Sonucun sebepleri / İsmail Küçükkaya
01 Ocak 1970
Hayır oyu verenler dahi 'evet' çıkacağını tahmin ediyordu. Referandumda şanslı olan evet tarafıydı. İşin doğası böyle.
Yine de genel tahminlerin 4-5 puan üstünde sonuç çıktı. Peki süreçte hangi faktörler etkili oldu, ona bakalım:
Başlangıçta zaten artı 1 ile işe başlandı. Pozitif içerik, değişim söylemi ve istikrar vurgusu...
Karşısındaki kampa ilişkin 'statüko' algısı oluşturuldu.
Sonra Yüksek Askeri Şura krizi. Kırılma noktası YAŞ'ta yaşananlardı, ivme yukarıya döndü iyice.
Ve zamanlama, talihin yardımıyla zamanlama...
Kampanya döneminin Ramazan'a, finalin bayrama denk gelmesi. Mutlak surette etkisi oldu, özellikle iftarların...
Sonra oy gününün '12 Eylül'e denk gelmesi. Kampanyanın da 'anti-12 Eylül' propagandasına dönüşmesi. En azından 3-4 puan fark ettirmiştir.
İktidarın kampanyası çok yaygın ve güçlüydü. Bütün iletişim mecralarını kullandılar. Erdoğan müthiş performans gösterdi. Kılıçdaroğlu da... Ne var ki teşkilatlarda CHP ve MHP demek ki zayıf kaldı. Erdoğan'ın bakanları da çok çaba harcadılar, seçimden bile fazla çalıştılar.
Derken bir dönüm noktası da Erdoğan'ın Güneydoğu söyleminde yaşandı. Öyle bir taktik değişikliği gerçekleştirdi ki; son iki haftada hem kavgacı üsluptan kaçınmaya gayret etti, hem de milliyetçi camiaya şirin görünmeyi başardı. Ondan önce gidişat negatifti.
Siyaseten 'doğru' bu hamle; Türkiye hesabına riskliydi. Ülkenin birinci sorununa ilişkin boykot oranı hepimize 'uyanın' diye bağırıyordu.
İkinci balkon konuşmasında hocaya selam
Başbakan Erdoğan dün siyasal kariyerine büyük bir başarı daha ekledi. Sonuç kendisinin umduğundan 3-4 puan daha yüksek oldu.
Ama burada çok büyük bir zafer olmadığının farkında. Nihayetinde 82 Anayasası'nı değiştiren pakete yüzde 40 'hayır' oyu da var. Erdoğan dün akşam 'ikinci balkon konuşmasını' bu bilinçle yaptı.
İyi metindi, içtendi, kapsayıcıydı. Dileriz o içeriğe uygun, kucaklayıcı bir akis görürüz.
Size bir rakam hatırlatması yapalım: son referandum üç yıl önceydi, 21 Ekim 2007. Orada yüzde 69 evet çıkmıştı.
Bir de ilginç not: Başbakan bize açıkladığı son ankette partisinin 65 ilde birinci olduğunu söylemişti. Dün 19 ilde hayır çıktı. Ve Türkiye haritasının rengi tıpkı son yerel seçimlerdeki gibi oluştu.
Balkon konuşmasının gereğinin sahiden yapılması, haritayı daha homojen görünümlere kazandırabilir.
Bu arada Başbakan Erdoğan'ın ilk kez cemaate ve onun lideri Fethullah Gülen'e açıkça teşekkür mesajı yollaması çok ilginçti ve kayda değerdi. Gülen de ilk kez bu referandumda açıkça taraf olmuştu.
Sebebin sonuçları demişken...
12 dev adamı unutmayalım.
Onuncu Yıl Marşı'nın coşkuyla söylendiği basket maçlarındaki performans, hele yarı final zaferi, oluşturduğu pozitif psikolojiyle evet lehine rüzgar estirmiş olsa gerek.
Sonuç: 12 Eylül 2010, 30 yıl önceki darbenin acılarını dindirip, izlerini silecek değil. Ancak, içeriğinin yüzde 90'ıyla demokratik standartları yükseltecektir. Yüzde 10'luk riskin neler getirip götüreceğini zaman gösterecek. Demokrasi güzel şey, hayırlı olsun.