Türk Dünyası Aydınlarından Ord. Prof. Dr. Ahmet Zeki Velidi Togan`ın Hayati Mücadelesi ve Lider Kişi
01 Ocak 1970
Tarih; insanın, toplumun, milletlerin ve tarih belgelerine yazılmış kişilerin eylemlerinin ve eserlerinin incelendiği bilim dalıdır. Türk tarihi incelendiğinde görülecektir ki, insanlık tarihinde çok geniş coğrafyalarını, kültürlerini ve medeniyetlerini etkilemiştir.
Ahmet Zeki Velidi TOGAN da Türk tarihinin önemli bilim ve siyaset insanlarından birisidir. Togan’ı tanımak için onun hayatının dönemlerini ve fikirlerini bilmemiz gerekir. “…. Zeki Velidi Togan belli bir bütünlük arzeden, genel olarak tarihçi kimliği ve özellikle Türk tarihine yaklaşımlarıyla (….) bilimselliğe verdiği önem, evrenselci bir medeniyet yaklaşımı, tarihin sosyal, ekonomik ve siyasi bir tekamül olarak algılanması, Türk tarihinin bir bütün olarak ele alınması ve bu bütünlüğün dahili tekamüliyetine vurgu, onun bilisel kavrayışının temel unsurlarını oluşturmaktadır. Bu kavrayışın arka planında bir yandan Rus müsteşrikler okulunun diğer yandan da Rus devrimci sosyalist yazınının izlerini tespit etmek mümkündür. Ancak bu bütünün temel eksenini onun kendine özgü milliyetçiliği ve siyasi Türkçülüğü oluşturmaktadır. Togan Türklüğü her şeyden önce en geniş coğrafyası içinde dikkate almaktadır. (…) Zeki Velidi’nin eserleri bir bütün olarak incelendiğinde Türk tarih tezi karşısındaki üstünlüğü bir yana, Köprülü’nün yaklaşımına kıyasla da belli üstünlükler taşıdığını(…) söylemek mümkündür.” [Togan, Zeki Velidi]Özbek, Nadir. Zeki Velidi Togan ve “Türk Tarih Tezi” Toplumsal Tarih 8(45) 9.97, 20-27. ss.]
Togan yalnızca bir tarihçi değil, siyasetçi, toplum önderi ve devlet adamıdır. Onun mücadelesi, fikirleri ve ideali, gençliğimiz için, geleceğimizin daha sağlam temellere dayanması için, Türk Cumhuriyetleri ve Topluluklarının yarınları için iyi bilinmelidir. Togan’ın mücadele azmi ve kararlılığı ise Türk Dünyasının bilim ve siyaset insanlarına örnek olacak düzeydedir.
Zeki Velidi Togan 10 Aralık 1890 Başkurdistan’ın İsterlitamak ilinin İşimbay kazasına bağlı Küzen Köyü’nde doğdu ve 26 Temmuz 1970’de İstanbul’da ebediyete kavuştu.
Ancak o hiç unutulmadı ve sonsuza kadar da unutulmayacaktır. Çünkü onun bıraktığı iz ve eserleri ölümsüzlüğünü sağlamıştır. Zeki Velidi Togan [Başkurtça: ????????? ??????, bazen Validov]’ın bilim adamı kimliğinin yanı sıra Türkologlu
ve ideolojik kuramcılığı da üzerinde durulması gereken özeliklerindendir. Diğer bir önemli niteliği de çok fazla bilinmese de, folklorculuğu ve müzik sevgisidir. O, Türk olan ve Türke ait tüm değerleri öğrenmek ve öğretmek isteyen kahraman bir âlimdir.
Bolşevik Rus devrimi sırasında Başkurtların egemenlik ve bağımsızlık hareketine katılması ve önderlik etmesi, devlet adamı kişiliğinin ve cesaretinin toplumsal birlik ve beraberliğin sağlanması noktasında ne kadar önemli olduğunu ispatlamaktadır.
Rusya’da iken Validov soyadını kullanmış olan Zeki Bey, Türkiye’ye geldikten sonra Togan soyadını almıştır.
