Sünniliği yıkmak istiyor
Mehmet Şevket Eygi 01 Ocak 1970
Alevi olmak elbette suç değildir. Lakin Alevîliğini gizleyerek, Sünnî görünerek Ehl-i Sünneti bozmaya, yıkmaya, Sünnî Müslümanların akıllarını karıştırmaya, cahilleri şaşırtıp kandırmaya çalışmak çok ayıp bir şeydir.
Alevî, Alevî olduğunu; Sünnî, Sünnî olduğunu açıkça söylemelidir.
Sünnî Müslümanlar ve Alevî Müslümanlar biz hepimiz, büyük bir gemiye benzeyen bu ülkede birlikte yaşıyoruz, aramızda inanç bakımından bazı farklılıklar ve ihtilaflar (çeşitlilikler) olsa bile, barış ve uzlaşma içinde olmalıyız. Türkiye gemisi delinir, batar yahut kayalıklara çarparsa hepimiz mahvoluruz.
Sünnî ve Alevî âlimler araştırma ve tenkit kitapları yazabilir. Ancak bunların üslubunun düşmanca, olumsuz ve yıkıcı olmaması gerekir.
Mümkün olduğu kadar ihtilaflı meseleleri gündeme getirmemeliyiz.
Alevîliğini saklayarak, Sünnî din âlimiymiş gibi görünerek, Ehl-i Sünneti sinsice yıkmaya, Sünnî Müslümanların akıllarını karıştırmaya çalışmak nifaktır, riyadır, fitne ve fesattır, kötü bir iştir. Böyle bir metot Abdullah ibn Sebe'nin yoludur.
Elimde çok sağlam bilgiler, çok güçlü deliller yok, binaenaleyh isim vermeyeceğim.
Ehl-i Sünnet Müslümanları çok dikkatli, çok ihtiyatlı olmalıdır.
Hanefî usulü fıkıh ulemasına göre, fukaha 7 sınıfa (tabakaya) ayrılır. Bunların birincisi mutlak müctehidtir. Bin küsur yıl içinde İslam dünyasında 15-20 kadar mutlak müctehid yetişmiştir.
Fukahanın en alt derecesi ashab-ı fetvadır.
Zamanımızda fetva verecek kadar ilmi olmayan birtakım nev-zuhurlar mutlak müctehidliğe soyunmuş bulunuyor, hiçbir Sünnî Müslüman bunların tuzaklarına düşmemeli, yersiz ve geçersiz içtihatlarına kulak asmamalıdır.
Bütün Ehl-i Sünnet Müslümanları, Cumhur-i Ulemanın yolundan gitmelidir.
Müctehid taslakları, bin yıl içinde sadece bir kişinin ortaya atmış olduğu şazz bir görüşü ele alıyorlar ve bunun üzerine kendi geçersiz içtihatlarını kuruyorlar. İskambilden şatolar...
Şu içtihatlara bakınız:
Başı açık olarak imamlık yapılabilirmiş...
İnce naylon çorap üzerine mesh edilebilirmiş...
Camilere, kiliselerde olduğu gibi sıralar konulabilirmiş...
Cuma namazının iki rekâtlık farzından sonra namaz kılınmazmış...
Tarikat evliyası, evliyauşşeytanmış...
Enflasyona göre riba almak caizmiş...
İslam'da tesettür yokmuş, Yahudilikten gelme imiş...
Bunlar içtihat değil, hezeyandır...
Arapça bilmeyen Türkiye Müslümanları, Hanefî mezhebinde iseler Hacı Zihni Efendinin "Nimetü'l-İslam"ını, Ömer Nasuhi Bilmen'in "Büyük İslam İlmihali"ni; Şafiî mezhebinde iseler, o mezhebe göre yazılmış Sünnî fıkıh kitaplarını, ilmihalleri okumalıdır.
İman, İslam, fıkıh, Şeriat reformculardan, değişimcilerden, ılımlı İslamcılardan, BOB'çulardan, Fazlurrahmancılardan ve bunlara benzer ehl-i bidatten öğrenilmez. Öğrenmeye kalkanlar dinlerine, imanlarına zarar vermiş olurlar.