« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

26 Haz

2007

Köstebek

Güler KÖMÜRCÜ 26 Haziran 2007

Türkiye’yi bir haftadır meşgul eden ‘Hudson hayali senaryolarını’ Türk kamuoyuna, kirli bilgiyle, yönlendirerek servis yapanın kimliğine dair duyumları-iddiaları, perşembe gecesi katıldığım Kanal D’nin 32. Gün programında ekrandan sizlere sundum. Kulislere bakılırsa, ‘hayali senaryoları’ AKP’ye ve de gazeteci dostlarına sızdıran zat; Henri Barkey ki; Bay Barkey de toplantıda bulunduğunu hatta daha ötesini de kabul ediyor. Henri Barkey’in sicilini aşağı yukarı biliyorsunuz efendim, ancaak bu yoğun gündemde Barkey’in geçtiğimiz aylarda Neşe Düzel ile yaptığı bir röportajı gözden kaçırmış olabilirsiniz, şimdi, o röportajın ardından yazdıklarımı bir defa daha gözden geçirelim, ulusal güvenliğimiz adına tehdit algılarının ne kadar çeşitlendiğine sizler karar veriniz ey kayda geçen okur;

...Gazeteci Neşe Düzel, Henri Barkey ile görüştü. İstanbul doğumlu, ailesi -Yahudi vatandaşlarımızdan-olan Bay Barkey uzun yıllardır Washington’da yaşıyor. Karısı yıllarca CIA için çalışmış, kendisi de ABD Dışişleri İstihbarat Teşkilatı adına... Henri Barkey, Başbakan Erdoğan’ı, belediye başkanlığı döneminden itibaren tanıyor, hatta Erdoğan’ın Washington’daki güç merkezleriyle irtibatına ön ayak olanların başındadır.

Barkey’in evinin kapıları Erdoğan’a (ve de Cüneyd ZAPSU’ya) her zaman açık olmuş, Erdoğanın başbakanlık süreci öncesinde evinde bizimkiler için çoook özel partiler vermiş, kısacası AKP’nin iktidara yükselişine bizzat -yakın dostluğuyla- (!) destek vermiş bir isim. Bay Barkey’in (Radikal’deki) röportajını okuyunca Washington’da birilerinin Türk kamuoyuna neyi dayattıklarını, Kuzey Irak-sözde Kürdistan planlarını açıkça görüyorsunuz. Buyrun Bay Barkey’in (ve de arkasındakilerin) Türkiye’ye tehdit dolu göndermelerine bakınız, diyor ki Barkey;

“Türkiye, Kerkük’ün, Kürt federe devletine katılmasını istemiyor. Ve millet Kerkük’e askeri operasyondan bahsediyor. Irak bölündüğünde Kerkük, Kuzey Irak Kürt bölgesinin sınırları içinde yer alacak, yeni bulunacak enerji kaynakları ve petrol de artık Kürtlere - Kuzey Irak’a ait olacak. Kürtler Kerkük’ü alabilir mi? Alabilirler. Kerkük’ün Kürt bölgesinde kaldığı bir Irak, Türkiye’nin de yararınadır. Türkiyenin hamisi olduğu bir Kürt oluşumu hem Türkiye’deki tansiyonu düşürür hem Türkiye için laik bir tampon bölge olur hem de Türkiye’ye büyük bir ekonomik kazanç sağlar.” (Okuduklarınızı kayda geçin ey milli okur, işte malum lobinin dayatması; “Türkiye, Kuzey Irak’ta Barzani’nin Kürt devleti kurmasına razı olmalı, Kerkük peşmergenin olacak, gelin gönlünüzle razı olun, size bunun karşılığında üç-beş kuruş veririz” diyorlar.)

Ve Barkey, Türkiye’yi daha da sertleşerek tehdit ediyor; “Türkiye, Kuzey Irak’a asker sokarsa Amerika’yla da, Kürtlerle de büyük problem olur. Eğer Türkiye böyle bir operasyonu, Amerika ve Kürtlere rağmen Kerkük problemini çözmek ya da Kürtlerin özerkliğini, bağımsızlığını önlemek için yaparsa bu, Avrupa’yla da iplerin kopması demektir. Ama Kuzey Irak’a büyük sayıda asker sokmadan, PKK’ya yapılan bir operasyonu herkes anlayacaktır. Helikopterlerle asker indirilir falan, ona anlayış gösteririz. (Helikopterle asker indirmek mi? Küçümsemeye bakın. G.K) 1995’te Türkiye Kuzey Irak’a 35 bin asker, 200 küsur da zırhlı araç geçirdi. Türkiye böyle bir operasyonu artık yapamaz. Kürtlerin izin vermediği bir operasyonda çıngar çıkar ve bu Türkiye’nin yapabileceği en büyük hatadır. Türkiye’ye bunun faturası muazzam büyük olur.”

Washington’daki malum lobi belli ki; Barkey’in ağzıyla konuşup, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün bireylerine tehdit yolluyor, açıkça; “Türkiye, PKK’ı yok etmek için sınır ötesi operasyon yapmaya kalkarsa size ağır fatura çıkarırız, Kerkük de Kürtlerin olacak. Siz gelin Kürt devletinin himayenizde kurulmasına razı olun” diyorlar.

Ancaaak şurası da mutlak ki; Washington’daki karar vericilerin bir başka önemli bölümü de artık Barkey gibi düşünmüyor, Türkiye’ye rağmen Ortadoğu’da var olamayacaklarını, Barzani’nin haddini aştığını kabul ediyorlar. Ki bu geldiğimiz noktada Türkiye’nin kimseden onay almaya ihtiyacı da yoktur.

Kısacası; Barkey “Washington’un tamamının sesi değil, sadece Washington’daki ‘bir lobinin’ sesidir” ve bu malum lobinin işbirlikçilerini de hepimiz biliyoruz. Değil mi?!

Ziyaret -> Toplam : 125,34 M - Bugn : 100735

ulkucudunya@ulkucudunya.com