HOCAM PROF. DR. AHMET KILIÇBAY: Anılar-Fikirleri / Prof. Dr. Ahmet M. Gökçen
01 Ocak 1970
1-Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay’ ın Akademik Hizmetleri
a)-Prof. Dr. Ahmet K. Kılıçbay’ ın Özgeçmişi:
Türkiye'ye Ekonometri biliminin getirilmesine, üniversitelerinin ilgili birimlerinin müfredat programları içine alınarak eğitiminin verilmesine ve YÖK sistemi ile birlikte Ekonometri bölümlerinin kurulmasına öncülük etmiş olan ve saptanmasında gerçekten zorluk bulunan sayıda akademisyen iktisatçı ve ekonometrisyen hocalarla, idari, siyasi ve sosyal hayatta etkin hale gelmiş çok sayıda zevatın yetişmesinde rol almış olan Pof. Dr. Ahmet Kemal Kılıçbay Ankara doğumludur. İlk, orta ve Lise tahsilini Ankara'da tamamlamış ve Ankara Gazi Kolejinden mezun olmuştur. İngiltere’de London School of Economics’ te ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde lisans eğitimini 1951 yılında bitirdikten sonra 1952 yılında İ.Ü. İktisat Fakültesi Umumi İktisat ve Maliye Teorisi Kürsüsü'ne asistan olarak tayin edilmiştir.
Lisans eğitimi sırasında doktora seminer ihtisas kurlarını tamamlamış bulunduğundan, hemen doktora tez çalışmalarına başlamış ve “Tasarruf, İstihlak ve Yatırım” konulu tezi ile “Pekiyi” dereceyle İktisat Doktoru unvanını kazanmıştır. Doktora sonrası ve doçentlik ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere London School of Economics’ e gönderilmiş ve orada tanınmış İngiliz İktisatçılarının yanında ihtisas çalışmaları yapmıştır.
London School of Economics' de dinamik iktisat alanında ve makro-ekonomik teoride bir otorite kabul edilen Prof. A.W. Phillips ile birlikte dinamik ve matematiksel iktisat, ekonometri gibi konularda çalışmış, Robbins, Turvey, Mead gibi tanınmış iktisatçıların çalışmalarına katılmıştır. Ayrıca Cambridge ve Oxford Üniversitelerine de devam fırsatı bulmuş ve bu üniversitelerde hafta sonu seminerlerini takip etmiştir. Bu arada "İktisadi Gelişme" nin teorik meselelerini inceleyen doçentlik tezi dolayısıyla Harrod, Hicks ve Kaldor gibi tanınmış iktisatçıların nezaretinde de bir müddet çalışmıştır.
"İktisadi Gelişme" üzerindeki doçentlik tezi ile 1957 yılında üniversite doçent olan Ahmet Kılıçbay, Ord. Prof. Dr. Şükrü Baban, Prof. Dr. Hazım Atıf Kuyucak, Prof. Dr. Refii Şükrü Suvla, Prof. Dr. Sabri Ülgener ve Prof. Dr. Orhan Dikmen' den 0luşan jürinin teklifi üzerine İktisat Fakültesi Umumi İktisat ve Maliye Teorisi Kürsüsüne doçent olarak atanmıştır.
Ahmet Kılıçbay, 1959 yılında Rockfeller bursu ile iki yıl için Amerikan’ ın Harvard Üniversitesine kabul edilmiş, Harvard ve Massachusetts İnstitute of Tecnology’ de Prof. R. Dorfman, Prof. W.W. Leontief, Prof. P. A. Samuelson, Prof. Solow gibi ünlü birçok iktisatçılarla birlikte çalışmalarda bulunmuş ve ekonometri, input-output, doğrusal programlama gibi teknik konulardaki mesleki bilgilerini derinleştirmiştir. Ayrıca Harvard Üniversitesi ile Massachusetts İnstitute of Tecnology tarafından tertiplenen seminer, konferans ve diğer ilmi çalışmalara katılmıştır.
Ahmet Kılıçbay 1964 yılında, Prof. Dr. Sabri F. Ülgener, Prof. Dr Süleyman Barda, Prof. Dr. Feridun Ergin, Prof. Dr. Orhan Dikmen ve Prof. Dr. Bedii Feyzioğlu' dan oluşan jürinin teklifi üzerine İ.Ü. İktisat Fakültesi Profesörler Kurulu tarafından Profesörlüğe yükseltilmiştir. Kurul zabıtlarında anlaşıldığına göre, Kurulda görüşme yapılırken, iştirak edenlerin hemen tamamı söz almış ve bilimsel çalışmaları, öğretim yetenekleri ve araştırmacılığı ile ilgili oldukça övücü konuşmalar yapmışlardır.
1966 yılında yeniden Harvard Üniversitesine davet edilerek çalışma ve araştırmalarda bulunmuştur. Ahmet Kılıçbay, 19 Eylül 1966 ve 6 Ekim 1977 tarihlerinde Harvard Üniversitesi Yönetim Kurulu tarafından iki defa “Research Associate” olarak seçilmiştir.
1967 yılında Columbia ve 1973 yılında Chicago üniversitelerinde misafir profesör olarak çalışan Prof. Dr. Kılıçbay, daha sonra çeşitli vesilelerle Harvard Üniversitesi’nde kısa araştırmalarda da bulunmuştur. 1983 yılında New York Üniversitesi’nde (N.Y.U.) çalışma ve araştırmalar yapmıştır.
Prof. Kılıçbay meslek hayatı boyunca iktisat, kantitatif iktisat ve ekonometri bilimlerinde oluşan gelişmeleri yakından takip edebilmek için hemen hemen bütün yaz tatillerinde iki veya üç aylık bir zaman dilimi için Amerika’ya gider, çeşitli üniversitelerde araştırmalarda bulunur ve oralarda ünlü iktisatçı ve ekonometrisyenler ile bir araya gelirdi. Prof. Dr. Kılıçbay; Harvard, Chicago, MIT ve Berkley üniversitelerinde Nobel Ödülü sahibi ünlü iktisatçılarla uzun yıllar ve birçok kereler çalışma fırsatı bulmuştur. Bu üniversitelerde ders veren Nobel Ödülü sahibi Leontief, Samuelson, Solow, Friedman, Stigler, Arrow, Dorfman, Galbrait, Chenery gibi ünlü iktisatçılardan dersler almış ve birlikte çalışmalarda bulunmuştur. Bu seyahatlerden dönerken de yayınlanmış ne kadar yeni kitap varsa hepsinden birer kopya getirirdi. Zaten Hocanın seyahat giderlerinin önemli bir kısmını satın aldığı bu kitaplar tutmaktaydı. Ayrıca Profesör Kılıçbay başta Econometrica olmak üzere birçok uluslararası ekonometri, iktisat ve diğer sosyal ve kültürel alanlardaki dergilere de abone idi.
Bizler de yeni yayınları hocamız vasıtası ile takip etme imkanına kavuşurduk. İnternet ağının olmadığı bir ortam içinde, yeni bilimsel gelişmelerden haberdar olabilmek için bu seyahatlerin öneminin, hocamızdan daha çok bizler için ne kadar fazla olduğu her türlü takdirin üstündedir.
Bu seyahatlerin bizler için ayrı bir önemi daha bulunmaktadır. Hoca seyahatten dönerken kürsüde bulunan asistanlarına özenle ve zevkle seçilmiş birer hediye getirirdi. Bu hediyeler, genellikle erkek ve bayan asistanları için, kendi grubunda benzer hediyelerden oluşurdu. Bu hediyelerin dağıtımını bizlerin tercihlerine bırakarak yapardı. Küçük de olsa bunlar bizler için oldukça kıymetli ve onur verici hediyelerdi. Hocamızın bu hediyeleri vermekten büyük mutluluk duyduğunu bizler de hissederdik.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinin çeşitli kademelerinde görev alan Prof. Dr. Kılıçbay’ ın çalışmaları sadece İstanbul Üniversitesi sınırlı kalmamış, ülkemizin değişik yüksek öğretim kurumlarında görev alarak onların gelişip ve bugüne ulaşmasında destek ve gayretlerinin rolü olmuştur. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mütevelli Heyet üyeliğinde bulunmuştur. 1970’ lerin başlarında Türkiye’de sosyal çalkantıların oldukça yoğun olduğu bir dönemde bu görevi on yıla yakın yürütmüştür. Eskişehir İktisadi ve Ticari Bilimle Akademisinin kurulması ve gelişmesinde rol almış ve uzun yıllar ders vermek üzere her hafta Eskişehir’e gidip gelmiştir. Bildiğim kadarıyla bu hizmetlerinin bir nişanesi olarak bir dershanenin ismi Kılıçbay hocaya ithaf edilmiştir. Ayni şekilde Bursa’da İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin kurulmasında İ.Ü. İktisat Fakültesine mensup diğer bir çok hoca ile birlikte görev almış ve uzun yıllar bu fakültede ders vermek üzere seyahatte bulunmuştur. Benzer hizmetleri Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde de yürütmüştür. Nitekim 1991 yılında, Karadeniz Teknik Üniversitesi tarafından, Prof. Dr. Kılıçbay’ a, gerek fakülteye vermiş olduğu hizmetler ve gerekse iktisat ve ekonometri bilimine katkılarından dolayı “Fahri İktisat Doktoru” unvanı verilmiştir. İstanbul İktisadi ve Ticari ilimler akademisinde uzun yıllar iktisadın çeşitli konularında dersler vermiştir.
