« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

03 Oca

2011

Şeriat Mukaddestir

Mehmet Şevket Eygi 01 Ocak 1970

Müfit Yüksel beyin "Şeriat Karşıtı Eski İslamcılar" başlıklı yazısı acı bir gerçeği aksettiriyor. Maalesef bazı eski İslamcılar (Onlar kendilerini hâlâ İslamcı sansalar da) Şeriat-ı Garra-i Ahmediyyeye cephe almışlar ve dinden çıkmışlardır.

Bir Müslümanın, bir İslamcının Şeriata karşı olması çok büyük bir mantıksızlık ve çelişkidir, âdeta kendisini inkâr etmek, bir tür intihar etmektir.

Şeriat nedir?

Şeriat Kur'andan, Sünnetten, icmâ-i ümmetten çıkartılmış İslamî hükümlerin yekununa verilen isimdir.

Namaz, zekat, oruç gibi ibadetler Şeriattır.

İslam'ın muamelat hükümleri Şeriattır.

Ceza hukukuna taalluk eden ukubat hükümleri Şeriattır.

Müslüman cenazelerin yıkanıp, kefenlenip, namazı kılınıp defn edilmesi ile ilgili hükümler hep Şeriat hükümleridir.

Şeriatı inkar eden kimse İslam'dan çıkmış olur.

Şeriatı tahkir eden kimse, menfur ve merdut olur.

Kimler Şeriata karşıdır?

Bilcümle İslam düşmanları,

Sabataycılar,

Kriptolar,

Sabataycı ve kriptoların kendilerine benzetmiş olduğu "Benzetilmişler" taifesi.

Şeriat kurtarır,

Şeriat adalet ve güven sağlar,

Şeriat huzur ve barış sağlar,

Şeriat sadece Müslümanlara değil, gayr-i müslim tebaaya da adalet, güven, din ve inanç hürriyeti, huzur getirir.

Osmanlı devlet-i İslamiyyesi, iyi yönetildiği asırlarda Şeriat ahkamını tatbik ederek elliye yakın kavme ve kırka yakın ülkeye huzur, adalet ve refah sağlamıştır.

15'inci asrın sonunda İspanya'dan kovulan Yahudiler, bir Darüleman ve Darüladl olan Osmanlı mülküne sığındılar.

Katolik ve Protestanlar birbirlerinin gözünü oyar, heretic'leri ateşte yakar, engizisyon işkenceleriyle inletirken; Şeriat yurdu olan Osmanlıda çeşitli dinlerin mensupları dinlerini, inançlarını, kimlik ve kültürlerini lisanlarını muhafaza ederek huzur ve güven içinde yaşadılar.

Osmanlıda siyasî hürriyet var mıydı? Elbette yoktu. Osmanlıyı, hüküm sürdüğü çağların konteksti içinde mütalaa etmek gerekir.

Soruyorum: Osmanlı birliği ve barışı Ortadoğuda kalmış olsaydı, bugünkü kaos, zulüm, anarşi olur muydu? Yine soruyorum: Filistin'de Osmanlı idaresi mi, yoksa İsrail devleti mi daha iyidir (veya daha az kötüdür)?

Kur'an "Kısasta hayat vardır" buyuruyor. Bu hüküm adalete, hikmete, huzura, iç barışa uygun değil midir?

Hırsızlık suçunu İslam hukuku mu önler, yoksa bugünkü liberal laik hukuk mu?

Şeriata karşı olan eski İslamcılara hem acıyorum, hem de öfke duyuyorum.

Ziyaret -> Toplam : 125,34 M - Bugn : 97305

ulkucudunya@ulkucudunya.com