« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 May

2011

YUNUS EMRE VE DİN FELSEFESİ

Pruf. Dr. İBRAHiM AGAH ÇUBUKÇU 01 Ocak 1970

1- Hayatı

Yunus Emre Anadolu'da yetişmiş bir derviş, bir ahlakçı ve nihayet büyük

bir düşünürdür. Fakir bir insan olduğu anlaşılmaktadır. Tasavvufta Cstad!

Tapdık Emre'dir. Bazı eserlerde Yunus Emre'nin Tapdık Emre'ye bağlanmasını

Hacı Bektaşı Veli'nin tavsiye ettiği söylenmektedir. Fakat Yunus'un kişiliği

Bektaşilikten farklıdır. Bununla beraber Yunus'un bir çok tasavvufi akımlara

yakınlığı vardır. Özellikle Yunus'un şiirlerinde Mansur al-Haııac, Bayezit

Bistami, Mevlana ve İbrahim b. Edhem gibi büyük mutasavv!fların adları

zaman zaman geçmektedir.

Yunus Emre'den bize kalan iki escr vardır: 1- Divan, 2- Risalet al-Nushiyyc.

Bu eserler birer şiir kitabıdırlar. Şiirlerinden anlaşıldığına göre Yunus

Emre çok gezen bir derviştir. Azerbaycan, İran ve bir ~'ok Anadulu illerini dolaştığı

anlaşılmaktadır. İfadeleri az çok arapça ve farsça bildiğini doğrulamaktadır.

Ayrıca dini kültürü çok zengindir. Düşüncelerini son derece akıcı bir

tarzda türkçe olarak şiir halinde dile getirmiştir. Öyle anlaşılıyor ki Yunus

doğu felsefesini ve hatta yunan felsefesini de az çok biliyordu. Bilindiği üzere

henüz Halife Me'mun zamanında yunanca bir çok eserler arapçaya çeviriimiş,

böylece de Müslümanlar yunan felsefesiyıı, ilgileıımi~lerdir.

Yunus özellikle "nereden geldik? l'iereye gidiyoruz?" sorularına cevap

bulmağa çalışmıştır. Varlık sorunu üzerin.dı, durmuş, insanı çözümlerneğe çalışmış

ve mutluluk yolunu giistermiştir. Kısacası Yunus şiirlerinde bir çok felsefi

sorunlara değinmiştir.

Yunus bir insan için uzun sayılacak bir ömür yaşamış, Anadolu'ya ve

türke has törderi dile getirrr.iş, ı'şsiz bir ahlak örneği göstermiştir. Yunus'un 82

yaşında H. 720 IM. 1320 yılında hayata gözlerini yumduğu anlaşılmaktadır.

Mezarının Sarıköy'de ulduğunu söyleyenler çoğunluktadır. Sarıköy (Yuilus

Emre köyü) eskiden Eskişehir'in Sivrihisar ilçesine bağlı idi. Şimdi ise yine

Eskişehir'in Mihalıççık ilçesine bağlıdır.



Yunus Emr ~'nin mezarının bulunduğu yer hakkında son sıralarda bir çok

tartışmalar yapılmaktadır. Yunus halkın düşünürü olduğundan Anadolu'da

bir çok bölgelerin halkı da ona sahip çıkmıştır. Yunus'un mezarının bulunduğu

ileri sürülen bw;lıca yerler şunlardır: Bursa, Sandıklı'nın Çayköyü, Erzurum'un

Tuzcu lIöyii, Dnye, Afyon'un Döğer istasyonu civarındaki Emre Sultan

adlı bir köy yeri, Tire, Sivas, Kırşehir, Bolu, Keçiborlu, Uluborlu, Kula'nın

Emre Sultan kö yü, Aksaray dolaylarındaki Tapdık köyü ve Karaman.

Bu yerler arasından ciddi tartışmalar Sarıköy ve Karaman'ı tutanlar

arasında geçmütedir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi şimdi araştırmacıların

çoğu Yunus Eınr,~'nin mezarının Sanköy'de hulunduğu kanaatındadır.

2- Yunııs';'ın }/ümanizmi ve Hoşgöriisii:

Yunus Em:e'nin önemli bir yönü hümanist oluşudur. O yalnız müslümanları

değil, bütüıı insanları sever. Mutluluğun ancak höyle sağlanacağına inanır.

İnsan kalbi kırmanın, ibadet in faydalarını gölgeleycceğini söyler. Bütün insanlar

arasınd:~ kardeşlik duygularının gelişmesinin yüce Tanrı'nın Emri

olduğunu açıklar. Bakınız şu şiirinde insan gönlüne ve egoizmden kaçınmağa

ne kadar değer veriyor:

~\k sakallı pir hoca

Bil(:mez hali nice

Emek yemesin hacca

Bir gönül yıkarısa

** *

Gijııül Çalabııı tahtı

Gönüle Çalap baktı

İki eihan bedbahtı

Kim gönül yıkarısa

*** Sen sana ne sanırsan

Ba~kasına onu san

J),'irt kitahın manası

Budur eğer varısa

Yunus iman sevgisinin, bütün milletlere bir gözle bakmanın, gönül kazanmanın

insanlığı yiicelteeeğini şiir halinde belirtiyor. O asla tutucu değildir. Dar

görüşlülüğün "tesin biçimde karşısındadır. Mezhep kayıtlarını aşabilmiş, hcr

YUNUS EMRE VE nİN FF.LSEFEsİ 3

şeyden önce manevi değerleri dile getjrmiş ve insana özgü yüksek özeııjkleri

herkeste güçlendirmeğe çalışmıştır. Bazı şiirlerinden vereceğjmiz örnekler bunu

açıkça göstermektedir:

Gelin tanışık edeljm

İşjn kolayın tutalım

Sevelim scvileljm

Dünya kimseye kalmaz

*** Duruş, kazan, ye, yedir

Bjr gönül ele getjr

Yüz kabeden yeğrektjr.