Prof kılıçbay, akademik faaliyetlerine devam ederken bir dönem de Devlet Planlama Teşkilatında Müşavir olarak görev almış ve planların teknik yönleriyle ilgili çalışmalarda bulunmuştur.
b)- Eğitim Hizmetleri:
Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay mesleğinin ilk yıllarından itibaren gerek mensubu olduğu fakültede ve gerekse diğer yüksek öğretim kurumlarında iktisat, kantitatif iktisat ve ekonometri konularında yoğun dersler vermiştir. İktisat Fakültesinde lisans, yüksek lisans ve doktora aşamalarında genel iktisat dersleri yanında, iktisadın teori ve uygulamalarıyla ilgili çok çeşitli konularda ve çeşitli bölümlerde dersler vermiştir. Bu cümleden olmak üzere iktisat teorisi, mikro ve makro iktisat, fiyat teorisi, istihdam teorisi, konjonktür teorisi, büyüme, kantitatif iktisat, ekonometri, uygulamalı ekonometri, planlama ve Türk ekonomisiyle ilgili uygulamalı dersler vs. sayılabilir. İktisat Fakültesinin yanında İstanbul Üniversitesi’nin diğer bir kısım kurumlarında da zaman zaman derslere girmiştir. Bunlar arasında ayni zamanda bir dönem müdürlüğünü de yapmış olduğu Gazetecilik Enstitüsü, İşletme İktisadı Enstitüsü, İşletme Fakültesi Hukuk Fakültesi de yer almaktadır. Bu kurumlarda iktisadın teorik ve uygulamalı bir çok konularında çeşitli dersleri yürütmüştür.
Prof. Kılıçbay sadece İktisat Fakültesinde ve İstanbul Üniversitesi’nin diğer kurumlarında ders vermekle kalmamış, Ülkemizin daha bir çok yüksek öğretim kurumlarında da dersler vermiştir. Prof. Kılıçbay İstanbul’da İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde uzun yıllar dersler vermiş seminerler hazırlamış ve yönetmiştir. Ayni faaliyetlere Eskişehir İktisadi Ve Ticari İlimler Akademisinde uzun yıllar, her türlü mevsim şartları altına büyük fedakârlıklara katlanarak bazen trenle bazen de otobüslerle her hafta Eskişehir’e gidip gelerek çeşitli konularda derslerine devam etmiştir.
Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi de hocanın ders verdiği diğer kurumlara örnek teşkil etmektedir. Benzer şekilde Prof. Kılıçbay Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin kuruluşunda görev almış, ve kuruluş yıllarında bu fakültede de çeşitli dersler vermiştir.
Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay ders verdiği bütün kurumlarda sadece lisans düzeyinde dersler vermemiş, ayni zamanda doktora programlarının açılmasını sağlamış ve bu programlarda da yoğun bir şekilde görev almıştır. Özellikle bu programlarda geleceğin öğretim üyelerini yetiştirmek için büyük gayretler içinde olmuştur. Şayet o kurumda bu programların açılaması mümkün olamamış ise, orada bulunan asistanların İktisat Fakültesine gelmelerini ve Fakültenin doktora programlarına katılmalarını teşvik etmiştir. Bu şekilde Kılıçbay Hoca tarafından yetiştirilmiş ve halen bu kurumlarda öğretim üyesi veya idareci olarak çalışmakta olan birçok arkadaşımız bulunmaktadır. Bunlar Kılıçbay Hocayı her zaman şükranla anmaktadırlar.
Prof. Kılıçbay’ ın eğitim hizmetlerine yapmış olduğu katkılarının bir diğeri de seminer, sempozyum ve konferanslarıdır. Yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda seminer, sempozyum ve konferansa katılmış, tebliğci, yönetici ve hazırlayıcı olarak görev almıştır. En zor konuları dahi, kolay anlaşılır bir şekilde, dinleyicileri yormadan, onların sıkılmalarına meydan vermeden, şematik olarak anlatırdı.
Prof. Kılıçbay meslek hayatı boyunca tespiti mümkün olmayacak sayıda doktora, doçentlik, profesörlük ve uzmanlık jürilerinde bulunmuş ve çok sayıda öğretim üyesinin var olmasını sağlamıştır. Jürilerdeki görevini gayet ciddi bir şekilde yerine getirirdi. Sınav esnasında soru ve açıklamalarıyla, bilgisiyle, tavırlarıyla sınavın akışını belirler, bir manevi hakimiyet kurarak, adayın heyecanının kaybolmasını ve rahatlamasını sağlar ve kendine güvenini temin ederdi. Aday bu psikolojik şartlar altında, öz güveni yerinde olarak sorulara daha kolay ve heyecana kapılmadan cevap verebilirdi. Benim arkadaş çevrem, Kılıçbay’ ın jüride bulunmasını her zaman bir şans olarak kabullenmiştir. Kılıçbay, sınavın da eğitimin bir parçası olduğunu, sınav esnasında da adayın öğrenimini sürdürdüğünü düşünürdü.
Hocamız, kendi asistanlarının ve diğer üniversitelerden olup yanında doktora yapan diğer asistanların doktora imtihanlarından sonra, jüri üyelerine ikramda bulunmayı çok güzel bir gelenek haline getirmişti. Hocamız Batı üniversitelerinde de benzer geleneklerin olduğunu ve bunun adayın başarısının ve jüri üyelerine verilen önemin bir nişanesi olarak kabul edilmesi gerektiğine inanırdı. Buna çok önem verir ve menüyü özenle seçerdi. Menüde sıcak ve soğuk içeceklerin yanında bir kısım zeytinyağlı yiyecekler, börekler, kanepeler, tatlı ve tuzlu kurabiyeler, pasta vs. bulunurdu. Bizler içinde böyle bir ikram programı hazırladığında, sınav heyecanı ve stresinden sonra duyduğumuz rahatlamayı ve onuru meslek hayatımız boyunca unutmamız mümkün değildir.
Prof. Kılıçbay, çalışmayı çok seven, ve uzun saatler devamlı bir biçimde çalışmaktan yorulmayan bir yapıya sahipti. Sabahları çok erken gelirdi. (Hatta odacımız Aziz efendiden dahi erken gelirdi.) İtiraf etmemiz gerekir, asistanları olan bizler, hiçbir zaman hocamızdan daha erken gelemezdik. Kapısı ve penceresi perdelerle sıkı bir biçimde kapalı olan odasında, masa lambasının ışığında, şayet dersi yoksa, aralıksız öğleye kadar çalışır ve çalışmasının bölünmesini hiç arzu etmezdi. Asistanları olarak bizler de mümkün olduğu oranda, hocamızın çalışmaktan yorulmuş olduğunu düşündüğümüz zaman, kendisini ziyaret etmeyi tercih ederdik Çoğu zaman bu ziyareti, rahmetli Tevfik Ertüzün, Ahmet Yörük ve ben müşterek yapardık. Prof Kılıçbay' la yaptığımız bu sohbetler, aslında bizler için eğitimimizin birer parçası durumundadır. Bu sohbetlerde, akademik olarak teorik bazda iktisat ve ekonometri konularında meydana gelen gelişmeler ile Türk ekonomisinde uygulana politikalar ve uygulama sonuçları daima gündeme getirilirdi. Bazen de dünyadaki gelişmeler üzerine ve çok çeşitli konularda konuşulurdu. Hocamız engin kültürüyle karmaşık bir çok güncel olayları detaylı ve anlaşılır bir şekilde izah ederdi yorumlar yapardı. Bizler için bu sohbetler oldukça öğretici olmuştur. Onun için her fırsatta hoca ile birlikte olmaktan büyük haz duymuşuzdur.
