« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Eki

2010

Mustafa Pehlivanoğlu'dan Başbakan Erdoğan'a cevap / Ruhi Ersoy

01 Ocak 1970

Sayın Başbakan öncelikle siyasi hayatınızın hiçbir döneminde aklınıza düşmeyen ve adını anma gereği duymadığınız ülkücü şehitleri andığınız için teşekkür ederim(!)



Bizler Ülke, Ülkü ve ilkelerimiz için eğilmeden bükülmeden sonunda ölüm olduğunu bilerek Türk-İslam düşmanlarına tavır almış bir camianın mensuplarıyız.



Ülkemizde kızıl Komünizm ve Ateizm cirit atarken biz meydanlarda Türk-İslam davası için mücadele ederken sizi hiç oralarda görmedim. Hele hele okul duvarlarına (Haşa) Muhammed'in piçleri giremez yazısı olduğu için bizler tavır koyuyorduk ve sizi yine oralarda da görememiştim.



Tayyip Bey, bizler vatan mücadelesi verirken sizler, sessizce bugünlere hazırlanıyordunuz galiba. Bizler hiçbir zaman emperyalizmin uşaklığını yapmadık ve hiçbir zamanda onlarla ortak iş tutmaya niyetlenmedik. Ama ne hikmetse siz dünyayı keşfedip emperyalizme müttefik olup yerli görüntülü yabancılaşmış bir şekilde, ülkeyi acayip bir hale getirdiniz. Onlarla eş başkan olup Iraklı kadın ve çocukların ırzlarına geçilmesine sadece çanak tutup şahitlik ettiniz.



Tayyip Bey, sen bırak bizim namus bekçiliğimizi ve intikamımızı almayı da 28 Şubat sürecinin Türk İslam düşmanı malum paşasından hesap sorabilecek misin, ona cevap ver. Eğer ona cevap veremeyeceksen karargah olarak kullandığın ve yeni Osmanlıcık sembolünün merkez üssü haline getirdiğin Çırağan sarayında Büyük anıtla hangi pazarlık karşılığında ona 1.2 milyonluk aracı aldın ve e-muhtırayı ben yazdım demesine rağmen, ondan hesap sormayı düşünmüyorsun ona cevap ver bari.



Tayyip Bey bırak bu timsah gözyaşlarını. Sen bir yandan ülkücü camiaya gözyaşlarınla el sallarken, Marksist Erdal EREN'le de sola selam veriyorsun. Necip Fazılı kendine rehber aldığını söylerken Nazım Hikmetsiz olmaz diyorsun. Evet haklısın ülkeler ve toplumlar geçmişin tecrübesiyle geleceğe giderler, biz de kutuplaşmayı istemiyoruz; ama birazcık samimiyet be yahu! Bu kadar riya da çok tadını kaçırıyor.



Tayyip Bey ağlayan dilberlerin gözyaşlarıyla bu milletin duygularına hitap etme sanatını artık bu millet yutmuyor; zira artık milletimiz siyasal istismar malzemelerine doydu. Mağduriyet alanların her yerden tıkanınca bizim mağduriyetimizin üzerinden pirim yapmaya çalıştığını ülküdaşlarımız artık çok net görmekteler.



Tayyip Bey sizin gözyaşlarınızın sadece timsah gözyaşları değil; aynı zamanda korku gözyaşları olduğu da bilinmektedir. Bu arada timsahın gözünden gelen yaşın yediklerini çiğnerken refleks olarak yutkunmasını sağlayan hormonları salgıladığını düşünürsek; sekiz yıllık iktidarınızda yediğiniz ülkücü kadrolar ve milyar dolarlık servetinizin yutkunma refleksini sağlayacak hormonlar olduğunu da görüyor artık milletimiz.



Sükûnetinizin altındaki saldırganlık deşifre olmuştur Tayyip Bey. İstismarcılığınız ve "van minütçü" kahramanlıklarınız deşifre olmuştur. Ülkücülerin önünde ağlayıp arkasından ipini çekme anlayışınız deşifre olmuştur.



Tayyip Bey biliyor musunuz siyaset anlayışınız aynı Kerbela'daki Yezit ordusunu andırıyor zira milletimiz bilir Yezit'in askerleri mızraklarının ucuna Kur'an sayfaları takmışlardı, Hüseyin'in askerleri de kurana hürmeten saldırmamışlardı ve onlar Hüseyin ve o mahzunları katletmişti. Lütfen biz ülkücü şehitlere mızraklara takılmış Kur'an sayfası muamelesi yapmayınız ruhumuz inciniyor.



Tayyip Bey grup konuşmanızda anneme yazılı mektubun sonuç kısmı sanırım gözünüzden kaçmış, orada diyorum ki; Mustafalar Ölür, Milliyetçilik Davası Ölmez. Bizler cuntacılarla hesaplaşma adına peygamber ocağı olarak bildiğimiz kurumun tasfiyesine hiçbir zaman alet olmadık. Bırak bizim üzerimizden hesaplaşmayı Tayyip Bey



Ülkücülüğün dinamik bir süreç olduğunu bilen ve çizgisinde hiçbir kırılma olmadan harekete liderlik yapan Devlet Bahçeli'nin ülkücü kararlılığı sadece ezberinizi değil; kimyanızı da bozmuş olmalı Tayyip Bey.