Togan’ın Başkurdistan yıllarını incelediğimizde görülecektir ki, o çok iyi eğitim almış ve ilköğrenimi yıllarında, bir yandan özel Rusça dersleri almış ve aynı zamanda öğretmeni olan babasından da Farsça’yı öğrenmiştir. 1902’de orta öğrenim için Ütek’te bulunan dayısı Habib Neccar’ın medresesine kaydolmuştur. Buradaki öğrenimi sırasında Arapça dersleri alarak Türkçe’nin yanı sıra Rusça, Farsça ve Arapça dil bilgisini geliştirmiştir. Togan’ın gençlik yılları bilim ile siyaseti bir arada temsil etme mücadelesine giriştiği yıllardır. Kendi milletinin tutsaklığına göz yummamış fakat ilimi gelişimini de ihmal etmemiştir.
1908?de Kazan’a yerleşerek burada akademik kariyer yollarını araştırdı. Bu girişimleri sırasında Sagay Türkü olan Prof. Nikolay Katinov ve Türkolog Nikolay İvanoviç Aşmarin gibi bilginlerle tanıştı. 1909 yılında mezun olduğu Kasımiye medresesine “Türk Tarihi ve Arap Edebiyatı Tarihi Muallimi” olarak atandı. 4 yıl süren bu öğretmenliği sırasında “Türk ve Tatar Tarihi” adlı kitabı sayesinde meşhur olmaya başladı. Bu eseri ile bölge akademisyenlerini etkileyerek Kazan Üniversitesi Arkeoloji ve Tarih Cemiyeti üyeliğine seçildi. Kazan Üniversitesinde tarih, arkeoloji ve etnografya araştırmalarıyla bilim çevresinde adını duyurdu.
Üniversite görevlendirmeleri ile 1913 yılında Fergana’da, 1914 yılında Buhara’da tarihi araştırmalar yaptı. Fergana’da , Yusuf Has Hacib’in 11. yüzyıla ait “Kutatgu Bilig” adlı eserinin bir elyazması nüshasını ortaya çıkardı. Bu araştırmalarına ilişkin olarak hazırlamış olduğu raporlar başta Petersburg Arkeoloji Cemiyeti olmak üzere Kazan ve Taşkent Arkeoloji dergilerinde yayımlandı. Bu arada Prof. Katanov’un şimdi İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü’nün esas nüvesini teşkil edecek olan kitaplarının Türkiye’ye gönderilmesine vesile oldu.
1916 yılına kadar üniversite öğretim üyeliğini sürdüren Togan, Bolşevik Rus Devrimi sürecinde İdil-Ural bölgesini siyasi olarak temsil etme idealine yönelik olarak Rus Millet Meclisi Duma’da, Ufa Müslümanlarının resmi temsilcisi statüsü ile Petersburg’a gitti. 1917’de Duma’da kurucu meclis üyesi oldu. Buradaki çeşitli toplantılara katıldı fakat umduğu ilgi ve temsil yetkisini gerçekleştirme imkânı bulamadı. Sultan Galiyev, Mollanur Vahitov ve İlyas Alkin ile birlikte 29 Kasım 1917 tarihinde Başkurdistan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan ettirdi. 18 Şubat 1918’de Orenburg’u işgal eden Bolşevik Rus kuvvetleri tarafından tutuklandı ve hapsettirildi. 7 Haziran 1918 tarihinde hapisten kaçarak halkı örgütlü mücadeleye teşvik etti. İdil-Ural Silahlı Kuvvetlerinin Harbiye Nazırlığına atandı. Silahlı direniş hareketinin lideri olduktan sonra Lenin, Stalin ve Troçki ile özerklik ve federasyon konusunda görüşmelere katıldı. Bu görüşmelerden olumlu sonuç alamayınca Türkistan’da örgütlenen Basmacılar ile birlikte ulusal bağımsızlık mücadelesi için cephe çalışmalarının organizasyonunda görev aldı.
Akademik kimliğinin önünü geçen milli siyasi faaliyetleri nedeniyle 1918-1920 yılları arasında Stalin, Lenin ve Troçki’den oluşan devrim kadrosu liderleri içerisinde yer almadı ancak, Başkurdistan ve Kazakistan özerk yönetiminin kurulmasında etkili oldu. Bu özerk yönetimlerin dışişleri komiserliğini yaptı.
