« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 May

2007

Müslümanlara Açık Mektup

Mehmet Şevket Eygi 15 Mayıs 2007

 Çanlar Bizim İçin Çalıyor

SEVGİLİ Müslüman kardeşlerim... Sizler benim hem din kardeşimsiniz, hem de vatandaşımsınız... Siyaset konusunda sizleri uyarmak istiyorum.

Son haftalarda memleketimizde sun’î (yapay) büyük bir buhran/kriz meydana getirilmiştir. Halkımıza, devletimize, ülkemize tuzaklar kurulmuştur. Kışkırtma üzerine kışkırtma yapılmaktadır. Müslümanlar, içi ateş dolu bir uçuruma itilmek isteniyor. Bu oyunları bilmemiz ve bunlara gelmememiz gerekmektedir.

Yakın tarihte Cezayir’de olup bitenlerden ibret alalım.

Orada Müslümanlar serbest seçimleri kazanmışlar ve iktidara geçmeye hazırlanıyorlardı ki, dış güçler devreye girdiler ve Müslümanlara hakları olan siyasî iktidarı vermediler.

Dış güçler ve onların yardakçıları ne kadar hâin idiyse, Müslüman siyasetçiler de o derecede basiretsiz hareket etti.

Sonunda Cezayir bir cehenneme döndü. 200 bin Müslüman hayatını kaybetti. Halkın bir kısmına korkunç işkenceler yapıldı. Temel insan hakları ayaklar altına alındı. Toplu öldürmeler, cinayetler, rezaletler, fâcialar gırla gitti. Cezayir’in beli kırıldı. Büyük halk kitlesi daha da fakirleşti, işsizlik, sefalet diz boyuna çıktı. Adalet, insaf, vicdan kalmadı...

Bütün bunlar olmadan önce Cezayir İslâmcıları daha basiretli, daha hikmetli (bilge), daha uzak görüşlü hareket etseydi, acılar ve zulüm bu kadar büyük olmayacaktı.

Siyaset son derece zor, son derece karmaşık bir satranca benzer. Türkiye’deki kirli siyaset, birtakım amatör satranççıların oynayıp kazanabileceği oyunlardan değildir.

Sevgili Müslümanlar!.. Siyasette, demokraside önemli olan kelle ve oy sayısı değildir. Siyaset ve demokrasi keyfiyetle, vasıflı, güçlü, medenî, kültürlü olmakla kazanılabilir.

Türkiye’de bir tek iktidar yoktur, birçok iktidar vardır. Sadece, seçimlerde en fazla oyu almak ve Meclis’te en fazla sandalyaya sahip olmakla iktidar olunmaz. Olunsaydı, bugünkü iktidar, seçimlerde üçte bir oy alan, Meclis’te üçte iki sandalya sayısına sahip olan bir parti olarak başörtüsü meselesini halletmiş olurdu.

Öteki güçler buna izin vermediler ve o da muktedir olmadığı için istediğini yapamadı.

Türkiye’de seçimlerle, halkın oylarıyla gelmemiş iktidarlar vardır. Medya böyle bir iktidardır. Üniversiteler... Bazı kurumlar... Büyük Finans...

Seçimle gelmemiş olan bu iktidarlar ile seçilmiş iktidar arasında uzlaşma, anlaşma, işbirliği yoksa aralarında gerginlik ve sürtüşme olur, gide gide bu gerginlik büyük bir krize yol açar ve sonunda seçilmiş iktidar tepetaklak olur.

Sevgili Müslümanlar... İnsan, mâziden ibret alan bir yaratıktır. Mâziden ibret ve ders almayan, surette (görünüşte) insana benzese bile insan değildir.

Türkiye tarihinden ibret alalım...İslâm dünyasından ibret alalım... Bilhassa Cezayir’den ibret alalım...Provokasyon (kışkırtma) tuzaklarına düşmeyelim.

Türkiye’deki demokrasi, “Seçimleri kazandım, Meclis’te çoğunluk oldum, o halde istediğim her meşru ve doğru işi yaparım...” demokrasisi değildir. Bizim demokrasimiz kısıtlı ve sınırlı bir vesayet demokrasisidir.

