Din Büyükleri Böyle Şeyler Yaptırtmaz / Mehmet Şevket Eygi
01 Ocak 1970
Gerçek ulema, fukaha ve meşayih, Müslümanların zekatlarını ve sadakalarını Kur'ana, Sünnete, Şeriata aykırı olarak toplatmaz...
Şayet bunları vekalet usulüyle ve fıkha yüzde yüz mutabık olarak toplatırlarsa, bir kuruşlarını bile zimmetlerine geçirmezler, tamamını yerli yerinde sarf ederler (harcarlar).
Büyük müctehid imamlarımızdan İmamı Şafiî hazretleri Mekke'de ikamet ederlerdi. Zengin ve hamiyetperver bir zat kendilerine bir miktar para gönderdi ve bunu Mekke-i Mükerremenin muttaki (takvalı) ulemasına dağıtmanızı rica ederim dedi. Hazret bir liste yaptı ve parayı ulemaya dağıttı. Çok sıkıntıda olmasına rağmen kendisine para ayırmadı. Yakınlarından biri sordu: Maddî sıkıntı içinde olmanıza rağmen niçin kendinize de bir pay ayırmadınız? Şu cevabı verdi: Takva şartı vardı, ondan korktum...
Halbuki o takva ve verada çok yüksek seviyede idi...
Bazı İslamî gruplar Müslümanların zekatlarını topluyor ve zekatların bir kısmı ile başlarındaki zatların reklamlarını yapıyor.
Hazret çok büyük...
Hazret büyük mü büyük...
Hazret şöyle dindar böyle dindar...
Hazret kutbü'l-aktab...
Hazret baştan başa keramet...
Zekat paralarıyla böyle reklamlar yapılması Kur'ana, Sünnete, Şeriata, ahlak-ı İslamiyeye, vicdana, insafa aykırıdır.
Hiçbir büyük zat böyle bir şeye izin vermez. Büyüklükle bu reklam bir arada olmaz.
Şayet müritleri ısrar edip ille de sizin reklamınızı yapacağız derlerse onları tard eder kovar.
Büyüklerin büyüklüğü tevâzuları ve mahiyetleri ile ölçülür.
Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimiz insanoğullarının seyyidi ve derece itibarıyla en büyüğü olmalarına rağmen ne kadar mütevazı yaşamışlardı. Eline bazen büyük mallar ve servetler geçerdi de bunları son kuruşuna kadar sarf eder, kendisine bir şey ayırmazdı.
Her şeyi dağıtır, bazen kendisi aç kalırdı.
Aylar geçerdi de hanımlarının ocaklarında ateş yanmazdı, pişirecek bir şey olmadığı için.
Medine dışındaki bir otlakta birkaç devesi vardı. Onların sütlerini sağarlar, kırbalar içinde kendisine getirirler; biraz süt içerek birkaç hurma yiyerek ayakta duracak kadar beslenmeye çalışırdı.
Ölümünden sonra Mü'minlerin Annesi Âişe radiyallahu anha her et ve buğday ekmeği yediğinde ağlardı. Sordular: Ey validemiz niçin ağlıyorsunuz? Ben Resulullah Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) ömrü boyunca bu ikisini birlikte doyarak yediğini görmedim cevabını verirdi.
Gerçek İslam büyükleri gösterişten, reklamdan, şöhretten, lüks hayattan, benlikten, tantanadan uzak dururlar. Böyle şeyleri kendileri asla istemez. Bağlıları yapmaya kalkışırsa onlara izin vermezler.
Ne günlere kaldık!.. Zekat paraları ile neler yapılıyor...