« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

14 Tem

2006

Türk Birliği

Namık Kemal Zeybek 01 Ocak 1970

Durup yine düşünelim. Yeniden hatırlayalım. Geçmişte bizim "Dış Türkler" dediğimiz bir hayalimiz vardı... Rahmetli Alparslan Türkeş'in deyimiyle: "İnananların gönlündeki nazlı hayal..."

Şimdi o bir gerçek...

"Hayaldir" deyip dudak bükenler, neden şimdi bu gerçeğe de arkalarını dönüyorlar.

Peki nerede "o nazlı hayal" uğruna şiirler yazanlar, geceler düzenleyenler? Nerede "Esir Türkler Haftası" ilan edenler?

İşte yaşadığınız çağın havasını soluyan "Yedi Bağımsız Türk Devleti." Daha ne isterdiniz. Ve işte on milyon kilometrekareye yayılmış iki yüz milyonu geçen "Dünya Türklüğü."

Alın, birincisinden "Siyasi, İktisadi Birlik" yapın; ötekiyle "Kültür Birliği" kurun... Daha ne bekliyorsunuz?

Korkmayın ey Türkiyeliler!

Türk Dünyası´nın sizden "para, pul" beklediği yok... Kimse aşınıza, işinize ortak olmak hevesinde değil... Sadece "dilimizin, dinimizin, tarihimizin, kanımızın, geçmişimizin ve geleceğimizin BİR" olduğunu bilelim yeter...

Ondan ötesi sizin onlardan yararlanacağınız çok zenginlikler var. Petrol mü? Var! Gaz mı? Var! Yeraltı zenginlikleri mi? Var! Yerüstü zenginlikleri mi? Var! Yetişmiş insan gücü mü? Var!

BARDAĞIN YARISI

Şimdi birilerinin bu sözlerime karşılık verdiğini duyar gibi oluyorum:

"Daha ne yapalım? TİKA'ya bütçe ayırıyoruz; TÜRKSOY'u destekliyoruz; Türk Cumhuriyetleri´ne gidip geliyoruz..."

Doğrudur. Elbette yapıyorsunuz. 1994'ten bu yana bütün yetkililer iyi kötü bir şeyler yaptılar. Hiçbirinin ne hakkını yiyelim, ne de "hiçbir şey yapılmadı" diyelim.

Ama "Türk Dünyası´yla ilgilenmek bu mudur? Böylesi yeterli midir?" sorusuna, soğukkanlı ve bilinçli karşılık versek, yaptıklarımızı yeterli bulur muyuz?

"Peki ne yapalım?" derseniz; 1992 ve 1993 yıllarında yaptığımız gibi yapalım, derim.

YANİ?

Yani, "Türk Birliği´ni hedefleyelim!" Hedefe kilitlenelim ve acele etmeden çabucak ve olabilecek en kısa süre içinde "Türk Devletler Topluluğu"nu kuralım derim.

AB'ye giriş süreci denilen masala ayırdığımız gücümüzü, dikkatimizi ve emeğimizi TDT'ye ayırsaydık iş çoktan gerçekleşmişti. Şimdi yedi Türk Devleti´nin dünyadaki yeri de, dünyanın gidişi de bambaşka olurdu.

Elbette altın değerindeki zamanımızı yitirmemizin dışında "kesin olarak kaçan bir fırsat" yok... Yeter ki; kararlarımızı öz aklımızla verebileceğimiz bir duruma gelelim. Başımızı bilinç bulanıklığından kurtaralım ve olayları duru bir biçimde görebilelim. Ötesi gelir.

"Gelecek olan ötesi nedir?" derseniz, uzun uzun anlatmak da mümkün, ama "Güçlü Devlet, Zengin Millet, Mutlu Birey" derim...

Sadece "Türk Birliği" ile mi derseniz, "bir yerlerden başlamak gerek" derim.

En doğrusu da TÜRK diyerek başlamaktır. Arkasından "milli kültür seferberliği" gelir. Onun arkasından "milli iktisat siyaseti" var... Sonrasında veya öncesinde veya birlikte "milli devlete" dönüş ve "milli dış siyaset" gelir.

Nasıl ki AB'ye giriş süreci Türkiye Cumhuriyeti´nin tasfiyesini getiriyorsa, TÜRK BİRLİĞİ de direnişle gelecek dirilişi getirir.

Türkiye Cumhuriyeti´nin altı kardeşi ile birlikte insanlık ailesindeki şerefli yerini alması ancak böyle olur.

Atatürk'ün ve bütün Ulu Atalarımızın ruhu şad olur. Gelecek nesillerimiz de bizden razı olur.

Ziyaret -> Toplam : 125,40 M - Bugn : 162961

ulkucudunya@ulkucudunya.com