c)-Cumhurbaşkanlığı Danışmanlığı:
Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay 1985 yılında yaş haddi dolayısıyla emekli olduktan sonra, Amerika’da California Berkeley Üniversitesi’nde misafir profesör olarak araştırma yaptığı sırada, dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Kenan Evren’in isteği üzerine yurda dönmüş ve 6 Aralık 1985 yılında Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Danışmanlığına atanmıştır. Prof. Kılıçbay’ ın Cumhurbaşkanlığı Ekonomi danışmanlığına atanmadan önce Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kendisine Kalender Ordu Evinde randevu verilmişti. Bu randevuya giderken Kılıçbay hocaya refakat etmiş ve Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmesi esnasında yaverlerle birlikte ayrı bir odada beklemiştim. Sayın Cumhurbaşkanı tarafından kendisine ekonomi danışmanlığı teklifi yapılmış ve Kılıçbay hoca da bu teklifi memnuniyetle, fakat tatlı bir heyecanla kabul etmişti. Bu hususta Prof. Kılıçbay sayın Evrene şunları söylemiştir. “Sayın Cumhurbaşkanım beni böyle bir göreve uygun gördüğünüz için büyük bir sevinç ve gurur duydum. Uzun yıllar iktisat bilimi ve Türkiye’nin iktisadi sorunları üzerinde çalışıp belli bir düzeye ulaştıktan sonra, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’e bugünkü iktisat bilgisinin hizmetini sunabilmeyi hayal ederdim. Bu hayalim bugünkü Cumhurbaşkanına hizmet etmekle gerçekleşecek, mutluyum”[1]. Bu görevin Prof. Kılıçbay’ a teklif edilmesinin nedeni, hocanın yazmış olduğu “Türk Ekonomisi-Modeller, Politikalar, Stratejiler”[2], “Türk Ekonomisinde Enflasyonun Anatomisi”[3] ve “Türkiye’de Piyasa Ekonomisi”[4] kitaplarını Sayın Evren’in okumuş olması ve bu kitaplardaki fikirlerin tesiri altında kalmış olmasıdır. Nitekim Kılıçbay bu hususta şunları yazmıştır: “Cumhurbaşkanlığı ekonomi danışmanlığına tayin edildiğim zaman bazı tanıdıklarım bana şu soruyu sormuşlardı: Seni Cumhurbaşkanına kim tavsiye etti? Bu soruyu biraz şaşkınlıkla, “hiç kimse” diyerek cevap veriyordum. …beni kimse tavsiye etmemiş, Cumhurbaşkanı herhangi bir kişinin tavsiyesi olmadan bu kararı vermiş bulunuyordu….Türk ekonomisinin özelliklerini, sorunlarını değişik bir yöntemle incelemeye karar verdim. Bunun sonunda sırayla “Türk Ekonomisi”, “Türkiye’de Piyasa Ekonomisi”, ve “Türkiye’de Enflasyonun Anatomisi” adlı üç kitap yazdım ve bu kitaplardan birer nüsha Cumhurbaşkanlığı adresine postaladım. Sonradan bu kitapların Cumhurbaşkanı tarafından dikkat ve ilgiyle okunduğunu öğrendiğim zaman sevindim, fakat ayni zamanda şaşırdım. Cumhurbaşkanı birçok ulusal meselelere olduğu gibi ekonomik sorunlara da yakın ilgi gösteriyor ve bu sorunların ülke yararına olmak üzere çözümlenmesini istiyordu. ... Cumhurbaşkanı ekonomik olayları, gelişmeleri, alınan ekonomik kararların muhtemel etkileri hakkında yakın çevresinden kaynaklanan bilgi almak istiyordu. Yukarıda adı geçen üç kitabımı da okuduklarını, ekonomik konular hakkında geniş perspektifli bilginin kendilerine sunulmasını arzu ettiklerini söylediler”[5].
Bu kitaplarda Türk ekonomisinin sorunları, ekonominin yapısı, uygulanan iktisat politikaları ve bunların sonuçları ele alınmaktaydı. Cumhurbaşkanı bu konularla daha fazla bilgi sahibi olmak istediğinden Kılıçbay hocaya ekonomi danışmanlığı teklif edilmişti. Bu konuların yanında özellikle ekonomik problemlerin çözümü, sanayileşme ve kalkınmanın sağlanması gibi konularda aydınların yüklenmesi gerekli görevlerle ilgili hocanın fikirleri Sayın Evreni etkilemişti. “Türk Ekonomisi” adlı kitabının “Türkiye’de İktisadi Karar Alma Prosedürü, Politikalar, ve Stratejiler “ başlıklı bölümün alt başlığı “Cumhurbaşkanlığı” olan kısımda Kılıçbay şunları yazmıştı: “1982 Anayasası’na göre Cumhurbaşkanı ulusal lider olarak, kanun ve kararnameleri onaylayan makam olarak, makamın prestiji dolayısı ile geniş bir tesire sahip bulunarak güçlü bir iktisadi danışma kadrosuna ihtiyaç duyacaktır. Böyle bir kadro, ülkenin hayrına olan “normatif ideler” in oluşmasına, halka duyurulmasına hizmet edeceği gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ ince kabul edilen, ekonomik sonuçlu yasaların, hükümetlerce sunulan kararnamelerin onaylanmasında doğru yönde kakarlar alınmasına yardım edecektir. Bütün bunların hepsinin üstünde çok güçlü bir istişare kadrosunun yardımı ile Cumhurbaşkanlığı makamı Türkiye’nin kalkınması için gerekli müesseselerin kurulmasında, davranışların biçimlenmesinde yardımcı olabilir”[6].
Prof. Kılıçbay, bu görev döneminde muntazam bir şekilde aylık raporlar hazırlamış ve bu raporları, diğer ilgililerin de bulunduğu bir ortamda Sayın cumhurbaşkanının huzurlarında takdim ederek tartışılmasını sağlamıştır.[7] Nitekim, Kılıçbay Çankaya’dan Ekonomiye Bakış adlı kitabında “Ekonomik durum toplantılarında Cumhurbaşkanı” başlıklı bölümde şunları yazmaktadır: “Ekonomik durum toplantılarına katılanların sayısı cumhurbaşkanıyla birlikte dokuz kişidir. Toplantı orta boyda oval bir masanın bulunduğu aynalı salonda yapılıyordu. Toplantıya sunduğum çok defa 70 veya 80 sayfa olan sözlü açıklamasını ben yaptığım için masanın kendisinin tam karşısına gelen ucuna oturmamı istemişlerdi. Toplantılarda görüşlerin açıklanması sırasında bile Cumhurbaşkanı kendisine has incelik ve hassasiyetini sürdürürdü. Raporun sözlü açıklamasının sık sık kesintiye uğramasını önlemek, akıcılığını, insicamını sağlamak için konuşmaya devam etmemi işaret eder ve bu davranışında ısrar ederdi. Bu davranışının önemini o toplantıda en iyi anlayan kişi bendim. Çünkü önemli bir konu sık sık kesilirse, yerinde bir mütalaa ile araya girilse bile, akıcılık,ahenk ve etkililik zayıflar ve uzun çalışmaların böylece değeri azalabilirdi. Cumhurbaşkanı bunu çok iyi biliyor ve seziyordu”[8].
Prof Kılıçbay’ ın bu görevi, Sayın Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in görevinin hitamına kadar devam etmiş ve Sayın Cumhurbaşkanı'ndan izin alarak Cumhurbaşkanının ayrılmasında bir gün önce köşkten kendi isteğiyle ayrılmıştır.
d)-Ekonometri ve Planlama Disiplinin Kurulması:
Prof. Kılıçbay akademik çalışmaları boyunca Türkiye’de iktisat biliminin çağdaşlaşmasında, genel iktisat ve iktisat teorisi yanında, kantitatif iktisat, matematiksel iktisat, planlama konularını yayılmasına katkıda bulunmuştur. Prof. Kılıçbay’ ın asıl büyük hizmeti ise ekonometri biliminin Türkiye’de yaygınlaşması ekonometri bölümlerinin kurulması ve fakültelerin müfredat programlarına dahil edilmesinde görülmektedir.
İktisat Fakültesi kurulduğundan itibaren disiplin sistemine dayalı bir eğitim yapardı. Fakültede, İktisat ana disiplin olmak üzere maliye, işletme, çalışma ekonomisi, istatistik ve uluslar arası ilişkiler disiplinleri bulunmaktaydı. Öğrenci, üçüncü sınıfa geldiği zaman temel iktisat disiplinin yanında iki disiplini daha seçerdi. Kılıçbay hocamız bu disiplinler arasında kantitatif tekniklere, ekonometri, planlama, kantitatif iktisat gibi konulara yeterince yer vermeyen bir disiplinin olmayışının eksikliğini hisseder ve bunu daima sohbetlerinde gündeme getirirdi. Bu eksikliğin çağdaş iktisadi gelişmeleri yeterince takip edilmesine engel olduğunu düşünürdü.
İktisat Fakültesi gibi çok köklü ve sağlam temeller üzerine kurulmuş ve gerçekten batı anlamında iktisat eğitimi yapan böyle bir kuruluşta, yeni gelişen ve özellikle iktisatta büyüme ve gelişme teorilerinin gelişmesiyle birlikte matematik, istatistik, planlama ve kantitatif teknikler gibi konuları daha çok kullanan ve geleceğe ait tahmin teknikleri gibi konuları müfredat programları içine katmayan bir eğitimin eksik kalacağını düşünürdü. Bu düşüne ile, Prof. Kılıçbay daha önce yayınladığı kantitatif iktisat ve planlama gibi eserlerine ilave olarak Ülkemizde ilk defa 1965 yılında “Ekonometri” adıyla bir kitap yazmış ve İktisat Fakültesi yayınları arasında yayınlatmıştır[9]. Yayın faaliyetlerine devam ederken diğer taraftan da eğitimde hissettiği bu eksiklikler gidermek üzere Fakülte bünyesinde yeni bir disiplinin kurulmasını savunmakta idi. Nitekim, 1974 yılında Prof. Kılıçbay’ ın gayret ve çalışmalarıyla Fakültemizin ilgili kurullarından ve Üniversite Senatosundan karar çıkartılarak "Ekonometri ve Planlama disiplini” ve ayni ismi taşıyan kürsü kurulmuştur. Yeni kürsüye bir profesör ve bir asistan kadrosu tahsis edildiğinden, Fakülte kurulu tarafından kürsü başkanlığına Prof. Kılıçbay atanırken ben de asistan kadrosuna naklen tayin edilmiştim.
