Sandığın rengi 4 Haziran’da belli olur
İsmail KÜÇÜKKAYA 22 Mayıs 2007
Seçimde müthiş bir rekabet yaşanacak. Yıllar sonra ilk kez “birleşik ve güçlü alternatifler arasında” karar verme şansımız olacak. Seçmenler bu kez partilerden “ehven-i şer bulduğunu” değil, konjonktürün rüzgarıyla veya tepkisel bir tavırla da değil, “gönlüne sine sine” birini destekleyecek.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarından memnun olanlar bir tarafa, “Cumhuriyet tehdit altında” diyerek ana muhalefeti kurtarıcı görenler diğer tarafa gidecekler.
“Bu kutuplaşma bize göre değil” gözlüğü takan “orta yolcu-merkez kitle” birleşmenin heyecanıyla Demokrat Parti’ye, “ülke bölünmenin eşiğinde” diye düşünen milliyetçi kesim MHP’ye oy verecek. Dört ana kol daha oluştu gibi...
Yeni sürprizler de söz konusu olabilir.
Şimdi gözler listelerde olacak.
“Sandığın rengi” 4 Haziran’da belli olur. Yani partilerin aday listelerinin YSK’ya verildiği gün.
Listelerde hata yapan parti yanar.
“Şöhretli isimler peşinde koşarken tabanı unutanlar” sandıkta hüsrana uğrar.
“Tabanı küstürmeyelim” diye hassas davranırken “cazip vitrin hazırlamayanlar” baraja takılır.
“Kimliğini yasladığı ideolojisiyle makul çoğunluk arasında, kamuoyuna sunduğu vitrin ile teşkilatlarda çalışmasına muhtaç olduğu taban arasında dengeyi bulan kazanır.”
Yanlış listeler bizde pek çok lidere sandık hezimeti yaşatmıştır. En son1995 seçimi öncesinde aldığı rüzgarla uçup giderken Tansu Çiller DYP’si böyle bir hüsrana uğramıştı.
Bu sıkıntı başta AK Parti olmak üzere seçim öncesinde bütün partilerin en çetin sınavına dönüştü.
Anadolu’da pek çok AK Parti örgütünden bugünlerde “Demokrat Parti’nin ve MHP’nin yerel adayları çok iyi, bizim aday adaylarına tepki var” diye genel merkeze uyarılar geliyor. CHP Genel Merkezi ise her seçim öncesindeki gibi patlamaya hazır bomba adeta. 4 Haziran’a az kaldı, belki de şu andaki seçim tahminlerini değiştirmek için 22 Temmuz’u beklemeye gerek kalmayacak.
--------------------------------------------------------------------------------
Yazıcıoğlu: “CHP’de cumhur AKP’de demokrasi yok”
Hafta boyu iktidardan başlayarak bütün partilerle ilgili analizler yaptık. Sırada BBP Lideri Muhsin Yazıcıoğlu var. Yazıcıoğlu, “nasılsınız?” sorumuza, “bahar yorgunluğu var” yanıtını verince, “aman Başkan yorgunluk baharda başlarsa Temmuz sıcağındaki seçime nasıl dayanacaksınız?” diye espri yaptım, güldü, “yok yok, bahar kış demeden çalışıyoruz” dedi.
Yazıcıoğlu, Türkiye’nin çift kutuplu bir ayrışmaya gitmesinden rahatsızlık duyuyor. “Cumhuriyeti koruduğunu söyleyen ana muhalefet cumhura gitmekten korkuyor, demokrasiye sahip çıktığını söyleyen iktidar demokrasi için bugüne kadar hiç bir şey yapmadı” diyen BBP Lideri, “ittifak yapmıyor musunuz?” soruma, “seçime tek başımıza girmeye karar verdik, çalışmaları sürdürüyoruz. Ama gayri resmi işbirliği görüşmelerimiz var” yanıtını verdi.
BBP ile Saadet arasında görüşmeler sürüyor. Ancak “Meclis’e taşınma potansiyeli riskli görülen bir işbirliğine” Yazıcıoğlu hiç sıcak bakmıyor. O, “eğer bir partiyle ortak listede seçime girersek mutlaka Meclis’e girmeliyiz” görüşünde.
“Demokrat Parti-BBP işbirliği nasıl olur?” diye sorunca Yazıcıoğlu’ndan “Demokrat Parti-BBP-Saadet ortak listesi nasıl karşılanır” sorusuyla karşılaştım. “Bunu yapmazlar, çünkü merkez sağdaki birleşmeyle özellikle kentli seçmene cazip gelmeye çalışıyorlar. Böyle bir birleşme, kentli seçmeni kaçırır. Ama Demokrat Parti’ye BBP katılırsa belki AK Parti’den daha fazla oy bu tarafa çekilebilir. Fakat bunu da riskli bulabilirler” görüşümü aktardım.
BBP Lideri, Türkiye’de merkezin inşasının bir ihtiyaç olduğunu söylerken, buna katkı sağlamaya hazır olduklarını vurguladı. Yazıcıoğlu ile milliyetçilik üzerine de uzun bir sohbet gerçekleştirdik, başka bir yazıda onu dikkatinize sunacağım.