1921-1923 yılları arasında siyasi ve askeri direniş harekatlarının Türkistan’da milli kuvvetlere dönüştürülmesi için ölümcül bir mücadeleye girişti fakat çevresindeki liderlerin Rus oyunlarına ve baskılarına direnememesi soncunda gizli faaliyet yürütmek zorunda kaldı. Basmacı Hareketi’nin Türkistan Millî Birliği’ne dönüştürülmesinde görev alarak kurucusu ve ilk başkan seçildi. Basmacıların milli birlik ve topyekün seferberlik savaşı kararı alamaması üzerine, Türkistan’da mücadele etme imkânı bulamadı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin daveti kabul ederek, akademik ve siyasi birikimi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş çalışmalarına katkı sağlamak için Afganistan ve İran üzerinden Avrupa’ya geçti ve 20 Mayıs 1925 tarihinde Türkiye’ye geldi.
Türkistan tarihi üzerine çalışma yapmak için Avrupa üniversitelerinden davet almasına rağmen, Türkiye Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi, Fuad Köprülü, Rıza Nur, Yusuf Akçura’nın istekleri doğrultusunda Türk vatandaşlığına girdi.
Türkiye’de, Maarif Vekâleti Telif ve Tercüme Encümenliğinde görev aldı. Akademik çalışmalarının yeterli düzeyde kaynakla desteklenmesi için kendisinin isteği doğrultusunda, İstanbul Darülfünun’u Türk Tarihi Müderris Muavinliği’ne tayin edildi. Burada genel Türk tarihi dersleri verdi.
İstanbul ve Anadolu kütüphanelerinden yararlanarak bilimsel çalışmalarını sürdürdü ve 1932 yılında I. Türk Tarih Kongresi`nde tıp doktoru Reşit Galip’in sunduğu “Orta Asya’da iç deniz olduğu ve bunun sonradan kuruduğu” konulu tebliğini eleştirince, Togan aleyhine akademik çevrede dışlayıcı bir kamuoyu oluşturuldu. Bu dışlamacı yaklaşıma tepki göstererek 8 Temmuz 1932 tarihinde Viyana’ya gitti. 1935 senesinde Viyana Üniversitesi’nde “İbn-i Fadlan’ın Seyahatnamesi” tezi ile felsefe doktoru unvanı aldı.
1935-1937 yılları arasında Bonn Üniversitesi’nde, 1938-1939 yılları arasında Göttingen Üniversitesi’nde profesör olarak “Türk Tarihi ve Felsefesi” derslerini verdi. 1939 yılında Millî Eğitim Bakanı’nın daveti üzerine tekrar Türkiye’ye geldi. İstanbul Üniversitesi’nde Genel Türk Tarihi Kürsüsü’nü kurdu.
1944 yıllarında pan-Türkistlik veya Turancılıkla suçlanarak Türkiye’de Sovyetler aleyhine faaliyet ve Turancı örgütlenme suçundan tutuklanıp mahkeme edildi. Irkçılık-Turancılık davası sonucunda haksız ithamlar ile 10 yıl hapse mahkûm edildiyse de, Askerî Mahkeme kararı bozdu ve Togan beraat etti.
1948 yılında üniversitedeki görevine yeniden döndü ve 1951 yılında İstanbul’da toplanan XXI. Şark Bilimleri Kongresi`ne başkanlık yaptı. Bu kongredeki başarısı onun akademik çevrelerdeki bilim adamı kimliğini ününü artırması ile sonuçlandı. 1953 yılında İstanbul Üniversitesinde “ İslam Tetkikleri Enstitüsü’”nün kuruculuğu görevini üstlendi. 1967 yılında kendisine Manchester Üniversitesi tarafından bir onur doktorası verildi.
Zeki Velidi Togan’ın 337?den fazla yayınlanmış çalışması bulunmaktadır.
İlmî araştırmalarında, gezilerinde, gördüğü bulduğu her tarihî kaynağı (vesika, yazma eser, minyatür vb.) dünya ilim âlemine tanıtmak en büyük özelliği idi.
Yaklaşık 40 ciltlik yayınlanmış müstakil kitabı vardır. Bunların 12 adedi hacimli birer eser iken 10?dan fazlası üniversitede okuttuğu derslerin basılmış notlarıdır. Diğerleri ise küçük büroşür-kitapçık türü yayımlardır. Yayınladığı ilk kitabı Türk ve Tatar Tarihi adlı eseri, kendisinin Kazan ve Rusya’da yeniden tanınmasına yol açtı.
