« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

04 Nis

2010

Peygamberimizin amcası: ABBAS BIN ABDÜLMUTTALİB / Nihat Hatipoğlu

01 Ocak 1970

Hz. Abbas, gençlik zamaninda, ticaretle ugrasti ve çok zengin oldu. Kardeslerinin içinde en zengini oydu. Abisi Ebü Talib'in ise mali durumu çok kötü idi. Resülullah efendimizin teklifi ile Ebü Talib'in oglu Ukayl'in yetismesine yardimci oldu ve abisinin yükünü hafifletti.Resülullah efendimiz, Islamiyeti anlatmaya baslayinca, Hz. Abbas muhalefet etmeyip, akrabalik sefkatinden dolayi, Peygamber efendimize yardimda bulundu ve destek oldu.



Biz Onu koruduk



Müslüman olmadigi halde, Akabe bi'atinda Peygamber efendimizin yaninda bulunup, orada te'sirli konusmalar yapti. Bi'at etmek için gelen Medineli Müslümanlara söyle hitab etti:- Ey Medineliler! Bu, kardesimin ogludur. Insanlarin içinde en çok sevdigim Odur. Eger, Onu tasdik edip, Allahtan getirdiklerine inaniyor ve beraberinizde alip getürmek istiyorsaniz, beni tatmin edecek saglam bir söz vermeniz lazimdir.Bildiginiz gibi, Muhammed aleyhisselam bizdendir. Biz, Onu, Ona inanmiyan kimselerden koruduk. O, bizim aramizda izzet ve serefiyle korunmus olarak yasamaktadir. Bütün bunlara ragmen, herkesten yüz çevirmis ve sizinle beraber gitmeye karar vermis bulunmaktadir.Eger siz, bütün Arap kabilelerinin birlesip, üzerinize hücüm ettiginde, onlara karsi koyacak kadar savas gücüne sahipseniz, bu ise karar veriniz! Bu husüsu aranizda iyice görüsüp konusunuz. Sonradan ayriliga düsmeyiniz! Verdiginiz sözde durup, Onu düsmanlarindan koruyabilecek misiniz?Bunu layikiyla yapabilirseniz ne ala. Yok, Mekke'den çiktiktan sonra Onu yalniz birakacaksaniz, simdiden bu isten vazgeçiniz ki, yurdunda serefiyle korunmus halde yasasin!



Buna karsilik Medineli Müslümanlar, “Biz, Resülullahi malimiz ve canimiz pahasina koruyacagiz. Biz, bu sözümüzde sadikiz” dediler ve Resülullah efendimize bi'at ettiler. Sonra Hz. Abbas söyle dua etti:- Allahim! Sen onlarin, yegenim hakkinda verdikleri sözü, Onu korumak için ettikleri yemini isiten ve görensin. Kardesimin oglunu sana emanet ediyorum ya Rabbi!Peygamber efendimizin amcasi olan Hz. Abbas çok zengin olup, çok cömert idi. Ikram ve ihsanlari çok meshür idi. Fakir, fukarayi sevindirmeyi çok severdi. Özellikle köle satin alip, azad etmekten çok memnun olurdu. Yetmis kadar köle azad etmistir.Yakin akrabayi ziyaret etmeye, onlarin haklarina riayete çok dikkat ederdi. Peygamber efendimiz, kendisini çok severdi. Bir defasinda buyurdu ki:- Allahim, Abbas'i ve ogullarini magfiret eyle ve bagisla! Öyle ki, hiç günahlari kalmasin! Ya Rabbi, onu ve ogullarini meydana gelecek afet ve belalardan koru!



Akrabalık hakkı



Peygamber efendimiz birgün, Hz. Abbas'a sordu:- Sana bir ihsanda bulunayim mi? Sana, akrabalik hakkini ödeyip faydali olayim mi?- Evet ya ResülAllah!- Sana bir sey ögreteyim ki, onu yaptigin zaman, eski- yeni, önceki-sonraki, gizli-açik, hataen veya kasten isledigin bütün günahlari Allahü teala affeder.- Ya ResülAllah ögretecegin bu sey nedir?- Dört rek'atli namaz kil! Her rek'atte, sübhanekeden sonra on defa, (SübhanAllahi velhamdülillahi vela ilahe illallahü vAllahü ekber) dersin. Fatiha'dan sonra bir zammi süre okuyup ayakta iken onbes defa tekrar, (SübhanAllahi velhamdülillahi vela ilahe illallahü vAllahü ekber) dersin!



