Sadri Maksudi Arsal (1878 – 20 Şubat 1957)
01 Ocak 1970
Kazan Tatarlarından olan Sadri Maksudi, 1878 yılında Kazan’ın dışında Taşşu’da bir medrese hocasının oğlu olarak doğdu. Geleneksel mektep ve medrese eğitiminin ardından Rus Öğretmen Koleji'ne girerek hayatında devrim niteliğinde bir karar aldı. Bu kararı nedeniyle o zamanlar Türk cemaatince tenkit edildi.
1895-1896 yıllarında bir yıl süreyle Kırım'da Gaspıralı İsmail'in talebesi oldu. Genç yaşta İsmail Gaspıralı'nın yanında bulunmak onun Türkçü ve Turancı olmasında önemli rol oynadı.
1901 yılında Kazan'daki Rus Öğretmen Okulunu bitirerek Paris'e gitti. Paris'teki bulunduğu dönemde Sorbonne Üniversitesinde Türklerin tarihi üzerine akademik çalışmalar yaptı. Sorbon Üniversitesinde hukuk öğrenimi gördü ve 1906'da memleketine döndü.
1907-1912 yılları arasında Rus Çarlığı parlamentosu olan Duma'da milletvekilliği yaptı; Tatar Türklerini ve bütün Rusya Müslümanlarını temsil etti. Mecliste yaptığı ateşli konuşmalarla Rusya Türklerinin ve Osmanlı Devletinin haklarını savundu. 1917 Ekim ihtilâli ile Çarlık Rusyası sona ermiş, Sovyetler Birliği kurulmuştu. 22 Temmuz 1917'de İç Rusya ve Sibirya Millî-Medenî Türk-Tatar Muhtariyeti kuruldu. Sadri Maksudi bu özerk devletin meclis ve devlet başkanı oldu. Böylece 1552'den beri Rus tutsaklığı altında bulunan Tatar Türklerinin, kısa süreli olsa da, ilk devlet başkanlığını yaptı. Rus komünistleri, 1917-1920 arasında kurulan bütün özerk veya bağımsız Türk devletlerini yıktıkları gibi Türk-Tatar muhtariyetini de yıktılar. Sadri Maksudi köylü kılığına girerek Finlandiya'ya kaçmak zorunda kaldı. Kaçışı ve ikameti, bugün de mevcut olan Finlandiya Türk Tatar cemaati tarafından sağlandı. 1920-1925 yılları arasında Sadri Maksudi Paris Barış Konferansı'nda Türklerin haklarını savundu; Sorbon Üniversitesinde dersler verdi.
Ancak asıl 1924 yılında yeni Türk Cumhuriyeti'ne bir dizi konferanslar vermek için gittiğinde hayatında kökten bir değişim oldu. 1925 senesinde Türk Ocakları başkanı Hamdullah Suphi'den Atatürk’ün kendisini Türkiye'ye davet ettiğine dair bir mektup aldı. Atatürk tarafından Türkiye'ye davet edilince ailesiyle birlikte Ankara'ya geldi ve Hukuk Mektebinde (bugünkü Hukuk Fakültesi) Türk Hukuk Tarihi kürsüsünü kurdu.
1925 yılından 1950 yılına dek Ankara ve İstanbul Hukuk Fakültelerinde hukuk tarihi, Türk hukuk tarihi, hukukun umumi esasları, hukuk felsefesi derslerini verdi. 1931-1939 yılları ile 1950-1954 yılları arasında TBMM'de IV.Dönem Şebinkarahisar, III.Dönem Giresun ve IX.Dönem Ankara milletvekili olaral görev yaptı.
1950-1951 yıllarında Türk Parlamento Grubu başkanı olarak Avrupa Konseyinde Türkiye'yi temsil etti.
Sadri Maksudi Arsal, Orenburg'da altın madeni işleten Rameev ailesinin kızı olan Kamile hanım ile evliydi, Adile ve Naile isminde iki kızları oldu. 20 Şubat 1957’de İstanbul'da vefat etti.
Kabri, İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığındadır.
Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında Mustafa Kemal Atatürk’ün yakın mesai arkadaşlarından olup, Türkiye’de Türkçülüğün temelini atanlar arasında ilk sıralardadır. Türkiye'de ilk Hukuk fakültesinin kurucularından ve hocalarındandır.
Kızlarından Adile Ayda, 1932 yılında üniversitedeki akademik görevini bırakıp Türk Dışişlerine girmiş Türkolog ve Türkiyedeki ilk kadın diplomattır. Türk Dil Kurumunun kurulmasında önemli katkıları olmuştur. Türk Dili isimli eserine Atatürk önsöz yazmıştır. Bu eserden etkilenen Atatürk Türk Dil Kurumunun kurulması talimatını vermiştir.
Küçük kardeşi Hadi Maksudi, tanınmış ceditçilerdendir.
Ünlü Rus yazar Tolstoy, Sadri Maksudi'den "Akıllı Tatar Çocuğu" diye bahsetmiştir.
Sadri Maksudi devlet adamlığı ve siyasetçiliği yanında hukukçu, tarihçi, dilci ve milliyet nazariyatçısı bir sosyologdur.
Ordinaryus Profösör olan Arsal, Türkiye'de çok yönlü bir düşünür olarak hukuk, tarih, felsefe, dilbilim, ve sosyoloji gibi değişik sahalarda akademik çalışmalar yaparak bilim alanında Türkiye'nin ismini dünyaya duyurulmasına katkıda bulundu. Bir milli tarih şahsiyeti olarak kitaplarında, akademik çalışmalarında, gazete makalelerinde, üniversitede konferans ve derslerinde ve parlemento konuşmalarında fikirlerini yaymaya çalıştı.
