Ozan Arif Şirin
10.06.1949 – 13.02.2019 01 Ocak 1970
Arif Şirin, Giresun’un Alucra ilçesinin Hapu (Yükselen) köyünde 10 Haziran 1949 tarihinde dünyaya gelmiştir (Sakaoğlu ve Alptekin 2008: 387). Çocukluğu zorluklar içerisinde geçen Şirin, ilkokulu Gaziosmanpaşa İlkokulunda ve ortaokulu Namık Kemal Ortaokulunda Samsun’da, liseyi Perşembe İlköğretmen Okulunda 1969-1970 yılları arasında tamamlar ve öğretmen olur. 1964 yılından vefat ettiği 2019 yılına kadar yurt içi ve yurt dışında birçok şehirde konser verir. Güzel sanatlara yeteneği, şiire ilgisi ve özellikle şairliğe olan kabiliyetinden dolayı okul çağlarında şiir ve resim dallarında birincilikler ve ödüller almaya başlar [www.ozan-arif.net]. Memur bir ailenin çocuğu olan âşık, ortaokul ve liseyi Samsun’da tamamlar. Fark derslerini verdikten sonra sınıf öğretmeni olarak göreve başlar. Öğretmenlik ve ozanlığın dışında işçilik ve çiftçilikle de uğraşır (Sakaoğlu ve Alptekin 2008: 387). 1973’te aynı köyde kendisi gibi öğretmen olan Süheyla Hanım ile evlenir. Öğretmenlik mesleğinden, inançlarından ve prensiplerinden taviz vermek istemediği için devrin iktidar baskısından dolayı ayrılmak zorunda kalır (Köse 2011: 123). Ahmet Bican Ercilasun onun için, “Daha çok ülkü ve ülkücü çilesinin şairi olarak tanınmıştır. Ozan Arif ülküdür, Ozan Arif çiledir, Ozan Arif gurbettir, Ozan Arif isyandır ve Ozan Arif son elli yılımızın gür sesidir.”(www.yenicaggazetesi.com.tr) der. Ülkücü camianın sevilen şairlerinden Ozan Arif, bir süredir tedavi gördüğü gırtlak kanseri sebebiyle Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde 13 Şubat 2019 tarihinde vefat etmiş, 16 Şubat 2019'da Samsun’da Kıranköy mezarlığında toprağa verilmiştir.
Arif Şirin’in mahlası Ozan’dır. Herhangi bir âşıklık koluna mensup değildir. Ozan Arif’in pek çok çırağı vardır. Yazdığı şiirlerin konusu genel olarak vatan ve millettir, ancak bunların dışında aşk ve gurbet gibi pek çok konuda da şiirler yazmıştır. Âşık meclislerine, atışmalara ve yarışmalara katılır. Şiirlerini televizyon programları, konserler ve çeşitli etkinliklerde icra eder (Köse 2011: 125).
Âşıklığın oluşmasında çocukluk ve gençlik çağında okuduğu Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun, Karaca Oğlan, Köroğlu, Yunus Emre ve Dadaloğlu gibi kitapların tesiri olur. Onun şiirlerinin oluşmasında yüksek tarih şuuru ve kültürünün etkili olduğu söylenebilir. O, şiirlerinde sadece Türkiye Türklerini değil, Türkiye dışındaki Türkleri, gurbetçi vatandaşları, dinî ve millî konuları da şiirlerinde işler. Şiirlerinin tamamı hece ölçüsüyle yazılmış olup 8’li veya 11’li hece ölçüsünü kullanır (Sakaoğlu ve Alptekin 2008: 387).
Birçok şiir ve halk edebiyatı yarışmalarında üstün başarı gösteren Ozan Arif’in şiir, atışma, muamma, irticalen şiir söyleme, lebdeğmez, güzelleme ve diğer dallarında çeşitli tarihlerde aldığı Türkiye birincilikleri, sertifikalar ve ödülleri vardır [1]. Arif Şirin, ortaokul yıllarında şiir yazmaya başlar. Rüya ve badeye inanmamaktadır. Sazda ve sözde ustası olmamıştır. Kendisinden öncekileri usta olarak görmekte, kendisinin de geleceğe uzanan bir köprü olduğunu ifade etmektedir (Köse 2011: 124). Ozan Arif’e göre ozan, kafasıyla kalbiyle hak yolu tutan, gönlünü halka, millete, onun hayat seviyesine, işinin düzenine veren bir halk adamıdır (Köse 2011: 124).
Ozan Arif’in pek çok albümü bulunmaktadır: Hak Yolunda Susmazam Ben, Ya Karabağ Ya Ölüm, Bitsin Bu Hasret, Bu Memleket Hepimizin, Destanlar Konuşuyor, Destanlarda Bul Beni, Haykıran Destanlar, Kime Bıraktın, Korkum Yok, Mamak’tan Gelen Mektup, Merhaba, Bu Hareket (Çileli Müjde), Yazık Olur Vatana (Köse 2011: 125). Ömer Lütfi Mete’nin kaleminden Ozan Arif’in gurbet yılları hakkında hazırlanan yazı dizisi 1991 yılında Tercüman gazetesinde yayımlanır (Köse 2011: 126). Ozan Arif’in destan ve taşlamaları ünlüdür. Şiirleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış olup bunlardan bir kısmı Bir Devrin Destanı adlı kitapta toplanmıştır (Sakaoğlu ve Alptekin 2008: 387).