MHP, elveda ideoloji
Mehmet GÜL 12 Haziran 2007
Bunu ben söylemiyorum, 7 Haziran 2007 tarihli Hürriyet’teki köşesinde, Yalçın Doğan yazısına başlık olarak almış. Yalçın Doğan diyor ki: “MHP listeleri de, bilinen MHP ideolojisinden uzak, daha çok merkezle uzlaşan kadrolar niteliğinde. Tıpkı diğer partiler gibi...”
“MHP barajı geçtiği takdirde seçilme şansı yüksek olanların büyük bölümünün ülkücülükle ilgisi yok. İdeolojiye bağlılık, geçmişte ortak değerleri paylaşmış ya da yaşamış olmak, listelerde yer almaya yetmiyor. Ülkücüler temizleniyor, demek yanlış, ülkücüler arkadan geliyor, demek daha doğru...”
Bazı örneklerle, durumu açan Yalçın Doğan, “MHP’nin Ülkücü ideolojiye vedası olarak tanımlanabilecek bir durum” dedikten sonra, AKP karşısında “milliyetçiliğin iş yapacağı ortada” diye ilave ediyor... Hadi, Yalçın Doğan’ın APO ve F tipi cezaevleri ile ilgili göndermesini es geçelim!...
Aynı gün benden görüş alan Vakit gazetesinde (bazı yerlerini çıkarsalar da) bir yorumum çıktı. Yalçın Doğan kadar ileri gitmesem de, özde bir benzerlik görmek mümkün. Demiştim ki; “Başka partiler ülkücüleri listelerine alıp seçilebilecek yere koyup, vitrine ederken, MHP ise teşkilatlarında hamallık yapan ülkücüleri ya listenin altlarına yerleştiriyor veya hiç koymuyor...”
“Partilerin yapısında büyük bir değişim yaşanıyor, hepsi de merkeze çekilmek adına renksizleşiyor. Müslüman Türk değerlerini taşımayan dünya görüşleri merkezde kendine yer bulamaz. Bu değerler manzumesine sahip olmayanlardan olsa olsa karma bir parti meydana gelir...”
Şunu da ilave edebiliriz, hepsi de karma olan partilerin çözümleri de, hedefleri de karma olacaktır.Yani ortak olacaktır. Hatta gelecek kaygı ve tasarımları da ortak olacaktır.Yani Yalçın Doğan’ın da söylediği gibi, birbirinden farkları bulunmayan siyasi partiler, benzer çözümler üretecekler veya birbirinden farklı cümlelerle alıntılar yapacaklardır. Ayrıntıların farkını büyüteçle millete sunacaklardır.
Küresel tasarım, ideolojilerin öldüğünü veya çok zayıfladığını öne sürüyor. Fukuyama’nın meşhur, ‘Tarihin Sonu’tezi, liberal demokrasiyi, insanlığın ulaştığı son aşama olarak savunurken, Karl Marx’ın komünizmi, insanlık gelişiminin son aşaması olarak sunmasına benzediğini unutmuş olmalı. İki küresel ideolojiden komünizm uygulaması tarihe gömülürken, Fukuyama, son kitabıyla “Devletin yeniden inşası” na soyunmuş gözüküyor. Üniter devletleri savunan Fukuyama, fikirdaşı Samuel Huntington gibi, ABD’nin milli tarihine ve devletinin kuruluş felsefesine hizmet etmektedir. Huntington da, “Biz kimiz” de, büyük Amerikalının kodlarını vermektedir. Bu kodlar, halktan millete geçişin tarihi esaslarıdır.
Aslında ideolojilerin bitmesi, milletin vizyon ve görevinin bitmesi, gelecek tasarılarının terk edilmesi veya güçlü ideolojilerin denetimine verilmesi demektir. Siyasi partiler, ideolojik esaslara göre tavır almasalar da, kanun ve anayasalarla bağlı olsalar da, ideolojilerden ölçü, kaynak ve fikir olarak istifade edebilirler. Ancak böylece, farklı bir seçenek olma kabiliyeti kazanabilirler. İdeolojilerin bitmesi insanlığın materyalistleşmesi, kültürden, tarihten ve inançlarından soyunması anlamına gelecektir.
MHP eğer Yalçın Doğan’ın söylediği gibi, elveda ideoloji demişse, nereye merhaba demiş olabilir. MHP yanlış yapabilir ama bunu yapamaz. Eğer, bütün bu gelişmeleri ideolojiden sapma veya reddetme kabul edersek, meselenin sadece bir vitrin düzenlemesi olmadığını, bir tavır ve duruş düzenlemesi olduğunu yani farklılaşma ve sıradan örneklere benzeme iradesi olduğunu, ülkücü irade olmadığını kabul etmemiz gerekecektir. Umarız ki, genel merkez yöneticileri, ülkücü iradeden sık sık bahsettikleri gibi, Türk milleyetçiliği ideolojisinden ölçü ve kaynak almaya devam ettiklerini hem söyler, hem de Yalçın Doğan’a bu konuda bir açıklama gönderirler. Umarız bu açıklama, sağlam verilere dayalı ve inandırıcı olur. Çünkü biz inanmak istiyoruz.