« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

17 May

2011

AKŞEMSEDDİN'İN DİNİ – TASAVVUFİ ŞİİRLERİ

PROF. DR. KEMAL ERASLAN 01 Ocak 1970

XV .. yüzyılın önde gelen ilim ve irfan sahibi ulemasından, mutasav-.
vıf ve evliyaullahtan AkşemseddiI)., kaynaklara göre Hicri 792-Miladi
1390 yılında Şam'da dünyaya gelmiştir. Babası Hz. Ebubekir soyundan,
Abbasller devrinde yaşamış olan ünlü sfın Şihabeddin-i Suhreverdi'nin
ahfadından Şerefüddin Hamza'dır. Babası ile Anadolu'ya göç edip Amas-'
ya'da yerleşen Akşemseddin'in annesinin bazı kaynaklarda Osmancık'lı
gösterilmesinde her halde bir yanlışlık bulunmaktadır. Akşemseddin'in
Arap diyarında Şemseddin veya Mehmed Şemseddin olarak anıldığı da
bazı kaynaklarda kaydedilmiştir.
Akşemseddin klasik öğrenimini Amasya'da tamamladıktan sonra
bir süre Osmancık medresesine müderris olmuştur. Daha sonra tasavvuf
akidesini benimseyerek kamil bir mürşit aramış, o sıra Haleb'de
büyük bir şöhreti olan Zeynüddin-i Hafi'ye intisap etmek üzere Haleb'e
gitmiştir. Ancak orada gördüğü bir rüya üzerine geri dönmüş ve Ankara'ya
gelerek zamanın büyük sfıfisi ve mürşidi Hacı Bayram-ı Veli'ye intisap
etmiştir. Hacı Bayram dergahında sülfık erkanını tamamlayan Akşemseddin,
. şeyhin halifesi mertebesine yükselmiştir. Bir süre Beypazarı ve İskilip'
te bulunan Akşemseddin, daha sonra Göynük kasabasına yerleşerek irşat
ve tedrise burada devam etmiştir. Miladi 1429 yılında şeyhi ve piri Hacı
Bayram'ın vefatından sonra halife olarak irşat postuna oturmuş ve tarikatin
Bayramiye kolunu devam ettirmiştir.
Fatih Sultan Mehmed'in dileği ile İstanbul kuşatmasına katılan Akşemseddin,
fethi gerçekleştiren ~skerin manevi terbiyesi ve moral gücünün
yükseltilmesiyle meşgulolmuştur. Daha önce İstanbul'u kuşatan Emevı
ordusuyla birlikte kuşatmaya katılan ve şehit düşen EM Eyyub-i Ensari'nin
bilinmeyen kabrini keşfiyle de manevi mertebesinin yüceliğini ortaya koymuştur.
Fetihten sonra Göynük'e dönen Akşemseddin, burada Hicri 863-
Miladı 1459 yılında Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Kabri Göynük'tedir.
Vefatından sonra Bayramiye kolunu Göynük'te dört oğlundan biri
olan Fazlullah, Anadolu'nun diğer şehirlerinde. ise halifeleri devam ettirmişlerdir.
412 Akşemseddin'in Dinı - Tasavvuji Şiirleri
Haıclanda biri Emir Hüseyıı-i Eııisi'nin, diğeri de Eyüp'lü Müezzinzade
Abdurrezzak'ın olmak üzere iki menalab - name yazılmıştır. Gerek
menalab ~ namelerde gerek çeşitli kaynalclarda Arapça ve Türkçe pek çok
eseri zikredilmiştir. Bir lasım henüz ele geçmeyen bu eserlerin adları şöy~
ledir :
ı. MaddetiN-hayat;
2. Hall-i müşkilat;
3. Risaletü'n ~ nuriyye;
4. De!,-i mata'in;
5. Telhis-i De!,-i mata'in;
6. Risale-i Zikrullah;
7. Risale-i şerh-i ahval-i Hacı Bayram-ı Velf;
8. Makamat-ı evliya;
9. Nasihat - name-i Akşemseddin.
Bu eserlerin bir kısmı tasavvufa, bir kısmı tıbba, diğerleri ise çeşitli
din ilimIerine aittir.
Akşemseddin'in yukarıda belirtileıy eserlerinden başka dini - tasav~
vufi şiirlerinin bulunduğu kaynaıdarda zikredilmiş, Osmanlı Müellifleri,
Türk Şairleri gibi eserlerde bazı beyitleri verilmiş ise de, şimdiye kadar
bu hususta yeterli bilgi edinilememişti. Oysa Tür1cistan'da Ahmed-i Yesevi
ile başlayan, Aııadolu'da Yunus Emre ile en mükemmel örnelderini.
veren dini - tasavvufi şiİr geleneğini Hacı Bayram-ı Veli gibi halifesi olan
Akşemseddin'in de devam ettirınesi gayet tabiı idi ..
Nihayet Milli Kütüphane müdiresi sayın Dr. Müjgan Cunbur'un
lfitfederek varlığından bize haber verdiği merllUm Fahri Bilge'nin kitapları
arasında bulunan bir mecmuada Akşemseddin'in bu türdeki 45 kadar
şiirini tespit edebildik. Genellilde aruz vezniyle yazılmış olan şiirler, gerek.
muhteva gerek ifade yönünden oldukça başarılı ve güzel eserlerdir. İlm!
yayıma hazırlamakta olduğumuz bu değerli 'şiirleri ve Akşemseddin'in
bilinmeyen bu yönünü tamtmak maksadıyla bu yazımızda altı tanesini
edebiyat araştırıcılarına sunmayı yerinde bulduk. Şiirlerin yer aldığı yazmayı
geniş şekilde tamtmayı da hazırlamakta olduğumuz yazıya bıraktık.
i
Öliimdür yardan ayru zindegani
Beladur ansuz olan şadumani
2 Belası aşıkun ayruksı olur
Ne bilsün ıŞ kı yok kimseler anı
3 Belalar aşıka can rahatıdur
Belalu kişilerdür kamurani
4 Güzin itdüm belasin başum açdum
Habibün yolına kurbanı canı
5 Nedür din kim yolında minnet idem
VücOdum terk idem hem dü cihanı
6 Yolında sadıkısan Şemsiya ger
Bulınur da'vısine ma'nı kanı
7 ilahı IOtfınun payanı yokdur
Seni kıl mOnisim dayim nihanı