Bjr gönül ziyareti

Bu şjirjnde Yunus "işin kolaymı tutalım" sözüyle Hz. Muhammed'in

"kolaylaştırınız, güçleşdirmeyiniz. Müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz" hadisine

uygun bir ifade kuııanmıştır. Yine bilindiği gibj Hz. Muhammed insanlar arasında

sevgi ve saygının artmasını öngören çeşitlj hadisler dile getirmiştjr. Ayrıca

"merhamet etmeyenin merhamet bulamayacağını" beljrtmiştir. Yunus İslam

Peygamberinin amacını jyi kavradığını "sevelim sevileljm" ifadesiyle ne

güzel göstermiştir. Yunus 'un fjlozofca görüşlerini yansıtan şijrlerinden aşağıda

vereceğimiz örnekler hümanizm bakımından ayrı değerler taşımaktadır.

Bjr kez gönül yıktınsa bu kıldığın namaz değil

Yetmjş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil

*** Yetmjş iki millete bir göz ilc bakmayan

Şer'in evliyasıysa hakikatte asidir.

** *

Yetmiş iki millete suçum budur hak dedim

Korku hiyanetedir ya ben niçin korkarım

Bu şijrlerinde Yunus kendi milletinin smırlarını aşmış, evrensel bir tutum

güttüğünü göstermiş, hangi ırktan olursa olsun bütün insanlara saygı ve sevgi

duyulmasını salık vermiştir.

Yunus soyu, yeri ve töresj ne olursa olsun bütün milletleri sevdiği gibj,

mezhep ve din bakımından da geniş bir hoşgörü örneği vermiştir. Tarihte

din kavgalarının mjııetler arasında ne büyük savaşlara neden olduğu acı say4



falar olarak kayıtlıdır. Her dinin kendi yapısı içindeki mezhep kavgaları ise

daha acıklı sayı'alar halinde yine tarih kitaplarında yer almıştır. Örneğin

İsliim tarihinde bu kavgalar ve hatta savaşlar yüzünden zaman zaman onbinlerce

müslüman ölmüştür. Yunus bütün bu gibi çekişmelere karşı çıkmıştır.

Tanrı aşkının bi' t.ün insanları yumuşatacağı, gerçeğe kavuşt.uracağı ve tutucu

görüşleri yok edeceği kanısına varmıştır. İştc onun bu düşüncesini gösteren

şiirlerinde bazı örnekler: .

Iiin. vc milletten geçer aşk eserinden duyan

:Me;r,hep ve din mi se.çer kendini yoğa "ayan

* * *

Din diyanet sorarısan aşıklara din Ile hacet.

Aşık kişi harap olur, harap bilmez din diyanet

*** A,şk imandır bize gönül cemaat

l'.ıhlemiz dost. yüzü daimdir salat

ll05t yüzün göriicek şirk yağmalandı

('nun için kapıda kaldı şeriat

niz kimse dinine hilaf deıneziz

1lin tamam olacak doğar muhabbet

Burada Mevlana'yı hatırlamamak elde değildir. Yunus'un yukardaki düşünceleriyle

Medana'nın anlamı:,! vereceğimiz şu dörtlüğü arasında benzerlik

vardır:

(~el, gel, her ne isen gel

Eğer kafirsen, ateşperest.sen, putperestsen yine gel

Bi7.im dergahımız ümit.sizlik dergalıı değil

~ı'ii~ke;z tövbe bozduysan yine gel

Yunus, hünanist duyguları ve dinler hakkındaki hoşgörüyü Mevlana ile

paylaşmaktadı!. Zaten şiirlerinde :\ievlana'yı takdirle anmıştır.

Yunus dinlerin amaçta hir olduğunu söyleye? ve bütün dinlere saygı gösteren

Tanrı aşı';:ı Hallaç Mansur'u da şiirlerinde takdirle anmıştır.

Yunus'un Huhyiddin b. Arabi'nin felsefesinden de haherdar olduğu anlaşılmaktadır.

Muh >iddin h. Arahi nasıl dinlerin amacının insanı manen düzeltmek

ve Tanrı'da yo k etmek olduğunu anlattı ise Yunus da aşağı yukarı aynı yolu

izlemiştir. Anc.ık Yunus Tanrı sevgisini daha açık vc daha güçlü işlemiştir.

Din, mezhep, millet ve hatta bazan ihadet yerine Tanrı aşkını koymuştur. Ona

göre Tanrı'ya aşık olan kişi, hem yoldaşını, heın de bütün insanları sever.

