« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

29 Tem

2024

Suriye'de hangi Türk kurumu stratejik hata yaptı?

Ömür Çelikdönmez 01 Ocak 1970

Suriye'de 2011 yılından bu yana devam eden silahlı çatışma, Birleşmiş Milletler'in kuruluşundan bu yana bölgede yaşanan en büyük insani krizlerden birine yol açtı. Tahminlere göre; ülkenin geniş kesimlerinde yaşanan şiddetli çatışmalarda birkaç yüz bin ölü ve bir milyondan fazla kişi de yaralandı.

Birleşmiş Milletler'e göre Suriye'de 16,7 milyondan fazla insan, şu anda insani yardıma muhtaç durumda ve milyonlarca insanın açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu değerlendiriliyor. Maalesef Suriye’de yaşanılanlar büyük güçlerin rekabeti çağına geri dönüldüğünü hatırlattı.

Suriye, hayatta kalma başarısı gösterdi!..
2011'de Suriye iç çatışmasının başlangıcından bu yana, başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler ve Körfez'deki dostları, Suriye rejiminin devrilmesi üzerine bahis oynadılar.

Güçler elbette kıyaslanamazdı, ancak Suriye rejimi inanılmaz bir hayatta kalma yeteneği gösterdi. Bugüne bakıldığında Suriye'de uluslararası terörün yenildiği görülebiliyor. Bu, Suriye devletinin korunmasını ve ekonomik iyileşmeye ve mültecilerin geri dönüşüne geçişin başlatılmasını mümkün kılan bir durum.

Soçi'de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi kararları uyarınca Astana sürecinin garantör ülkeleri Rusya, Türkiye ve İran, Anayasa Komitesi'nin oluşturulması konusunda birçok çalışma yapıldı. Hükümet ile muhalefet arasında anlaşma sağlandı.

ABD, Fırat'ın doğusundan çekildi mi?..
Fırat'ın doğu kıyısından, ABD çekildiğini duyurdu. Bununla birlikte orada oldukça büyük ve ciddi askeri üsler de dahil olmak üzere birkaç düzine askeri tesis kurdukları bir sır değil. Halen sembolik askeri birlikleri bulunuyor.

Amerikalı sığır çobanlarının kendileriyle işbirliği yapan PKK/YPG birliklerini silahlandırdıkları da ayan beyan kabak gibi meydanda. Türk yetkilierin her fırsatta ABD’li muhataplarına şu soruyu sordular; bu silahlara, bu askeri tesislere bundan sonra ne olacak?

En iyi ve tek doğru çözüm bu toprakların Türkiye ile anlaşmalı olarak, Türk güvenlik güçlerinin de desteği ile Suriye Hükümeti, Suriye silahlı kuvvetleri ve Suriye idari yapılarının kontrolüne devredilmesi olabilir.

Suriyeli yetkililer Türkiye için güvenlik tehdidi oluşturan terörist unsurlara karşı Türkiye'nin taleplerini göz önünde bulunduracaktır. Suriye Devleti, egemenliğini tesis edene kadar Türk ordusu, bölgeyi küresel ve bölgesel terörist unsurlardan arındırmayı sürdürecektir.

Türkiye'nin Suriye politikası var mı?..


Biz Türklerin “kervan yolda düzülür” atasözü aslında bu durumu çok net açıklıyor. Benim cevabım; evet Cihanşümul Kadim Türk Devletinin elbette Suriye politikası var. Suriye krizi başlamadan önce Ankara ve Şam arasındaki müşterek bakanlar kurulunu toplamaya kadar götüren irade işte bu iradedir.

Suriye krizi başladıktan sonra ABD ve diğer batılı ülkelerin Suriye'ye İslamcı terörist ihracına göz yuman hükümetin ise milli ve yerli bir Suriye politikasının olduğu söylenebilir mi?

Türkiye'nin Suriye politikası nedir? Bu politika Dışişleri, TSK, MİT veya diğer kurumların birlikte uyum içerisinde yürüttükleri bir stratejinin ürünü müdür?

Veya ilgili her kurumun münferit farklı uygulamaları mı söz konusudur?

Kimin hangi telden çaldığı o nedenle mi bilinmemektedir? Bu süreci yöneten maestro kimdir veya hangi kurumdur? Eğer varsa devlet aklı bu sürecin neresindedir?

ABD’nin Suriye perspektifi bizim bakış açımız olamaz!..
Sussan olmuyor, susmasan olmaz / Dil dursa hâkim bey tende can durmaz / Yazsan olmuyor, yazmasan olmaz / Kaleme tedbir koma, tek durmaz şarkı sözünde olduğu söylemeye dilim varmıyor ama; yoksa küresel egemen güç ABD’nin Greater Middle East/Büyük Orta Doğu projesinin yol izini süren bir oldu bitti midir?