Paris Hukuk fakültesi mezunu Arsal, 1925 yılında Ankara Hukuk Fakültesi'nin kurucularındandır. Uzun yıllar bu fakültede sonra da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde dersler verdi. Hukukun Umumi Esasları (1937), Hukuk Tarihi Dersleri (1938), Umumi Hukuk Tarihi (1941), Hukuk Felsefesi Tarihi (1946) ve Türk Tarihi ve Hukuk (1947) isimli eserleri Türkiye'de hukuk eğitiminin gelişimine önemli katkılar olarak anılır. Ancak Türkiye'deki kanuni çalışmalara asıl katkısı, bugün Türkiye'de hukuk alanında temel desr müfredatından olan Türk Hukuku Tarihi disiplininin kurmasıdır. Bu dersi müfredata alarak dünyada ilk defa vermiştir.
Sorbon'da Türk tarihi hakkında dersler vermiştir. "Büyük Millî Emeller" adlı makalesi daha 1911 yılında, Sadri Maksudi Kazan'da iken, Türk Yurdu dergisinde yayımlanmıştı. "Türk Tarihinin Telkinatı" adlı makalesiyle Türk tarihine ait çeşitli makaleleri 1925'te Türk Yurdu'nda yayımlanıyordu. !925 Ağustosu'nda Türk Yurdu'nda çıkan makalesinin adı "Türk Birliği" idi. "Türk Dili İçin" adlı çok önemli kitabı 1930 yılında Türk Ocağı yayınları arasında çıkmıştı. Bu eser yayımlanmadan önce Mustafa Kemal tarafından okunmuş ve Atatürk'ün "Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir" sözleriyle başlayan ünlü vecizesi Atatürk'ün el yazısıyla kitabın başına konmuştur. Bu söz neredeyse kelime kelime Sadri Maksudi'nin kitabına dayanmaktadır ve eserin çok güzel bir özeti mahiyetindedir. Kitapta Türk dilinin zenginliği çok sayıda örneğe dayandırılarak ortaya konulmuştur. Kitabın ana fikri Türkçeye dayanan bir bilim dili yaratmak ve Türk dünyasında dil birliğini sağlamaktır.
Sadri Maksudi'nin 1947'de yayımlanan Türk Tarihi ve Hukuk eseri, bilhassa Köktürk anıtları ve Kutadgu Bilig'e dayanarak Türklerin hukuk ve devlet anlayışını ilmî yollarla gözler önüne serer.
Sadri Maksudi Arsal'ın Türkçülük açısında en önemli eseri 1955'te yayımlanan Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları'dır. Her Türk milliyetçisinin başucu eserlerinden biri olması gereken bu kitap, dünyadaki milliyet nazariyelerinin de şaheserleri arasına girecek mükemmeliyettedir.
Kitapta işlenen en önemli fikir, milliyetçiliğin insan ve cemiyet hayatının tabiî bir neticesi olmasıdır. Bu fikriyle Sadri Maksudi milliyetçilik fikrini, biyoloji ve sosyolojinin ilmî temellerine oturtur. Milleti teşkil eden unsurlar arasında ırk bir mayadır ve bu maya etrafında derlenip çoğalan bir topluluk ortak bir tarih, dil ve kültür ile yoğrularak milleti oluşturur. Tarih içinde meydana gelen ortaklıklar, farklı soydan gelmiş bazı insanları bile aynı millete mensup olma hissiyle bir araya getirir.
Eserleri :
Maişet, Kazan. İkinci baskı: 1914. (1898)
İngiltereye Seyahat, Kazan. (1912)
Hukuk Tarihi Dersleri, Ankara: Ankara Hukuk Fakultesi Yayınları. (1927)
Türk Hukuk Tarihi, Ankara: Ankara Hukuk Fakultesi Yayınları. (1928)
Türk Dili İçin, Ankara: Türk Ocakları Yayınları. (1930)
İskitler-Sakalar, Ankara: Türk Tarihinin Anahatları Serisi, No. 5. (1933).
Orta Asya Türk Devletler, Ankara: Türk Tarihinin Anahatları Serisi, II, No. 19. (1934)
Hukukun Umumi Esasları, Ankara: Ankara Hukuk Fakultesi Yayınları. (1937)
Umumi Hukuk Tarihi, Ankara: Ankara Hukuk Fakultesi Yayınları. (1941)
Hukuk Felsefesi, İstanbul: İstanbul Hukuk Fakültesi Talebe Cemiyet Yayınları. (1946)
Türk Tarihi Ve Hukuk, İstanbul: İstanbul Hukuk Fakültesi Yayınları. (1947)
Milliyet Duygusunun Sosyolojik Esasları, İstanbul. (1955).
Teokratik Devlet ve Laik Devlet, İstanbul – İstanbul Üniversitesi Yayınları. 1940)
İngliz Amme Hukukunun İnkişafı Safhaları, İstanbul – İstanbul Hukuk Fakültesi Yayınları. (1940)
Farabi’nin Hukuk Felsefesi, İstanbul – İstanbul Hukuk Fakültesi Yayınları. (1945)
Kutadgu-Bilig, İstanbul – İstanbul Hukuk Fakültesi Yayınları. (1947)