Böyl ~ bir kişi "dinde zorlama yoktur" ve "sen onlara baskı yapıcı dcğilsin;

ancak bir hatırlatıcısın' ayetlerinin ruhuna da uygun hareket etmiş olur.

Görülüyor ki Yunus hümar.izmc önem veren bir düşünürdür. O insanlar

arasında din, dil, soy ve sosyal ayırım gözetmeksizin onları sevmişt.ir. İnsanı

bütün eksikleriyle tanımağa çalışmış v(~nihayet onun Tanrı'nın yaratığı olduğunu

belirtmiştir. Yunus insana kurtuluş yolunu da giistermiştir. Bu da Tanrı

sevgisidir, insan sevgioidir ve doğadaki olaylar hakkında derin dcrin düşünmektir.

3- Yunus Emre'nin Tanrı Aıılayı.ş!:

İslılm ilahiyatma göre Tanrı birdir. Doğmamıştır. DoğurulınaJJlışt.ır.

Onun benzeri yoktur. Hiç bir şeyona denk olamaz. Her şcy ondan gelmiş, onun

emriyle olmuştur. Onun hiç Iıir şeyc ihtiyacı yoktur. Hit,: hir varlık yok iken

o vardı. O her varlığın ilk nedenidir. Yarlığı yaratan odur. Başlangıcı ve sonu

yoktur. Yani öncesiz ve sonsuzdur. Dilediği şeyolmuştur. Dilemediği şey olmamıştır.

Tanrı'nm zati sıfatları vardır; selhi sıfatları varılır; caiz sıfatları vardır.

Onun zati sıfatları çeşitli ınczhepler arasında tatışma konusu olmuşt.ur. Fakat

beııi başlı mezhepler Tanrı'nın evrenden ve dolayısiyle insandan ayrı bir varlık

olduğunu doğrulamışlardır. Bir kısım mutasavvıflar ise Tanrı'yı bazan evrenlc

bir, bazan da insanla ayııı şey saymışlardır. Böylece it.t.ilıat, iILi,al, hulıll

ve vahdet.i vücut nazariy(~leri doğmuştur. Bunlardan vahdet-i vüefıt. nazariyesi

Muhyiddin h. Arabi tarafıııdan geliştirilmiştir. Bizim ,lüşünürümüz

Yunus'da da bu nazariyenin izlerini görmekteyiz. Şu kadar var ki Yunus manevi

sarhoşLık anlarında söybliği şiirlerinde vahdet-i vücuda varan ifadeler

kuııanmış, başka şiirlerinde ise Tanrı 'nın insandan ayrılığını kabul etmiştir.

Yahdet-i vücut nazariyesine göre evren Tanrı'nııı tezahüründen ibarettir.

İnsan Tanrı'dan bir parçadır ve ondan ayrı değild ir. t nsan için (~nyüksek mfınevı

derece Tanrı'da yok olmaktır.

Yunus aşk ve ahliik yoluyla Tanrı'ya ulaşılacağıııı ve onda yok olma derecesİne

varılacağını ifade etmiştir. Böyle bir miinevi dereceye varan kişi artık

Tanrı'nın dilinden konuşur. İşte Yunus 'un bu tip şiirlerip..d(~n bir örnek:

OL kadir-i kun feyekun, lut.f edi(~i Sübhan beııcm

Kesmeden rızkını veren, cümlelere sultan benem

Nutfeden ildem yaratan, yumurtadan kuş ti.irede:

K'ıu ret dilini söyleten, zikr eyleten Sübhan bencm

Kim i"ini zahit kılan, kimisine fısk işleteıı

A:.rtplarmı örtücü, ol delil ü bürhan benem

Ete deri sügük çatan, ten perdelerini tutan

Kudret işim çoktur benim, hem zahır ü ayan benem

H~ın batmem, hem zahirem, hem evvelem, hem ahırem

nıı eümlcsini yaratıp, tertip eden Yezdan benem

y,}ktur anda tercüman, andaki iş bana ayan

Bin hir adı vardır Yunus, ol sahib-i Kur'an hencm

Yunus'un yukardaki şiirini andıran başka ifadeleri de vardır. Şu kauar

var ki Yunus'a ~öre fena fillah dereccsinı~ ilahi aşkla ulaşılır. Bu aşkı insan

kendinde duyduğu derecede nefsi yokluktan il:ıhi varlığa ulaşır ki, artık

kendi benliğini unu Lur. Tanrı'nın varlığından başka hir şey görmez ve düşünmez.

Manevi sarlıo,:luk içinde ilahi sevginin deryasına dalar. Yunus'un Tanrı'ya

kavuştuğUl',u ve onun aşkında kendini unuttuğunu gösteren şiirlerinden

işte bazı parçal:ır:

A şkın şarabından içeli kandalığım bilmezem

Ş,iyk yavu kıldım beni, isteyüben bulumazam

lı yık olup oturma, ayık sözün götürme

S\~yerim aşk esrüğün, ben ayık olımazam

'Y unus'a kadeh sunuben, enelhak demin uran

Bir yudum sundu bana, içtim ayılımazam

*** j\şkm odu ciğerimi, yaka geldi, yaka gider

Carip başım bu sevdayı, çcke geldi, çeke gider

1(ılr etti firak eamma, aşık oldum 01 Su1tana

Aşk zincirin dost boynuma, taka geldi, taka gider

* ** Aşkm aldı benden beni, bana seni gerek seni

};cn yanarım dün-ü günü, bana seni gerek seni

!'fe varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim

Aşkın ile avunurum, bana seni gerek seni

Aşkın aşıklar öldürür, aşk denizine daldırır

l'ecdli ile doldurur, bana seni gerek seni

*** nitekim hen hen i bildim, yakın hil kim Hakkı buldum

Hakkı buluncaydı korkum, şimdi korkudan kurtuldum



Azrail gelmez canıına, sorucu gelmez sinİıne

Bunlar beni ne soraunlar, anı sorduran ben (jldum

Yum~s'a Hak açtı kapu, Yunus Hakka kıldı tapu

Baki devlet benimkiymi~, hen kul iken sultan oldum

** *

Nereye hakarısam dopdolusun

Seni nereye koyam benden içeri

* * *

Bir sakiden içtik şarap arşlan yüce meyhant~si

O sakinin mestleriyiz canlar onun peymanesi

Bizim meclis mestlerinin demIeri enelhak olur

Bin Haııae-ı Mansur gihi onun kemin divanesi



Tasavvuf tarihinde enelhak (ben Tanrı'yım) sözünü Haııae Mansur söylemiştir.

Bu sözü yüzünden o denin m(~drese bilginlerinin bazıları Haııac'ın

öldürülmesine cevaz vermişlerdi. Bu değerli mutasavvıfm hayatına da böylece

son verilmişt.i. Yine böyle taşkın söz söyleyenlerden biri de Bayezit. Bistamidir.

Onun "cübbemin altmda Tanrı'dan başka hir şey yokt.ur" sözü t.anınmışt.

ır. Suhreverdi al-Maktul'de, Muhyiddin b. Arabi'de, Mevlana'da bunlara benzer

taşkın sözler vardır. Medrese ehli daima bu gibi sözler söyleyenlerin karşısmda

olmuşlar, onları hazan tekfir etmişler, bazan da sapık görmekle yetinmişlerdir.

Mutasavvıflar ise medrese ehlini Tanrı aşkından yoksun ulmakla suı;lamışlar,

onların nasların deruni anlamlarına inemedikleriııi ileri "ürmüşlerdir.

Karşılıklı bu gibi tartışmalar yüzyıııarca sürmiiş, hala da devam etmektedir.

Gerçek şudur ki her iki t.arafm amacı da Tanrı'nın rızasına kavuşmaktır. Ne

var ki bunda güdülen yoııar farklıdır. Bazı mutasavvıflar taşkın sözleri manevi

sarhoşluk anında söylemişler ve fakat normal zamanlarda Tanrı ile aynı

varlık olduklarını iddia etmemişlerdir. Gazzali'nin dediği gibi helki de mutasavvıflar

taşkın sözlerde bizim ır.ahiren anladığımızdan farklı manalar kastetmişlerdir.

Bizim sözkonusu düşiinüriimiiz Yunus, Tanrı'ya son der~ce saygılı,

onu yücelten ve ondan yardım dileyen bir çok ~iirler de söylemiştir. Bu şiirlerdeki

ifadeleri henlik iddiasında olmadığını göstermektedir. Daha doğrusu

Yunus, benliğini uIluttUğU ve Tanrı aşkmda eridiği anlarda eoşkun ifadelerde

bulunmuştur. :'\ormal şiirlerinde ise yine aşk, şevk ve yardım için Tanrı'ya

yalvarmıştır. Bu tip şiirl(~rinden şimdi bir ka(.~parça sunalım:



1I,\k Çalalıım, Hak Çalabım, seneileyin yok Çalahım

Giinahlarımız yarlığa, ey rahmeti çok Çalabım

Kılııar senin, sen kulların, günahları çok bunlarııı

(j,rnağına kuy bunları. bi::sinler Burak Çalabım

'" '"

'"

YIIIllIS nuş eyle belayı

Yürii maksudun dileği

Hem inleyi, hem a~layı

Y,ıh-ar kul, Allah'a yalvar

'" '"

'"

Sııfiyim halk içinde tesbih elimden gitmez

Dilim maril'd söyler gönlüm hiç kab'ul etmez

BlOynumda icazetim riya ile taatim

EIL(li~em başka yerde gözüm yolum gözetmez

H,)~ dervi~inı sabrım yok ,lilimdI' inkarım çok

Mi"kinliğ(~ (lönmeğe gönlümden kibir gitmez

Bütün Im ifadeler iyi hir müslümanıu söyleyeceği sözlerdir. Zaten YUIluS'u

koyu bir valıdet ..i vüci'ıtçu saymak güçtür. O normal ifadeleri.nde Tanrı'nın

hiir bir yaratıcı olduğunu, her şeyin onun dilemI'siyle meydana geldiğini ve her

türlü eismiyetten miinezzeh bulunduğunu kabul etmiştir. Yunus'un bu konuda

ba~lıea özelliği Tanrı aşkını gayet açık ve samimı bir ifadeyle dile getirmesidir.

Ona göre hcr şey Tanrı'dan gelmiş, yine her şeyona dönecektir. Her şeyin evveli

de odur, sonu dı odur. Bu dünya geçici bir riiyadır. O halde kul kendini kontrol

etmeli, ahlaki temizliğI' yönelmeli ve biiylece Tanrı'ı!ın rızasını bulmağa çalışmalıdır.