Öte yandan Tarihte Usul, Türkiye’de tarih bilimi için yazılmış ilk metod kitabıdır. “Umumî Türk Tarihine Giriş” adlı eseri sahasında tek olduğu gibi Türk tarihinin genel çerçevesini çizmesi açısından prestij bir eserdir.
Harezmce Tercümeli Mukaddemetü’l-Edep, Bugünkü Türk İli Türkistan ve Yakın Tarihi, On The Miniatures In Istanbul Libraries, Hatıralar, Oğuz Destanı, Kur‘an ve Türkler onun ilminin yüksekliğini gösteren en güzel delillerdendir.
Ölümünden bir sene önce yazdığı hatıraları, hayatı boyunca yaptığı mücadeleleri anlatmasının yanında, yakın tarihimiz için de çok önemli belge ve tahllileri kapsamaktadır. Millî destanlarımız arasında yaralan “Oğuz Destanı” gibi bir kültür hazinesinin yayınlanması şüphesiz Türk ilim alemi için iyi bir kazanç olmuştur.
Bugünkü Türk İli Türkistan ve Yakın Tarihi adlı eserde, Orta Asya’daki Türk illerinin yakın dönem tarihi ve istiklallerinin kaybedilişi anlatılmıştır. Türklüğün Mukadderatı Üzerine adlı eserinde de, dünya Türklüğünün bugünkü durumu ve geleceği hakkında görüşlerini açıklamıştır. Baskıları yapılan üniversitede okuttuğu ders notları ise genel olarak Moğallar devri Türk Tarihi, Moğol İstilası, Cengiz Han ve Timur dönemlerini ihtiva etmekte ise de, yine üniversitede okuttuğu Karahanlılar Devri, Başkırtlar Tarihi, Asya Tarihi, XIX. ve XX. yüzyıllarda Orta ve Önasya’da fikir ve kültür hayatı gibi konulara da ilgilidir.
Yerli yabancı ilmî araştırma dergilerinde 91 makalesi yayınlanan Togan, bunların yaklaşık 20?sinde konu araştırması yapmıştır. Çok büyük çoğunluğunda da en belirgin özelliği olan kaynak tanıtımını ele almıştır. Bu özelliklerinden dolayıdır ki, bilhassa oryantalistler arasında bilim otoriteleri arasında yer almıştır. 14?ten fazla olan eleştiri yazılarında ise Batı ilim âleminde yapılan çalışmaları, Türkiye’ye tanıtma gayesini gütmüş, ayrıca gerekli kriterlerini yapmaktan geri kalmamıştır. İlmî dergilerde çıkan makalelerinin yaklaşık yarısı yabancı dildedir. Bunlardan İngilizce, Almanca, Fransızca gibi popüler batı dillerinin yanında, Rusça ve Farsça kaleme alınanlar da vardır. Milletler arası kongrelerde merhum hocanın sunmuş olduğu 9 tebliğin kongre zabıtlarında basıldığı görülmektedir. Bu tebliğlerin hepsi hocanın uzmanlık alanı ile ilgilidir ve onun çalışma şekli olan belge tanıtımını ihtiva etmektedir. Sunulan tebliğlerin hepsinin milletlerarası kongrelerde oluşu, ayrıca İngilizce, Almanca ve Fransızca gibi popüler batı dillerinde yayınlanması dikkat çekicidir.
Milletlerarası ilmî ağırlığı olan 4 ansiklopedide 39 madde Togan tarafından telif edilmiştir. Bunların yine çoğu yabancı dilde, diğerleri Türkçe’dir. 12 madde biyografi, iki Başkurt ve Hazar gibi Türk kavimleri, diğerleri ise coğrafî mekân (şehir, nehir vb. gibi) hakkındadır. Arapça ve Farsça tarihî kaynakların ışığında yazılmış olan söz konusu maddelerde ilgili olan bütün batı literatüründen de faydalanılmıştır. Bu konuların hepsi Orta Asya tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. Aylık ve haftalık yayınlanan dergilerde yaklaşık 109 makaleyi kaleme almıştır. 1940?lı yıllara kadar bu tür dergilerde ilmî konuları ele almaya çalışan Togan, sonraları siyasî görüşlerini ve bazı konularda fikirlerini, ilmi ve siyasi kişilere cevaplarını, hatıralarını da yazmıştır.