1 Sevgiliden (Hak'tan) ayrı olan dirilik ölümdür; onsuz olan mutluluk
ise beladır.
2. (Hak) aşıkınm belası başka türlü olur; aşkı olmayan kimseler
bunu ne bilsin?
3 -(Hak) aşıkına beHUar can rahatlığıdır; gerçek mutluluğa erenler
belaya uğramış kişilerdir.
4 Belasmı üstün tuttum, başımı açtım; sevgilisinin yoluna kurban
olarak canımı sundum.
5 Can nedir ki (Hakk'm) yolunda esirgeyeyim; vücudumu, hatta iki
cihal11 (uğrunda) terk edeyim.
6 Ey Şemsi, eğer (Hak) yolunda sadık isen,• Oıııııı meselesine mana .
kaynağı bulunur.
7 İlahi, senin lütfunun sonu yoktur; kendini bana daimi olarak gizlice
dost kıl.
ii
Sakiya gel bizi hayran eylegil
Ben garıbi ışka mihman eylegil
2 Derd-i yarı can içinde saklaram.
OL kadar kim derde derman eylegil
3 lşk-ı ma'şOk gönlümi yağmaladı
Gel benüm karşuma cev:lan eylegi,l
4 Bilmezem ma'şOk ben mi yoksa sen
Gel benüm müşkilüm asan. eylegil
5 Aşıkısan ma'şOka ey Şems• eger
Ma'şOkun sırrını penhan eylegil
.1 Ey saki, gel, bizi hayran eyle; ben garibi aşka misafir eyle.
2 Sevgilinin derdini can içinde saldarım; o şekilde ki onu derdiıne
derman eyle.
3 Sevgilinin aşkı gönlümü yağmaladı; karşıma gelip dolaş.
4 Bilmem ki sevilen ben miyim, yoksa sen misin; gel, benim bu müş~
külümü kolaylaştır.
5 Ey Şems, eğer sevgiliye aşık isen, bu sırrı gönlünde sakla!