Kurulduğundan itibaren öğrenci almaya başlayan Ekonometri ve Planlama disiplini yoğun ders yüküne rağmen uzun yıllar yeni kadro alamadan bu şekilde idare edilmiştir. Üstelik lisans eğitimi yanında doktora eğitimine de ilk yıldan itibaren devam edilmiştir. Gerek lisans ve gerekse doktora derslerinin çok büyük bir kısmı tarafımızdan yürütülmekteydi. Kürsüde Prof. Kılıçbay ve benim dışımda da maalesef kadrolu bir başka elaman da bulunmuyordu. Buna rağmen hocamızın çok büyük bir ders yükünü kaldırmasıyla ve fakültemizin diğer öğretim üyelerinin de yardımlarıyla aksamadan eğitim ve öğretim faaliyetlerini başarılı bir şekilde devam ettirilmiştir.
e)-Ekonometri Bölümünün Kurulması
1982 yılında çıkartılan Yüksek Öğretim Kanununa uygun olarak üniversitelerin yeniden teşkilatlanmaları esnasında, Prof. Kılıçbay bu kez de İktisat Fakültesinde Ekonometri Bölümü’nün kurulması için Yüksek Öğretim Kurulu(YÖK) nezdinde teşebbüste bulunmuştur. YÖK ile birlikte üniversiteler yeniden yapılandırılırken İktisadi ve İdari Bilimler şablonu içerisinde ekonometri bölümüne yer verilmemişti. Prof. Dr. Kılıçbay’ ın şahsi gayretleri sonucunda şablona ekonometri bölümü de eklenmiştir. O tarihte İ.Ü. İktisat Fakültesi iki gayret içinde bulunmuştur: bunlardan birincisi üniversite reformundan sonra Atatürk’ün talimatlarıyla kurulmuş olan İktisat Fakültesinin isminin korunması, diğeri ise ekonometri bölümünün kurulmasıdır. İktisat Fakültesi’nin adının korunması için, bu gün Hakkın rahmetine kavuşmuş olan, zamanın Fakülte Dekanı Prof. Dr. Nusret Ekin Hoca’nın gayret ve çabaları takdire şayandır. Ekonometri Bölümü’nün kurulması hususunda ise, Prof. Kılıçbay zamanın YÖK başkanıyla müteaddit görüşmeler yapmıştı. Şahsen benim de içinde bulunduğum bir seri yazışmalar, raporlar, şifahi görüşmeler ve toplantılar sonucunda YÖK tarafından, İstanbul Üniversitesi İktisat fakültesinde, Ekonometri ve Planlama Disiplini yanında İstatistik Disiplinini de içine alacak şekilde Ekonometri Bölümü’nün kurulması kararı alınmış ve müfredat programının hazırlanması istenmiştir. İktisat Fakültesinde Ekonometri Bölümü kurulma kararı ile birlikte sekiz yarı yıllık müfredat programı Prof. Kılıçbay ile birlikte tarafımızca hazırlanmış ve YÖK’e tarafımdan takdim edilmiştir. Bu hususta bizzat ben fakülteyi temsil etmek üzere, iki defa, gerek fakültenin ve gerekse ekonometri bölümünün ders programlarını kabul ettirmek için sosyal bilimlerden sorumlu YÖK üyesi Prof. Dr. Gürol Ataman’la toplantıya katılarak programların kabul edilmesinde görev almıştım. Kabul edilen bu program ekonometri bölümlerince uygulanmak üzere YÖK tarafında diğer fakültelere de gönderilmiştir. Ancak zaman içinde her fakülte kendi isteği doğrultusunda bu programlarda gerekli gördükleri değişiklikleri yapmışlardır.
YÖK’ te Ekonometri bölümü ait Anabilim dalları tespit edilirken, Fakülte kanalı ile teklif edilmiş olan Ekonometri ve İstatistik Anabilim dallarına ilaveten Yöneylem Araştırmaları Anabilim dalı da Prof. Dr. Gürol Ataman’ isteği doğrultusunda ilave edilmişti. Bu aşamada Yöneylem Araştırmaları Anabilim Dalının İşletme bölümlerinde sayısal yöntemler altında olmasının daha doğru olacağını savunmuş olmama rağmen, bu tezim kabul görmemişti. Böylece üç anabilim dalından meydana gelen Ekonometri Bölümü şablonu ortaya çıkmıştır. Bu aşamada İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde kurulmuş olan Ekonometri Bölümü, ayni zamanda YÖK’ün Üniversitelerin İktisadi ve İdari bilimler Fakülteleri için hazırlamış olduğu bölümlerle ilgili şablona da dahil edilmiş ve böylece İktisadi ve İdari Bilimler Fakülteleri olan üniversitelerimizde de ekonometri bölümlerinin kurulması imkanı getirilmiştir.
Bütün bu kararların alınması ve uygulamaya geçirilmesinde Prof. Ahmet Kılıçbay’ ın çok büyük gayretleri olmuştur. Özellikle YÖK’ ün başkan ve üyelerini, ekonometri disiplininin bölüm olarak teşkilatlanmasının bilim hayatımıza ve insan gücü planlamasına olan katkıları hususunda ikna etmekte göstermiş oldukları gayreti ve başarıyı, kendisiyle birlikte çalışan bir elaman olarak yakınen müşahede etmiş bulunmaktayım. Prof. Kılıçbay Ekonometri bölümünün kurulmasında göstermiş olduğu gayretin devamı olarak, daha önce yazmış olduğu “Ekonometri” ve “Ekonometrik Metotlar ve Araştırma”[10], kitabına ilave olarak, “Ekonometrinin Temelleri”[11], ve “Uygulamalı Ekonometri”[12] kitaplarını yazarak Türkçe literatürdeki büyük bir boşluğu doldurmuştur. Günümüzde övünerek söyleyebiliriz ki, Türkçe Literatürde çok sayıda telif veya tercüme ekonometri ve uygulamalı ekonometri kitapları yazılmış ve yayınlanmıştır. Ancak ekonometri bölümlerinin kurulduğu 1980' li yılların başlarında Kılıçbay’ ın ekonometri konusundaki kitapları Türkçe literatürde gerçekten önemli bir boşluğu doldurmuştur.
2-Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay’ ın Akademik Çalışma Alanları ve Yayınları
Prof Kılıçbay, mesleğe başladığından itibaren, iktisadın çok zor konularıyla ilgilenmiş ve ele aldığı konuları, en yeni kaynakları da kullanarak berrak ve açık bir şekilde izah etmiştir. Modern iktisadın teorik ve ampirik meselelerine tam bir biçimde vukuf etmiş bir bilim adamıdır. Karmaşık ve zor bir çok iktisadi problemi kendine has bir kolaylık ve tabiilikle çözüme kavuşturarak, olayların ve teorinin kolay anlaşılmasını sağlamıştır. Bu özelliğiyle Prof. Kılıçbay açıklamaları ve yazdıkları ile, öğrenciler, dinleyiciler ve okuyucular tarafından da çok kolay anlaşılan bir bilim adamıdır. İktisadın çok çeşitli konularında Batı kaynaklarına hakimiyeti, öyle zannediyorum ki, ülkemizde çok az bilim adamına nasip olmuştur. Bu durum ona öğretici ve yazar olarak ayrı bir özellik sağlamış ve çok sayıda eser vermesine yardım etmiştir. İktisattaki gelişmeleri her zaman yakından takip etmiştir. Eserlerinde kendisinin geliştirdiği bir çok yenilikler bulunmaktadır. Kılıçbay, metotlu ve sabırlı çalışma yeteneği sayesinde, çok az bilim adamına nasip olacak bir yazma imkân ve kabiliyetine sahip olmuştur. Çalışkanlığı, bitmez tükenmez enerjisi, araştırmacı, ve bilimsel şüpheciliği sayesinde Türk bilim hayatına essiz eserler kazandırmıştır. Daha asistanlığının ilk yıllarında J. M. Keynes’in meşhur, “İstihdam, Faiz ve Para Teorisi” adlı eserini tercüme etmiştir.