Kul bıı:ıu yaptıkça Tanrı ona yaklaşır. Tanrı yaklaştıkça da kulun

ona aşkı artar. i~ı,'aeası Yunus tasa,'vufta Tanrı sevgisinin en derunı ve en

yüksek örneğini vf~rmiş bir düşiinürdür.

4.- YunUS'/L,1 Peygrımlwrlik Anlayışı:

İslamın inanç ~isteminde peygamberlere ıman temel öğelerden biridir.

ilk peygamber Hz .. \dem, şnn peygamber ise Hz. Muhammed'tir. Peygamberler

masum,luriar. ~u kadar var ki küçük hataları onların da işlemeleri mümkündür.

Peygamberlik Tanrı vergisi bir görevdir. Peygamberleri insanları irşad

etmek üzer(~ Tanrı giire'vlendirmiştir. Herkes peygamb(~r olamaz. Peygamber

olacak kimse yarat.ılıştan bu işe kabiliyetli olmalıdır. Peygamberlik Hz. MuVII!'<

IJS F:MRF. vE lJIN FELSEFESi

hammed'de son bulmuştur. Fakat velilik karakteri kimi insanlarda devam edebilir.

İşte Yunus Emrc de böyle velilerden bir tanesidir. Yunus bütün"peygamberleri

saygı ilc a:ıar. O kimi peygamberlerin belli ba~lı özelliklerini şu şiirinde

gayet güzel dile getirn~iştir:

Hor bakma sen toprağa, toprakta neler yatur

Kani bunca evliya, yüzbin peygamber yatıır

Cennette huğday yiyen, gaflet gömleğin giyen

Hem dünyaya meyleden, Adem peygamber yatur

Arkasiyle kum çeken göz yaşiyle yuğuran

Kabeye temel kuran, Halil peygamber ya tur

Vücudünü kurt yiyen, kurt yedikçe şükreden

Belalara sahre(len, Eyyup peygambı~r yatıır

Balık karnıııda yatan, dcryalan seyreden

Kabak kökün yastanan, Yunus peygamber yatur

Kuyuda nihan olan, kul deyühen satılan

Mısıra Sultan olan, Yusuf peygamber yatıır

Yus:ıf'un yavu kılan, kurt ile dh-i kılan

Ağlayıp gözsüz kalan, Yakup peygamber yatıır

Asasın ejdı,r eden, bahre urup yol eden

Fir'avnı helak eden, Musa peygamber yatur

ol Allah'ın Habibi, dertlilerin tahilıi

Evliyalar s(,rveri, Hesul Muhammed yat.ur

Yunus'un üzellikle Hz. iHllhammed'e sevgisi ve saygısı büyüktür. Onun

"ben ahlakın güzelliklerini tamamlamak i<,:ingönderilmiş bir elçiyim" dediğini

iyi bilmektedir. Onun için de Yunus ahlak temizliğini nefsinde gerçekleştirmiş

bir mutasavvıftır. Tuttuğu yol Hz. Mdıamıned'in yoludur. Yunus onun sabrını,

tevazuunu, şefkatini, iyi niyetini, yardım severliğini, adaletini, fazildini,

hasılı bütün üstün vasıflaııııı hizzat uygulamağa çalışmıştır. Şiirlerinde Hz.

Muhammed'e hasret ve hayranlığını büyük Lir i<,:tenlikle şöyle dile getirmiştir.

Arayı, arayı buLiam izini

İzinin tozuna sürsem yüzünü

Hak nasil' eyIese görsem yüzünü

Ya Muhammed canım arzular seni

* * * Zerreee kalmadı kalhimde hile

Sıtk ile girmişim ben hak yola

dır:

iBRAııhl AGAH ÇIJB VKÇt:

Eou Bekir, Ömer, Osman da hile

Ya Muhammed caııım arzular seni

* * * YUJlUS methI'yiedi seni diııerde

Sı:vilirsin bütün gönüııerde

Ağlaya ağlaya gurlıet eııerde

Ya Muhammcd camııı arzular seııı

Yunus Hz. :,lu1ıaınmeı\ hakkıııda bir ~iirjndı~ ise şu ifadeleri kuııanmakta-

Hak yarattı [demi, aşkına :\Iuhammed'in

A >'-ü günü yarattı, şevkine Muhammed'in

OL (l,~di, oldu iilem, yazıldı levh-j kalem

Okundu hatııı-i kelam, şanına Muhammed'in

Yunus'un 11:1.. Muhammed't~ sevgisini gösteren daha başka şiirleri de vardır.

Fakat biz yııkardaki örneklerle yetiniyoruz. Yalııız şu kadarını belirtelim

ki kimi mutasav "ıflar gibi Yunus Hz. :\1uhammed'deki manevi halin velilerde

tekilmül edeceğini ileri sürmemişt.ir. Kur'an'a uygun olarak Hz. Muhammed'in

büyüklüğüne inanmış, ünu sevmiş ve onun izinden git.meğe çalışmıştır.



5- Yunus'un Aldak Göriişii:

Yunus hir den'iş olduğundan toplum içinde daima olumlu davranışlardan

yanadır. Bir kiın"~ye hakaret edilse, döğülse, söğülse yine iyilikle karşılık

vermeyi öğütler. Yunus sert çıkışlardan, başkalarına hor bakışlardan hoşlanmaz.