Rükü'a egilince bunu on defa söylersin! Rükü'dan kalktiginda ayakta oldugun halde, bunu on defa söylersin! Sonra secdeye varir, orada on defa söylersin! Secdeden kalkip oturdugunda on defa söylersin! Tekrar secdeye vardiginda on defa söylersin!



Sonra ikinci rek'ata kalkarsin! Birinci rek'attaki gibi dört rek'ati da kilarsin! Bu her rek'atta yetmisbes, dört rek'atta üçyüz eder. Artik senin günahlarin Alic'in (yürümekle dört gecede katedilen kumluk bir yer) kumlarinin sayisi kadar da olsa, Allahü teala seni bagislar. Bunu hergün bir defa kilmaya gücün yeterse kil!- Ya ResülAllah, bunu hergün yapmaya kimin gücü yeter?- Hergün kilmaya gücün yetmezse, her Cum'a bir defa kil! Her Cum'a kilamazsan, ayda bir defa kil! Ayda bir defa kilamazsan senede bir defa kil! Senede bir defa kilamazsan ömründe bir defa olsun kil!



Kaza borcu olanlar



Kaza borcu olan, nafile namaz yerine kaza namazlarini kilarak, önce borcunu ödemelidir! Çünkü kaza borcu olanlarin nafilelerine sevab verilmez.Hz. Abbas, Kureys'in ileri gelenlerinden ve reislerinden idi. Mescid-i Haramin tamirati ve gelen hacilara su dagitmak (sikaye) hizmetini yürütürdü. Müslüman olduktan sonra da bu vazifeyi devam ettirdi. Hz. Abbas ve kardesleri, hac mevsiminde zemzem kuyusu önünde dururlar, isteyenlere, kuyudan su çekip verirlerdi.Hz. Abbas, Peygamber efendimizin en çok sevdigi amcalarindandir. Abdülmuttalib'in en küçük ogludur. Peygamber efendimizden üç yas büyüktür.



Kurtulus akçesi



Bedir savasinda daha Müslüman olmamisti. Müsriklerin zoruyla savasa sokuldu. Savas sonunda, esir edilip Medine'ye getürüldü. Peygamber efendimiz kendisine buyurdu ki:- Ey Abbas, kendin, kardesinin oglu Ukayl bin Ebü Talib ve Nevfel bin Haris için kurtulus akçesi öde! Çünkü sen zenginsin.- Ya ResülAllah, ben Müslümanim. Kureysliler beni zorla Bedir'e getirdiler.- Senin Müslümanligini Allahü teala bilir. Dogru söylüyorsan Allah sana elbette onun ecrini verir. Fakat senin halin, görünüs i'tibariyle, aleyhimizedir. Bunun için sen kurtulus akçesi ödemelisin!- Ya ResülAllah, yanimda 800 dirhemden baska param yoktur.- Ya Abbas, o altinlari niçin söylemiyorsun?- Hangi altinlari?- Hani sen Mekke'den çikacagin gün, hanimin Haris'in kizi Ümmül Fadl'a verdigin altinlar. Onlari verirken, yaninizda sizden baska kimse yoktu. Sen, Ümmül Fadl'a, “Bu seferde basima ne gelecegini bilmiyorum. Eger bir felakete duçar olup da dönemezsem, su kadari senindir. Su kadari Fadl içindir. Su kadari Abdullah içindir. Su kadari Ubeydullah içindir. Su kadari da Kusem içindir” dedigin altinlar?Peygamber efendimiz altinlar hakkinda bu kadar teferruatli bir sekilde bilgi verince, Hz. Abbas çok sasirdi:- Allaha yemin ederim ki, ben bu altinlari hanimima verirken yanimizda kimse yoktu. Bunlari sen nereden biliyorsun?- Allahü teala haber verdi.- Senin, Allahü tealanin Resülü olduguna simdi gerçekten inandim. Dogru söyledigine sehadet ederim.Hemen Kelime-i sehadet getirerek Müslüman oldu.Hz. Abbas Müslüman olunca, Resülullah onu Mekke'de görevlendirdi. Müslüman oldugunu kimseye söylemedi. Mekke'de olup bitenleri, gizlice Peygamber efendimize bildirirdi. Bir zaman sonra Peygamber efendimizin hasretine dayanamayip, Medine'ye gelmek istedigini mektupla bildirdiginde, Peygamber efendimiz buyurdu ki:- Senin bulundugun yerdeki cihadin daha güzel ve faydalidir.



