İskilipli Atıf Hoca'nın idam duruşması
01 Ocak 1970
Bugün şapka kanunun kabul edilişinin yıldönümü. Şapka kanunu denilince ilk akla gelen isim kanuna direnen İskilipli Atıf hoca ve idamı... / Selim Yenikaya/ Dünya Bülteni
Bir süredir bazı çevreler İskilipli Atıf Hoca'nın şapka inkılabı yüzünden idam edilmediği, milli mücadeleye karşı tutumu nedeniyle idam edildiği iddia ediliyordu. Fakat Ankara İstiklal Mahkemesi'nin zabıtlarına göre Atıf Hoca'nın şapka inkılabına aykırı olarak inkılap çıkmadan yazmış olduğu bir risaleden dolayı asıldığını teyit etmektedir. İşte İskilipli Atıf Hoca'nın idama götüren celse notları...
I.Celse (3 ŞUBAT 1926 ÇARŞAMBA)
"Mahkeme heyeti; Reis: Kel Ali Çetinkaya (Afyon Mebusu), Savcı: Necip Ali Küçüka (Denizli Mebusu), Azalar: Kılıç Ali ve Reşid Gâlib (Antep ve Aydın Mebusları).
...Hoca Atıf Efendi'nin TC'nin yenilik ve ilerlemeye doğru attığı adımlara mani olmak ve halkı isyan ve irticaa teşvik etmek kastıyla İstanbul'da 1924 sonlarında "Frenk Mukallitliği ve Şapka" adlı eseri yayınladığı ve muhtelif vasıtalarla memleketin muhtelif yerlerine dağıttığı sıralarda İstanbul Polis Müdüriyeti tarafından Birinci şube raporuyla Dâhiliye Vekâletine ihbar edildiği (1925), adı geçen vekâletin 4717 numaralı emirleri ile mezkur risalenin toplatılmasının ve dağıtılmasının yasaklanmasının İstanbul'a bildirildiği ve kitapların bir kısmına el konulduğu halde, emrin uygulanışı tarihinden bir müddet sonra adı geçen eserin isyanın çıktığı mıntıkalarda yapılan aramalarda elde edilmesi ve muhakemeleri yapılan maznunlara yöneltilen suallerden eserin isyandan bir iki ay evvel bahsedilen muhitlere gelerek elden ele gezdirilmek suretiyle gizliden gizliye okunduğu ve Şapka İksâsı Hakkındaki Kanun'un kabul edilmesi üzerine muhtelif mahallerde şapka şapka aleyhinde propagandada bulunan kişilerin tevkifi esnasında yapılan aramalarda bahsedilen esere tesadüf edildiği ve yapılan tahkikatta adı geçen eserin masum halkın fikirlerini iğfal ve irticaa teşvik maksadıyla Anadolu'nun içerlerine ve bilhassa doğu vilayetlerine ücretsiz olarak gönderildiği ve eserin basımı ve dağıtımı hükümetçe men edildiği halde basımı ve dağıtımı için gayretler gösterildiği çeşitli bölgelerdeki isyanın çıkışında amil ve en mühim tahrik vasıtası olduğu ve Atıf Efendi; geçmiş hayatı itibarı ile de 31 Mart irtica hadisesinde ve Mahmud Şevket Paşa merhumun katledilmesinde de alakadar bulunduğundan çeşitli suçlar ile cezaya çarptırıldığı Sinob'a sürüldüğü ve bundan başka milli mücadelenin en buhranlı zamanında Anadolu içlerine doğru uzanmış işgal ordusuna mukavemet edilmemesi hususunda başkanlığını yaptığı Teali İslam Cemiyeti adına düzenlediği beyannameleri sonradan aldığı çeşitli inkar tertiplerine rağmen yunan tayyareleri ile istiklali ve hayat hakkı için mücadele eden Anadolu köylerine attırdığı ve yeniliğe ve cumhuriyete daimi bir düşman vaziyeti almış olan adı geçen kişinin son isyan hadisesi ile maddeten ve manen alakadar bulunduğu bir çok delil ile anlaşıldığını ve ortaya çıktığı... Bu hususla ilgili muhtelif raporlarından anlaşılmala, harekerinin karşılığı olan Kanun-ı Ceza-yi Umumi'nin 45. Maddesinin "her biri cürmün husûlü maksadıyla ef'alimiz buradan beri ya birkaçını icra eylerse zikredilen şahıslara hemfiil denilir ve cümlesi fail-i müstakil gibi mücâzât olunur." Diyen muharrer fırkası dolayısıyla adı geçen kanunun 55. Maddesinin TC'nin teşkilat-ı esasiye kanununu tamamen veya kısmen tağyir... veya ifa-yı vazifeden men'ine cebren teşebbüs edenler idam olunur" diyen muharrer fırkası mûcebince İskilipli Hoca Atıf... efendinin salben idamlarına... oy birliği ile karar verildi. (Ankara İstiklal Mahkemesi)
İskilipli Atıf Hoca'nın Muhakemesinin Son Bölümlerinden Bir Kısım
"Soru: ...bir defa böyle kitap satışı dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Kitap gönderdiğiniz adamların hepsi kitap satacak adamlar değildir.
