Ayetullah Murtaza Mutahhari
M. Celal Mücahid 01 Ocak 1970
İran İslam İnkılâbından sonra, 2 Mayıs 1980 yılında ‘Furkan’ adlı münafık bir grup tarafından şehid edilen Ayetullah Murtaza Mutahhari, İran’ın dünyaca tanınmış felsefe filozofu ve düşünürlerindendir. Hayatını İslami ilimleri öğrenme ve öğretmekle geçiren, aynı zamanda İslami devrimin gerçekleşmesi için ilmi, teşkilati, siyasi ve sosyal alanda gecesini gündüzüne katan, işkence ve zindanlara merhabası olan, İslam’ın asrımızda devletleşmesi için tüm kabiliyetlerini seferber eden ender İslam âlimlerindendir.
Mutahhari, 1920 yılının Şubat ayında İran’ın Horasan eyaletine bağlı Feriman kasabasında dindar bir ailede dünyaya geldi. Bir süre mektepte okuduktan sonra, 12 yaşından itibaren dini eğitim almak için Meşhed dini ilimler medresesine gitmeye başladı. 1938 yılında, İran’ın ilim merkezlerinden olan Qum kentine yerleşti. Burada dönemin ünlü âlimlerinden dersler aldı.
İslami eğitim için gittiği Qum kentinde 15 yıl kalan Mutahhari, fıkıh ve usul derslerini Ayetullah Burucerdi ve İmam Humeyni’nin yanında aldı. Ayrıca Molla Sadra felsefesi, ahlak ve usul, ilahiyat, İbni Sina’nın Şifa’sı ve daha birçok dersleri Ayetullah Tabâtabâî’nin yanında okudu. İrfan derslerini ise Ayetullah Mirza Ali Ağa Şîrazî’den aldı.
Şehid Mutahhari, dönemin İran şahı, Rıza Şah’ın âlimlere karşı verdiği sert mücadeleye rağmen dini eğitimini aksatmadan devam etme gayretini ve azmini gösterdi.
Gelişen şart ve ortama göre kendini yetiştirerek siyasi olaylara karşı kayıtsız kalmadı. İslami eğitimini aldığı öğrencilik yıllarında sosyal ve siyasi sahalarda da faal bir şekilde çalışıyordu. Bu dönemde İslâm’ın Fedaileri teşkilatıyla irtibatta idi.
1952 yılında Tahran’a yerleşen Ayetullah Murtaza Mutahhari, Mervî medresesinde araştırmaya başladı. 1955 yılında, “Öğrenciler İslâmî Cemiyetinde” ilk toplantısını düzenledi. Bu sıralarda Tahran Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğretim üyesi olarak görev aldı.
1959 yılında Müslüman Tabipler Cemiyetine konuşmacı olarak davet edildi ve sürekli olarak bu işi devam ettirdi. Burada yaptığı ilmi konuşmalar kendisinden geriye kalan önemli konular haline geldi.
İslami duyarlılığı, ilmi yeteneği ve üstün kabiliyeti öne çıkan Şehid Ayetullah Mutahhari, 1962 yılından itibaren İmam Humeyni’nin en faal dava arkadaşlarından oldu. Bu ara Şah rejimi aleyhine yapılan faaliyetlerde aktif görevler aldı. Halk ayaklanmalarını organize edenlerdendi. İran İslam İnkılâbına giden yolda önemli bir halk hareketi olan 15 Hordad ayaklanmasının asıl organizatörlerinden birisi de kendisiydi.
1963 yılında rejim aleyhine yaptığı bir konuşma sonucu tutuklanarak hapse atıldı ancak kısa bir süre sonra serbest bırakıldı.
İslam inkılâbının oluşmasında büyük emeği olan şehid Mutahhari’nin yükü İmam Humeyni’nin sürgüne gönderilmesiyle birlikte ağırlaştı. O, bu dönemde toplumun ihtiyacı olan konularla ilgili kitaplar yazmaya ve çeşitli toplantılarda uyarıcı ve halkı bilinçlendirmeye yönelik konuşmalar yapmaya başladı. İslami davaya ve mücadeleye kendini adayan Mutahhari, hareketin İslamileşmesi yönünde çok büyük ideolojik mücadele verdi.
Halka İslami bilinç vermek amacıyla 1967 yılında “Hüseyniye-yi İrşad”ı kurdu. Bu arada Filistinlilere yardım kampanyası başlatarak İsrail aleyhinde sert bir konuşma yaptıktan sonra tutuklanarak zindana konuldu. Tağutlara baş kaldırmanın bedeli olan işkencelere maruz kaldı ve tek kişilik hücrede tutuldu.