Çırpınışınız nafile Tayyip Bey artık gidicisiniz, Zira Ülküdaşlarım; emperyalizmin uşaklarına,bölücü maşalarına, takiyyeci kapitalistlere,sahte 12 eylül düşmanlarına,türbanı oy malzemesi yapanlara, devletle sorunlu zihniyetiyle devlet yönetenlere, milleti bölenlere,onurumuzu iki paralık edenlere, BOP eş başkanlarına, gemicikleri alıp babam sağ olsun diyenlere, ev hanımı geliriyle(!) hastane zinciri kuranlara,islamdan dem vurup Datça'da çıplaklar oteli açanlara,sigarayı yasaklayıp bölücülüğü serbest bırakanlara4 Temmuzda Süleymaniye'deki askerimize çuval geçirenleri unutanlara, ABD askerlerine dua edenlere, ABD 'den memleketi yönetenlere,şehide kelle terörist başına sayın diyenlere,zinayı suç olmaktan çıkartanlara, Türk deyince cinnet geçirip daha sonra da Türk Ülkücüleri'ni istismar etmeye kalkanlara



HAYIR"diyecektir ..!!!YÜZBİN KERE HAYIR..!! BUNU BİL Tayyip Bey ve çek elini üzerimizden çünkü başka çeşmelerde doldurmaya alıştığın tasına su akmaz bu güzel çeşmeden hele bundan sonra hiç akmaz.



Tayyip Bey, biliyor musunuz bilmiyorum; ama sizin siyasal propaganda çizginiz GOEBBELS'i çok andırıyor. O da kimdir diyeceksiniz belki; ama bilmemeniz veya size dersinizi çalıştıranların bilmemesi mümkün değil; isterseniz ben size biraz bahsedeyim: Goebbels Hitler'in propaganda bakanının adıdır. Onlar için geçerli olan temel propaganda ilkesi, akıllardan daha ziyade duygulara yönelik propaganda faaliyeti yapmaktır. Sanırım bu ifade size yabancı değil. Böylece kitle duygusal tepkilerde boğulur ve rasyonel olanı kaçırır. Çünkü yoğunlaşan kitle daha duygulu bir nitelik taşır, onların duyguları üzerinde yaratılan izlenimlerin onlara yön verdiği bilinir.



Ama artık bu taktiğin ne olduğunu milletimiz biliyor Tayyip Bey;



Yüce Türk Milleti sizin 12 Eylül maduru olan bizler için döktüğünüz o gözyaşlarınızı aynı gün daha bedeni soğumamış yedi şehit için dökmenizi beklerdi hem de ülkeyi iyi yönetememenin özrü olarak o gözyaşlarınızı dökmenizi beklerdi Tayyip Bey.



Hiç düşündünüz mü bilmem Tayyip Bey İktidar adaletinin tartışmalı terazisi sembolü haline gelen Silivri mahkemeleri madurlarının yakınlarının gelecekte sizin iktidarınızı nasıl anacağını.



Ha bu arada Tayyip Bey; O madurlar arasında öyle birisi var ki; Türkiye'nin yüz akı olan sadece kendi ve ailesiyle sınırlı olmayıp, sosyal sorumluluk sahibi ve kamu vicdanında her zaman iyilik sembolü olmuş Prof. Dr.Mehmet Haberal hocaya yaşattıklarınızın vebali sadece onunla sınırlı değil ölümcül hastaların şifasına vesile olan o sihirli elleri hastalarından mahrum etmenin vebalinin de ayrı bir sorumluluk olduğu düşünülmeli..Gerçeklerden kaçamazsınız Tayyip Bey indirtseniz de Efeler, zeybekler, kızanlar diyarındaki pankartları, kapatsanız da gözlerinizi, gerçeklerden kaçamazsınız Tayyip Bey.



Belki, kolluk gücüyle partimizin pankartlarını indirmek isteyebilirsin. Belki, hükümetin emrine girmiş şarlatan yöneticilerle Ülküdaşlarımı susturacağını sanabilirsin. Belki, devletin yayın kuruluşunu yirmi dört saat emrine alabilirsin, Bunların hepsi mümkün olabilir ve sana da yakışır.



Ancak, Ülküdaşlarımın gönlündeki vatan sevgisini nasıl söndüreceksiniz? Ruhumuzda bayraklaşmış millet sevdasını nasıl indireceksiniz? Ve bir çığ gibi büyüyen ülküdaşlarımın dünyadayken hesap sorma inancını nasıl durduracaksınız?



Yaptıkların Ülkücüleri korkutmayacağı gibi, sadece öfkesini artırır.



Yaptıkların Ülküdaşlarımı yıldıramayacağı gibi, yalnızca inancını tazeler Tayyip Bey, bu yalın gerçeği bilin, görün ve duyun artık.

Ziyaret -> Toplam : 125,26 M - Bugn : 13028

ulkucudunya@ulkucudunya.com