« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

12 Haz

2007

Muhalefete psikolojik harekât

HASAN ÜNAL 12 Haziran 2007

 LİSTELER verildi. Kampanyalar hızlandı. Muhalefet partilerine yönelik psikolojik harekât da başladı. AKP’nin seçimi kazanamaması ihtimaline karşı muhalefeti hizaya getirme çabası... Propaganda kampanyasının iki ayağı var. Aman haaa, IMF merkezli ekonomi politikaları terkedilmesin ve Türkiye dış politikada teslimiyetçi çizgisini bırakmasın.

IMF programları devam etsin mi?

ASLINDA AKP Hükümeti, 2002 yılı seçim kampanyası sırasında IMF programlarını eleştirmişti. Kemal Derviş tarafından hazırlanan bu programın istenen ekonomik rahatlamayı yaratamayacağını; Türkiye’yi faiz ve borç batağından kurtaramayacağını söyleyerek iktidar olmuştu. Hatta o günlerde kullanılan bir sözle ‘borç ötelemesi’ dahil pek çok radikal tedbirlerin düşünülmesi gerektiğini de ifade etmişlerdi.

Ama iktidara gelir gelmez, Kemal Derviş tarafından hazırlanan ve uygulamaya konulan o programa bir önceki hükümetten daha da sıkı sarıldılar. Ali Babacan’a göre, yapılacak başka bir şey yoktu. Söz konusu program aynen uygulanmalıydı. Bir önceki hükümet zamanında istenilen başarının elde edilememesinin nedeni sadece ve sadece istikrar olmamasıydı. Yoksa program başarılı olurdu.

Nitekim öyle oldu. AKP Hükümeti, Kemal Derviş’in programını noktasına, virgülüne dokunmadan aynen devam ettirdi. Türk Lirası’nı değerlendiren bu program yüzünden ihracat ve rekabet gücümüz azaldı. Türkiye bir ithalat cennetine döndü. En yüksek reel faizler verilmeye devam edildi. Türkiye’ye sıcak para getiren yabancı paa tacirleri daha doğrusu tefeciler büyük kazançlar elde ettiler. Büyüme rakamları hikayesi halka pompalandı. Ama işsizlik ve borçlar yükseldi. Halkın hayat standartı geriledi.

Tefeciler ve işbirlikçiler aynen devamını istiyor

HALKA hiç bir olumlu yansıması olmayan bu programdan büyük paralar kazananlar var. Türk Hazinesi haftada yaklaşık bir milyar dolarlık kaynağı az sayıdaki tefeciye faiz olarak dağıtıyor. O paraları Türkiye’ye getiren yabancı para tacirleri ve onlarla işbirliği yapan az sayıdaki İstanbul sermayedarı ve onların medya kuruluşları durumdan memnun. Düşük kur ve yüksek faiz politikaları aynen devam etsin istiyorlar. O yüzden de muhalafet partilerine şimdiden baskıya başladılar.

‘Sakın haaa kur politikasına dokunma. Hele hele borçları yeniden yapılandırma gibi bir işi aklının ucundan bile geçirme’ demeye getiriyorlar. Yani eski hamam eski tas devam etsin ve onlar da servetlerine servet katsınlar, Türkiye’nin bütün kaynakları yabancılara satılsın istiyorlar. Ancak eğer muhalefet partileri iktidara geldikleri zaman, bu bir avuç medya manipülatörünün tehditlerine boyun eğerek, halktan kopuk davranırlar ve Kemal Derviş’ten Tayyip Derviş haline gelen programı ön ismini muhafaza ederek aynen sürdürürlerse Türkiye’nin vay haline...

Dış politikada teslimiyet

AYNI medya çevreleri dış politikada AKP’nin izlediği teslimiyetçi politikaların da aynen sürdürülmesinden yanalar. AB süreci devam etsin. Türkiye Kürt milliyetçiliğinin taleplerine AB sürecinden dolayı boyun eğsin. Hatta ülkenin her tarafında yeni azınlıklar yaratma girişimleri ‘çağdaşlık ve demokrasi’ adına desteklensin. Ayrıca Türkiye’nin özellikle Kıbrıs ve Irak’taki hak ve menfaatleri tamamen elden çıkarılsın.

Amerika ile Ortadoğu’da yürütülen kirli işbirliği de aynen devam etsin. İçinden Büyük Kürdistan çıkan Büyük Ortadoğu Projesi’ne Türkiye enayi gibi destek versin ve kendi altını oysun. Barzani’nin dayılıklarını görmezden gelmek bir yana, kurduğu aşiret yapısını devlet olarak tanısın. Hatta o devlete koruma bile sağlasın.

Saatli bomba

YAYGIN medya çevrelerinin söylediği şu: Eğer IMF politikaları aynen devam ettirilmez ve dış politikada milli bir çizgi benimsenirse, o zaman Türkiye’de önce finans krizi çıkar. Sonra ne olacağını ise kimse bilemez. Oysa kabul etmek gerekir ki, AKP bile iktidara gelse ve Amerika’nın her dediğini yapsa bile Türkiye’de muhtemelen bir finans krizi yine de çıkacaktır. Çünkü bu kadar aşırı değerlenen bir Türk Lirasının sürdürülemez olduğu açık.

Hiç bir başka parti ya da partiler koalisyonu dış politikada AKP kadar işbirlikçi olamayacağına göre, IMF politikalarının sonunda finans krizi kaçınılmaz görünüyor. Kaldı ki, AKP dışı bir hükümet dış politikada bu denli teslimiyetçi hareket edemeyeceğine göre, finans krizi korkusuyla yaşamak yerine, radikal tedbirler düşünmelidir.

Aksi halde hem finans krizini kucağında bulabilir hem de dış politikada teslimiyetçi olmak zorunda kalır. Yani iki taraflı da kaybeder. Dolayısıyla dış politikada milli dururken, piyasaları ürkütmeden radikal hangi tedbirlerin devreye sokulabileceğine dair hazırlık yapmaları lazımdır. Bu medyanın yönlendirmesiyle ‘biz aynı politikaları AKP’den iyi yaparız’ havasına girmek muhalefete hem oy hem de güven kaybettirir.

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 18939

ulkucudunya@ulkucudunya.com