Zindandan çıktıktan sonrada yılmadan İslami mücadelesine devam eden Ayetullah Mutahhari, 1974 yılında rejim tarafından konuşma yapması yasaklandı ve bu yasak İslam İnkılâbı’nın zaferine kadar sürdü.
1976 yılında Irak’ta sürgünde olan İmam Humeyni ile görüşmeye gitti. İmam ile teşkilati ve siyasi meseleler ile ilgili istişarede bulundu. İran’a döndükten sora örgütsel çalışmalarının yanı sıra halkı rejime karşı ayaklanmaya ve yürüyüşe davet etmeye devam eden Mutahhari, İmam’ın sürgünden İran’a dönüşünde karşılama törenlerini organize etti ve İslam devriminden sonra da önemli sorumluluklar üstlendi…
Şehid Mutahhari, İran İslam İnkılâbının oluşmasında emeği geçen değerli ve fedakâr âlimlerden olmanın yanı sıra, kalıcılığının sırrı onun ilim, felsefi ve dini birikimlerinin yanında, yüksek kişiliği, hayat tarzı, fikri cazibesi, ümmetçi bakış açısıdır. Mutahhari, Allah’ın zikriyle bütünleşmiş biriydi. Gece ibadetleri, duaları, güzel huy ve ahlakı, mütevazı ve sade hayat tarzı, zühdü ve takvası, onun kelime ve düşüncelerine ruh kazandırıp, daha bir anlamlandırıyordu.
Şehid Ayetullah Murtaza Mutahhari, köklü ve düzenli bir şekilde eğitim görmüş, İslami maarifi öğrenip bellemişti. Seçkin âlimlerin eğitiminden geçtikten sonra araştırmacı biri olarak çalışmalarını sürdürdü. Üniversite ve modern ilim merkezlerinde hocalık yaptı. Böylece çok boyutlu aydın, dahi ve teorik analizler alanında yetkin ve etkin bir âlim ve bilgine dönüştü. Birçok hurafa, isrâiliyat ve sapık düşünceleri etkisiz hale getirdiği gibi günümüzde de düşünceleri ve meselelere bakışı ilgi görmektedir.
Şehid Mutahhari, hayatını İslami ilim, marifet, felsefe, irfan ve kültürü ihya ve tebliğe adadı. Talebeliği, eğitimi, hocalığı, hatipliği ve eserleri ile en verimli ve gözde hizmetler yaptı. Kendisi, toplumu derinlemesine tanıyan, zaman ve mekân şartlarına aşina olan, toplumun ve gençliğin geçirdiği tereddütleri ve karşılaştığı sorunları iyice tespit edip, değerlendiren bir İslam âlimi ve bilginiydi.
Şehid Mutahhari, ilmi çalışmalarını İslami kaynaklardan ilham alarak sürdürüyordu. İlmi güvenliliği olmayan, hurafa, boş inançlar ve kaynaklar kullanmaktan sakınırdı. Eğitimlerinden geçtiği Seydaları, özellikle İmam Humeyni’den Muhammedi İslami öğrenmişti. O, halis ve duru İslam’ın topluma anlatılması halinde onun meyvelerinin, semerelerinin ortaya çıkacağına inanıyordu ve bunda yanılmadı da. Mutahhari, fikri sapıklık, tahrifat ve isrâliyatı bertaraf edip İslam’ın parlak hakikatleri gözler önüne sermesi ile İslam dünyasında saygın bir yer aldı.
Ne yazık ki İran İslam inkılâbından bir yıl sonra, 2 Mayıs 1980 yılında “Furkan” grubu tarafından suikasta uğradı ve İslam davası aziz şehidleri kervanına katıldı.
Mübarek naşı kendisinin yıllarca eğitim gördüğü Feyziye medresesinin yanında bulunan İmam Rızanın kız kardeşi Hazreti Masumenin türbesinin bulunduğu makamın yanına defnedildi.
Şahadetinden sonra katili yakalanarak idam edildi. Şehid Mutahhari şehid olduğu zaman üzerinde bulunan eşyaları ve suikastında kullanılan silah, Şah zamanında Savak’ın işkence merkezi olarak kullanılan ve Şehid Mutahhari’nin de zindanda tutulduğu yerde “İbret” müzesinde sergilenmektedir.
İran İslam Cumhuriyeti, vefa borcu olarak şehid Mutahhari’nin şehadet gününü öğretmenler günü olarak ilan etti. Dolayısıyla İran’da her yıl bu günde önemli törenler düzenlenip Mutahhari’yi anma ve anlama sempozyumları ve konferansları düzenlenmektedir.
Allah (cc) şehadetini kabul etsin. İslam İnkılâbını aziz şehidlerin kanlarının hatırına korusun. Bizlere de zafer ve şahadeti kısmet etsin, âmin.
Allah’a emanet olunuz, selam ve dua ile…