Prof. Dr. Kılıçbay’ ın akademik çalışma ve yayınlarını üç ana gruba ayırarak incelemek mümkündür. Birincisi; genel iktisat, kantitatif iktisat ve planlama ile ilgili yayınlar, ikicisi; ekonometri ile ilgili eserler, üçüncüsü; Türkiye ekonomisi ve Türk iktisat politikaları ile ilgili eserlerdir. Ancak bu ayırımı dönemler olarak yapmak doğru ve mümkün değildir. Böyle bir ayırım yapmamızın nedeni Prof. Kılıçbay’ ın çalışma ve yayınlarını gruplayabilmek içindir. Gerçekte Prof. Kılıçbay ayni dönemlerde her üç alana ait yayınlar da yapmıştır. Aşağıda bu grupların her biri için , örnek bazı eserlere değinilmektedir. Burada Prof. Kılıçbay’ ın bütün eserlerini gündeme getirmek gibi bir gayemiz bulunmamaktadır. Yapmak istediğimiz, Prof. Kılıçbay’ ın geniş bir çalışma alanında, çok çeşitli eserler verdiğine dikkatleri çekmek ve bir kısım fikirlerini gündeme getirmektir. Burada bazı temel eserler örnek olarak ele alınmakta ve çok kısa olarak bu eserlere değinilmektedir. Yazımızın sonuna da Prof. Kılıçbay’ ın eserlerine ait bir bibliyografya konulacaktır. Prof. Kılıçbay kitaplarının dışında çok sayıda bilimsel makaleler ve çok uzun yıllar, günlük, haftalık ve aylık gazete ve dergilerde periyodik bir biçimde aksatmadan araştırma ve makaleler yayınlamış ve bir kısım dergilerin yayın ve hakem heyetlerinde bulunmuştur.
a)- İktisat, Kantitatif İktisat ve Planlama İle İlgili yayınlar
Prof. Kılıçbay doktora sonrası yurt içi ve yurt dışı üniversitelerde yaptığı çalışmalarında, bir taraftan kantitatif iktisat ile ilgili çalışmalarını sürdürürken diğer taraftan da genel iktisat ve iktisat teorisi ile ilgili çalışmalarını sürdürmüştür. Bu dönemde Prof. Kılıçbay iktisadın hemen her dalıyla ilgilenmiş, tercüme ve telif eserler yayınlamıştır. Nitekim yukarıda da değindiğimiz gibi J. M. Keynes’ in meşhur “İstihdam, Faiz ve Para Teorisi” adlı kitabını tercüme etmiş, ancak maalesef bu kitabın yayını gerçekleşememiştir. Daha sonra, 1959 yılında, devrin iktisatçıları arasında çok ünlü bir şöhrete sahip bulunan Alvin H. Hansen’ in yazmış olduğu “Para Teorisi ve Maliye Politikası” adlı kitabı tercüme etmiş ve kitap İktisat Fakültesi Maliye Enstitüsü tarafından yayınlanmıştır[13].
Maliye Enstitüsü Müdürü Prof. M. Orhan dikmen, bu kitaba yazdığı önsözde iki nokta üzerinde durmuştur: “… Birincisi, Doçent A. Kılıçbay’ ın tercümede cidden muvaffak olduğudur. İkincisi de ağır ve çeşitli okutma ve telif faaliyetleri arasında tercümeye kıymet ve yer vermiş olmasıdır. Tercüme, her şeyden önce bir feragat işidir.İyi bir tercüme, bazen teliften daha zor ve yorucu olduğu halde, haksız yere küçümsenmektedir”[14].
Prof. Dr. Sabri F. Ülgener ise kitaba yazdığı “Kitap Hakkında Birkaç Söz” başlığı altında şunları yazmaktadır: “Alvin H. Hansen, Keynes ile beraber hâlihazır iktisat politikasının yapıcı ve başarıcı simalarından biri olarak vasıflandırılmaya hak kazanmış değerli bir bilim adamıdır. Müellifin, modern iktisat nazariyesine gerçek kontribüsyonları ile beraber en çetin ve muğlak meseleleri berrak bir şekilde anlatmak hususundaki kudret ve kabiliyeti de teslim edilmektedir. Günümüz nazariyesini, hiçbir zaman sathî bir vülgarizasyona düşürmeden, onun kadar açık ve selis ifade etmesini bilen bir müellife rastlamak cidden zordur. Elimizdeki kitap bu berraklığın en güzel örneklerinden biridir. Kitapta milli gelirle para arasındaki münasebetler, Wicksell’ den Keynes’e kadar para ve kıymet nazariyelerini birleştirmek için harcanan gayretler ve bunların yanı sıra maliye siyasetine ve halihazır mali müesseselere ait konular uzun tedris yıllarının ve tatbikattaki tecrübelerin kazandırdığı vukufla ele alınmış ve işlenmişlerdir. Bu değerli eseri dilimize ve iktisat literatürümüze kazandırdığı için Dr. Ahmet Kılıçbay’ a teşekkür etmek bir kadirşinaslık borcudur”[15].
Prof. Dr. Kılıçbay’ ın bu dönemde genel iktisatla ilgili yazdığı önemli kitabı “İktisat Teorisi”[16] isimli kitabıdır. Kitap, iktisada giriş mahiyetindeki konular yanında, mikro iktisat, makro iktisat, büyüme, para ve dış ticaret gibi iktisadın hemen hemen bütün konularını içine almıştır. Bu kitap, özellikle İktisat Fakültesi’ inde öğrencilere iktisat öğretimi için uzun yıllar başvuru kitabı olarak kullanılmıştır. Kitabın daha sonraki baskılarında kapsam ve içerik bakımından bir kısım değişiklikler yapılmış ve 1974 baskısı “İktisadın Prensipleri” adı ile yayınlanmıştır[17].
Kantitatif İktisadi konularla ilgili olarak Prof. Kılıçbay’ ın yayınladığı başlıca eserleri şu şekilde sıralamak mümkündür; Bu çerçevede yazmış olduğu ilk kitap “İktisadi Planlamanın Modern Metotları”[18] ismini taşımaktadır. 1930’lardaki beş yıllık sanayi planları hariç, henüz Türkiye’de Planlama faaliyetlerinin mevcut olmadığı ve Devlet Planlama Teşkilatının henüz kurulma aşamasında olduğu bir dönemde yazılmış olan bu eserin ayrı bir önemi bulunmaktadır. Kılıçbay kitaba yazdığı önsözde eserin yazılma gayesini şu şekilde açıklamaktadır; “Harvard Üniversitesi’nde “Doğrusal Programlama” ve “Input-Output” meseleleri üzerinde yaptığımız araştırmalarda vardığımız sonuçların az gelişmiş memleketlerin, ve bu meyanda bilhassa memleketimizin meselelerine tatbiki arzusundan doğmuştur. Bu iki metodun plânlama âleti olarak ele alınıp Türkiye’de faydalı olacak bir şekilde vaz edilip edilemeyeceğini Prof. Leontief ve Prof. Dorfman ‘la müteaddit defalar münakaşa ettim. Her ikisi de bunu iyi karşılayıp teşvik hususundaki gayretlerini esirgemediler”[19].
Kılıçbay kitabında modern plânlama metotlarını iki büyük gruba ayırarak tetkik etmeyi uygun bulduğunu yazmakta ve bu hususta şunları ilave etmektedir: “Birinci grupta Keynes ve Keynes sonrası gelişmelerle “ekonometrik” çalışmaların getirdiği yenilikler ve bunlar arasında plânlama vasıtası olarak kullanılmaya elverişli bulunanlar ele alınmıştır. Keynes prensiplerinin, esas itibariyle, plânlama âleti değil, iktisat politikası vasıtası olarak kullanılabileceği iddia edilebilir. Fakat plânlama âletleri ile iktisat politikası tedbirleri arasındaki yakınlığı unutmamak gerekir. İstatistik metotları ile matematiksel iktisadı mezceden ekonometrik metot, plânlama tekniği olarak vaitkâr görünmektedir. Bu sebeple bu metodun özellikleri üzerinde ehemmiyetle durulmuştur. Nihayet “bölücü” metotlar dediğimiz Doğrusal Programlama ve input- output teknikleri kitabımızın oldukça önemli bir kısmını teşkil etmektedir”[20].
Gerek kalkınmakta olan ve gerekse kalkınmış ve sanayileşmiş ülkelerde "iktisadi planlama " fikri ve plan uygulamalarının revaç bulması ile, bu sahada araştırma ve yayın faaliyetleri de artış göstermiştir. Prof. Kılıçbay da bir bakıma daha önce yazmış olduğu, adı geçen eserinin devamı olarak “İktisadi Planlama” adlı eseri yazmıştır[21]. Kılıçbay bu kitabın giriş bölümünde şunları yazmaktadır: “ Bugün ulus olarak siyasi varlığa sahip ülkeler bir an önce gelişmek için ekonomik planlama tekniklerini en uygun araç olarak ele almaktadırlar. iktisadi planlama ülkeler için o kadar büyük öneme sahiptir ki, bir çokları Planlama Bakanlıkları, planlama ofisleri kurmakta ve bütün ekonomik faaliyetleri yönlendiren planlar hazırlamaktadırlar. İktisadi planlar sadece yeni gelişen ülkeler için değil, gelişmiş, sanayileşmiş ülkeler için de önem kazanmış ve bazı ülkeler topluluğu planı ekonomilerin entegrasyonu için bile kullanmaya başlamışlardır. Uygulama alanında böylesine yayılmış ve genişlemiş bulunan iktisadi planlar teori de de büyük hız kazanmış ve güçlenmiş bulunmaktadır”[22].
Teori ve uygulamada planlama fikir ve faaliyetlerinin gelişmesine paralel olarak ülkemizde de benzer gelişmeler görülmektedir. “Cumhuriyetin ilanı ile Türk ekonomisine de plan fikri yerleşmiş, plan felsefesi gelişmiş ve "Beş Yıllık Planlar"ın ilki Cumhuriyetin ilk on yılında uygulamaya konmuştur[23]. 1963' ten sonra iktisadi planlama, kavram ve müessese olarak Türk Anayasasında yer almış Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuş, ikinci jenerasyon diyebileceğimiz Beş Yıllık Planlar yapılıp uygulanmıştır.
