`Eşref Bitlis Öldü, PKK Yaşadı.`
01 Ocak 1970
Şüpheli uçak kazasında şehit olan Jandarma Eski Genel Komutanı Eşref Bitlis'in genel sekreterliğini yapan emekli tümgeneralden şok açıklamalar...
Emekli Tümgeneral Osman Özbek’ten, müthiş ifşaat: “Eşref Bitlis öldü, Ankara süreci, Washington süreci oldu. Bitlis yaşasaydı, BOP böyle gelişemezdi, PKK yaşayamazdı. Eşref Bitlis öldü, PKK yaşadı."
Türkiye O’nu, “pezevenk” hakareti ile tanıdı… 28 Şubat sürecinde, Erzurum Jandarma Bölge Komutanı iken dönemin Başbakan’ı Necmettin Erbakan için “pezevenk” dedi… 2000-2001 yıllarında bu kez yeniden vitrine çıktı…
Jandarma Genel Komutanlığı Harekat Daire Başkanı olarak Hükümet ortağı ANAP’ın bürokrat ve bakanlarını hedef alan “Beyaz Enerji” operasyonunu yürüttü. O dönemde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer için kullanılan ve manşetlere çıkan ‘O Bakan’ın üzerini çizin’ sözlerinin de Özbek’e ait olduğu öne sürülmüştü.
Her subay gibi Orgeneralliğe kadar yükselebilmek istiyordu. Ancak, evdeki hesap çarşıya uymadı, mesleki hayatı, hiç tahmin etmediği bir şekilde noktalandı. Ağustos 2001’de; daha önce "tuğgeneral" rütbesiyle görev yaptığı Kayseri Bölge Komutanlığı'na Yüksek Askeri Şûrâ sonrasında tümgeneral olarak yeniden atandı. Bu, açık bir “istiskal”di, “aşağılama” idi kendisi için... Mesajı almıştı, istifa etti.
Özbek’i “medyatik” yapan özellikleri bir tarafa koyacak olursak…
O aslında yaşayan bir “kara kutu”… Çünkü 1993’te uçağının düşmesi sonucu şehit olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in Genel Sekreteri’ydi… Özbek Paşa’nın, “kaza”ya ve sonrasındaki gelişmelere ilişkin tespitleri ilginç…
"EŞREF BİTLİS ÖLDÜ, ANKARA SÜRECİ, WASHİNGTON SÜRECİ OLDU"
-Uçağının düşmesi sonucu şehit olan Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis’in genel sekreteriydiniz.. Hakikaten “buzlanma” mıydı, “kaza" mıydı? Şüphelerin üzerine gittiniz mi?
- Eşref Bitlis, önemli bir komutandı, PKK ile mücadelede hükümet tarafından özel yetkilerle donatılmış bir komutandı. Talabani ve Barzani ile ilişkileri yürütüyordu. Şimdi kim yürütüyor? Şimdi birisi(Talabani)
Cumhurbaşkanı oldu. O zaman Jandarma Genel Komutanı, Dışışleri Bakanlığı’nın yapacağı bazı diplomatik temasları, Eşref Bitlis komutanımız yapardı. Talabani ve Barzani’yi Ankara’ya çağırırdı, kim adına, hükümet adına, devlet adına… Daha sonra ABD ve İngiltere bundan rahatsız olduklarını açıkladı. Ardından Talabani ve Barzani’nin Türkiye’ye girişi yasaklandı. Komutan öldükten sonra Talabani ve Barzani Washington’a çağırılmaya başlandı. Bu, ‘Washington Süreci’… Komutan döneminde Talabani ve Barzani Ankara’ya çağırılıyordu, bunun adı ‘Ankara Süreci’ydi… Ankara Süreci’nde biz etkiliydik, Washington Süreci’nde biz yoktuk.
-Ne demek istiyorsunuz?
-Buradan şuna getiriyorum. Ben uçağın neden düştüğünü bilmiyorum.
-Merak etmediniz mi, araştırmadınız mı?