Muhacirlerin sonuncusu



Hz. Abbas, Mekke'nin fethine dair yapilan hazirliklarin son safhada oldugunu haber alinca, artik Mekke'de kalmayi lüzümlu bulmayip, fetihten az bir zaman önce Medine'ye hicret için yola çikti. Zü'l-huleyfe'de Resülullaha kavustu.Ailesini Medine'ye gönderip, kendisi Mekke'nin fethinde, Peygamber efendimizin yaninda bulundu. Peygamber efendimiz ona buyurdular ki:- Ey Abbas! Ben, Peygamberlerin sonuncusu oldugum gibi, sen de muhacirlerin sonuncususun.Hz. Ebü Süfyan, Mekke'nin fethi sirasinda Müslüman oldu. Kendisiyle Hz. Abbas ilgilendi. Ebü Süfyan, Müslümanlarin bir sabah vakti namaz için coskun hazirliklarini görünce dedi ki:- Ey Abbas! Müslümanlara yeni bir sey mi emredildi?- Hayir, onlar namaza hazirlaniyorlar.Daha sonra Ebü Süfyan'a abdest aldirip, Resülullaha getürdü. Resül aleyhisselam namaz için cema'atin önüne geçip tekbir aldi. Cema'at da büyük bir vecd içinde Ona uydu. Onlarin rükü ve secdedeki hallerini gören Ebü Süfyan dedi ki:- Ey Abbas! Böyle itaati ne Iran saraylarinda, ne Rum diyarlarinda gördüm. Dogrusu, yegenin büyük bir hükümdar olmus.Bunun üzerine Hz. Abbas dedi ki:- Ey Ebü Süfyan! Bu is saltanat degil, nübüvvettir.Hz. Abbas, Resülullahin yakini olmasi sebebiyle, Eshab-i kiram arasinda ayri bir yeri vardi. Sözü dinlenirdi.Peygamber efendimiz vefat edince, Eshab-i kiramin akli basindan gitti. Mescidde aglasmaya basladilar. Hiç kimsenin inanasi gelmiyordu.Hele Hz. Ömer, tamamen kendinden geçmis bir halde idi. Peygamber efendimizin mübarek yüzüne bakip, “Resülullah bayilmis, fakat bayginligi çok agir” diyordu. Ölüm sözünü agzina almadigi gibi, kimsenin de söylemesini istemiyordu. Disari çikip dedi ki:- Kim, “Resülullah öldü” derse, kilicimla boynunu vururum!



Duyan var mı?



Hz. Ebü Bekir ile Hz. Abbas'in Eshab-i kiram arasinda bir agirligi vardi. Eshab-i kirami ancak bunlar teskin edebilirdi. Bunun için beraber mescide gittiler. Hz. Abbas buyurdu ki:- Ey insanlar! Resülullahin, “Ben vefat etmiyecegim” dedigini içinizde duyan var mi?- Hayir böyle bir söz duymadik.Sonra Hz. Ömer'e dönüp sordu:- Ya Ömer, bu husüsta sen birsey duydun mu?- Hayir duymadim.Sonra Eshab-i kirama dönüp buyurdu ki:- Hiç kimse Resülullahin vefat etmiyecegini söyleyemez. Cenab-i Hakka yemin ederim ki, Resülullah ölümü tatmis bulunmaktadir. Allahü teala Kur'an-i kerimde, “Muhakkak, sen de öleceksin, onlar da ölecektir” buyurmaktadir. Resülullah efendimiz, Islamiyetin bütün hükümlerini tamamladiktan sonra aramizdan ayrildi. Artik kendimize gelip, defin islerini tamamlayalim.Sonra, Hz. Ebü Bekir de buna benzer konusmalar yapti. Böylece Eshab-i kiramin akli baslarina geldi.Hayber gazasindan sonra, Haccac bin Ilat hazretleri, Peygamber efendimizin huzüruna gelip dedi ki:- Ya ResülAllah, benim Mekke'de çoluk çocugum, mallarim var. Bunlari buraya getirmek istiyorum. Fakat, benim Müslüman oldugumu ögrenirlerse, bunlari vermezler. Mekke'ye gittigimde, sizin hakkinizda uygun olmayan sözler söylesem uygun olur mu?Bunun üzerine Peygamber efendimiz izin verdi.



