Habur affın ilk adımı değil miydi / Yalçın Doğan
01 Ocak 1970
OH, nihayet bıktırıcı CHP söyleminin dışına çıkarak, çözüm öneren bir lider var. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Kürt Sorununun çözümü açısından doğru yaklaşım sergiliyor.
Buna karşılık, Tayyip Erdoğan referandum gözyaşları dökmekle meşgul. Kılıçdaroğlu aslında Erdoğan’ın tezine yakın sözler söylüyor. Kılıçdaroğlu’na karşı çıkması sadece referandum manevrası.
Bugünkü Tayyip Erdoğan evet oyları uğruna beş-altı ay önceki Tayyip Erdoğan’ı tekzip ediyor. Klasik politikacı ağzı.
İster İspanya’da ETA, ister İngiltere’de IRA, etnik terörle mücadelede önünde sonunda terör örgütlerine belli koşullarla af çıkıyor. İçimize siner ya da sinmez, ama çözüm nihai olarak çerçevesi çizilmiş aftan geçiyor. Bizim pişmanlık yasası affa giden yolun bir parçası.
Bunlar bir yana, ortada daha somut bir olay var.
SEYYAR MAHKEME
Demokratik açılım ilan edildikten sonra, AKP’nin attığı en somut adım ne?
Kandil Dağından ve Mahmur Kampından Habur’a gelen PKK’lılar.
Onlar neden geliyor?
Dağdakileri indirmenin ilk adımı olarak. Dağdan indiklerinde kendilerine hiç bir şey olmayacağına dair verilen söze dayanarak.
Önce gerçekten öyle oluyor. Hatta, oraya aniden seyyar mahkeme bile kuruluyor, gelenlerin şöyle bir ifadesi alınıyor, ardından serbest bırakılıyor.
Bu, PKK’ya affın adımı değil de, ne?
Gerçi, daha sonra olaylar farklı gelişiyor, iş Habur’da PKK gösterisine dönüşüp tepkiler yükselince, gelenler hakkında soruşturma açılıyor. Bazıları dağa geri dönüyor, bazıları mahkum oluyor.
AKP adamları hem çağırıyor, hem geldiklerine pişman ediyor. O zaman neden çağırıyor, madem çağırıyor neden sahip çıkmıyor?
AKP Habur ve devamını yüzüne gözüne bulaştırıyor.
EVET OYLARI İÇİN
Bir başka somut olay, 2006 Nisan ayında Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Meclise gelen Terörle Mücadele Yasa tasarısının 6. maddesi. Şöyle:
“... terör örgütü kuranlar, yönetenler, örgüte üye olanlar TCK 314. maddesine göre cezalandırılır. Etkin pişmanlık hükmü bu madde açısından uygulanır.”
Bu PKK’ya af değil mi? Demokratik açılım ilan edilmeden önce, açılımın altyapısı değil mi?
Bu tasarı CHP ve MHP’nin itirazı sonucu Meclis genel kuruluna inmeden ortadan kalkıyor.
Şimdi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu genel aftan söz ettiğinde, Tayyip Erdoğan, “bunu söyleyeni ben partimden atarım” diyor. Şehitlerin kanı, şehit anaları edebiyatı eşliğinde, referandum edebiyatı.
Kılıçdaroğlu aslında Erdoğan’ın gönlünden geçeni söylüyor. Erdoğan’ın yaptığı ortada. İşte Habur, işte o tasarı.
Erdoğan üç gün sonra, “sen söyledin, ben yapıyorum” derse, hiç şaşmam.
Yeni moda solculuk
BU cici bici solculara, tiyatroculara hayranım ben. Hem “ben solcuyum” diyorlar, hem “oyum evet” diyerek, AKP’ye göz kırpıyorlar.
Sevsinler onların evet oylarını, sevsinler gerekçelerini. 12 Eylül’le hesaplaşmak için evet diyorlarmış.
Sanırsınız ki, anayasa değişikliği kabul edilirse, 12 Eylül’ü yapan generaller sanki yargılanacak, idamlardan, işkencelerden, işlerden atmalardan, Diyarbakır ve Mamak askeri cezaevlerinden işkenceyle insanları öldürenlerden sanki hesap sorulacak.
Sen önce Türkiye’nin dört bir yanında, senin belediyelerine ait Kenan Evren okulları ve caddelerinin isimlerini değiştir, sonra hesap sorarsın.
Solcuymuş bunlar, solun başına ne geldiyse, bunlar gibi yanar dönerlerden geldi.