Tarih düşelim: Apo ile masaya oturuldu / Yalçın Doğan
01 Ocak 1970
SANKİ ömür boyu hapse mahkum olan o değil. Atıyor, tutuyor, yüksek perdeden konuşuyor. Görüşme masasına oturmuş taraflardan biri havasında. İmralı’da Apo’nun çizdiği son profil bu.
Avukatları aracılığı ile verdiği mesajın tonu ve içeriği bu profile uygun:
“Bana burada dört kez, seçim var, bekle, dediler. Sonuç ortada. Bizi oyalıyorlar. On iki yıldır sabrettim. Ancak, benim de sınırım var. Referandum sonrasında yine, seçim var oyalamasına izin vermeyeceğim. Bir kerede her şeyi bozabilirim. Kim ne yaparsa yapsın, diyebilirim.”
Apo pervasız, kozlar bende, havasında. Belli bir siyasal üstünlük kazanmış, bunu masaya yatırma ve sonucunu alma çabasında.
Apo’yu bu havaya sokan olaylar dizisine, kronolojik olarak bakınca, ateşkes süreci ve devamıyla ilgili kimlerin doğruları söylediği daha netleşiyor.
Daha da önemlisi, terör-referandum denkleminde nereye geldiğimiz açıklık kazanıyor.
TEHDİT VE GÖRÜŞME
31 Mayıs. Apo aradan çekildiğini açıklıyor. Haziran’da, 1993 benzeri, terör azgınlaşıyor, kırka yakın şehit veriyoruz.
Temmuz Başı. Apo’dan Diyarbakır’da demokratik özerklik lafları. Dörtyol’da polislerin şehit edilmesi ile İnegöl’deki gerilime vurgu yaparak, “Bu olaylar başka yerlere sıçrar, çok insan ölür” tehdidini sürdürüyor.
4 ve 11 Ağustos. Tehditler üzerine, Apo’nun 4 ve 11 Ağustos tarihlerinde avukatlarıyla yapması öngörülen olağan görüşmesi iptal ediliyor.
28 Temmuz-11 Ağustos. Bu süre içinde devletin bazı yetkilileri Apo ile görüşüyor.
Bu görüşmeler sonucunda:
1- 15 Ağustos’ta ilan edileceği öne sürülen demokratik özerklik geri bırakılıyor.
2- Ateşkes kararı çıkıyor.
3- Daha da ballısı, Kürtlerin referandumda evet oyu kullanmaları netleşiyor.
AKP SIKIŞTI
Apo’nun bunun karşılığında ne istemiş olduğu kendi açıklamasında var:
“On iki yıldır sabrettim, benim de sınırım var.”
Şimdi AKP’ye destek veriyor. Edası, konuşma tonu, “şimdi koz bende” havasında, Yaşadıklarımıza bakılırsa, siyasal üstünlük kazanmış havasında.
Yine konuşmasına göre, AKP’ye verdiği bu son fırsat. AKP referandum sonrasında ya onun isteklerini, en azından bazılarını, yerine getirmek zorunda kalacak ya da terör yeniden azacak.
AKP referandumda evet uğruna, fena sıkışmış durumda. AKP’nin reddettiği bu pazarlığın devamı olacak. Kaçınılmaz biçimde.
28 Temmuz-11 Ağustos, Apo ile görüşmeler. Buraya tarih düşelim. İlerde lazım olacak.
PKK’nın jesti! / Melih Aşık
PKK’nın elebaşısı Murat Karayılan “ateşkes” kararını şöyle anlatıyor:
“Artık açıklanmasında sakınca görmediğimiz bir diğer önemli gelişme de devletin önderliğimizle geliştirdiği diyalog temelinde ateşkes talebinde bulunmasıdır. Tek taraflı ateşkes kararı Devlet ile Öcalan arasında sağlanan temaslar sonucu alındı”
Bu sözler AKP tarafından ancak 48 saat sonra yalanlandı. Önce AKP’nin internet sitesinden, bir gün sonra yani dün Başbakan Erdoğan tarafından... Böyle bir yalanlamanın iddianın hemen ertesi günü yapılması gerekirdi. Geciktiği için inandırıcı olmadı.
Zaten BDP ve PKK sözcüleri de devletle PKK arasında bir anlaşma olduğundan emin şekilde konuşuyor...
Hatta BDP Genel Başkanı Demirtaş Şırnak’tan Başbakan Erdoğan’a adeta talimat veriyor:
“Halkın demokratik özerklik talebini kabul edeceksiniz...”
Demirtaş bu arada ölçüyü iyice kaçırmış, adeta PKK yetkilisi gibi konuşmakta:
“Silah bırakmayı tartışmadan önce atılacak adımları görmeliyiz”
Demek bu bey de PKK adına karar verme yetkisine sahip kişilerden biri...
Kürtler gözlerini Başbakan’ın 3 Eylül’deki Diyarbakır konuşmasına dikmişler. Orada RTE’den açıkca bir yeşil ışık görürlerse açıkça “evet” e meyledecekler. Anlaşılan kapalı kapılar ardında aldıkları sözlere pek de güvenmiyor, açık deklarasyon bekliyorlar. Tayyip Erdoğan açısından ise yukarısı bıyık aşağısı sakal. Yukarda çok ihtiyaç duyduğu “Evet” oyları, aşağıda kamuoyunun terör örgütüyle masaya oturulmasına karşı tepkisi. Bakalım kime hangi çalımı atacak?