ECEVİT, TÜRKEŞ, GÜN SAZAK ve İPEKÇİ ?
Sakin KOŞAR 01 Ocak 1970
Şimdi bana kalkıp; “Bu isimler ne, bunların birbirleriyle ne alâkaları var” diye sorabilirsiniz?Bugün size, tarih sayfaları arasında kaybolup gitmesini asla istemediğim ve herkesin bu önemli gerçekleri bilmesinin çok yararlar sağlayacağını düşündüğüm bu yazıyı yazıyorum!..Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi, 1 Şubat 1979 tarihinde öldürüldü. Cinayetten, ‘Milliyetçi’ düşünce sahibi olduğu iddia edilen Mehmet Ali Ağca sorumlu tutuldu…MC Koalisyon Hükümeti’nin ünlü Tekel ve Gümrük Bakanı Gün Sazak, 27 Mayıs 1980 tarihinde öldürüldü, üç ay sonra da 12 Eylül darbesi oldu… 5 Mayıs 2011 Perşembe günü akşamı saat 21.00’de TRT – 2 kanalında, Gazeteci Taha Akyol ve Can Dündar’ın anlatımlarıyla yayımlanan bir program vardı. ABD, Yunanistan, Rusya ve Ermenistan ile girilen diyaloglar, bazı parti liderleriyle yaşanan siyasî sıkıntılar, belgelerle bu programda açıklandı, gazeteci önsezileriyle yorumları yapıldı...Önce sizlere bazı bilgiler verip, açıklamalar yaparak konuya girelim:Abdi İpekçi: Milliyet Gazetesi Başyazarı, saygın, fikirleri herkesçe kabul edilen ve merhum Ecevit’in akıl danıştığı insanlardan biri idi. Yunanistan’ın tekrar NATO’ya dönmesine karşı çıkıp, Ecevit’i de bu yönde ikna ederek, veto ettirmesiyle de bilinirdi. Ama yurt içi ve yurt dışında, hep barıştan yana ve şiddete karşı bir insandı…Gün Sazak: Eskişehirli olup, sevgili Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduğunda, Meclisimizin ilk Milletvekillerinden ve çok zengin bir toprak ağası Emin Sazak’ın oğludur.21 Temmuz 1977’de kurulan İkinci Milliyetçi Cephe Hükümeti Tekel ve Gümrük Bakanı oldu ve 5,5 ay Bakanlık yaptı. Artık tavan yapmış olan Gümrük rüşvetlerini önledi. 600 bin lirayı veren, koca TIR’larla istediğini içeri getiriyor, istediğini dışarı çıkarıyordu. Bunu önleyince çok düşman kazandı. Şiddetten değil, barıştan yana olan, yüksek eğitimli bir insandı… Şimdi gelelim esas konuya: 1978 yılında, sokaktaki anarşiden dolayı günde onlarca sağcı ve solcu gençler ölürken; Gün Sazak’ın girişimleriyle ve merhum Türkeş’in de olaya sıcak bakmasıyla; merhum Ecevit’e bir teklif götürülür. Amaç; CHP ile MHP’nin bir koalisyon hükümeti kurup, sokak anarşisini önlemek, gençler arasında barışı tahsis etmektir… Ecevit ve Ali Topuz, bu teklife sıcak bakarlar. Bu teklife, ünlü gazeteciler Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu da sıcak bakarlar. Ancak, CHP içindeki 30 kadar aşırı sol düşüncedeki Milletvekili bu işe karşı çıkarlar. Böylece, Gün Sazak’ın bu tarihi fırsat yaratma ve barış girişimi suya düşer! CHP de, 11 malûm bağımsız Milletvekili ile koalisyon kurar, Tekel Bakanı da Tuncay mataracı olur. Hepsine de Bakanlık verilen bu adamların çoğu, daha sonra yolsuzluktan yargılandılar, biliyorsunuz…CHP Hükümeti zamanında, Yunanistan’ın NATO’ya geri dönmesini, ABD Ecevit’ten rica eder. Ecevit etrafıyla danışır, birçok Milletvekili yanında, en fazla Abdi İpekçi karşı çıkar ve teklif reddedilir!.. Bu “11”lerle kurulan Ecevit Hükümeti, iç ve dış baskılarla,16 Ekim 1979’da istifa etti. Yerine de Demirel Hükümeti kuruldu. Demirel de Yunanistan’ın NATO’ya geri dönmesine karşı çıktı ve 12 Eylül darbesi ile yıkıldı…Eğer o günlerde, merhum Gün Sazak’ın götürdüğü teklif kabul edilseydi, bugün Sağ – Sol düşmanlığı kalır mıydı acaba? Geliyor Gün Sazak’ı ‘Devsol’ militanları vuruyor, gidip Abdi İpekçi’yi de “Milliyetçi” denilen militanlar vuruyor; düşmanlık körükleniyor, tarihi uzlaşıya engel olunuyor ve kısa süre sonra 12 Eylül darbesi yapılınca da, Amerikan üst düzey yetkililerinden biri; “Endişeye mahal yok, darbeyi bizim çocuklar yapmışlar” diyor… Yıllar sonra Ecevit’in Başbakanlığında “DSP, MHP ve ANAP Koalisyon Hükümeti” kuruldu. Sayın Devlet Bahçeli, Başbakan Ecevit’in önünde bir tek sigara içmediği gibi, önünde bacak çelerek de hiç oturmamış, hep saygı duymuştur… Ne vardı sanki, bunu yıllar önce Ecevit’in CHP’si ve Türkeş’in MHP’siyle de yapsalar, bugüne kadar süren düşmanlıklar olur muydu? Bu Amerikan oyunlarını ve “Türk’ün, Türk’ten başka dostu yoktur” sözünün anlamını ne zaman kavrayıp da, ne zaman barış içinde yaşayacağız biz!? Uyanalım artık…