ESİR MİLLETLER HAFTASI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Mehmet Eminbatur 01 Ocak 1970
Her ne kadar günümüzde önemini yitirmişse de, 16-22 Temmuz tarihlerinin "Esir Milletler Haftası" olduğunu hiçbir zaman unutmadan hatırlayanlardanız. Çünkü Doğu Türkistan komünist Çin işgali, Doğu Türkistan halkı da esaret altındadır. 1960'lı, 1970'li yıllarda milliyetçi muhafazakar kesimler tarafından çokça adından söz edilen "Esir Milletler" adlandırması, 1980'lerden sonra yerini, "globalleşme" denilen ve "Millet" mefhumunu ortadan kaldırmaya yönelik kasıtlı sözcüklere bırakmaya başladı. Oysa ki, o yıllarda emperyalist devletlerin işgali ve esareti altında hemen hemen Türk Milletinden başka esir olan milletler yoktu.
Eski Sovyetler Birliği esareti altında Batı Türkistan (Bugünkü Türk Cumhuriyetleri), Komünist Çin esareti altında da Doğu Türkistan vardı. Ne kadar gariptir ki; Türkiye'de Türk milletinin mensubu olduğu halde Vietnam, Kamboçya ve Şili gibi ülkeler için sokaklara dökülen, ağıtlar yakanlar her nasılsa dünyanın en gaddar ve en. insafsız millet düşmanları olan Rusların ve Çinlilerin esareti altında soykırıma uğramakta olan Müslüman Türk milletini hatırlarına getirmiyor, orada işlenen insanlık suçlarını görmezden geliyor, daha ileri giderek Rus ve Çin emperyalistlerinin uşaklığını ve taşeronluğunu yapıyorlardı. Neyse ki, Türkiye'deki bu komünist ve sosyalist ideolojinin mankurtlarının karşısında gür ve yiğitçe bir ses tonu ile "Vietnam değil Türkistan", "Esir Türklere Hürriyet" diye bağırabilen hakiki Türk milliyetçileri vardı.Aradan geçen yıllar içerisinde Türkiye yönünü batıya döndüğü ölçüde Türkiye'deki millet ve milliyetçilik kavramları da dumura uğramaya başladı. Dolayısıyla de "Esir Milletler" den bahsetmek yada "Esir Türkler"den söz etmek batılı dostlarımızı(!), Rusya ve Çin gibi büyük devletleri küstürmek yada kızdırmak anlamına geleceğinden artık "Esir Türkler" den hiç kimse söz etmiyordu. millî fikirlerini muhafaza eden bir avuç insan da sesini yeterince duyuramıyordu. 1990 yılının başlarından itibaren ise eski Sovyetler Birliğinin dağılması ile Batı Türkistan Türk Cumhuriyetleri bağımsız birer Türk devleti olarak dünyadaki yerini almaya başladığında Türkiye'nin bu Türk Cumhuriyetleri ile çok çabuk anlaşabileceği ve birliktelik kurabileceği endişesine kapılan Avrupa ülkeleri, ABD ve komünist Çin Türkiye üzerindeki diplomatik vazgeçilmezliklerini kullanırken, diğer yandan da Batı Türkistan Türk Cumhuriyetleri üzerindeki siyasi ekonomik ve diplomatik etkilerini fazlalaştırmaya başladılar.
Bu arada her fırsatla Türk dünyasından bahsetmeyi alışkanlık haline getiren ve fakat Türk dünyası ile ilgili doğru dürüst bilgisi bulunmayan bazı siyaset adamlarımız, Batı Türkistan'ın bağımsızlığına kazanması ile Doğu Türkistan'ın da bağımsız olduğu fikrine kapılmışlardı. Böylece, Komünist Çin esareti altındaki Doğu Türkistan işgal altında kalmaya devam ediyordu.