Ortadoğu Üçlüsü
Mehmet Ali Güller 01 Ocak 1970
Son Hamas-İsrail çatışmasının biri temel, dört nedeni var:
1) İsrail, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin “Bağımsız Filistin devleti”ni kabul etmemesi.
2) Ortadoğu Dörtlüsü’ne fren: Putin de dikkat çekti: “ABD uydurma gerekçelerle (Rusya, ABD, AB ve BM’den oluşan) Ortadoğu Dörtlüsü mekanizmasını fiilen engelledi.”
3) ABD’nin rolü: ABD, İsrail-Filistin arabuluculuğunu tekeline alarak çözümü bağımsız Filistin devleti hedefinden uzaklaştırmakta, oyalamakta, İsrail’e işgali genişletme fırsatı sağlamaktadır.
4) Netanyahu, ABD’nin sağladığı bu fırsatı, “iki devletli çözüm”ü rafa kaldırmanın, Gazze’yi karadan ve denizden ablukaya alarak Filistinlileri sindirmenin, yeni Yahudi yerleşim bölgeleri açarak işgali genişletmenin yolu olarak kullanmaktadır.
Sonuç: Basınç, tüpü patlattı!
BÜYÜK DEVLETLERİN DURUMU
Bu dört neden bile çözümün tekliğine işaret etmektedir: Önce Filistin devletinin kabulü...
Bu şart yerine getirildiğinde Hamas da 1967 sınırlarına sahip İsrail devletini kabul etmeye mecbur olacaktır. (Kaldı ki Hamas, İsrail’i reddeden anlayışını geride kalan yıllar içerisinde adım adım yumuşatmıştır.) FKÖ zaten tanımaktadır.
Peki İsrail Filistin devletini, Hamas İsrail’i nasıl kabul edecek?
Öncelikle mevcut çatışmayı durdurmak gerekiyor. ABD, AB, Rusya ve BM’den oluşan Ortadoğu Dörtlüsü, Putin’in de belirttiği gibi ABD tarafından çalıştırılmıyor; bu nedenle arabuluculuğu şu şartlarda mümkün değil.
ABD ve AB’nin Ortadoğu Dörtlüsü’nden ayrı arabuluculukları ise zor çünkü İsrail’in yanındalar.
Hem İsrail’le hem Filistin’le arası iyi olan iki büyük devlet var: Çin ve Rusya. Rusya’nın arabuluculuğu hem Ukrayna savaşı nedeniyle hem de İsrail’in saldırdığı Suriye’deki konumu nedeniyle kabul görmeyebilir. Çin’in ise daha önce yazdığımız gibi İsrail-Filistin sorununa adil çözüm için üç önerisi var.
TÜRKİYE’NİN ALABİLECEĞİ İNİSİYATİF
Bölge ülkeleri içinde arabuluculuk için şartları en uygun olan ülke Türkiye’dir. Zira Türkiye hem İsrail’i ilk tanıyan ülkelerin başında gelmekte hem de tarihsel olarak Filistin’e yakın durmaktadır. Öte yandan Ankara hem Hamas’la ilişkisi olan ama hem de bunu İsrail ve Mısır’la normalleşmesi nedeniyle dengeye oturtmaya çalışan bir konumda.
Ancak Ankara’nın tarafları tek başına ateşkese zorlayacak ve masaya oturtacak gücü/yaptırımı yok. Dolayısıyla Ortadoğu’da, Ortadoğululardan oluşacak bir “barış cephesi”ne ihtiyaç var.
Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan’ın “Ortadoğu Üçlüsü” olarak yan yana gelmesi, hele de bir büyük güç olan Çin’in desteğiyle ağırlık oluşturması, Hamas-İsrail çatışmasının bölgeselleşmesini önleyecek bir çare olabilir.
Çin’in desteği, ABD ve AB’yi dengeleyecektir.
TARİHİ FIRSAT
Öte yandan Ortadoğu Üçlüsü’nün sağlayabileceği bir ateşkes, sonrasında faaliyeti dondurulmuş (ABD, AB, Rusya, BM’den oluşan) Ortadoğu Dörtlüsü’nü de harekete geçmeye zorlayabilir ve ardından gelecek bir konferansla, “iki devletli çözüm” zemini oluşturulabilir.
Elbette statükodan nemalananlar, bunun değişmesini istemeyeceklerdir. Ancak önceki yazımızda da dikkat çektiğimiz gibi hem İsrail’in iç çelişkileri hem de çok kutupluluk, statükonun sürdürülemez olduğunun göstergeleridir.
Bu iki durum fırsata dönüştürülerek bölgenin bu en önemli sorununu hem Arapların hem de Yahudilerin yararına çözebilmek mümkündür ve tarihi önemdedir.