Görev bitmiş
Mahir Kaynak 22 Mayıs 2007
Terörle Mücadele Koordinatörü E. Org. Edip Başer bugüne kadar önemli işler yapıldığını ama artık yapılacak bir şey olmadığı için görevi haziran ayında bırakabileceğini söyledi. Neler yapıldığını kamuoyu bilmiyor ve gizli olduğu gerekçesiyle açıklanmıyor. Ancak bir konuda yapılan bir şeyler varsa, en azından, bazı sonuçları görülebilirdi ama değişen bir şey olduğuna dair herhangi bir işaret yok. Çatışmalar ve karşılıklı kayıplar aynı düzeyde sürüyor.
Geçmişte PKK’nın lideri, örgütlenmesi, hedefleri hakkında, doğru ya da yanlış, bir şeyler bilinirdi. Şimdi bunların hiçbirisi bilmiyoruz sadece bu örgüte atfedilen bir takım eylemlerden söz ediyoruz. Örgüt bir bilmeceye dönüştü ve kimse ne çözebiliyor ne de çözüme götürecek bir ipucu verebiliyor.
Asıl cevaplandırılması gereken soru ABD’nin çekilmesinden sonra bölgede oluşacak siyasi yapının niteliğinin ne olacağı. Irak’ın bütünlüğünün sağlanması ve tek devlet olarak kalması mümkün görünmüyor. Şeklen böyle bir yapı oluşturulsa bile çok kısa sürede bu yapının çökmesi ve ülkenin parçalanması kaçınılmaz. Bizi doğrudan ilgilendiren Kürt yönetiminin geleceği ve niteliği. Barzani’nin temsil ettiği aşiret yapısı sürdürülebilecek mi? Karşı güç olarak ortaya çıkması muhtemel olan İslamcı siyasi hareket kiminle birlikte hareket edecek? PKK örgüt olarak dağıtılsa bile onu desteklemiş olan kitleler hangi gruba katılacaklar ya da yeniden ayrı bir siyasi hareket haline dönüşecekler mi?
Bugün bölgeye hakim görünmesine rağmen en az şanslı olan siyasi güç Barzani’nin temsil ettiği siyasi hareket olarak görünüyor. Bağımsız bir Kürt devleti kurmaktan başka siyasi amacı olmayan bu hareket bölge ülkelerinin tamamını karşısına almış ve sadece ABD desteğiyle hedefine varacağını düşünmüş ama bu destek fiilen ortadan kalkınca ne yapacağını hesaplamamıştır. Şimdi öngörmediği bu durumla karşılaşmanın zamanı gelmiş ve Avrupa ülkelerinden destek aramaya başlamıştır. Bu ters reaksiyonlara sebep olacak bir tavırdır ve muhtemelen ABD desteğini de yitirmesine yol açacaktır. Önümüzdeki günlerde çatışmaların Kuzey Irak’a sıçramasıyla bölge güvenli olma özelliğini de kaybedebilir ve tüm süreç yeniden başlayabilir.
İran’la ABD arasındaki çatışmanın süreceği varsayımı yanlış olabilir. İki ülkede de bu gerginliğin ortadan kalkmasına yardım edecek güçlü tarihi ve güncel dinamikler vardır. Ancak İran ekonomisinin dışa bağlı olmaması, zengin enerji kaynaklarının varlığı, kontrolünü riskli hale getireceği için, ABD onu dengeleyebilecek bir güç arayacak ve önemli ekonomik ipoteklere sahip olduğu Türkiye’yi uygun bir aktör olarak görecektir.
Kuzey Irak’taki siyasal yapının bu amaca hizmet edecek biçimde oluşması ve birkaç gücün rekabet içinde bölgeyi yönetmesi beklenir. Barzani taraftarlarıyla PKK unsurlarının bütünleşmesi, onun karşısında İran’ın ve Türkiye’deki İslamcı hareketlerin desteklediği siyasi güçlerin bulunacağı bir yapı en muhtemel gelişme olabilir.