Asker, Darbeyi Engellemeye Çalışıyor
Erol MANİSALI 26 Haziran 2007
Askerin darbe falan yaptığı yok, aklının ucundan bile geçmiyor; askerin derdi başka.
Asker içimizdeki oligarşinin Washington ve Brüksel ile yürütmekte olduğu sivil ve sessiz darbeyi Türkiye'nin nasıl engelleyeceğinin derdine düşmüş.
- Irak, Lübnan ve Filistin ABD, AB ve İsrail tarafından parça parça ediliyor. Sesli ve bombalı bir biçimde.
- Türkiye'nin içindeki işbirlikçi köktendinciler ve büyük sermaye, Washington ve Brüksel'in bölgemizdeki oyununa destek vermeye çalışıyorlar. Bölücüler zaten emperyalizmin Truva atı.
- Bu sacayağı aracılığı ile Türkiye'nin hem içinin boşaltıldığını hem de altının oyulduğunu TSK en iyi görecek durumda. Televizyonlarda bir yandan halk, "cambaza bak" diye eğlendirilirken, binanın temellerine dinamit lokumlarının bir bir yerleştirildiğini görüyor.
- Irak'ın kuzeyinde ABD, AB ve İsrail tarafından temeli atılan Kürdistan'ın ilk ayağının yavaş yavaş Türkiye, Suriye ve İran'a uzatılmakta olduğunu fiilen yaşıyor. Batılı "müttefiklerimizin" her türlü desteği sağladıkları teröristler, askerlerimizi, halkımızı tek tek öldürüyor.
Sıranın yavaş yavaş Türkiye'ye geldiğini en iyi gören TSK.
Ordu bunun çırpınışı içinde. Üstelik içerdeki oligarşi askerin elini kolunu bağlamaya çalışıyor. Washington ve Brüksel ne isterse onu yapıyor: Onların emrinden çıkmıyor.
TSK'nin halktan destek istemesi boşuna değil; Cumhuriyeti parçalamak isteyen emperyalizme karşı halkı bilgilendirmekle kalmıyor; ulusalcı cepheyi oluşturarak demokratik haklarını, emperyalizme karşı kullanmasını istiyor.
Darbeye karşı uyarı...
Türkiye, genelde bir sivil darbenin içinde sürüklenirken dış güçler kanalı ile iç çatışmaya yavaş yavaş itilmek isteniyor.
TSK'nin bunu seyretmemesi, bir şeyler yapması gerekiyor. Bir taraftan, "oligarşinin, özellikle oluşturduğu siyasi irade boşluğunu" , ulusal cepheyi güçlendirerek fiilen doldurmaya çalışırken, öte yandan TSK halkı uyarıyor.
Türk halkını ulusal cephede yer almaya davet ediyor. Bu durum, tehlikenin ne kadar büyük olduğunu gösteren en önemli kanıttır.
Son aylar içinde TSK'nin sergilediği uyarılara, duyumlara ve çağrılara bir bakalım:
1) Çekiç Güç hataydı. Tercümesi, ABD ve İngiltere bizi kandırdı, Irak'ı kuzeyini hazırladı.
2) NATO şimdi kendine tehdit aramaya başladı. Tercümesi, NATO misyonunu tamamlamıştır; Türkiye'nin NATO içindeki durumu yeniden değerlendirilmelidir.
3) Irak'ın kuzeyinde PKK değil arkasındakiler önemli; orada Amerika var. Tabii ABD ile birlikte İsrail ve kimi AB ülkeleri de etkili. Tercümesi: Esas karşımızda duran ABD, AB ve İsrail'dir.
4) AB ile yapılan çerçeve anlaşmaları Türkiye'yi bölmek isteyen maddeleri içeriyor. Tercümesi: AB ile ilişkiler yeniden değerlendirilmelidir. Bu süreç durdurulmalıdır.
5) İçimizdeki kimi sivil toplum örgütleri Türkiye'yi parçalamak istiyorlar. Bu arada, bir tanesinin adı da anıldı. Soros 'tan yardım alan en ünlü vakfımız!
6) Türk halkı, toplumsal tepki göstermelidir. Tercümesi: Bıçak kemiğe dayandı; halk ve ulusalcı kurumlar ulusal cephede birleşerek Türkiye üzerindeki emperyalist hesapları bozmalılar.
TSK'nin darbe yaptığı falan yok; asker, Batı emperyalizminin Türkiye'yi parçalamak istemesine karşı yeni bir tutum içine girmiştir.
ABD ve AB'nin yeni Türkiye planları var; NATO'dan hayır yok; içerdeki oligarşinin tasfiye edilmesi gerekiyor.
Emperyalizmin Türkiye üzerinde yürüttüğü sessiz darbenin önlenmesi gerek. Askerin derdi bu.
Askerin bu uyarılarının yarattığı halkçı ve ulusalcı gelişmelerden ürken iç ve dış çevreler, "Asker darbe yapacak" haberini yayarak kendi sivil ve sessiz darbelerini yürütmek istiyorlar.
TSK bu nedenle oligarşinin, Washington'ın ve Brüksel'in hedefi haline gelmiş. Aslında esas hedef Türk halkıdır, Türkiye Cumhuriyeti'dir.
73 milyonun ve bütün kurumların bu gerçekler doğrultusunda hareket etmesi gerekiyor.
Asker darbe yapmıyor; emperyalizmin içimizde yürütmekte olduğu sivil darbeyi engellemeye çalışıyor.