Şehitler Kervanının Yolbaşçısı: Ruhi Kılıçarslan
01 Ocak 1970
Siyasi Partiler Kategorisinde ve MHP Forumunda Bulunan Şehitler Kervanının Yolbaşçısı: Ruhi Klıçarslan Konusunu Görüntülemektesiniz,Konu İçerigi Kısaca ->> Öğrenci hareketlerinin en yoğun olduğu yılların başında gelmektedir 1968 yılı. Üniversiteler kandırılmış gençlerle doludur. Bir çoğu Moskova’nın bayrağını sallamaktadır. Lenine Staline Maoya Marksa sevgiyle bağlı ...
Öğrenci hareketlerinin en yoğun olduğu yılların başında gelmektedir 1968 yılı. Üniversiteler kandırılmış gençlerle doludur. Bir çoğu Moskova’nın bayrağını sallamaktadır.
Lenine Staline Maoya Marksa sevgiyle bağlı bu gençler üniversitelerde neredeyse eğitimi durdurma seviyesine gelmiştir. Ülke üniversiteleri izlemektedir.
Türk Bayrağına saldırılmakta Atatürk büstüne el uzatma küstahlığını gösteren o zamanın Komünistleri şimdilerin Liberalist artıkları huzuru bozmakta düzeni sarsmaktadırlar. Türk bayrağına el uzatan bu küstahların bileğine bir pençe yapışır. Bu çelikten pençe Türk Bozkurtlarının pençesidir. .....
Atilla Han’ı, Bilge Kağan’ı, Alparslan’ı, Osman Bey’i, Fatih’i, Yavuzu ve nihayetinde Mustafa Kemal ATATÜRK’ü kendilerine bayrak edinen Başbuğ Alparslan Türkeş’in rahle-i tedrisatından geçen bu Türk Ülkücüleri bayrağına dinine devletine küfredenlerin karşısında bayrak olmuşlardır. Karşılarında çelikten bu duvarı gören 17. Türk Devleti olarak yedi düveli karşısına alıp Kurtuluş Savaşı verilerek kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletini SSCB isimli bir Komünist düzenin paryası durumuna getirmek istemektedirler.
SSCB de hayali olan sıcak denizlere açılma projesini gerçekleştirecektir. Türk Ülkücüleri oyunu bozmuştur. Kurdukları tezgahları bozulan komünist artıkları artık ellerine silahı almışlardır. Evlerinden barklarından yüksek öğrenim için ayrılan bu gençler gittikleri şehirde öğrencilik yerine şehir eşkiyalığına başlamışlardır. Ülkücülerin üzerine çevirdikleri kızıl ve kalleş namluları ile Ülkücüleri şehit etmektedirler. İlk şehidin adı da Ruhi KILIÇKIRAN’dır.
1946 yılında Osmaniye’nin Raziyeler köyünde dünyaya gelen Ruhi KILIÇKIRAN, 1966 yılında girdiği Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini kazanarak Ankara’ya gelmiş ve Ankara Atatürk Öğrenci Yurdu namı değer Site Yurduna yerleşmiştir. 1968 yılında Ankaranın soğuk kış gününde Ramazan- ı Şerifte niyetli ağızdır Ruhi KILIÇKIRAN. İftar vaktinden sonra yurt kantinine gelen komünist artıkları Allaha kitaba küfretmeye başlamıştır. Karşılarında Ruhi çelikten bir duvar olmuştur.
Ramazan günü Allaha kitaba küfreden bu Moskof aşığı kendini bilmezler ayyaşlıktan zor ayakta durmakta ve bir yandan da küfürler savurmaktadırlar. Tahammül edilir gibi değildir. Karşılarında Ruhi’nin duruşunu görenler silahlarına sarılmıştır.
Sıkılan mermiler Ruhi’nin bedeninde milletin mukaddesatına sıkılmış ve Ruhi son nefesinde kelime-i şehadet ile son nefesini vermiştir. Ailesinden helallik alıp Çukurovadan Ankara’ya gelen Kılıçkıran devletin yurdunda milletin mukaddesatına hakaret edenler tarafından kurşunlanmıştır. Elindeki kalemi Ruhi’nin kanları arasında kalmıştır. Bir yanda defteri kitabı kalmıştır.
Üniversite kampüsün de simitvesson marka silahlarla rus ruleti oynayarak birbirini vuran bu gençler sonra ölen arkadaşlarını eller üzerine alarak Faşistler Arkadaşımızı Şehit Etti naralarıyla ortalığı inletmektedirler. Her yanda kızıl bayraklarla propaganda yapmaktadırlar. Site yurdunda bir yiğit çıkar ortaya. Çukurovanın güneşinde yanmış teniyle çıkar karşılarına.
Türkiye Cumhuriyeti Bölünmez Bir Bütündür… der
Bu devletin bayrağı Ay yıldızlı Albayraktır… der
Ezan Dinmez Bayrak İnmez… der
Kızıl Moskofun uşakları cin çarpmışa dönerler. Kendileri halkların kardeşliği için mücadele eder. Romantiktirler J harfinden de orak çekiç yaparlar. Bu karşılarındaki faşist düzenin adamıdır. Ağzı alkol kokanlar silahlarına sarılır hemen refleks olarak. Kurşunlar yağar bu Ülkü Devinin üzerine…
Ankara soğuktur. Yerler buz… Öğrenci kantininde yere serilir boylu boyunca bu Ülkü Devi… Çukurovanın Kürşad Yürekli yiğidi Ruhi KILIÇKIRAN son nefesini vermektedir. Ağzından zor dökülür cümleler. Vatan der, bayrak der, ve ardından Eşhedü Enla İlahe İllallah ve Eşhedü Enne Muhammeden Abduhu Ve Rasuluhü….
Yerde bir cansız beden… Ruhi KILIÇKIRAN Hakka yürümüştür.
Bayrak olur Kılıçkıran…
Ardından yola koyulur Ülkücü Şehitler Kervanı…
İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde Yusuf İMAMOĞLU’na kıyarlar. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğrencisi Süleyman ÖZMEN’e kıyarlar. Süleyman ÖZMEN’i sırtında taşıgirsin bir tarafına ..!!! hastaneye yetiştirmeye çalışan Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulu öğrencisi Dursun ÖNKUZU’ya kıyarlar. Yola çıkan Ülkücü Şehitler kervanı sokak ortasında kızıl kurşunlarla devrilen Ülkü yiğitleriyle devam eder.
Yağlı urganlarda Mustafa PEHLİVANOĞLU olur. Yağlı urganda haykırır “Mustafalar Ölür Milliyetçilik Yaşar, Allah davası yaşar” der. Şehadete namzeder… Tıpkı ilk ülkücü şehit gibi 1985 doğumlu orta okul öğrencisi Şükrü Sancak’da 2000 yılında Zeytinburnu Ülkü Ocağı’nda iftar saatini beklerken ocağa gelen yeni nesil kızıl komünistler tarafından üzerine kurşun yağdırılır. Son nefesini yüreğini yakan Ülkü ateşinin ocağında verir Şükrü…
Mazimizin aklığıdır Ülkücü Şehitler Kervanı…. Bu kervanın yolbaşçısı Ruhi KILIÇKIRAN’ı vefatının 41. yılında Rahmet ve Minnetle yadediyoruz.
İnnalillahi ve İnna İleyhi Raciun.