Birisi kendisine kızsa gönlü kırılmaz. Derviş kişi nefsini yola get.irmiş ve

iyice eğitmiş in ;andır. Yunus dervişin karakt.erini şöyle ce dile getirmişt.ir:

D.~niş hağrı baş gerek

Gözü dolu yaş gerek

K oyundan yavaş gerek

S:~n derviş olamazsm

** *

Döğl'ne dsiz gerek

Sı)ğene dilsiz gerek

Devriş gönülsüz gerek

Sen derviş olamazsm



Yunus insanlara hcl' ölümü hatırlatır. Ölüm gelip çatmadan insanın hidayet

yoluna girmesini salık yerir. İnsan Tanrı'dan ümit kesmeden ilmin em.

rettiği yolda yürür.,e her iki dünyada mutlu olur. Ona göre ilimden kasdedilen

ilk mana insanın kendini bilmesidil. Kendini bilmeyenin hayvandan farkı yoktur.

İnsan, olaylardan ibret. aldığı ,Iereeede insandır.

Yunus ikiyüzlülüğe de çok kızar. Özeııikle herkesle beraber gösteriş olsun

diye ibadet edip ondan wnra günah işleyenleri çok kınar. Halka müslümanlık

tasladığı halde, gönül kıran, menfaat.ine düşkün olan ve şöhret. peşinde gezen

kimseleri hiç beğenmez. Hatta devrinin hocalarından acı acı şikayet eder. On'

ların işin gösteriş tarafında olduğunu siiylcr. Ona göre insan, İslam'ın şeklinden

deruni manasına ulaşmalıdır.

Gerçek mutasavVlf şı~riat, tarikat, marifet ve hakikate önem verir. Yu'

nus'a göre şeriat emredileni yapmak, kötülüğü bildirilen şeylerden kaçınmaktır.

Tarikat kuııuğa bel bağlamaktır. Marifet arşa kadar yükselen mana sarayına

girmektir. Hakikat ise kimseye eksik bakmamaktır. Aynı zamanda ilahi aşkla

her gündüzü bayram ve her heeeyi Leyle-i Kadir gibi görmekt.ir.

Derviş lursa karşıdır. Zulme karşıdır. Mal yığmağa karşıdır. Hırs yerinıı

iç huzuru, zulüm yerine şefkat, mal yığma yerine düşkünlere yardım dervişiu

gözeteceği hususlardır. Derviş olmak kolay değildir. O dedikoduya karşıdır.

Fakat birisi k(~ndisi hakkıııda kötü söz söylese, kötü davranmaz. Yunus'un,

"Her kim bizi yerer ise Hak dilıığin versin ona

Vurmaklığa kastedenin düşem öpem ayağını" heyti gerçek dervişin rehberidir.

Toplum içinde karşılıklı saygı ve sevgi Yunus'un üzerinde durduğu konulardandır.

Öğrencilerin hocalarına karşı gelişleri, çocuklarıu anaya babaya

isyan edişleri, hocaların görevlerini unutmaları, mütegallibenin hürmet gör.

mesi, helal kazancın yerini hararnın alması Yunus'un acı acı şikayet ettiği hu.

suslardır.

Yunus'a göre insan adalete değer verdiği derecede ahlaki hareket etmiş

olur. Adalet ahlakın temel ilkelerinden biridir. Adil davranan kişi er geç bu

fiilinin karşılığıuı alacaktır.

Yunus'a göre erdemli olmak da ahlakı gözetmek dem(~ktir. Böyle bir

kimse yapacağı işin önünü ve sonunu düşünür. Hiç bir şeyde hile yapmaz.

Ölçülülükten ayrılmaz. İnsan kendisi içiu istemediği Lir şeyi baş~ası için de

istememelidir. Bakınız Yunus Lu konuda ne demiştir:

S"n sana ne sanırsan

A yrığa da onu san

Dürt kitabın manası

Budur eğer var ise

Hikmet de Yunus 'un önem verdi~i ilkelerden biridir. Evrenin başlangıcını

ve sonunu düşünmek insanı duygulandırır. İnsan düşündükçe her şeyde

ilahi bir hikmetin olduğunu daha iyi anlar. Evrenin tes:ıdüfi olarak meydana

gelmediğini ger<:ğince değerlendirir.

Yunus dinde zorbalık yapanı beğenmez. Ona göre insan düşüncelerini tatlı

ve gönül alıcı süzlerle telkine çalışmalıdır. Bu türlü davranış "Tanrı'mn

yoluna hikmet "e güzel"öğütlerle çağır" ayetinin ruhuna da uygundur.

Yunus'un ahlak anlayışı mistik doğrultudadır. Özellikle şu dört hususta

titizlik ister: 1- K imseyi yerıııemek, 2-- ~efsini semirtmemek. 3- Geçici heves-

Ierin tümünden kalimmak. 1.- Dünyaya değer vermemek ve manayı maddeye

t.ercih etmek.