Günlük yayınlanan gazetelerde ise merhum hocanın 48 makaleyi kaleme aldığı anlaşılmaktadır. Çoğunlukla kendi fikirlerini içereneden bu yazılarında zaman zaman tarihî konulara inerek, onların sayesinde geleceğe ışık tutmak, Türk milletine ders vermek istemiştir. Milletlerarası kongreleri de gazete yazılarında işleyerek yine Türk kamuoyunu bunlardan haberdar etmeye çalışmıştır.
Kamuoyunda yanlış aksettirilen bazı konularda da inandığı gerçekleri açıklamaktan geri kalmamıştır. Zeki Velidi TOGAN’ın uzmanlık alanı olan “ İslamiyet’ten sonra Türk ve Moğol Tarihi “ konusunda, İslam bilginleri hakkında hazırlanmış fakat yayınlama fırsatını bulamamış çalışmaları ise, Timur ve Oğulları Tarihi, El-Birunî’ye dair, Başkırt Tarihi, Ali Şir Nevaî: Hayatı ve Eserleri, Reşideddin: Hayatı ve Eserleri, Sakaların Tarihi, Türklerin Menşe Efsaneleri, Resimlerle Türkistan bunlardan bazılarıdır.
Togan’ı pek çok bilim insanından ayıran temel özelliği ise siyaset ve strateji bilgisinin üst sevide olmasıdır. Bu özelliği nedeniyle siyaset ve bilim çevrelerinde kimi zaman Turancılıkla suçlanmıştır. Ancak bilinmelidir ki, o gerçek bir Türkbirlikçi alim ve devlet adamıdır. Turancılık ise suç değil, ona göre doğal bir haktır. Bu hakkı kullanmak için, Türkiye ve Türkistan’ı demiryolu ve karayolu ile birbirine bağlamak hayalini gerçekleştirmeye yönelik fedakarca çaba göstermiştir.
Ord. Prof. Dr. Zeki Velidi Togan’a ait yaklaşık dört yüze yakın yayın vardır ve yayınların büyük kısmı makaledir. Onun ilk eseri 1910’da yayımlanan ‘ Türk Kavimlerinde Dört Mısralı Şarkılar ‘ dır. Umumi Türk Tarihine Giriş ve Tarihte Usul ve Türklüğün Mukadderatı gibi önemli eserler yayımlayarak Türk tarihine ve Türkiye Cumhuriyeti tarih derslerine yeni bakış açıları getirmiştir. İlmi, siyasi ve fikri mücadelesi ile Togan “mücadele ve inaç” [Prof. Dr. Sadi Somuncuoğlu / İnmeyen Bayrak Zeki Velidi Togan. İstanbul: Türk Ocakları, 1994, s. 3] adamı tanımlamasını hak etmiş kahraman bir âlimdir.
Kızı İsenbike Togan babası hakkındaki hatırasında “…Babamı tanyanlar onun farklı tavırlarını hatırlarlar. Ve hatta bazen bu konularda birçok hikâye anlatırlar. Ama bu hikayelerin özünde onun farklılığı, değişikliği vurgulanır. Ben, babam kendi öneine inandığı için ve kimseye benzemek zorunluluğu hissetmediği için böyle farklı davranıyor diye düşünüyordum. Bu davranışların içindeki yalnızlık faktörünü daha yeni yeni anlıyorum. (…) Babam doğduğu yerlere çok bağlı idi, bazen bir türkü söyler ve gözünden yaş gelirdi.” [A.ge., s 9-10]
Gerçekten de Zeki Velidi Togan, milletine mal olmuş geleneklerini yaşayan ve ilkelerinden taviz vermeyen fakat son derece hoşgörülü bir karaktere sahipti. Türk-İslam mefkûresine özünden bağlıdır. O gençlik yıllarından beri başta Babası Ahmet Şah’ın çevresindeki cahil ve mutaassıp mollalar dahil, kadimciler ile işbirliğinden kaçınmış ve ceditçiler ile muasır Türk ülküsü ve uygarlığının doğması için mücadele etmiştir. Yüksek dini eğitim almasına rağmen, milliyetçilik, sosyalizm ve kapitalizm gibi akımları araştırmış ve Türklerin bağımsızlığı için ihtiyaç duyulan fikir ve siyasi birliğin Kırım, Kazan, Başkurt, Kazak, Kırgız, Özbek ve Türkmen gibi ayırıcı, bölücü ve kavmiyetçi yapısından kurtarılması için gerektiğinde cephe mücadelesi vermiş ve Türklerin egemenlik ve bağımsızlık gibi temel ortak sorunlarının, Türk birliği kararlılığı ve ortak mücadelesi ile çözümlenebileceğini çok iyi kavramıştır.