-Diyorum ki o rapor yeterli değildir. Yanlıştır da demiyorum. Ama yeterli
değildir. Ben bir doktora gidersem 4 ayrı hastaneye gidiyorum. GATA’ya gidiyorum, diğer hastanelere gidiyorum. Oğlu Tarık Bitlis de o dönemde
konuştu, ‘devlet bu raporu yeterli görmüyorsa araştırsın. Benim gücüm yok. Ben babamın neden, öldüğünü bilemem’ diyordu. Bana da sormuştu, ne söyleyeyim diye…
-Buradan şu sonucu mu çıkarmalıyız; Eşref Bitlis, Ankara Süreci’ni, Washington Süreci’ne çevirebilmek için öldürüldü.
-Bu komplo teorisine girer. Ben diyorum ki, Bitlis’in ilgili alanı K.Irak, Talabani ve Barzani idi. Bitlis’in helikopteri Amerikan uçaklarınca taciz edilmişti. Bitlis öldükten sonra bir gördük ki; İngiltere, ABD, Talabani, Barzani katıldı; Türkiye katılmadı.
-Diplomatik ve askeri ilişkiler ne yöne gidiyordu. Bitlis Paşa bugün yaşasaydı PKK’nın durumu ne olurdu, neler değişirdi?
-Amerika’nın Ortadoğu projesi böyle gelişmezdi Komutan yaşasaydı. Talabani ve Barzani’yi PKK’ya karşı kullanılırdı. Hem Talabani ve Barzani’nin devlet kurmasına mani olurdu hem de PKK’yı önlerdi. Komutan’ın politikası oydu. Ayrıca onların kurdukları devlet biz istemedikçe yaşamaz. Amerika orada sonuna kadar kalmayacağına göre, yaşamaz o devlet. Türkiye, İran, Suriye yaşatmaz onları. Böyle bir şey yok. O zaman Ermeniler de kursun. Her önüne gelen aşiret reisi devlet mi kuracak!
EŞREF BİTLİS SUİKASTİ
Orgeneral Eşref Bitlis, 1933’te Malatya'da dünyaya geldi. 1952’de Kara Harp Okulu'ndan Teğmen rütbesi ile mezun oldu. 1966 yılında Kara Harp Akademisini tamamladı. Almanya'da dil eğitimini tamamladıktan sonra 1969’da Silahlı Kuvvetler Akademisi'nden mezun oldu. 1973'de Alman Harp Akademisi'ni tamamladı. Bir yıl Kara Harp Akademisi'nde başöğretmen olarak görev yaptı. 1978'de Tuğgeneral oldu ve Bolu Komando Tugay Komutanlığına getirildi. 1982'de Tümgeneral ve Kıbrıs 28. Tümen Komutanı oldu. 1986'da Korgeneral rütbesi aldı. 1988'de Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı oldu. 1990'da Orgeneralliğe yükseldi ve Jandarma Genel Komutanlığı'na atandı..
Bitlis, güneydoğuda konuşlanmış durumda bulunan Çekiç Güç kuvvetlerinin, Türkiye'den ayrılması gerektiğini savunuyordu. ABD'nin Kuzey Irak'ta oluşturmaya çalıştığı Kürt Devleti'nin Türkiye'nin zararına olduğunu söylüyordu. Bu nedenle ABD büyükelçiliği tarafından birkaç defa hükümete şikayet edildiği iddia edildi. 17 Aralık 1992'de Çekiç Güç'e bağlı Amerikan savaş uçakları, kendilerine bildirildiği halde Irak'ın Selahattin kentine gitmekte olan Bitlis'in helikopterine taciz uçuşu yapar ve helikopteri inişe zorladılar. Eşref Bitlis 17 Ocak 1993'de bir şekilde uçağının düşmesi sonucu öldü. Herkesin “suikast” gözüyle baktığı bu “kaza”nın ardından hala cevap bekleyen birçok soru var.
HABER AJANDA DERGİSİ (www.haberajanda.com)