ÂŞIK VEYSEL (1894-1973)
01 Ocak 1970
XX- yüzyıl Türk âşık şiirinin Türkiye'deki önemli temsilcisi.
Sivas'ın Şarkışla ilçesinin Sivriaian köyünde doğdu. Yedi yaşında iken geçirdiği çiçek hastalığı yüzünden önce sağ gözünü, daha sonra da babasının elindeki Üvendirenin saplanması üzerine sol gözünü kaybetti. On yaşında saz çalmaya başladı. Önceleri her âşık gibi "usta malı" deyişler çalıp söyledi.
Soyadı kanunundan sonra Şatiroğlu soyadını alan Âşık Veysel'i edebiyat dünyasına Ahmet Kutsi Tecer tanıtmıştır. A. K. Tecer'in ilk defa S Ocak l'931 'de düzenlediği ve on beş âşığın çağırıldığı Sivas Âşıklar Bayramı'na katılanlar arasında Âşık Veysel de vardı. 1933'ten sonra, eski gezginci âşıkiar gibi, elinde sazı ile hemen hemen bütün yurdu dolaştı. Bir ara köy enstitülerinde saz öğretmeni olarak da görev yaptı. İlk şiiri, Cum-huriyefin 10. yıl dönümünde Atatürk için söylediği destandır. İlk şiir kitabı olan Deyiler 1944'te Ankara'da Halkevleri Genel Merkezi'nce yayımlandı. Şiirlerini daha sonra Sazımdan Sesler (1949) adlı kitapta topladı. Bütün şiirlerini bir araya getirdiği Dostlar Beni Hatırlasın (1970) ise son kitabıdır.
1952 yılında İstanbul'da adına büyük bir jübile düzenlenen Âşık Veysel'e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından "ana dilimize ve milli" birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" özel bir kanunla vatanî hizmet tertibinden aylık bağlandı. Sağlığında, şiirlerini çalıp söylediği plakların yanında "Karanlık Dünya" adı İle kendisinin ve köyünün görüntülendiği bir de film yapıldı. 21 Mart 1973'te doğduğu köy olan Sivrialan'da Öldü; aynı yerde toprağa verildi. Ölümünden sonra evi. içindeki bütün eşyaları ile korunarak müze haline getirildi. Ölüm yıl dönümlerinde köyünde yapılan törenlerle anılmaya başlandı.
Halkla aydınlar arasında bir köprü kurmuş bulunan Âşık Veysel'in şiirleri konu bakımından epeyce zengin bir çeşitlilik göstermektedir. Yûnus'un etkisi altında kalarak söylediği şiirlerinde halk kültürünün mayasına karışan yönleriyle tasavvuftan izler bulunur. Aşk şiirlerin-deki deyişleriyle bir yönden de Karaca-oğlan'ın devamı gibidir. Şiirlerinde yer yer yöresinin ağız özellikleri de görülür.
Sazı ve sesi zayıf olan Âşık Veysel, âşıklık geleneğinin hikâye anlatma, muamma asma ve çözme, atışmalarda bulunma gibi yönlerine uyamamış olsa bile çağının radyo, fabrika, tren, füze gibi yeniliklerine kucak açan şiirleriyle kendinden önceki âşıklardan ilerdedir. Âşık Veysel, bir yanı ile sürdürdüğü âşık şiiri geleneğini ve yaşadığı çağı şiirlerinde ustaca bir araya getirmiştir.
Diğer âşıkların Âşık Veysel için söyledikleri deyişler de bir kitapta toplanmıştır: Ölümünün Onuncu Yılında Âşık Veysel'e Deyişler (haz. Hayrettin İvgin — İrfan ÜnverNasratunoğlu, Ankara 1983).
BİBLİYOGRAFYA:
İbrahim Aslanoğlu, Âşık Veysel, Sivas 1967; Ü. Yaşar Oğuzcan, Âşık Veysel (Hayatı, Şiirleri ue Hakkında Yazılanlar), İstanbul 1972; Nejat Sefercioğlu - Aydın Kuran. Aşık Veysel Bibliyografyası, Ankara 1983; Milliyet Sanat Dergisi (Âşık Veysel Özel Sayısı), sy. 26, 30, istanbul 1973; SiuasFolkloru (Âşık Veysel Özel Sayısı), sy. 4, Sivas 1973; TFâ {Aşık Veysel Özel Sayısı), sy. 296 (1974); TA, XXX, 220-221; Fahir İz. IlCÂşhik Weysel", El2 Suppi. (İng.), s. 91.\m Aydın Ov