Bu mücadelesini Türkiye’deki Türkçü, milliyetçi ve maneviyatçı onlarca dergide yayımladığı makalelerle sürdürmüş ve yüzlerce gencin kendisi gibi ilim şahsiyeti ile yurtseverliğini birleştirmesine öncülük etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihi kurumlaşma stratejilerine yön veren Toğan, doğu Türklüğünün yeniden devletleşmesi idealinden ölene kadar vaz geçmemiş ve onun yolundan giden yeni nesil tarihçilerin yetiştirilmesine yol açmıştır. Bolşevik Rus diktatörlüğünün Stalin tarafından ele geçirilmesi sonrasında fikri mücadelesini sürdürme kararını şu sözlerle ortaya koymuştur: “Samimiyetsiz maskeli diktatörün insanın şahsiyet ve iradesiyle oynamasından şikayet eden arkadaşlar, parti içinde baş gösterecek müthiş terörden haber veriyorlar. Onlar gibi bir gün sizin başlarınızın uçmasından korkarım. Ben kafamı ne zaman uçuracaklar diye bekleyip oturamadım. Ölsem de açık mücadelede ölmeliyim” [A. g. e. S., 63] diyerek, Sibirya’dan Türkiye’ye kadar Türk Birliğini örgütleme çabası ile bağımsızlık ve kurtuluş mücadelesine teşvik ediyordu. ‘ Türkistan Milli Birliği ‘ adı altında örgütlenmeyi başlatanların ve hatta savaşanları fikir liderliğini üstlenmişti.
Ahmet Zeki Bey, Türkistan’ın Rus müstemlekeliğinden kurtularak bağımsız olmasını sağlayacak ilklerin yasalaşmasını ve bunun Rusya tarafından kabul edilmesini istiyordu. Siyasi hayatını buna adamıştı. Başkurdistan’ın Başkenti Ufa’da Kültür ve Ulusal Siyaset Bakanlığı tarafından Ahmet Zeki Velidi Togan adına bir müzesine açılmış ve Türkleri yetiştirdiği önder, alim ve siyaset adamımızın ilmi ve siyasi mücadelesi eserleri ile ölümsüzleştirilmiştir.
Ceditçi aydınlanmanın öncüsü olan Musa Carullah Bigiyev’in İslami ekolü içerisinde sayılan ve İsmail Gaspıralı’nın ‘ dilde, fikirde, iş’te birlik ‘ idelojini hayatına tatbik eden gerçek aydın ve önder bir kişiliktir Zeki Velidi Togan. İlmi ve siyasi mücadelesini özgürce birleştirerek hem medresede hem de cephede savaşan Türk bilim adamı üzerine bir araştırma yapılsa, hiç şüphesiz Zeki Velidi Togan ilk sırada yer alır.
Yararlanılan Kaynaklar:
– www.nadirkitap.com/tarihte-usul-a-zeki-velidi-togan-a-zeki-velidi-togan-kitap317600.html -
– Türk ve dünya ünlüleri ansiklopedisi :kişiler, dönemler, akımlar, yapıtlar. – İstanbul : Anadolu Yayıncılık, [1984?].
–Türkiye edebiyatçılar ve kültür adamları ansiklopedisi /[hazırlayan] : İhsan Işık. – Ankara : Elvan Yayınları, 2009.
– Ölümünün yirmidördüncü yılında Ahmet Zeki Velîdî Togan’ı anma münasebetiyle – İstanbul : Türk Ocakları İstanbul, Bakırköy, Fatih, Kadıköy Şubeleri, 1994
– Zeki Velidi Togan /Alişan Satılmış – Ankara : Alternatif Yayınları, 2003
– guneyturkistan.wordpress.com/…/zeki-velidi-togan-ve-putin-rusyasi
– http://ulkugulu.hareketforum.com/abide-ahsiyetler-f18/zeki-velidi-togan-adna-muze-t1664.htm