Düşelden ten kuyusına gözüm YGsuf'layın ağlar
Kalup kurbet diyarında gözüm Ya'kGb'layın ağlar
2 Bana dôstum bela saldı meger inildimi sevdi
Direm "Messeniye'z-zurru" gözüm EyyGb'layın ağlar
3 Bu din kuşı kafes tende diler uça gide anda
Sanasın batn-ı balıkda gözüm YGnus'layın ağlar
4 Ezel görüp biz işidüp "Terani" va'desin dôstun
Yine görem diyü dün gün gözüm MGsa'layın ağlar
5 Bu Şemse'd-din diler dinı içe ol ab-ı hayvanı
Temaş~ eyleye anı gözüm ırmaklayın ağlar
1 Ten kuyusuna düşeli beri gözüm Hz. Yüsuf gibi ağlar; kurbet
diyarında kalıp gözüm Hz. Yakup gibi ağlar.
2 Dostum beni belaya saldı, meğer iniltimi sevdi; "Bana zarar (hastalık)
dokundu" (bk. Kur'an-ı Kerim, El-Enbiya süresi, 83. ayet) gözüm
Hz. Eyyüb gibi ağlar.
3 Ten kafesinde olan bu can kuşu uçup gitmeği diler; sanasın gözüm
balığın karnındaki Hz. Yünus gibi ağlar.
4 Ezelde görüp, dostun (Hz. Allah'ın)' "Göremezsin" (bk. Kur'an-ı
Kerim, Eb\'raf süresi, 143. ayet) vadesini işitip, tekrar göreyim diye gözüm
gece gündüz Hz. Müsa gibi ağlar. .
5 Bu Şemseddin'in canı ebedi hayat suyunu içme ği diler; onu (Hakk'ı)
seyr eyleye, gözüm ırmak gibi ağlar.
Bu ışkı ben bilmezidüm bu bir aceb sevdayımış
Bir zerresi ay u güneş bir katresi deryayımış
2 Bahşişde kemter bahşişi bu akl u fehm ü can u tem
Himmetde edna menzili ol çerh-i heftüm tayımış
3 Bu ışkımış varlık kamlı eyü yavuz uçmak tamu
Girü kalanı ey amG dek bir kuru gavgayımış
4 Geh yil gibi dönerimiş gah od olup yanarımış
Gah toz olup tozarımış gahi yağmur gah kayımış
5 Tan mı eger Belkis'e taht ile Süleyman gönlini
Kem nökeri iskender ü kemter kulı Dara'yımış
6 Bu ışka ders idememiş EbG Hanife, Şafi'i
Hikmetleri şagirdi hem ol BG Ali Sina'yımış
7 Ey Şemse'd-din gel Hüdhüd'e uy kim bulasın ışkı sen
Kim la-mekan Kaf'ında ol bir bi-nişan Anka'yımış

