DTP değil, asıl siz nasıl izah edeceksiniz? / Ruhat Mengi
01 Ocak 1970
PKK Tokat’ta 7 askerimizin şehit olduğu alçak pusuyu üstlendi. Üstlenmese de onun yaptığı biliniyordu ama iyi ki üstlendi çünkü başta; söze “Ben Başbakan Vekili olarak” diye başlayan Bülent Arınç (ki kendisi Başbakan’ın yokluğunda hükümeti temsil etmektedir) arkasından Cumhurbaşkanı Gül ve tabii koro halinde tüm iktidar medyası bunun “karanlık bir eylem, açılımı önlemek için provokasyon” olduğunu (‘ne zaman bir adım atılsa bu tür bir provokasyon çıkıyor’ diyerek) hemen ilk anda söyleyiverdiler. Malûm gazeteler aldatmacayı manşetten yaptı, yazarları yine lâfı döndürüp dolaştırıp aynı noktaya getirdi.
Dünkü yazımda ‘insanın ağzından çıkanı kulağı duymazsa, milleti aptal, kendini de pek akıllı zannediyorsa her şey söylenebilir, yazılabilir’ demiştim. Tekrarlıyorum, hem de iyice vurgulayarak!
Azılı terör örgütü PKK, saldırıyı üstlenir üstlenmez ne olmuş bilin bakalım? Bildiniz, hemen biri aynen dün Arınç’ın denediği gibi gelecek tepkilerin önünü kesmeye çalışmış. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli yaptığı açıklamada şöyle diyor:
“DTP bunu nasıl izah edecek doğrusu merak ediyoruz”!! Nasıl ama, harika bir açıklama değil mi?
Biz ise DTP’nin nasıl izah edeceğini değil (onların yönü, talepleri, işi nereye götürmek istedikleri, kimlerle kol kola olduğu belli) asıl iktidarın nasıl izah edeceğini doğrusu her şeyden çok merak ediyoruz. İkinci etapta da okuyucularından/toplumdan utanma duygusunu kaybetmiş ve basın meslek ilkelerine zerre kadar saygısı kalmamış, tek misyon olarak “iktidarın istediği yönde haberleri saptırma, insanları yanıltma”yı üstlenmiş medya kesiminin nasıl izah edeceğini merakla bekliyoruz.
Hani “PKK ve Ergenekon birlikte” ve dahi “Ergenekon tek başına (burada utanmadan orduyu da kastediyorlar tabii)” yapmıştı? Hani artık her olayı Ergenekon’un üstüne yıkıp istediğiniz kişileri, partileri ve hatta terör örgütünü bile kurtarıverecektiniz? Hani hiç sıkılmadan “Ergenekon’un bütün ilişkileri Reşadiye’de kesişiyor” diyerek PKK’yı bile işin içinden kurtarmaya çalışıyordunuz? Papaz her zaman pilav yemiyor işte, foya meydana çıkıveriyor. Terör örgütü bile en azından suçunu üstlenerek bunları yazan ve konuşanların hesabını bozabiliyor.
Bu olayda asıl benzeri görülmemiş durum Başbakan Yardımcısı konumundaki Bülent Arınç ile Cumhurbaşkanı Gül’ün aynı yanıltmacaya katılmasıdır. Görevine de, yargıya da saygısı olmayan herkes komplo teorisi üretebilir ama hiçbir çağdaş, demokratik ülkede siyasetçiler, hele de bu kadar önemli konumda bulunanlar (hele hele Arınç gibi bir hukukçu) sırf “açılım nedeniyle şehirlerde, Türkiye’nin göbeğinde bile terör ayyuka çıktı, ortalık yakılıp yıkıldı ve yeni şehitler verildi” denmesin diye yargıyı yanıltamaz. Ülkenin muhalefet partilerini terör örgütleriyle (hele de böyle dehşet verici bir olayda) ilişki içinde, karanlık saldırılar, katliamlar planlıyor gibi gösteremez. Türkiye’de de bunun bir yaptırımının olması lâzımdır.
Çok önemli olaylar bunlar ve dediğim gibi halkın gerçekleri görmesi gerekiyor. Bu aldatıcı (tam kelimesini siz koyun, ben yazmayayım) açıklamalar askerleri ve ailelerini bile şüpheye düşürecek, kendi ordularına güvenemeyecek hale getiriyor.
Cumhurbaşkanı Gül ve Bülent Arınç’tan “nasıl izah edeceklerini” duymak hakkımızdır doğrusu!