Zafere ulastı



Bu izin üzerine Mekke'ye gelip, Peygamber efendimizin esir alindigini, öldürülmesi için Mekke'ye getirilecegini söyledi.Bu habere müsrikler çok sevindi. Hz. Abbas ise, haberi alir almaz, üzüntüsünden bayildi. Kendinden geçmis bir halde evine getürdüler. Bir müddet sonra kendine geldiginde, isin aslini ögrenmek için, kimsenin bulunmadigi bir zamanda, Haccac'i evine çagirdi. Hz. Abbas'in perisan halini gören Haccac dedi ki:- Ya Abbas sana müjde! Resülullah, Hayber'de zafere ulasti. Ben mallarimi kurtarmak için Resülullahtan izin alarak böyle söyledim. Buradan ayrildiktan üç gün sonra, yaptigim hileyi onlara söyleyebilirsin.Hz. Abbas, Mekke'nin fethinden sonra yapilan Huneyn gazasinda da, Peygamber efendimizin yanindan ayrilmadi. Islam ordusu, sabah gün isimadan çukur ve genis bir vadiden asagi iniyordu. Düsman ordusu, önceden oraya geldigi için, vadinin her iki yaninda gizlenip pusu kurmustu.



Resülullahın yanından ayrılmadı



Müslümanlar tam oraya geldiklerinde, düsman etraftan saldirmaya basladi. Müslümanlar ne olduklarini anlayamadilar. Bir an karisiklik oldu. Hz. Abbas, Hz. Ebü Bekir ve birkaç kahraman, ölümü göze alip, Resülullahla birlikte bir adim gerilemediler.Bunun üzerine Peygamber efendimiz buyurdu ki:- Ya Abbas! Sen onlara; “Ey Medineliler! Ey Semüre agacinin altinda bi'at eden sahabiler!” diye seslen!



Hz. Abbas, iri yapili ve heybetli idi. Bagirdigi zaman sesi çok uzaklardan duyuldugu için, bütün gücüyle bagirdi:- Ey Medineliler! Ey Semüre agacinin altinda Peygamberimize söz veren Eshab! Buraya toplaniniz! Dagilmayiniz!



Bunu isiten Eshab-i kiram geri dönmek istediler. Fakat binek hayvanlari öyle ürkmüslerdi ki, ba'zilari hayvanlarini geri döndüremediler. Binek hayvanlarindan kendilerini atmak mecbüriyetinde kaldilar. Müslümanlar toparlandilar ve siddetli bir muharebeden sonra düsman yenik düstü. Askerlerinin çogu öldürüldü. Bir kismi da esir alindi.Hz. Abbas bin Abdülmuttalib, çok yigit idi. Hz. Cabir anlatir:“Resülullah efendimiz Taif'e gittiginde, oradaki halka, elçi olarak Hanzala bin Rebi'i göndermisti. Hanzala Taiflilerle görüsürken, kendisini yakalayip kaleye hapsetmek istediler. Bunu gören Resül aleyhisselam buyurdu ki:- Kim bunlarin elinden Hanzala'yi kurtarir? Bu isi basarana bütün gazilerin sevabi verilecektir.Hz. Abbas bin Abdülmuttalib yerinden firlayip, yildirim gibi kostu. Hanzala'yi kaleye sokmak üzere olan Taiflilere yetiserek, ellerinden aldi. Kaleden Hz. Abbas'a tas atiyorlardi. Bu sirada Resülullah efendimiz de, Hz. Abbas'a dua ediyordu. Hz. Abbas yaralanmadan Hanzala'yi Resülullaha getirdi.”



Faizini kaldırdı



632 senesinde Resülullah efendimiz Eshabiyla veda haccina gittiler. Peygamber efendimiz, veda hutbelerinde, sevgili amcasindan da bahsettiler... Faizin yasak oldugunu, ilk kaldirdigi faizin, amcasi Hz. Abbas'in faizi oldugunu bildirdiler.Peygamber efendimizin vefatindan sonra mübarek cenazelerini yikamak üzere; Hz. Ali, Hz. Abbas ve ogullari Fadl ve Kusem, Üsame bin Zeyd ve Salih odaya girip kapiyi kapadilar. Peygamber efendimizi, gömlegi üzerinde oldugu halde yikamaya basladilar.Hz. Abbas ve ogullari su döküp, Peygamber efendimizi saga, sola döndürdüler. Hz. Ali de yikadi. Yikadikça, evin içine esine rastlanmamis çok güzel bir koku yayildi. Üç parça kefen ile kefenledikten sonra, vefat ettigi yere kabr-i serifi kazilip, lahd sekline getirildi ve Resülullah efendimizi, kabr-i serifine koydular.Hz. Ömer, fetihlerden elde edilen ganimetlerden, Hz. Abbas'a hisse ayirirdi. Hz. Ömer, Mescid-i Nebevinin genisletilmesini istedi. Mescidin hemen yaninda Hz. Abbas'in evi vardi. Halife bu evi satin almak istedi. Hz Abbas ise evini hediye olarak verdi.



