Terör Ankara’ya indi
HASAN ÜNAL 29 Mayıs 2007
ANKARA, Ulus, Anafartalar... Saldırının Ulus’da ve Anafartalar İşhanı’nın önünde gerçekleştirilmesinin sembolik bir tarafı var mıdır? Acaba saldırganı yönlendirenler ulus devlete yönelik bir saldırı olsun mu dediler? Ve bu saldırının Anafartalar isimli işhanının önünde olması Çanakkale’nin rövanşı olarak mı seçilmiştir? Bunları bilmiyoruz.
Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’a bir suikast mıydı? Hem suikast hem de sembolik anlamı olan bir bölgede yapılması ayrıca mı düşünülmüştü? Bunları da bilemiyoruz. Canlı bomba eylemi olduğu için, katilin mensup olduğu hücre çökertilmediği müddetçe bu soruların cevabını bulmak zor.
Canlı bomba
BİLDİKLERİMİZE gelince, hadise canlı bomba eylemi. Eylemcinin kimliği tesbit edildi. Daha önce pek çok eyleme katılmış birisi. Emniyetteki parmak izlerinden kim olduğu tesbit edilmiş. Önceki eylemlerden dolayı polise Türkiye İhtilalci Komünist Birliği adlı bir örgüte mensup olduğunu söylemiş.
Söz konusu örgütün bilinen bir eylemi olmadığı için, böyle bir iddia pek inandırıcı değil. Ama 1996 yılındaki olaylı 1 Mayıs gösterilerinde bir polis memurunun linç edilmeye çalışılması eylemine katılmış. Tutuklanıp iki yıl hapis yatmış. Bu sırada PKK’lılar ile bağlantılı hale gelmiş. Eylemde kullandığı malzemeler ve patlayıcılar PKK’nınkilerle birebir örtüşüyormuş. Yani eylem PKK adresli. Eğer adres PKK ise o zaman devamına dair spekülasyon yapmak kolaylaşıyor.
Barzani de Türkiye’yi Tehdit Ediyordu
BARZANİ yıllardır Türkiye’yi tehdit ediyor. Yakın zamanlarda en az bir kaç defa, ‘eğer siz Kerkük meselesine karışırsanız, biz de bütün Türkiye’yi karıştırırırız’ dediğini herkes duydu. Barzani’nin Erbil’deki karargah binasına yönelik olarak canlı bomba eylemi gerçekleştirildiği zaman Barzani’ye yakın sitelerde bu işde Türkiye’nin parmağı olduğuna dair haber ve yorumlar çıktığını da gazetelerde okumuştuk.
Meseleyi tek başına PKK olarak ele alırsak işin esasını göremeyiz. 2003 yılında Amerika’nın Irak’ı işgal etmesinden sonra yeniden terör eylemlerine girişen PKK’nın uzaktan kumandalı bomba, mayın ve plastik patlayıcılar kullanmaya başladığını gördük. PKK’nın bu imkanları Amerika’nın Irak’a gelmesinden sonra elde etmiş olması manidardır. Aynı PKK’nın son yıllarda Irak’da kurulması için gayret gösterilen Kürdistan projesinin bir parçası olarak faaliyet gösterdiği de ortada.
Daha açık bir ifadeyle, Irak’da bir Kürdistan kurulmak isteniyor. Altyapısı büyük ölçüde hazırlanan bu kukla devletin hamiliğini Amerika yapıyor. Amerika bir yandan Kürdistan kurup; öte taraftan da Türkiye’yi AKP iktidarı yoluyla idare edebileceğini zannediyor. PKK ise, Kürdistan kurulurken Türkiye’yi meşgul etsin diye kullanılıyor.
Dolayısıyla Amerika’yı da bu kareye ilave etmek gerekiyor. Amerika’nın PKK’nın silah ve cephane elde etmesine göz yumduğu biliniyor. Bazı Amerikan askerlerinin PKK’lılarla zaman zaman konuştuklarına dair bilgiler Ankara kulislerinde konuşuluyor. Irak’ın kuzey topraklarına bir askeri harekat yaparak PKK’yı oradan çıkartmak yönündeki taleplerimize en fazla direnen tarafın Amerika olması boşuna değil. Amerika’nın Irak’a yerleştiği 2003 tarihinden itibaren PKK’nın imkan ve kabiliyetlerinde gözle görünür bir artış gözlemleniyor.
Yaşar Paşa uyarmıştı...
GENELKURMAY Başkanı Yaşar Büyükanıt Paşa 12 Nisan 2007 tarihli basın toplantısında Amerika’ın Ortadoğu politikalarının Türkiye’nin hak ve menfaatlerine zarar verdiğini açıkça ifade etmişti. Bu, görevdeki bir genelkurmay başkanının ağzından Amerika’a yönelik, kamuoyuna yansıyan ilk ve en kapsamlı eleştiriler olma özelliği taşıyor.
Aynı basın toplantısında Yaşar Paşa Mayıs ayında terör örgütünün eylemlerini artıracağına dair istihbarat olduğunu da açıklamıştı. Ulus’daki eylemin ardından olay yerinde kuvvet komutanlarıyla incelemeler yapan Yaşar Paşa’nın, büyük illerde benzeri eylemlerin olabileceğinden bahsetmiş olmasını da not etmek lazımdır.
Hükümetin politikaları iflas etti
AKP hükümetinin Barzani ile görüşerek veya Talabani ile Abi-kardeş lafları teati ederek PKK’yı dizginleme politikası iflas etti. AKP iktidarı Barzani’yi cesaretlendirmekten ve Amerika’yı pervasızlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor.
Hem Barzani-PKK ve diğerlerinin hem de Amerika’nın bilmesi gereken bir kaç temel husus var. En son mitinglerde de görüldüğü gibi millet her şeyin farkında ve duruma el koydu. Türkiye’yi Osmanlı’nın son dönemlerine benzetmek büyük bir yanılgıdır; çünkü, şimdi çok bilinçli bir Türk Milleti olduğu gün gibi ortadadır, bunu anlamayan Türk liboşlarına rağmen... Ve son olarak, Amerika her şeyi yaptırmaya muktedir değildir. Bunu Irak’da gayet güzel görüyoruz. Amerika bu Kürdistan projesine devam ettikçe kavağı kökünden budayacağımızdan emin olmalıdır ve o noktaya ramak kalmıştır. Türk düşmanı üç beş adamın etkisiyle hareket eden Amerika, Türkiye’yi ‘seküler İran’ yapmakla ne kazanacağını iyi düşünmelidir.