Yunus kinin de şiddetle karşısındadır. Onun şu ifadeleri, hem kin tutınadığını

ve he:n de bütün insanlara bir gözle bakt.ığını yansıtmaktadır:

f"lımız miskindir bizim

])ü7manımız kindir izim

rlir kimseye kin tutmayız

J~amu alem birdir hize

Yunus Ris,']et al-Nushiyyc'de ahlaki konulardan söz ederken yalancılığın,

şehvet.in, büyü),\(:rımenin, açgözlülüğün, kıskançlığın, bozgunculuğun, öğünmenin

ve dedikodunun kötülükleri üzerinde durmuştur. Ayrıca doğruluğun ahlaki

değerini dc yderince helirtmiştir.

Sonuç olar ık diyebiliriz ki Yunus Emre'nin ahlak t.e1akkisi mist.ik bir karakter

taşımakı adır. Bu konuda özellikle Kur'an hadis ve büyük mutasavvıfların

süzlerindeıı faydalanmıştır. Ayrıca kendisi sözü özüne uygun bir insan

olarak süyledilJcrini hayat ında uygulamağa (;alışmıştır.



6- Yunus' Iili İnsanı Tahlili:

İnsan bütiin (:vren gibi Tanrı tarafından yaratılmıştır. İnsan hayata bir

küçük t.ohum halinde başlar. Zamanla çocuk olur, gen'; olur, ihtiyar olur ve

nihayet: ülür. Ölüm er geç insanın başına gelecektir. Dünya gibi insan da bu

alernde geçici ııİr varlıkt:ır. İnsanın öldükten sonra mutlu olabilmesi için bu

dünyada erdemli olması gereklidir. Erdemli insan aynı zamanda hikmeti seven

kişidir. Hikmeti seven ise doğruyu ve Hakkı bulur. Yunus hikmetin değerini

şiirinde şöyle ifade ediyor:

Odur bana benden yakın

Hikmet bilen buldu Hakk'ııı

Okuyup hikmetin ilmin

Lokman olayım bir zaman

Fakat insan bir kararda durmaz. Çeşitli eylemler yapar. Kimi zaman isabet

erler, kimi zaman yanılır. Beden ve ruhtan meydana gelen insanı anlamak güçtür.

O her şeyin nedenini düşünür. İnanır, ibadet eder ve Tanrı'ya yükselmeğa

çalışır. Fakat kimi zaman din ve imanııı hile üzerine çıkmağa çalışır. Bu konuda

Yunus'un şu lwyti çok ilgi çekicidir:

Bir dem ahit, bir dem zahit, hir dem asİ, bir dem muti

Bir dem gelir ki ey gönül, ne dinde, ne imandasın

Yunus'un düşüncesinde insan bu alemde en olgun varlıktır. Fakat insanın

olgunluğu bir noktaya kadardır. Ondan sonra o da güçsüz kalır. Yunus'a

göre insan acaba hür müdür? Yoksa Tanrı tarafından konulmuş kanunlara

uymak zorunda mıdır? Yunus insanın durumunu ikinci soru i"inde mütalea

etmektedir. Başka bir deyimle insan Tanrı'nın yazdığı kaderc boyun cğmek zorundadır.

Tanrı bir insan hakkında Levh-i Malıfuza ne yazdıysa o olacaktır.

Bu durumda Yunus kimi zaman inceden inceye düşünür. Kendi kendine şöyle

bir soru sorar: Tanrı hem hizi kendi kanunlarına tabi kılıyor. Hem de bizi

yaptığılIllz günahlardan dolayı cezalandırıyor. Acaba bunun lıikmeti nedir?

Dünyaya gelişin ve nihayet iilümle gidi~in sebebi nedir? Tanrı naslarda hem

insanı korkutuyor, hem dc kcndinden ümit kesilmemesini hatırlatıyor. Yunus'a

göre bunlarda ince bir hikmet vardır. Fakat bu hikmeti anlamak güçtür. Yunus'un

bu konuları ilgilendiren şiirlerinden birisi şudur:

Sensin bize bizden yakııı görünmezsin hicap nedir

Çün aybı yok görklü yüzün, üzerinde nikap nedir

Sen eyittin ey padişah, yehdillahu limen yeşa

Şerikin yok scnin haşa, suçlu kimdir, ikap nedir

Levh üzre kimdir yazan, azdıran kim, kimdir azan

Bu işleri kimdir düzen, bu suale cevap nedir

Rahimd ürür scnin adın, rahimliğin bize dedin

Mürşitlerin müjdeledi, lateknatu hitap nedir

Bu işleri sen bilirsin, sen verirsin sen alırsııı



N ~kim kıldım çün bilirsin, ya bu soru hisap nedir

K ani bu mülkün sultanı, bu ten ise kani canı

B'ı göz görmek diler anı, bu mebde ü mead nedir

Y LInus bu göz anı görmez, görenler hot haber vermez

B'ı menzile hot akıl ermez, bu kovduğun, serap nedir

13ilindiği üzı~re kaza ve kader konusunda mezhepler arasında pek çok tartışma

olmuştur. Mıılezile insanları fiillerinde hür kabul etmiştir. Eş'ari ve Maturidi

ilahi takdiri ka~HlI etmekle beraber insanın eüzi iradesiyle bir fiili iktisap

etme yeteaeğinin bulunduğunu söyler. eebriye mezhebini tutanlar ise

insanda hiç bir hürriyet olmadığını ileri sürerler. Onlara göre insan Tanrı

tarafından riille ri işlerneğe zorlanmıştır.

