OĞLUMU KOBAY YAPMIŞLAR.. / Mehmet Tezkan
01 Ocak 1970
Öğrenci zannediyordum.. Değilmiş!.. Milli Eğitim Bakanlığı’na ‘öğrenci’ kimliğiyle teslim ettim. Onlar ‘kobay’ olarak kullanmışlar..
Deney yapmışlar!..
Ve şu sonuca varmışlar..
SBS denilen her yıl yapılan sınav sistemi..
Çocukların sosyal yaşamını olumsuz yönde etkilemiş..
Eğitim değil, sınav odaklı hale getirmiş..
Okul dışı kaynaklara yönelimi arttırmış..
Okullar eğitim sistemindeki merkezliğini kaybetmiş.. (Yerini dershaneler aldı)
Çocukların sosyal gelişimini olumsuz yönde etkilemiş..
Çocuklar aşırı stres altında kalmış..
* * *
Milli Eğitim Bakanı Çubukçu bu kanıya nasıl varmış?
Benim oğlan gibi milyonlarca çocuğu kobay olarak kullanarak..
Bakanlığın bürokratları kobayları incelemiş bu sonuca varmış.. Çubukçu bu hatalı sistemde ısrarcı olamazdık dedi; SBS’yi kaldırdıklarını açıkladı..
* * *
Büyük yenilik diye sunmuşlardı.. AKP’nin eğitimdeki ak devrimi..
Yapmayın, etmeyin dedik.. Bu çocuklara kıymayın dedik.. Sınav yarışını 11’e indirmeyin dedik, dershane yaşını 10’a çekmeyin dedik..
O zaman Çelik Bakan’dı..
Tınmadı..
İstismara açık, eğitime bilgiye kapalı, avantaya teşne sistemi dayattı.. Olan 3 milyon çocuğa oldu.. Daha altıncı sınıfta yarış atına dönüştürüldüler..
Ders çalışmaktan çok, kitap okumaktan çok, test çözer hale geldiler.. Ne cumartesileri kaldı ne pazarları.. Futbolun yerini fen testi aldı, sinemanın yerini sosyal testi..
İki yılları heba oldu..
Mide ağrılarına, stresten sık sık isal olmalarına, kabız olmalarına, sivilce dökmelerine ne diyelim.. O yaşta vücuda verdikleri hasarın bedelini ileride ödemeyecekler mi?
Bakan dün çıktı, sistemi kaldırarak çocukları aşırı stresten uzaklaştıracaklarını açıkladı..
Yani..
Deney bitti!..
Kobayların görevi tamamlandı!..
* * *
İyi de hesap vermeyecek misiniz?
Milyonlarca çocuğun iki yılını yediniz..
Hâlâ o koltukta ‘bakan’ olarak oturacak mısınız?
Bu işin mucidi Hüseyin Çelik hâlâ AKP’nin iki numarası olmaya devam mı edecek?
Çocukların sosyal yaşamını öldürmenin hesabını vermeyecek mi?
Kimsenin yüzü kızarmayacak mı, kimse özür dilemeyecek mi?
Kimse sorumluluk almayacak mı?
Hiçbir şey olmamış gibi mi yapacaksınız?
* * *
Peki ben oğluma nasıl hesap vereceğim.. İki yıldır eziyete dönüştürdüğüm cumartesi pazarlarını nasıl geri vereceğim..
İşin daha da vahimi..
Oğluma kobay olduğunu nasıl söyleyeceğim.. O kendini hâlâ öğrenci zannediyor..
Eyy Çubukçu..
Eyy Çelik..
Yok mu bi sözünüz..