Yazılarım
İsmet GÜLTEKİN 16 Kasım 2009
RAHMETLİ ŞEHİD MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN , 1992'DE, `KÜRT SORUNUNUN NERESİNDEYİZ?` ROPÖRTAJINA VERDİĞİ CEVAP:
`PERDE OLMAYA ÖZENİYORLAR`(*)
Soru: `Kürt Sorunu`na bakış açınız nedir, anlatır mısınız?
YAZICIOĞLU: `Güneydoğu Problemi` sadece bu yörede yaşayan insanların iktisadî ve sosyal talepler ile ilgili değildir. Dış ve iç cephesi vardır.Emperyalist ülkeler yıllardır Güneydoğu'da bir `Kürt Devleti` kurdurmak istemişlerdir. Bu ` tampon Kürt Devleti`nin asıl amacı, asıl işlevi ise, kuzeyde Ermenistan'la entegre olarak Türkiye'nin Asya Türklüğü ve Ortadoğu'da İslam ülkeleri ile arasında bir perde olmaktır. Böyle bir `Kukla Devlet`, İsrail gibi bölgemizde barış ve huzurun bozulmasına ve Batı'nın bölgedeki çıkarlarına alet olacaktır. İşte bu devleti oluşturmak için organize edilen bir `PKK Terör Örgütü` var. `PKKTerör Örgütü` bu görevini ifa ederken Güneydoğu'daki vatandaşlarımızın iktisadî, sosyal ve inançlarıyla alakalı problemlerini istismar etmektedir.
Soru: Bu dış güçler meselesini biraz daha açar mısınız?
YAZICIOĞLU: Türkiye, Anadolu coğrafyasına sıkıştırıldıktan sonra Emperyalistler tarafından Anadolu bile çok görülmüştür. Bunun için ne zaman önümüze açılımlar, gelişmeler, ümitler gelmişse, mutlaka başımıza gaileler açılmıştır. 1924-1925 yıllarında ki Ağrı, Zilan ayaklanmaları bütünüyle dışarıdan organizelerdir. Yine Kıbrıs Türklüğünün bağımsızlığına ilk adım atıldığında `Ermeni Terörü` ile karşı karşıya kalmıştık. Şu anda Türkiye'nin önünde Asya Türklüğünün, Sovyetler'den kopan Türk Cumhuriyetleri'nin önderi olma ufku var. Hele Bosna-Hersek'te, Balkanlar'daki gelişmeler, Türkiye'nin bir `Osmanlı İnterlandı` üzerinde geniş bir coğrafyaya önderlik yapabilmesi şansını doğurmuştur. Bu da bütün bir Avrupa, Ortadoğu ve Asya'da güçlü bir blok oluşması demektir. Bunu gören Emperyalistler, ülkemiz üzerinde planlar geliştirmektedir. `Kürt Sorunu` da bununla doğru orantılıdır.
Soru: Buna karşı ne yapılmalı?
YAZICIOĞLU: Dış sebepler PKK'yı örgütlemiştir. Dolayısıyla PKK Güneydoğu halkının dostu değildir. Oradaki halkın ve bütün Türkiye'nin düşmanıdır. Bunu bitirmek için bir defa çok yönlü bir plan hazırlamak lazım. Bu plan hazırlanırken bir defa dış kaynaklar çok net olarak istihbar edilmeli, Türkiye'ye uzanan kollar ve kılcal damarlar çok iyi tesbit edilmeli ve ona göre tedbir alınmalıdır. Arkasında Yunanistan mı var? O halde Yunanistan'ın da kendi içinde problemleri var. Bizim başımıza sıkıntı açıyorlarsa bizim de onların başına benzer sıkıntılar açabileceğimiz gösterilmelidir. Bunu bilmelidirler.Bizdeki terörü destekleyen ülkelere kısasa kısas diyebileceğimiz yöntem hissettirilmelidir. Düşmanı barışa razı etmenin yolu sadece iyi niyetlerle, barış çağrısında bulunmakla olmuyor.
İçerde ise bu iş tamamen `sistemle ilgili`dir. Türkiye'deki `mevcut sistem`, ülkenin problemlerini çözememiştir ve her geçen gün daha da `çözümsüz` hale gelmektedir. Sivil, millî, İslamî ve çoğulcu bir yeniden yapılanmaya ihtiyaç vardır. İslam denince akla hemen İran ya da Suudi Arabistan gelmemeli. İnançların tam bir serbestlik içerisinde hayata geçirilmesine fırsat verecek, din ve vicdan hürriyetini hiçbir kayda tabu tutulmadan serbest hale getirecek bir anlayış anlaşılmalı.
Soru: `Federasyon` önerilerine ne diyorsunuz?
YAZICIOĞLU: Federasyon çözüm değildir. Dünyada federasyonlar dağılıyor. Türkiye'de bin yıldır birlikte yaşıyoruz. Federasyon oluşturduğumuz zaman `karıyı kocadan ayırmanız` lazım. Bunların çocuklarının `hangi federasyonda` kalacağına nasıl karar vereceğiz? İstanbul, İzmir, Ankara'ya yayılmış Kürtler var. Tersine Güneydoğu'da yaşayan Türkler, Araplar, Süryaniler var. Bunun hiç kimseye faydası yoktur. Ben, sivil ve katılımcı bir yönetim içerisinde, demokratik anlayış içerisinde bütün bir milletin beraber yaşayabileceği inancındayım.
Soru: Bunun için `Referandum` yapılsın deniliyor.
YAZICIOĞLU: Bunun çözümünü halka bırakmak çözümsüzlüktür. Halkın kendi intikamını kendisinin alması,kendi sınırlarını kendisinin çizmesi, yani bir `halk savaşı` ile problemin `iç savaş`la çözülmesine `çözümsüzlük` olarak bakıyorum.