Bu kabullenmenin perde arkasında küreselleşme kapsamında ABD’nin; BOP çerçevesi içinde yer alan ülkelere yönelik sunduğu tercihler mi etkilidir? ABD’nin emperyalist çıkarları doğrultusunda uyum içinde işbirliğini önemseyen ve benimseyen yerel siyasi aktörlere dokunulmayacağı garantisi etkili olmuş mudur?

Bu garanti kadar bizimle çalışmayan gider tehdidi ikna yöntemi yerine geçmiş midir?

22 Arap ülkesinin yanı sıra İran, Afganistan, Pakistan, Türkiye ve İsrail'den oluşan heterojen bir alanı kapsayan Amerikan çalışma belgesi ile Büyük Orta Doğu projesi, Orta Doğu toplumlarını hedef alan, çağdaş uluslararası ilişkilerde benzeri görülmemiş bir ulusötesi tehdid üretilmesine ne demeli?

Aşırılıkçılık ve etnik ve mezhepsel bölünmelerin oluşturduğu tehdidleri planlayarak, kuvveden fiile dönüştürerek, Greater Middle East/BOP ile Amerika yaşadığımız bölgeye önce sözde dışsal siyasi modeller dayattı sonrasında ise askeri işgali denedi.

Kendi emperyalist çıkarlarını önceleyen ABD’nin, bırakın meşru güvenlik kaygılarımızı giderecek etkili adımlar atmasını, Türkiye'nin sınır güvenliğini tehdit eden terörist unsurları silahlandırarak düşmanca tavır sergilemesini Türk kamuoyu yakından izliyor.

ABD, Suriye krizini sürdürülebilir bir mecraya yöneltmiş lakin Suriye halkının büyük umud bağladığı Türkiye maalesef hem kendisi hem de kardeş Suriye halkının çıkarları açısından krizi çözmek için bütünsel bir strateji geliştirilememiştir.

Hatanın dönüleceği yer!..
Suriye muhalefetinin meşru temsilcileri kabul edilen Suriye Ulusal Koalisyonu ve Suriye Geçici Hükümeti’nin, bazı kısır çekişmeler ve reelpolitik düşünemeyen bürokrat tasarrufu yüzünden güdük kaldığı herkesin malûmu.

Şimdiye kadar inşa edilen ne varsa mesela Azez’de istihbarat başkanının aracının kurşunlanması ile Kayseri'deki olaylar sonrasında Türkiye'nin asker, polis, gizli servis ile kontrol ettiği şehirlerde Türk bayraklarının yakılması, Türk tırlarına ve o bölgedeki banka, PTT vs. gibi Türk kurumlarına saldırılması ile çökmüştür. Hiç şüphesiz bu, geçmişten gelen yanlış uygulamaların neticesidir.

Tüm bunlar; “bayrak yakanlar, PKK/YPG teröristlerin işidir” denilerek geçiştirilemez, örtbas edilemez. Eğer bu unsurların işiyse bir güvenlik zaafı vardır. İlgili birimler maalesef görevlerini yerine getirememiştir. Ortada bir başarısızlık vardır.

Evet Türkiye, terörist unsurlara karşı yüzlerce şehit vererek, Suriye'de öngörülemeyen bir askeri başarı sağlamıştır. Milyonlarca Suriyeliyi ülkesine kabul ederek, insani yardımını esirgememiştir.

Bununla birlikte Suriye Ulusal Koalisyonu ve Suriye Geçici Hükümeti’nin sahanın nabzını tutamadığı, sahayı kontrol edemedikleri, onların beceriksizliği nedeniyle Suriye’de sınır bölgesinde yaşayan halkın Türkiye aleyhtarı bir çizgiye yönlendirildiği görülmektedir.

Unutmayalım; Suriye ve Türkiye, bölgede istikrar ve güvenliği korumak için birlikte çalışmak zorunda. Bence Şam’la masaya oturmadan önce işe Suriye Ulusal Koalisyonu ve Suriye Geçici Hükümeti’nin figüranlarını, gerçek aktörlerle değiştirerek başlanmalı.

Halim Kaya

16 Ara 2024

Mustafa Çolak’ı birkaç yıl önce Samsun Türk Ocağı’nda dinlemiştim. O zaman Enver Paşa ile İttihat ve Terakki hakkında benim tarafımdan dikkat çeken bilgiler vermiş, dolayısıyla dikkatimi çekmişti.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

16 Ara 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 130,39 M - Bugn : 61959

ulkucudunya@ulkucudunya.com