla saklanamadı. Bütün sorumluluğu alarak, yalın kılıç Balıkesir’de ortaya çıkmasıyla 9 ay 10 günlük kaçaklık günleri sona erdi.

Hasan Basri Çantay’dan söz edilir de, O’nun Mehmet Akif Ersoy’la olan dostluğundan bahsetmemek mümkün mü?

Çantay’ın Ses Gazetesi için “Düşman sesi duymak istemezsen / Kardeş sesidir uyan bu sesten. / Kalkınca görür ki akşam olmuş, / Vaktiyle uyanmayan bu sesten.” dörtlüğünü yazan Akif hakkında, kendisi de “Akifnâme” adıyla bir kitap yazdı. Çantay ile Akif’in dostluklarının, Milli Mücadele günlerinde Ankara’da aynı evi paylaştıkları dönemde pekiştiğini bilmeyen yoktur. Öyle bir dostluktur ki bu, Akif’e ünlü “Bülbül” şiirini yazdırır ve kadim dostu Çantay’a ithaf ettirir.

Mâarif Vekili H.Suphi Tanrıöver, “İstiklal Marşı” için açılan yarışmada kendisine gelen şiirlerden hiçbirini buna layık olmadığını görür. Tantıöver, İstiklal Marşı’nı Mehmet Akif’in yazabileceğini düşünmektedir ve ondan bunu istemektedir. Ne var ki Akif, İstiklâl Marşı için açılan yarışmaya katılmamakta ve bu amaçla şiir yazmamakta direnmektedir. Gelinen noktadaki nazik durumu gören Hasan Basri Çantay, Mehmet Akif’i, şanlı İstiklâl Marşımızı yazmaya iknâ etmeyi başarır.

Birçok dernek ve hayır kurumlarında aktif görevler alan, öğretmenlik yapan, her zaman haksızın karşısında, haklının yanında yer alan Hasan Basri Çantay, 4 Aralık 1964 yılında Hakk’ın rahmetine kavuşur… Vasiyeti üzerine Edirnekapı Mezarlığı’na, çok sevdiği dostu Mehmet Akif Ersoy’un yanıbaşına defnedilir.

Hasan Basri Çantay hakkında Balıkesir’de en son çalışma yapan emekli öğretmen Maruf Çaksu Hoca’nın, merhumun cenazesiyle ilgili hatırasını okuduğum bu kitaptan alarak, ben de sizlerle paylaşmak isterim:

“1971 yılında, toprağa verildiği yerden çevre yolu geçtiği için, mezarının yeri değiştirildi. Kabrini açanlar, kefenin çamurlu, fakat aziz vücudunun 7 yıl önce konulduğu gibi tertemiz ve sapasağlam olduğunu gördüler…”

Bu sözler üzerine içimi, derin bir hüzünle karışık tatlı bir gurur kapladı.

Ruhu şâd olsun!..

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 30928

ulkucudunya@ulkucudunya.com