Yunus ise i (fıhi takdiri kabul etmekle beraber, bu konuda düşünüyor.

Tanrı'nın insanı hem asi yaratmasının ve hem de cezalandırmasınm hikmetİnİ

soruyor. Bu soruların çoğu insanın bağışlanması lehinedir. Bu konuda şu ifadeler

ilgi çekicidir:

Sen ezelde beni asi yazasın

Doldurasm aleme avazesin

Ben mi düzdüm beni sen düzdün beni

P Lir ayıp nişe getirdin ey gani

•••

Rızkını yeyip seni aç mı kodum

Ya yeyİp öğnünü muhtaç mı kodum

Kıl ı~ibi köprü gerersin geç deyi

Gcl seni sen tuzağımdan seç deyi

Kıl gibi köprüden adem mi geçer

Ya düşer, ya dayanır, yahut uçar

Bu gibi düş Lincelerinden Yunus'un manevi ufkunun ne kadar geniş olduğunu

anlıyoruz. İmana dünyadaki her şeyden çok değer veren Yunus'un her

türlü dar ve ka t~ düşüncenin üstüne çıktığı görülmektedir.



Sonuç:

Yunus Em~:e Türk düşünce tarihinin büyük şahsiyetlerinden biridir.

Yunus'un giirüşlerini dinsel çerçeve içinde mütalea etmek gerektir.

Yunus Tanrı'ya içtı~n inanmış ve bağlaumıştır. Tanrı sevgisini son derece

açıklık ve kolaylıkla şiirlerinde dile getirmiştir. Kimi zaman Tanrı'ya

YUNUS E:vıRE VE DiN FELSEFESi 15

kavuştuğu nu ve onda yok olduğunu gösteren ifadeler de kullanmıştır. Vahdet.i

vüefıd'a varan görüşlerini bu tür ifadelerinden anlamaktayız. Fakat o manevi

sarhoşluk dışındaki şiirlerinde sünnet Ehlirtin kurallarına saygılıdır.

Yunus Peygamberlere, Ahiret hayatına, meleklere, kutsal kitaplara, iyilik

ve kötülüğün Tanrı'dan geldiğine inanmaktadır. İlahi takdiri kabul eden

Yunus, insanın yapmağa zorlandığı fiilden ötürü sorumlu tutulmasının hikmetini

bulmağa çalışır. Bu konuda aklına gelen bazı soruları Tanrı'ya yöneltir.

Tanrı'nın affına güvenir. Ondan ümit kesmenin doğru olmadığına inanır.

Yunus'a göre evren Tanrı'nııı hür iradesiyle yaratılmıştır. Bu dünya geçiei

bir imtihan yeridir. Hekes ölümü er geç tadacaktır. Bundan kurtuluş yoktur.

O halde insan devamlı vicdan muhasebesi ve Ahiret hazırlığı yapmalıdır.

İnsan başkalarını sevdikçe ye iyiliği beniııısedikçc: ruhen yükselir. Yunus'a

göre insan, hangi mezhep ve dinden olursa olsun herkese iyi niyetle bakmalı.

dır. Gerçekten olgun kişi iyiyi, doğruyu ye güzeli seven kişidir. Bu dereceye

erişen bir insan Tanrı sevgisini yürekten benimsemiş kişidir.

Kimi düşünürler mutluluğu zevkte, kimisi fazilette, kimisi de araştırmada

bulmağa çalışmışlardır. Yunus fazilet ve düşünceye değer vermekle beraber

mutluluğu sevgide aramıştır. Ona göre insanları ve Tanrı'yı seven kimse mutlu

kişidir. Mutluluğun en üstün derecesi ilahi sevgiyle yanmaktır. Bu dereceye

ulaşmak için her türlü kötü sıfatlardan arınmak gereklidir. Ahlı1ken olgunlaşan

kişi Tanrı'ya bağlanmasıııı ve onu yürekten sevmesini de bilen kimsedir.

Demek oluyor ki Yunus büyük bir ahlakçı, büyükbir hümanist ve ilahi

sevginin değerini belirten büyük bir düşünürdür. Aynı zamanda türklüğün

iftihar edeceği büyük bir tasayvuf şairidir".

• Bu arştırmamızda geçen şiirler için bakınız. Abdülbaki Gölpınarlı, Yunus Emre Risfılat

al.1'iushiyya ve Divan, Istanbul 1965; Abdülbaki Gölpınarlı, Yunus Emre ve Tasavvuf, Istanbul

1961; Abdülbaki Gölpınarlı, Yunus Emre, Garanti Basımevi 1971; Burhan Toprak, Yunus

Emre Divanı, Istanbul 1960; Prof. Fuad Köprülii, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, lkin

ci hasım, Ankara 1966; Cahit Öztelli, Yunus Emre Bütün Şiirleri, Sıralar Mathaası, 1971; Ali Çi.

çekli, Yunus Emre, İstanbul 1971.

Yunus Emre hakkında geniş bibliyografya için bakınız: İsmet Binark.Nejat Sefercioğlu,

Yunus Emre Hakkında llir Bibliyografya Denemesi, Ankara 1970.

Ziyaret -> Toplam : 125,29 M - Bugn : 46297

ulkucudunya@ulkucudunya.com