Türkiye’de DERÎN bir devlet vardır.

DERÎN bir ideoloji vardır.

DERÎN iktidarlar vardır.

DERÎN güçler vardır.

Bunları hesaba katmadan basiretsizce hareket ederek hem halkı, hem ülkeyi, hem devletimizi tehlikeye sokmayalım, bir felâkete yol açmayalım.

Ülkemizde iyiliğin, doğruluğun, güzelliğin hâkim olması için elbette çalışacağız. Bu, bizim büyük vazifemiz ve misyonumuzdur. Lâkin delidolu, kabak gibi, basiretsizce çalışmayacağız. Bu çalışmaları bilgelik ışığında ve rehberliğinde yürütmemiz gerekir.

Türkiye’nin yakın tarihte Yüce İslâm dinine ve Muhammed Ümmetine en büyük zararı ve hıyaneti din sömürücüleri, İslâmcı arivistler, haram yiyici münafıklar vermiştir.

Siyaset rastgele her vatandaşın, her Müslümanın yapabileceği, becerebileceği bir hizmet değildir. Siyaset; ehliyet, liyakat, vasıf isteyen bir hizmettir.

Biz, yakın tarihimizde siyasete mücahit olarak başlamış, sonra kısa zaman içinde müteahhit olmuş ve muazzam kara ve kirli servetler edinmiş adamlar görmüşüzdür.

Her işin, her hizmet dalının bir etiği olduğu gibi siyasetin de vardır. Hiçbir islâmî hizmet ve faaliyet ahlâk ve erdem dışı metodlarla yürümez.

Haram yiyen kimse, günde beş vakit farz namaz, beş kez de nafile namaz ilave etse, o yine makbul ve mergup bir kimse olmaz.

Müslümanlar!.. Bizden görünen bazı siyasetçilerin namazları ve oruçları sizi aldatmasın. Siz onların dirhemler ve dinarlarla olan muamelâtına bakınız.

Yalan söyleyen siyasetçi münafıktır... Emanete hıyanet eden siyasetçi münafıktır... Sözünü yerine getirmeyen siyasetçi münafıktır... Müslümanları aldatan siyasetçi Müslüman değildir. Bunu ben söylemiyorum, Peygamberimiz “Bizi aldatan bizden değildir” buyurmuştur.

Hikmet ve yüksek tefekkür bizi maceraperestlikten uzak durmaya çağırıyor. Arivistler (ikbal avcıları) İslâm dininin ve Müslümanların en büyük düşmanıdır.

Kur’ân bizi uyarıyor:

İçlerindeki beyinsizler yüzünden yurtları harap olan bir toplum...

Bu duruma düşmeyelim.

Büyük medya bizim kontrolumuzda olmadıkça hiçbir zaman gerçek iktidar olamayacağımızı kafalarımıza, silinmez bir şekilde kayd edelim.

Büyük Finans iktidarı bizden değilse yine gerçek iktidar olamayız.

Krizlerde, çatışmalarda, kopukluklarda yarar ve hayır yoktur.

Hikmetli (bilge) olalım... Basiretli olalım... Uzağı ve istikbali görelim... Vasıflı olalım...Dosdoğru Müslümanlar olalım...Önce evimizin içini, önünü temizleyelim, ondan sonra şehirdeki pisliği tenkit edelim.

Doğruluktan ve temizlikten kıl kadar ayrılmayalım. Allah doğrularla beraberdir.

Bütün nifak alâmetlerinden sıyrılalım; muhlis, sâlih ve sâdık Müslümanlar olalım.

Bu saydıklarımı yapamazsak ve hesapsız kitapsız ucuz siyaset yaparsak felâketlere hazır olalım. Çanlar var güçleriyle çalıyor. Bu çanlar bizim için çalıyor...

Ziyaret -> Toplam : 125,24 M - Bugn : 126752

ulkucudunya@ulkucudunya.com