Yer yüzünde ve ülkemizde böylesine önemli yer tutan "iktisadi planlama" konusunu sistemli, tutarlı, bütün bir kitap halinde sunmak, planlama teorilerini, planlama yöntem ve tekniklerini bir arada ele alan bir çalışma yapabilmek bu kitabın yazılması için tek sebeptir….Kitabımız bu bilgi dalının doğuşunu, iktisat disiplinleri içindeki yerine, çeşitli plan model, teknik ve yöntemlerini ayrıntılı, sistemli ve tutarlı olarak sunmak amacı ile hazırlanmıştı”[24].
İktisadi planlama gerek teorik ve gerekse uygulama alanlarında üzerinde çok durulan, çok tartışılan bir konu olmuştur. Uygulamada ekonomik sistemlerin temel göstergelerinden bir olarak kabul edilmiş ve sistem tartışmalarının esas noktasını teşkil etmiştir. Bununla birlikte Prof. Kılıçbay, iktisadi plan - sistem tartışmaklarında, planın sistem dışında, ekonomiyi önceden tayin edilmiş belli hedeflere yönlendiren ve ekonomiye düzen ve tutarlılık kazandıran dokümanlar olduğunu belirtmektedir. “İktisadi planlama, iktisat bilimi içinde güçlü bir yere, ekonomik kalkınma, ekonomik istikrar sağlamada yararlanılan büyük bir öneme sahiptir. İktisadi planlama, sistemler, doktrinler,ve modeller tartışmasının ağırlık noktası olmakta ve onun varlığı veya yokluğu ekonomik sistemlerin tayini için bir karine, bir delil olarak kabul edilmektedir. Gerçekte iktisadi planların sistemlerle bir ilgisi yoktur. İktisadi planlar gerçi ekonomik sisteme göre değişen modellere sahip olurlar, fakat özü ile plan ekonomiyi önceden belirlenen hedeflere götüren, onlara düzen ve tutarlılık kazandıran dokümanlardır. İktisadi planlama piyasa mekanizmasına sahip ülkelerde değişik biçimde yararlanılan bilgi kuludur. Merkezi otoriter plan modelleri ise bu daldan en geniş ölçüde yararlanan modellerdir. Fakat bunlar içinde en güçlü olanı karma ekonominin planlanması ve piyasa mekanizması ile planların bağdaştırılabilmesidir.”[25]
İktisadi olaylarda sebep-sonuç ilişkilerini açıklamaya çalışan, bunun içinde iktisadi değişkenlerin tarifini yaparak, değişkenler arasındaki bağlantıyı araştıran ve özelliklerini ortaya koyan iktisat teorisi yanında “iktisat politikası teorisinin” de gelişmesi iktisat teorisi ve bilimine yeni ve büyük katkılar sağladığı gibi, iktisadi planlama teorisinin gelişmesine, iktisadi planlama yöntem ve tekniklerinin zenginleşmesine de yol açmıştır.
İktisat politikası teorisinin üzerinde durduğu önemli iki ekonomik değişken “hedef değişken “ ve “alet değişken”dir. Hedef değişkenler, önceden tayin edilmiş ve iktisat politikası içinde ulaşılması istenen değerlerdir. Yani iktisat politikası teorisi hedefleri belirler ve veri ekonomik yapı içinde bu hedeflere nasıl ulaşılması gerektiğini araştırır. Hedeflere ulaşmayı ve gerçekleşmesini sağlayacak değişkenler ise aletlerdir. İktisat politikası teorisi ve bu teoriye matematiksel modellerin de katılması ile geliştirilmiş olan “kantitatif iktisat politikası teorisi” hedefleri ve bu hedeflere varmak için kullanılacak aletleri belirleyerek bunlar arasındaki ilişkileri sistemli, tutarlı bir biçimde ve bir modele bağlı olarak tahlil eder. Hedef ve aletler arasındaki bağlantıların araştırılmasında iktisadi planlama bir araç olarak kullanılmaktadır. Bunun için de iktisadi planlama yöntem ve tekniklerinin daha da geliştirilmesine ihtiyaç hasıl olmuş ve iktisadi planlamanın iktisat teorisi içindeki yeri ve önemi, iktisadi sistemlerden bağımsız olarak artmıştır. Özellikle serbest rekabete dayanan ekonomik sistemin varsayımlarının gerçekleşmemesi ve bu varsayımlardan uzaklaşılması durumlarında, ekonomiye müdahale gerekliliği ortaya çıkmıştır.
Ekonomiye yapılan müdahalelerin parçalı olmasını önlemek, sistemli, tutarlı ve bütün etkilerini bir arada görebilmek için planlama faaliyetlerine daha çok başvurulmuştur. “Laissez-faire modeline teoride yöneltilen güçlü eleştiriler, uygulamada ortaya çıkan sayısız sorunlar, hiçbir ekonominin klasik liberal modelin ideal serbest piyasa mekanizması içinde işleyemediğini, işletilmediğini göstermiştir.Bu yüzden Dünya ülkelerinin hemen hepsi şu veya bu görünüşün tesiri altında, şu veya bu felsefeyi esas kabul ederek, şu veya bu hedefe ulaşmak için ekonomiye müdahale etmeye başlamışlardır.”[26] İktisat politikası çerçevesinde yapılan bu müdahaleler, çok defa bütünü kavramayan, sadece bir hedefe yönelik ve parçalı bir biçimde ortay çıkmaktadır. Ortaya çıkan sonuçları bütün olarak ve bütün yönleriyle görebilme imkânı olmamaktadır. Özellikle hedefin dışındaki olumlu veya olumsuz ortaya çıkan diğer iktisadi sonuçları analiz yeteneği çok düşük olmaktadır.İktisat politikası aleti olarak, Enflasyonu önlemek için para arzını kontrol etmek, kıt para politikası uygulamak ile, bir hedefi gerçekleştirmek üzere bir aletin kullanılması ve bu aletin kullanılması sonucunda enflasyon dışında ortaya çıkan diğer iktisadi sonuçların toplu bir biçimde analiz edilmesi zayıf kalmaktadır.
Gerçekte bir aletin kullanılması ile o hedef üzerinde meydana gelen tesirlerin dışında, yan tesirler olarak başka bir takım tesirler de oluşmaktadır. Burada ortaya çıkan zayıflıkları gidermek üzere iktisat politikası teorisine paralel olarak ampirik yönlerinin de ağır bastığı iktisadi planlama disiplini geliştirilmiş ve bu iki disiplin birbirlerini destekler mahiyette kullanılmıştır. Ekonomik sitemin çalışmasına yapılan müdahalelerin artması iktisadi planlama uygulamalarının gelişmesine ve plan fikrinin yayılmasına tesir etmiştir. Bu müdahaleler ekonomide düzeltici veya düzenleyici özelliği yanında tercihlerin ikamesine kadar da gidebilmektedir. Ekonomiye yapılan bu müdahalelerin sitemli, tutarlı ve bilimsel olması iktisadi planlamaya bağlı bulunmaktadır.
Prof. Kılıçbay iktisadi planlama kitabında, sistemli, tutarlı ve bilimsel olarak iktisat teorisi, iktisat politikası teorisi ve kantitatif iktisat politikası teorisinin bilimsel temellerini ortaya koyarak, iktisadi planlama fikri ve uygulamaları ile ilişkilerini ve planlama fikrinin doğuş ve gelişimini geniş bir şekilde izah etmektedir. Ekonomik kalkınma ve plan ilişkileri üzerinde durulmakta ve Tinbergen modelinin izahı yapılmaktadır. Ayrıca çeşitli plan modelleri ve plan stratejilerinin iktisat teorisi, iktisat politikası teorisi ve kantitatif iktisat politikası teorisi çerçevesinde açıklamaları yapılmaktadır.
b)-Ekonometri ile İlgili Yayınlar
Prof. Kılıçbay iktisat ve kantitatif iktisatla ilgili çalışmalarına paralel olarak ekonometri ile ilgili çalışmalarına da devam etmiştir. Prof. Kılıçbay' ın bu alandaki çalışmaları Türk bilim hayatı için gerçekten öncü mahiyetindedir. Yukarıda da değinildiği gibi, Prof. Kılıçbay İ.Ü. İktisat fakültesinde "Ekonometri ve Planlama Disiplini"ni ve daha sonra da YÖK sistemi ile birlikte "Ekonometri" bölümün kurulmasını sağlarken, bu faaliyetlerinin alt yapısı olarak, 1960' lar dan başlamak üzere ekonometri ile ilgili yayınlar yapmaya başlamış ve ekonometri biliminin Türk bilim camiası içinde ve uygulama alanlarında gelişmesi ve yaygınlaşması için önemli bir gayret içinde olmuştur.
Prof. Kılıçbay’ ın ekonometri alanında yazmış olduğu ilk eser 1965 yılında İ.Ü. İktisat Fakültesi yayını olarak basılmış “Ekonometri” adlı eseridir. Bu eserin Türk bilim hayatında öncü olma niteliği ile ilgili olarak, yazar eserin önsözünde şunları yazmıştır: “İktisat, matematik ve istatistik disiplinlerinin işbirliğinden doğan ekonometri memleketimiz için yeni bir konudur. Batı ülkelerinde hızla gelişip yayılmakta bulunan bu bilgi dalının gerek üniversite öğretiminde yer alması ve gerek üniversite dışı çalışmalarda bir alet olarak kullanılması temenni edilir. Ekonometri, bir tahlil aleti olmak vasfına ilâveten gerek özel ve gerek kamu sektörünün iktisadî kararlarında rol oynayan pratik sonuçlara varılmasını sağlayacak özelliğe de sahiptir. Bu sebeple özel işletmeler tarafından faydalanılabileceği gibi hükümetin iktisat politikası tedbirlerinin alınmasında ve iktisadi planların yapılmasında da kullanılabilir”[27].
