IV. Murat (Osmanlı Türkçesi: ???? ???? Murad-i rabi‘) (d. 27 Temmuz 1612 - ö. 8 Şubat 1640) 17. Osmanlı padişahıdır. 1623 ile 1640 yılları arasında hüküm sürdü.IV. Murat İstanbul'da, sultan I. Ahmet'in ve asıl ismi Anastasya olan Yunan asıllı [1][2][3] Kösem Sultan'ın oğlu olarak dünyaya geldi. Bazı saray entrikaları ve komploları neticesinde amcası I. Mustafa'nın yerine, daha 11 yaşındayken tahta geçti.
Yaşamı
Saltanatında ilk yılları
IV. Murat taht geçtikten sonra, ülkeyi uzun süre akrabaları ve annesi Kösem Sultan yönetti. Bu süre içinde İmparatorluk anarşiye ve büyük iç karışıklıklara sürüklendi, Safeviler Irak'ı ele geçirdi, Kuzey Anadolu'da isyanlar patlak verdi ve 1631 yılında Yeniçeriler sarayı basarak sadrazam ile birçok devlet yöneticisini öldürdü. Zaten çocukluğu sırasında ağabeyi Genç Osman'ın şehit edilişine tanık olan IV. Murat, tüm bu olayların da etkisiyle çok sert bir mizaca büründü ve yirmi bir yaşından itibâren ülke yönetimini tamamen kendi ellerine aldı.
Mutlak saltanat yılları
IV. Murat ilk olarak, yaygınlaşmış olan rüşvet ve iltiması ortadan kaldırdı ya da en aza indirdi. Annesinin yönetimi altında aşırıya gitmiş olan keyfî harcamalar ile savurganlığı bitirdi. İstanbul'da alkol, tütün ve kahveyi yasakladı. [4] Yasağa uymayanların öldürülmesini emretti. Bazı geceler tedbîl-i kıyafet ile sokaklarda teftişlerde bulundu.
Askerî başarıları
IV. Murat devrindeki en önemli askerî olay Safeviler'e karşı girişilen 1623–1639 Osmanlı-Safevi Savaşları'dır. Bu savaşta Osmanlı orduları, Azerbaycan, Erivan, Tebriz ve Hamedan'ı ele geçirmiş ve son olarak 1638 yılındaki Bağdat Seferi ile 1624'ten beri İran işgali altında bulunan bu şehri yeniden Osmanlı topraklarına katmışlardır. Bağdat'ın fethinin ardından IV. Murat, tarihe geçen o ünlü sözü söylemiştir [5] :
“ Bağdat'ı almaya çalışmak, Bağdat'ın kendinden daha mı güzeldi ne! ”
IV. Murat, bu savaşlarda Osmanlı ordularını bizzat kendisi komuta etti ve büyük bir askerî dehâ olduğunu kanıtladı. Sefer sırasında, Anadolu'daki tüm isyanları ve isyan etmesi muhtemel unsurları yoketti. Böylece devlet otoritesi yeniden ve kesin bir şekilde sağlandı. Yerli halk, memnuniyetini göstermek üzere birçok yerel yapıya onun ismini verdi.
Safeviler, kesin Osmanlı zaferi karşısında çaresiz kalınca barış istemek zorunda kaldılar ve 1639 Mayıs'ında Kasr-ı Şirin Antlaşması imzalandı. Antlaşma neticesinde Mezopotamya Osmanlı egemenliğine girdi ve Birinci Dünya Savaşı'na kadar Osmanlı'nın toprağı olarak kaldı. IV. Murat, İstanbul'a döndükten sonra saygın devlet adamlarına, İmparatorluğun eski parlak günlerine dönmesine yönelik ekonomik ve siyasi projeler hazırlanması emrini verdi. Ama hastalığı ve ırsî bir sonuç olan erken ölümü, onun İmparatorluğu dönüştürme fikirlerine ve çalışmalarına engel oldu.
Ölümü
IV. Murat, 1640 yılında İstanbul'da henüz 27 yaşında ölmüştür. Ölüm nedeni üzerine iki ayrı iddia vardır. Batılı kaynaklar sirozdan, Osmanlı kaynakları ise damla hastalığından öldüğünü iddia ederler. IV. Murat, ölüm döşeğindeyken kardeşi İbrahim'in öldürülmesini emretmiştir. Ancak emri yerine getirilmemiş ve İbrahim, onun ardından padişah olmuştur. IV. Murat'ın bu emri vermesinin nedeni, kardeşi İbrahim'in deli olduğunu ve tahta geçmesi halinde İmparatorluğun büyük karışıklıklara sürükleneceği düşüncesi ve endişesine sahip olmasıydı.
Referanslar
1.^ E. van Donzel, Islamic Desk Reference: Compiled from the Encyclopaedia of Islam, Brill Academic Publishers, p 219
2.^ Robert Bator, Daily Life in Ancient and Modern Istanbul, Runestone Press, p 42
3.^ Douglas Arthur Howard, The History of Turkey, Greenwood Press, p 195
4.^ Hopkins, Kate (03-24-2006). Food Stories: The Sultan's Coffee Prohibition
5.^ Akın Alıcı, Hayata Yön Veren Sözler, 2004