« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

18 Nis

2011

AYVAZ GÖKDEMİR DE GEÇTİ DÜNYADAN…

M. Nihat Malkoç 01 Ocak 1970

Bir güzel adam geçti bu dünyadan… Ayvaz Gökdemir’den söz ediyorum dostlar. Bu milletin dertleriyle dertlenen, bu vatanı baş tacı eden, fikrin yerlisini hiçbir şeye değişmeyen, fikir namusunu her şeyin fevkinde gören, içi dışı temiz, yerli malı fikirlerin çeşmesi bir güzel dost yürekti O… Gökdemir, sevgilerin en güzelini bu güzel memleket için büyüttü yüreğinin mümbit topraklarında. Söylenmesi gereken hiçbir şeyi içine atmadı, sineye çekmedi; harbice, delikanlı gibi söyledi. Bu yüzden bazıları onu kabadayılıkla suçladı, hafife aldı. Fakat o, yine de doğru bildiği yolda emin adımlarla aydınlık geleceğe yürüdü.

Ayvaz Gökdemir, 1942 yılında Gaziantep’te doğmuştu. Merhum Ayvaz Gökdemir bir eğitimciydi aslında. Ankara Yüksek Öğretmen Okulu ile Ankara Üniversitesi DTCF Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitiren Gökdemir, Öğretmen Okulları Genel Müdürlüğü, Özel Yükseliş Koleji Genel Koordinatörlüğü görevlerinde bulunmuştu. 19. Dönem Gaziantep, 20. Dönem Kayseri ve 21. Dönem Erzurum Milletvekili olarak TBMM’ye giren Gökdemir, Mesut Yılmaz’ın Başbakanlığında kurulan 53. Hükümet’te Devlet Bakanı olarak görev almıştı. Görevlerinde hep radikal çalışmalara imza atmış, icraatlarıyla adından söz ettirmiştir.

Ayvaz Gökdemir, siyasetçiliğinin ve eğitimciliğinin yanında yazardı aynı zamanda. Bu milletin değerlerine sıkı sıkıya bağlı bir yürek olan Ayvaz Gökdemir, duygu ve düşüncelerini değişik yayın vasıtalarıyla insanlarla paylaşmıştır. Yanlış bilinenleri sıcağı sıcağına düzeltme yoluna gitmiştir. “Türk Kimliği” onun kaleme aldığı eserlerden biridir. “Türk Kimliği” adlı eserinde özellikle tarih bilincini sorgulamıştı. Fakat o güzel ve yerinde düşünceleri fazla bir alaka görmemişti. Türkçeye derin bir sevgisi ve sempatisi vardı. Engin bir kelime dağarcığına sahipti. Dili kullanma becerisi tartışılamazdı. Yunus Emre’ye olan sevgisi ve muhabbeti her şeyin üstündeydi. Bu sevginin nişanesi olarak Kültür Bakanlığı yayınları arasında çıkan, eşiyle birlikte yazdığı, Yunus Emre kitabını misal gösterebiliriz.

Hitabeti fevkalade iyiydi Gökdemir’in. Sesiyle ve duruşuyla, karşısındakileri etkilemesini bilirdi. Kitleleri etkileme ve ikna etme gücü fazlasıyla vardı kendisinde. Edebiyatçı olmasının onun yazma ve düşünme gücüne muhakkak olumlu yansımaları olmuştur. Onun iyi bir şiir okuyucusu olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle Yahya Kemal ve Necip Fazıl gibi şairlere hayrandı. Onların şiirlerini dudaklarından eksik etmezdi.

Dimdik, karşısındakine güven telkin eden, cesur ve kararlı bir duruşu vardı merhum Ayvaz Gökdemir’in. O; inandığının peşinde koşan, inançlarını ve fikirlerini hiçbir zaman gizlemeyen, aksine onlarla gurur duyan bir mert adamdı. İnançlarının ve ideallerinin peşinden korkusuzca koşardı. Ferdi kazanç ve kayıp hesabı yapmazdı hiçbir zaman. O kendini vatana adamış bir hizmetkârdı. Ferdî ihtiraslardan ve çıkarlardan uzak bir hayat yaşadı her zaman. Doğru zamanda doğru şeylerin peşinde koşardı. Kavgacı ve uyumsuz bir görüntü çizse de aslında öyle değildi. Kavgaları millî hassasiyetler üzerinde oyun oynayanlara yönelikti.

O, aynı zamanda bir Peygamber sevdalısıydı. ‘Kutlu Doğum’ diye adlandırılan hafta ve bu haftadaki etkinlikler onun gayretleriyle bu noktalara kadar gelmişti. ‘Kutlu Doğum’ ifadesini de onun ortaya attığı söylenir. Peygamberimizin doğumunu, miladî tarihle sabitleyip her yıl nisan ayının ikinci yarısında “Kutlu Doğum” adıyla kutlama düşüncesi ondan gelmiştir. Uzun yıllardan beri devam eden bu gelenekte onun küçümsenemeyecek bir katkısı vardır. Ne enteresandır ki ani bir kalp krizi sonucu ölümü de bu güzel Kutlu Doğum günlerinde gerçekleşmiştir. O ölse de bu gelenek yaşayacak ve sevabı ona inşallah gidecektir.

Gökdemir, Türk milliyetçiliği davasının çınarlarındandı. Türk Ocaklarının 37. Olağan Büyük Kurultayı’nda vefat etmiş olması da bunun bir anlamda göstergesidir. O, son nefesine kadar Müslümanlık ve Türklük davası peşinde koşmuş, son nefesini böyle bir ortamda vermiştir. Onun en büyük emeli maddî ve manevî sahada tekâmül etmiş, prangalardan kurtulmuş tam bağımsız bir Türkiye görmekti. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın.

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 31083

ulkucudunya@ulkucudunya.com