Prof. Kılıçbay kitabında, istatistiğin temel prensiplerini ve ekonometri ile ilişkilerini anlattıktan sonra, doğrusal ve doğrusal olmayan ilişkilerde regresyon modelleri üzerinde durmaktadır. Prof. Kılıçbay eserinde, modelleri, matematiksel modeller ve ekonometrik modeller olarak ele alarak incelemekte ve her bir model türünü geniş olarak izah ettikten sonra çeşitli iktisadi örneklerle bu izahlarını desteklemektedir. Üzerinde durulan önemli bir konu da üretim ve kullanma birimleri arasındaki ilişkilerin analizidir. Prof. Kılıçbay önce Leontief girdi-çıktı tekniklerini ve bu tekniklerin ekonometri içindeki yerini izah etmekte, sonra da doğrusal programlama konusu örneklerle açıklamakta ve çözüm metotları üzerinde durmaktadır.
Prof. Kılıçbay’ ın Ekonometri alanında yayınladığı diğer bir eseri “Ekonometrik Metotlar ve Araştırma” isimli eseridir. Prof. Kılıçbay İktisat Fakültesinde Ekonometri ve Planlama disiplininin kurulmasını sağlamasıyla birlikte bu eseri yazmıştır. İktisat teorisinin iktisadi olayları gerçeğe en yakın bir biçimde izah etmeye çalışırken, geliştirilmiş olan iktisat teorisinin mantık düzeyinde doğruluğunun test edilmesinde ekonometri, önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. “İktisat teorisinin doğruluğu veya yanlışlığının mantık düzeyinde tartışılabileceği şüphesizdir. Fakat doğru kabul edilen, mantık yolu ile hatalı olmadığına inanılan teorilerin gerçeğe yakın veya uzak olduğunun teste’ e tabi tutulmasında, en güvenilir yol teorinin ekonometrik analize tabi tutulmasıdır. Bundan başka iktisat politikası ve plan yapıcılarının bu alanda başarılı olabilmeleri için ekonominin kantitatif özelliklerini bilmeleri gerekmektedir….Bütün bunların sonucu olarak sadece bilim alanında, teori düzeyinde değil, ekonomilerin yapısal özelliklerinin tanınmasında, iktisat politikaları, kalkınma stratejilerinin tayininde ekonometri gittikçe artan bir etkinlik ve yaygınlık kazanmıştır”[28].
Ekonometrik teorik ve uygulama alanlarındaki hızlı gelişmeler takip eden Prof. Kılıçbay, ayni zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli üniversitelerindeki, çoğu Nobel ödülü sahibi olan, dönemin ünlü ekonometrisyenleri ile de istişarelerde bulunarak bu kitabı yazmıştır. Yazar kitabın yazılma amacını şu şekilde açıklamaktadır: “Teorik ve uygulamalı ekonometri biliminin bu özellikleri bizi yeni görüşleri de içine alan bir kitap yazmaya yöneltmiştir. Kitabın yazılmasındaki amaç, ekonometrik teori ve uygulama teknikleri alanındaki son gelişmelerin ışığı altında bu bilim dalının özelliklerini, sınırlarını, gücünü, yetersizliklerini göstermek olmuştur. … Kitabın amacını, ana çizgilerinin tayininde kendileri ile temas edip tartışmalar yaptığım Prof. Leontief (Harvard), Prof. Dorfman (Harvard), Prof. A. Samuelson (M.I.T.), Prof. Solow (M.I.T)’ büyük yardımları olmuştur. …Ekonometrik metotlar ve araştırma bahsindeki spesifik ve teknik konularla ilgili çeşitli hususlarda Chicago Üniversitesi ekonometrisyenlerinden Prof. Theil, Prof. Zellner ve Prof. Naylor ile yaptığım çeşitli tartışmaların aydınlatıcı rolü büyüktür”[29]. Kitabın kapsamı hakkında ise Prof. Kılıçbay şunları yazmaktadır: “Bu kitap, ekonometri bilimi ve metotlarını en son gelişmelerin ışığında ele almıştır. Kitapta ekonometrik teori, ekonometrik model yapımı ve ekonometrik metotların ele alınmasında ekonometrik araştırmaların yapılmasında elverişli bilginin verilmesi amaç tutulmuştur.
Kitap teori,uygulama ve araştırma alanlarında bugüne kadar elde edilen gelişmeleri kavrayan özel, amacı belli konuların karışımından meydana gelmektedir. Kitap, ekonometrik teorinin metotlarını en yeni bilgilerin ışığında öğretme amacı ile yetinmeyip ekonometrinin gerçek yerini ve kullanmada karşılaşılan sorunları da sistemli olarak incelenmesine imkân veren bir biçimde hazırlanmıştır”[30].
Yüksek öğretim kanunu’nun getirdiği yeniliklerden birsi de iktisadi ve ticari bilimler fakülteleri bünyelerinde ekonometri bölümlerinin kurulmasıdır. Ülkemizdeki bu uygulama, ekonometri eğitimi bakımından oldukça ileri ve modern bir uygulamadır. Bir çok batı ülkelerinde hala ekonometri bilimi iktisat öğretimi içinde verilmekte ve müstakil bölüm olarak teşkilatlanmamıştır. Yukarıda değinildiği gibi Prof. Kılıçbay’ ın üniversitelerimizde ayrı ekonometri bölümlerinin kurulmasında büyük gayretleri olmuştur. Prof. Kılıçbay ekonometri bölümlerinin kurulmasına alt yapı hazırlamak için, yayın açısından devamlı bir gayret içinde olmuştur. Nitekim ekonometri bölümlerinin kurulmasında önce, ekonometri ile ilgili daha önce değinilen eserlere ilave olarak 1980 yılında, “Ekonometrinin Temelleri” adlı yeni bir eser daha yayınlamıştır.[31] Prof. Kılıçbay bu eserini, “Harvard Üniversitesindeki araştırma ve çalışmalarımda sürekli yardımlarını esirgemeyen Prof. R. Dorfman’ a” sözleriyle, birçok kereler yakın çalışma, ve eserlerinin yazılmasında tartışma imkânı bulduğu ünlü iktisatçı ve ekonometrisyen Dorfman’a ithaf etmiştir. Eser yazıldığı dönemde, İ.Ü. İktisat Fakültesi Ekonometri Bölümünde ve diğer bir kısım üniversitelerin ekonometri bölümlerinde, uzun yıllar temel ders kitabı olarak kullanılmıştır. Bu özelliği halen de devam etmektedir.
Ekonometri bilimi, özellikle kalkınma ve büyüme iktisadının gelişmesinden sonra çok hızlı gelişmeler göstermiş ve bu gelişme halen de devam etmektedir. Ekonometri bir taraftan teorik olarak gelişirken diğer taraftan da uygulama alanında büyük gelişmeler göstermiştir. İktisadi konularda yapılan araştırmaların büyük bir kısmında ekonometrik uygulamalara yer verilmekte, sonuçların teoriyi ve gerçeği hangi düzeyde yansıttığı test edilmektedir. Teori ve uygulamalardaki bu gelişmeler sonucunda ekonometri bilimine daima yeni katkılar yapılmakta ve yeni metotlar ve teknikler geliştirilmektedir. Bilgisayar uygulamalarındaki gelişmelere paralel olarak çok denklemli ve çok değişkenli, eş anlı ekonometrik modellerin kurulması ve çözümü mümkün hale gelmiştir. Bu gelişmeler ekonometri bilimine bir çok yeni katkıları da beraberinde getirmiştir. Özellikle yeni test teknikleri ekonometride önem kazanmıştır. “Ekonometri yeni, genç bir bilim dalı olmakla beraber büyük bir hızla gelişmiştir. Son bir kaç on yıl içinde ekonometri alanında yapılan yeni katkıların sayısı çok büyüktür. Bir yanda yeni yöntemler ve yeni teknikler, öte yanda daha güçlü modeller bu bilim dalını zenginleştirmiş ve geliştirmiştir. Kitabımız, böyle bir hızlı gelişmeyi okuyucuların yakından izlemesi imkânlarını hazırlamak ve en yeni ekonometrik yöntemleri sunmak amacını gütmektedir…Kitabın en yeni, en modern ekonometrik modelleri, ekonometrik tahmin yöntem ve tekniklerini içine alan bir genişliğe ve gerekli derinliğe sahip olmasına özel bir dikkat harcanmıştır ”[32].
Kitap yedi bölümden meydana gelmiş olmakla birlikte, esas olarak iki ana kısma ayrılabilir. Bunlardan birinci kısımda “tek denklemli modellere ait ekonometrik parametre tahmini yöntemleri ve teknikleri ele alınmıştır. Burada klasik normal regresyon yöntemi, en çok benzerlik yöntemi ayrıntılı olarak incelenmiş ve en küçük kareler varsayımları ile bu varsayımlardan sapmaların sonuçları ele alınmıştır. Daha sonra, genel doğusal modellerle genelleştirilmiş regresyon yöntemleri genişliğine ve derinliğine olmak üzere gösterilmiştir.