1 Ben bu aşkı bilmez idim, acep bir sevda imiş; bir zerresi ay ve güneş,
bir katresi derya imiş.
2 İhsanda en az bağışı bu akıl, anlayış, can ve tendir; himmette en
aşağı menzili o yedi tabaka (kat) gök imiş.
3 Bütün varlık, iyi, kötü, cennet ve cehennem hep bu aşk imiş; ey amca,
geri kalam sadece boş bir kavga imiş.
4 Bazen yel gibi döner imiş, bazen ateş olup yanar imiş, bazen toz
olup savrulur imiş, bazen yağmur, bazen de bora imiş.
5 Eğer Belkis'e taht ile Hz. Süleyman'ın gönlü verildiyse, şaşılacak
şey mi? Onun en değersiz hizmetçisi İskender, en adi kulu Dara• imiş.
6 Ebü Hanife ve Şafi'i bu aşka ders edememiş; hikmetlerinin çırağı
. o Ebü Ali Sına imiş.
7 Ey Şemseddin, Hüdhüd'e gel ki aşkı bulasın; çünkli La - mekan
(mekansızlıle) Kaf'ında o nişansız bir Anka imiş.
Canı terk itmek gerek bu evde canan isteyen
Kahrı nOş itmek gerek derdine dermanisteyen
2 Ma'şOkun yolında aşık na-murad olmak gerek
Ma'şOka vasl olmaya hicrinde payan isteyen
3 Ben ki ma'şOkun rızasın (isteben) buldum bu gü,n
Sadıku'l-kavl olmaya küfrine ıman isteyen
4 Ben bu sOret milkini kıldım harab anuniçün
Genci buldısa ~ceb olmaya v/ran isteyen
5 Şems firakı ağusın nOş eyle vasl-ı yar içün
Har cevrini çeker şol gül-i handan isteyen
1 Bu evde (bedende) sevgiliyi isteyenin camm terk etmesi gerek; derdine
derman isteyenin de kahrı içmesi gere~.
2 Aşıkın sevgilisinin yolunda muradına ermemiş olması gerek; ayrılığının
sona ermesini isteyen için sevgiliye (Hakk'a) kavuşmak mümkün
olmaya.
3 Ben ki sevgilinin (Hakk'ın) rızasım isteyerek bu gün buldum; küfrüne
iman isteyen sözüne sadık oltnaya.
4 Ben bu suret milkini (maddi varlık) onun için harap kıldım; viraneyi
isteyenİn hazineyi bulmasında şaşılacak bir şey yoktur.
. 5 Ey Şems, sevgiliyekavuşmak için ayrılık .zehrini iç; çünkü açılmış
gül isteyen diken eziyetine katlanır.
ISinelerin ışk elinden itdi biryan sGfiler
Didelerin hicr elinden kıldı giryan sGfiler
2 Perde-i nefsi geçüben Ka'be-i kalbe irüp
OL haremde nefslerini itdi kurbansGfiler
3 Baş u canlar terk idüben dôstlarmı gördiler
Şol cemal-ı la-yezali can u canan sGfiler
4 Kendülerden kendülere seyr ü seyran itdiler
Kendülerde gördiler hem n'Gr-1 Yezdan sGfiler
5 Hem cihanı gördiler kim cümle esma zıllıdur
Zıllı koyup buldılar hoş dar-ı Sübhan sGfiler
6 Ayn-ı teyhid açıluban gördiler kim kainat
Cümle esma YÜ mezahir zat-ı Sübhan sGfiler
7 Ma-siyayı terk idüben buldılar ma'şGkların
Pes anunla baki kalup itdi ceYlan sGfiler
8 Her neye kim bakdılarsa gördiler şehlerini
. Enfüsi afak içre mest ü hayran sGfiler
9 Kendülere aşık old i fi'l-hakika kendüler
Pes anunçün kendülere itdi seYI'an sGfiler
LO Cari u cismi çün müneyyer itdiler enyarıla
Dü cihanda oldılar hoş şems-i taban sGfiler
ii Çünki mir'at oldılar esma YÜ zata aşikar
Oldılar pes dü cihanda Hakk'a bürhan sGfiler
1 Süfiler, aşk elinden göğüslerini kebap ettiler; ayrılık elinden de
gözlerini ağlayıcı kıldılar.
2 Süfiler, nefis perdesinden geçerek kalp Kabe'sine varıp, o haremde
(kutsal yerde) nefslerini (Hak yolunda) kurban ettiler;
3 Süfiler, baş ve canlar terk ederek zevalsiz (sonu olmayan) güzelliğe
sahip can ve canan (sevgili) olan dostlarını (Halde'ı) gördüler.
4 Süfiler, kendilerinden kendilerine dolaşıp (varıp) Hakk;m nunulU
(ilahi nuru) kendilerinde gördüler.
5 Süfiler, cihanm Hakk'm isimlerinin gölgesi olduğunu gördüler;
gölgeyi terk edip hoş (bir yer olan) Hakk'm huzuruna vardılar.
6 Süfiler, Tevhid (Hakk'm birliği) gözü açılmca kainatm tamamen
Hakk'm zatının isim ve tecellisinden ibaret olduğunu gördüler.
7 Süfiler, Hak'tan gayrı olan her şeyi (dünya ile ilgili şeyleri) terk
ederek sevgililerini (Haldc'ı) buldular; onunla ebedi hayata erip cevlan
kıldılar (dolaştılar).
8 Nefis ufuklarında me st ve hayran olan süfile~, her neye baktılarsa,
padişahlarım (Haldô) gördüler, , '
9 Hakikaite kendilerine yine kendileri aşlIe oldular, onun için süfiler
yine kendilerine döndüler.
10 Süfiler, can ve cisimlerini ilahi nurla aydınlattılar, iki cihanda
parlak bir güneş haline geldiler.
11 Süfiler, açıle bir şekilde Hakk'm zatına, ve i&imlerine bir ayna oldukları
için cihanda Halde'm varlığına delil oldular.

Ziyaret -> Toplam : 125,29 M - Bugn : 47180

ulkucudunya@ulkucudunya.com