Cevap: gönderdiğim adamların hepsi memleketlerinde itibar sahibi olan adamlardır beyefendi.
S: onlar kitap satmazlar.
C: bendeniz kitapçıya sattıramazdım. İstanbul'da yeni her kimin kitabı çıkarsa çıksın en fazla yüz, yada iki yüz satılır, diğerleri kitapçılarda kalır...
S: bu kabul edilebilir bir ifade değildir.
C: hakikat böyledir.
S: kitabın basıldığı ve dağıtıldığı, sevk edildiği günler, memleketin tarihi için en acılı günlerdir. Fesat kaynadığı, isyan çıkacağı günlerdir. Bütün bu hakaretin bir gizli gayeye delalet eder.
C: eğer Kürdistan'a göndermiş olsa idim dediğiniz doğru idi. Fakat ben Anadolu'nun göbeğine gönderdim. Karahisar'a gönderdim.
S: imkân bulsa idin oraya da gönderirdin.
C: gizli bir maksadım olsa idi oralara da göndermenin çarelerini bulurdum.
S: buradaki isimler hep görünümü kurtarmak için yazdığın isimlerdir...
...
S: ...sen en karanlık günlerde Teali İslamcılık yap, Mustafa Sabri'nin yanında ol sonra karşımızda şöyle böyle söyle. Sözleriniz hiçbir gerçeğe uygun değildir.
C: bu husus için size belge gösteririm.
S: ne belge?
C: Mustafa Sabri ile bu beyanname meselesini görüşse idim, tekzib etmezdim.
S: bilakis, bu sizin kastınızın devamı için yapılmış bir tertib olur.
C: niçin öyle olsun, ben de onlarla beraber olur beyannameyi tasdik için ısrar ederdim ve imza ederdim. Hâlbuki açıkça muhalefet etmişimdir...
S: belge göster.
C: Belgeyi arz ediyorum: Vakit Gazetesi 1034'üncü nüshasında tekzibnamem durur. Şimdi durup dururken bendenize vesika sormak bilmem nasıl olur!
S: sen bu tekzibnameyi ancak gizli bir maksat için yaparsın.
C: ne maksadı beyefendi?
S: çünkü gördünüz ki bunlar yunan tayyareleri ile atıldı ve aksi tesir yaptı. Anadolu halkı Milli Mücadeleye daha fazla destek vermiştir. Sizde bu kötü durumdan kurtulmak için bunu yaptınız.
C: eğer öyle olsa idi onlarla beraber olurdum, cemiyete devam ederdim. Hâlbuki devam etmedim. Bu da bir delildir. Eğer devam etse idim bu düşünceniz akla gelebilirdi.
S: sus bizi çileden çıkarma! Hürriyet ve itilaf'tan ve Mustafa Sabri'den destek alarak bu cemiyeti kurduğun buradan belli oluyor. Sen hâlâ onlardan ayrıyım diyorsun. Biz budala olmalıyız ki, bu sözlere inanalım. Bol bol atıyorsun. Çıkarın!"
Kaynak: ANKARA İSTİKLAL MAHKEMESİ ZABITLARI 1926, Hazırlayan: Ahmed NEDİM, 1993, İstanbul.