Ayaga kalkarlardı



Hz. Ömer, Medine'de kuraklik olunca, Hz. Abbas'in dua etmesini istedi. Hz. Abbas dua edip, duasi bereketiyle yagmur yagdi ve toprak yeserdi. Bundan sonra Hz. Ömer buyurdu ki:- Abbas, Allahü teala ile bizim aramizda vesiledir.Hz. Abbas, Peygamber efendimize yakinligi ve faziletlerinin çoklugundan dolayi herkes tarafindan sevilir, sayilir, hürmet edilir bir zat idi. Herkes kendisine imrenirdi. Dört büyük halife gibi büyük zatlar, o gelince, hürmetlerinden ve tevazularindan ayaga kalkarlardi.Çok zengin idi. Medine'ye yerlestikten sonra yapilan bütün muharebelerde ve özellikle, Bizans'a karsi gerçeklestirilen seferde, Islam ordusunun techizi için çok yardim etti.Ziyadesiyle cömert olup, ikram ve ihsanlari çok idi. Köleleri satin alip azad eder ve böyle yapmayi çok severdi. Yetmis köle azad ettigi meshürdur. Yakin akrabayi ziyaret etmeye, onlarin haklarini yerine getirmeye çok dikkat eder, muhtaç olanlara yardim ederdi.Hz. Abbas bin Abdülmuttalib, ömrünün sonunda göremez oldu. Hz. Osman'in sehid edilmesinden iki sene evvel, 652 senesinde 88 yasinda Medine-i münevverede vefat etti. Cenaze namazini Hz. Osman kildirdi. Baki' kabristanina defnedildi.Kizlarindan baska on erkek evladi vardi. Bunlarin içinde, Abdullah bin Abbas hazretleri ilimde çok yüksekti. Kizlari içinde Ümmü Gülsüm ba'zi hadis-i serifler rivayet etti.Hz. Aise söyle anlatir:“Resülullah efendimiz Eshab-i kirami ile oturuyordu. Yaninda Hz. Ebü Bekir ile Hz. Ömer vardi. O esnada Hz. Abbas içeri girdi. Hz. Ebü Bekir ona yer verdi. Hz. Abbas, Resülullahla Ebü Bekir arasina oturdu. Resül aleyhisselam bu hareketinden dolayi Hz. Ebü Bekir'e buyurdu ki:- Büyüklerin kiymetini büyükler bilir.”



Ben Abbas'danım



Peygamber efendimiz Hz. Abbas hakkinda yine buyurdular ki Bu Abdülmuttalib oglu Abbas'dir. Kureyste en cömert ve akrabalik baglarina en saygili olandir.)(Abbas, bendendir. Ben Abbas'danim.)(Abbas, amcamdir. Beni korumustur. Ona eza eden, bana eza etmis olur.)(Abbasogullarindan melikler olacak, ümmetimin basina geçecekler. Allahü teala dini onlarla aziz ve hakim kilacak.) Hz. Abbas bin Abdülmuttalib, ekseriya söyle derdi:- Kendisine iyilik yaptigim hiç kimsenin kötülügünü görmedim. Kendisine kötülük yaptigim hiç kimsenin de iyiligini görmedim. Onun için, herkese iyilik ve ihsanda bulunun! Çünkü bunlar, sizi kötülügün zararlarindan korur.Ibni Sihab'dan bildirildigine göre; Hz. Ebü Bekir ve Hz. Ömer'in hilafetleri sirasinda, kendileri bir binek üzerinde iken Hz. Abbas'a rastlarlarsa, bineklerinden inerler, onunla beraber gidecegi yere kadar yürürler, sonra dönerlerdi.

Ziyaret -> Toplam : 125,20 M - Bugn : 83701

ulkucudunya@ulkucudunya.com