Kitabın ikinci yarısında ise eş-anlı denklemler sistemi ile ifade edilen modellerde ekonometrik tahmin yöntemlerinin güç ve çetrefil yönleri ele alınmıştır. Burada yapısal biçimler, daraltılmış biçimler ve ‘tanımlama’ üçlüsü dikkatle ele alınıp incelendikten sonra, iki aşamalı en küçük kareler, üç aşamalı en küçük kareler, k- sınıfı tahmin edici; sınırlı enformasyona dayalı en çok benzerlik, tam enformasyona bağlı en çok benzerlik yöntemleri ile sistem teknikleri ve öteki yöntemler ele alınmıştır.
Kitabın son bölümlerinde ise dinamik ekonometrik modeller, geleceğin tahmini, ekonometrik simülasyon teknikleri, zaman dizileri ile ilgili dinamik sorunlara yer verilmiş, ekonometrik modellerin bütünü ve parametreleri ile test’e tabi tutulmasında yararlanılan yöntemler ve bunların kullanılma biçimleri örneklerle gösterilmiştir[33].
Ekonometri bölümünün kurulup öğretime başlamasından sonra, Prof. Kılıçbay’ ın ekonometri sahasıyla ilgili yazmış olduğu diğer bir eser de “Uygulamalı Ekonometri” kitabıdır[34]. Ekonometrinin Temelleri isimli eser, daha çok teorik bazda, ekonometrik model ve teknikleri okuyuculara sunarken, Uygulamalı Ekonometri kitabı ise, bir bakıma teorik bazda yazılmış olan bir önceki yayının devamı mahiyetinde olup daha çok, ekonometrik uygulama metotlarını ve uygulamada karşılaşılan problemlerin çözümünü ele almaktadır. Bir iktisadi olayın analiz edilmesi, problemin gerçeğe uygun biçimde çözümünün gerçekleştirilebilmesi için bu olayın ekonometrik modelinin kurulması ve bu olaya ait verilerin toplanarak işlenmesi ve nihayet ekonometrik yöntemler kullanılarak tahmin edilmesi gerekir. Bütün bu aşamalar uygulamalı ekonometrinin konusunu teşkil etmektedir. Uygulamalı ekonometri, ekonometri biliminin son aşaması olup, bu aşama, teoriye olduğu kadar, ondan daha çok pratik amaçlara hizmet etmektedir.
İktisadi olayla ilgili gerçekler ancak, olayın gözlenmesi, verilerin toplanıp işlenmesi ile sayısallaştırılması ve bir ekonometrik model çerçevesinde ele alınıp çözümlenmesi ile ortaya çıkarılabilir. Bunun için iktisat teorisinden, model yapım tekniklerinden ve matematiksel iktisattan yararlanılarak ayrı bir ekonometrik model yapılır. Bu modele uygun ve modelin gerektirdiği veriler toplanarak, uygun ekonometrik metotlarla modelin çözümü gerçekleştirilir ve iktisadi olaydaki değişkenler arasındaki parametreler tahmin edilir. Tahmin edilen bu parametrelerin gerçeği yansıtma derecelerini ölçmek için gerekli ve uygun testlere baş vurulur.
Bütün bu aşamalar ve ortaya çıkan problemlerin çözümü ile ilgili hususlar uygulamalı ekonometrinin konularını oluşturmaktadır. Prof. Kılıçbay’ ın bu eseri ekonometri biliminde ve teoride gelişmeleri gösteren ekonometrinin temelleri kitabından sonra, uygulamalı ekonometri alanında önemli bir boşluğu doldurmuştur. Telif ve tercüme olarak, henüz Türkçe literatürde ekonometri yayınlarının olmadığı, veya yok denecek kadar az olduğu bir dönemde, bu yayınların yapılmış olmasının ayrı ve çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Bu kitap yazıldığı dönemde, Türkçe Literatürde önemli bir kaynak olmuştur.
Kitabın yazılma gayesiyle ilgili olarak yazar şunları söylemektedir: “Uygulamalı Ekonometri adını verdiğimiz bu kitap, ekonometrinin bu önemli alanını özel bir yöntem ve sıralama ile ele almak uygulama yapacaklara yardım edebilmek amacı ile hazırlanmıştır. Kitap, teorik ekonometri alanına fazla girmeden, çoğunu bilinir kabul ederek, uygulama ile ilgili konulara ve sorunlara ağırlık veren bir tutum ve eğilimle yazılmıştır. Kitabı, başlıca iki amaca hizmet edebilmek için hazırlamış bulunuyoruz.
Birincisi, ekonometri öğretimi yapan kurumlarda yararlanılmak üzere, teorik ekonometriyi tamamlamak ve uygulama konusunu sistemli olarak ele almaktır.
İkinci amaç ise ekonometrik uygulama yapacaklara yol göstermek ve teorik ekonometri kitaplarında bulunmayacak bilgileri vererek uygulamanın sağlıklı yapılabilmesini sağlamaktır”[35].
Kitapta önce tek denklemli modellerle ilgili sorunlar daha sonra ise çok denklemli eş-anlı modellerle ilgili uygulamalar ele alınmış ve incelenmiştir. Gerek tek denklemle ve gerekse eş-anlı modellerle ilgili izahatlar, başından başlayarak adım adım uygulama aşamaları ele alınmakta ve hazırlıktan testlere kadar uzanan bütün işlemler mantıki bir düzen ve sıralama çerçevesinde sunulmaktadır. Karşılaşılması muhtemel sorunların neler olabileceği belirtilmekte ve bu sorunların giderilme yolları örneklerle anlatılmaktadır.
Uygulamalı ekonometri, iktisadi olayı modeller aracılığıyla ve sayısallaştırarak ifade ederek gerçek hayattaki boyutlarını pratik bir biçimde ortaya koymaktadır. Bunun sonucu olarak elde edilen sonuçların nerelerde ve nasıl kullanılacağı da kitapta belirtilmektedir. “İşte bu ana amacı göz önünde bulundurarak kitabın son bölümlerinde ekonometrik uygulama sonuçlarının,
-Ekonominin yapısal (strüktürel) analizinde,
-Geleceğe ait tahminlerin yapılmasında,
-Uygulama sonuçlarının iktisat politikası yönünden tahlili ve değerlendirilmesi yolunda nasıl kullanıldığını göstermeye çalıştık.
Böylece teori, uygulama ve uygulama sonuçlarından yararlanma halkalarından oluşan zincir tamamlanmış bulunmaktadır”[36].
Burada üzerinde durulması gereken bir diğer yayın da “Ekonometri ve İktisat Politikası” isimli yayınıdır. Prof. Kılıçbay bu eserinde iktisat politikası ile ekonometri arasındaki ilişkileri ve bu iki bilim alanının birbirlerini nasıl ve ne yönde etkilediğini incelemektedir.
İktisat politikası, belirlediği hedeflere ulaşmak için kullandığı aletlerin doğru ve isabetli sonuçlar verebilmesi için, sağlıklı kantitatif verilere dayalı olması gerekir. Burada iktisat politikası yapıcılarının baş vuracağı bilim dalı ekonometridir. “Ekonometri, iktisat teorisini, matematiği ve istatistik bilgisini kendine özgü biçimde ele alarak teori ile gerçek arasında bağlantı kurmuş, teoriyi test etmeye hizmet etmiş ve ekonomik yaşamı gerçek nitelikleri ve sayısal ölçüleri ile ortaya koyarak ekonomi bilimine ve iktisat politikalarına büyük katkıda bulunmuştur”[37]. Ekonometri sayesinde karmaşık, çok yönlü, eş-anlı ve dinamik ilişkilerin kolay ve doğru anlaşılması mümkün hale gelmekte, ve iktisat politikası yapıcılarına en uygun karar vermelerinde, gerçekçi bir modelin hazırlanmasında başarılı sonuçlar almalarında yardımcı olunmaktadır. Ekonometrik araştırmalar sayesinde iktisadi olguda etkileyen değişkenin hangi yönde ve hangi derecede etkin olduğu kantitatif olarak belirlenmektedir. Prof. Kılıçbay bu eserinde ekonometri-iktisat politikaları ilişkilerini tutarlı ve sistemli bir şekilde incelemektedir. “Bu kitap ekonometri ile iktisat politikası arasında olumlu sonuçlar verebilecek beraberliğin çizgilerini, özelliklerini belirtmek amacı ile yazılmıştır”[38].
c)-Türk Ekonomisi ve İktisat Politikaları ile İlgili Yayınlar
Prof. Kılıçbay 1980 yılından sonra teknik mahiyetteki kitapları yanında Türkiye ekonomisi ve Türkiye’ de uygulanan iktisat politikaları ile ilgili bir dizi yayın yapmıştır. Prof. Kılıçbay bu tür yayınlarına devam etmektedir. Umarız daha uzun yıllar toplumu aydınlatıcı bu yayınlarına devam edecektir.
Cumhuriyet döneminden bu yana ekonomide meydana gelen gelişme ve ekonomik yapı değişikliklerini ve uygulanan iktisat politikalarını analiz eden, eleştirisel bir biçimde ortaya koyan bu yayınlar ayni z