İç savaş mı yoksa bölgesel savaş mı?
İbrahim KARAGÜL 29 Mayıs 2007
ABD F-16'ları Türk hava sahasını ihlal etmiş. 24 Nisan'da gerçekleşen olay 27 Nisan'da açıklanıyor. 1950'lerden bu yana, birkaç istisna dışında, her alanda ve her coğrafyada birlikte hareket eden iki "stratejik ortak"tan biri diğerinin hava sahasını ihlal ediyor. Ve bu bir "ihlal" olarak açıklanıyor, tehdit kategorisinde değerlendiriliyor. İlk kez!
Irak işgalinden, Türkiye'ye 90 bin ABD askerinin yerleştirilmesi talebinin reddinden, Türkiye'yi parçalara ayıran haritaların ABD askeri karargahlarına asılmasından, "terör kartı"nın İran kadar Türkiye'ye karşı da kullanılmasından sonra. Türkiye'nin tehdidin müttefiklerinden kaynaklandığını fark etmesinden ve şoka uğramasından sonra. Ne zaman?
İç siyasi kriz tırmandığı, "Devlet iktidarı" tartışmasının Türkiye'yi iç çatışma zeminine doğru çekmeye başladığı, sokaklar bu yönde iki kampa bölündüğü, kriz kabus senaryoları ile birlikte anıldığı, Türk-ABD ilişkilerinin çok kötü olduğu, kamuoyu baskısının K.Irak'a operasyon için aşırı yoğunlaştığı, bunun seçimler için çok güçlü etken haline geldiği, ABD'nin K. Irak üzerinden Türkiye'yi tahrik etmeye devam ettiği zaman.
"Cumhurbaşkanlığı krizi değil Kuzey Irak krizi", "Türkiye K. Irak'a ABD için mi girecek", "İran cepheye Türkiye masaya" şeklinde başlıklarla kafa karışıklığını ele almaya, verilecek kararın cumhuriyet tarihinin en yakıcı kararı olduğunu söylemeye, yeni Ortadoğu dizaynının Türkiye'yi derinden sarsacağını anlatmaya çalıştık hep. Askeri seçeneklere karşı olanların ellerinden hiçbir çözüm formülü olmadığına, askeri seçeneği öne alanların da neyi amaçladıklarının son derece belirsiz olduğuna, böyle bir operasyonun Türkiye'nin parçalanması dahil, çok daha vahim sonuçları olacağına ilişkin kaygıları diri tutmaya çalıştık.
İki seçenek var ortada: Ya yeni bir kuruluş sözleşmesi belirleyecek, yeni bir devlet olacak ve şu anki karakterini büyük oranda değiştirecek ve "barış" adıyla bir gelecek kuracak. Ya da nihai bir hesaplaşma çizgisine girecek. Bu da yine yeni bir Türkiye demektir. Güce dayalı emperyal bir devlet olmakla intihar etmek arasında bir ölümcül boşluk var burada. Böyle bir Türkiye, ABD ile, AB ile, Asyalı güçlerle ve yakın çevresiyle bambaşka ilişkiler içinde olacaktır.
"İhlal"e dönelim. Türkiye'de kaç ABD askeri üssü var? ABD'nin kaç dinleme üssü var? Ne kadar lojistik destek üssü var? Karadeniz'den Ege ve Güneydoğu'ya kadar bu ülkenin her yanı ABD üsleriyle dolu değil mi? Balıkesir'de ABD nükleer silahları yok muydu? İncirlik üssünde nükleer silah yok mu şu an? Sivil havaalanları bile ABD tarafından kullanılmıyor mu? CIA'nın gizli üsleri yok mu bu ülkede? Gizli uçaklar bu ülkenin hava sahasını kullanmıyor mu?
Tezkere reddedilse de, ABD lojistik ihtiyacının önemli bir bölümü İskenderun'dan, İncirlik'ten, bu üslerden sağlanmıyor mu? Kuzey Irak-Mersin trafiğini kim kontrol ediyor? Konya ovasında İsrail dahil, ABD savaş uçakları hangi eğitimi yapıyor yıllardır? Irak'ın füzeleri Mersin Serbest Bölgesinden kaçırılmadı mı?
Siz hangi ihlalden söz ediyorsunuz? Siz, İncirlik'ten kalkan savaş uçaklarını kontrol ettiğinizi mi sanıyorsunuz? İncirlik'teki atom bombaları konusunda daha tek kelime bile söyleyemiyorsunuz? Özgür bir ülkeden söz ediyoruz, ittifak ilişkilerinden değil. Bu ülkenin hava sahası ne zaman ABD'ye kapalı oldu?
Daha detay verelim: Birkaç yıldır Kuzey Irak'taki ABD, İngiliz, İsrail çalışmalarına karşı ne söyleyebildiniz? İsrail Kandil'de bile eğitim verirken, K. Irak'ta füze depoları kurarken, İsrail'den bölgeye ağır silah sevkıyatlarına ilişkin bilgiler bize kadar gelirken neden sustunuz? Kuzey Irak'tan İstanbul'a, Ankara'ya, İzmir'e ve başka bölgelere yüzlerce kilo patlayıcı taşınırken neden kimseden ses çıkmıyordu?
TSK bölgede tatbikat yaparken ABD helikopterleri sınıra asker indiriyor, Kürt birliklerini sınıra kaydırıyordu. Aylardır olduğu gibi, son bir hafta içinde de ABD ve İsrail bölgeye silah yığınağına devam etti. A-3, A-4, C-4 patlayıcıları, orta menzilli füzeler, füze rampaları, anti tank mayınları, termal kameralar, gece görüş dürbünleri Barzani birliklerine dağıtılıyor. Bunlardan ne kadarı Türkiye'ye girdi? Korkumuz, bu çalışmaların K. Irak'la sınırlı olmayacağı, Türkiye içinde bir şeyler tezgahlandığı yönünde.
Aylardır bu yığınağa dikkat çeken yazılar yazdık. Ve hep şu soruyu sorduk: Türkiye-ABD-İsrail ve Barzani arasında ne tür bir ilişki var? Bu hazırlıklar İran'a mı yoksa Türkiye'ye mi karşı? Neden Türkiye sınırına füze sistemleri geti-riliyor? Kimseden ses çıkmadı. Bunlar olurken, Türkiye'nin her yanında ABD varken ihlalden söz etmek, nasıl bir şey? Yoksa bütün bu gürültünün sebebi PKK değil de, Türkiye'yi kapsamlı bir krizin içine çekmek, iç siyasi yapıyı da buna göre dizayn etmek mi?
Türkiye ile ABD/Kürtler K. Irak'ta bir çatışma ortamına mı sürükleniyor yoksa bize büyük bir oyun mu oynanıyor? Türk-ABD ilişkileri kopuyor mu yoksa yeniden mi kuruluyor? Türkiye iç savaşa mı sürüklenecek yoksa bölgesel savaşa mı?