« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

25 Eki

2010

Ziya Gökalp'in Gözüyle Kadın

01 Ocak 1970

Ziya Gökalp Toplumumuzu ve tarihimizi incelerken Türk Kadınının da toplumdaki konumu ile ilgili edindiği bilgileri, kitaplarında, makalelerinde ve şiirlerinde okuyucuyla paylaşmıştır. Edindiği bilgiler mevcudiyetinde Ziya Gökalp'in okuyucusuna aktardığı "Türk Kadını" Türk töresinin tarihi boyutuyla şu şekildedir: Kadın güneş iken, erkek ay, kadın sol iken erkek sağ gibi..

Ziya Gökalp masal ve destanlarda ise kadının pek çok farklı yönüyle anlatıldığını söyler. Kimi zaman babasının yüz akı kızı, babasına şunları söyler:

Kız dedi: "sen bana hocalar tuttun,
İdmanlar yaptırdın, fenler okuttun

Ne verdinse bana, boşa gitmedi,
Kadınlık şevkimi tenkis etmedi.

Ne zaman hakkına ererse kadın
Tarihe yazılsın ilk senin adın."

Kimi zaman da padişahın dilinden şu sözlerle değer bulur kadın:

"Değildir kahraman yalnız er kişi
Bir aslan aslandır olsa da dişi

Ne için kızlara diyelim ceylan
Ceylanlar içinde yok mudur oğlan

Benim gibi yüksek olmazsa karım
Milletin gövdesi kalmaz mı yarım

Kadına verirse erkek kıymeti
Hem onun hem bunun artar kıymeti"

Kadın ile ailenin birbirinden ayrılamayacağı düşüncesini Gökalp, kızına yazdığı mektupta "Aile cemiyetin en küçüğü, fakat en canlısıdır. Aile cemiyeti milli cemiyetin temelidir. Aile ne kadar kuvvetli olursa, millet te o kadar kuvvetli olur. Aileyi kadın yapar; o halde millette kadının eseridir" sözleriyle anlatır. Bunun yanı sıra Türk ailesinin eşsizliğini de "Milletin temeli kadın" düşüncesinin yansımasında Türk kadınının kendine özgülüğü ile bütünleştiren Gökalp şöyle söylemiştir: "Türk ailesi asri terakkilerden, feyz alarak şüphesiz bir takım tealilere mazhar olacaktır. Fakat Türk kadını ne İngiliz kadının, ne de Alman kadınının bir taslağı olmayacaktır."

"Türkçülüğün Esasları" eserinde;

"Türkçülerin hem kadıncı, hem de halkçı olmaları bu yüzyılın bu iki mefkureye (ideal, ülkü) kıymet vermesinden dolayı değildir. Eski Türk hayatında demokrasi ile feminizmin iki başlıca esas olması bu hususlarda büyük âmildir (etmendir)."

Kızına yazdığı mektuptan;

Bizde kadınlar iyi tahsil görmedikleri için aile yükselemiyor. Aile yükselemeyince millette geride kalıyor. O halde terakkinin(ilerleme, gelişme) başı kadın terbiyesidir. Kadınların iyi yetiştirilmesidir. Bütün ıslahat (düzeltme) herşeyden evvel kız mekteplerinden başlamalıdır. Kızların iyi terbiye edilmesi bir milleti yeniden ihya edebilir. Çünkü iyi kadın, iyi aileyi vücuda getirir. İyi aileden de iyi bir millet doğar.

"Meslek Kadını" adlı manzumesinden;

"Bunlar da olmasa kadın insandır,
İnsanın en büyük hakkı irfandır.

Kadın çalışmazsa fikri yükselmez,
Tabi o zaman size denk gelmez.

Kadın yükselmezse alçalır vatan,
Samimi olmaz onsuz bir irfan."

"Bir irfanın halka geçerek milli hars mahiyetini alması, kadınlaşmasıyla başlar. Bir kavmin kadınlar nasıl düşünürse, halkı da öyle düşünür."

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 30955

ulkucudunya@ulkucudunya.com