« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

24 May

2011

DANDANAKAN ZAFERİ

01 Ocak 1970

Selçuklular ile Gazneliler arasında 431'de (1040) cereyan eden ve Selçuklu Devteti'nin kuruluşunu sağlayan savaş.

Uzakdoğu ile Akdeniz arasındaki bü­yük ticaret yolu üzerinde Serahs - Merv arasında bulunan Dandanakan'ın, Orta-çağ'ın önemli ticaret ve sanat şehirlerin­den biri olduğu ve bugünkü Türkmenis­tan Cumhuriyeti topraklarındaki Taşrâ-bâd'ın işgal ettiği yerde bulunduğu ya­pılan kazılardan anlaşılmaktadır. Yine bu kazı sonuçlarına göre Dandanakan bir tepe üzerinde olup surlarla çevriliydi ve şehirde düzenli bir su ve kanalizas­yon şebekesi mevcuttu. Ayrıca burada çok sütunlu bir cami ile bir ribât var­dı. XIII. yüzyılda Serahs-Mervyolunu gçerken Dandanakan'ı görmüş olan meş­hur Arap coğrafyacısı Yâküt el-Hamevî, kasabanın zamanla şiddetli rüzgârların savurduğu büyük kum yığınlarıyla örtül­mesi üzerine halkın buradan başka yer­lere göç ettiğini, kasabada ancak bir ri­bât ile bir minarenin kalmış olduğunu belirtir[1][169]. Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluşunu sağ­layan meydan savaşının burada yapıl­mış olması dolayısıyla Dandanakan'ın İs-lâmî devir Türk tarihinde çok önemli bir yeri vardır.

Selçuklular'ın Gazneliler"e karşı 1035 ve 1038 yıllarında kazandıkları iki za­ferden sonra Gazneliler'in bölgedeki si­yasî ve askerî durumu ciddi şekilde sar­sıldı; bundan faydalanan Karahanlı şeh­zadesi Böri Tegin Gazneli topraklarına bazı akınlarda bulundu.[2][170] Gaz­neli Sultanı Mesud, sarsılan durumunu kuvvetlendirmek maksadıyla Hârizm'i ve­rerek Selçuklularda ve âsi Hârizmşah İs-mâil'e karşı Cend Emîri Şah Melik ile bir ittifak yaptı. Daha sonra da içinde çok sayıda savaş filinin yer aldığı "bütün Tür­kistan'ın dahi karşı koyamayacağı" 50.000 kişilik bir ordu ile harekete geçip önce Belh'e, ardından da Serahs'a yürüdü. Bu sırada Talikan, Fâryâb, Şübürkân ve yörelerini zaptetmekle meşgul olan Çağ­rı Bey sultanın bu hareketi üzerine Se-rahs'a geldi; ardından Tuğrul Bey ile Mûsâ İnanç Yabgu da Serahs'a gelip top­landılar ve Gazneliler'e karşı savaş ha­zırlıklarına başladılar. Ancak bazı Selçuk­lu reisleri, güçlü Gazneli ordusu karşı­sında tutunamayacaklannı düşünerek Rey. Cürcân ve Cibâl taraflarına çekilme fikrini ileri sürdüler. Bu görüşü destek­lemeyen Çağrı Bey ise yeni bölgelerde başarılı olmanın çok güç olduğunu, bu sebeple Horasan'ın asla terkedilmeme-sini, savaştıkları takdirde Gazne ordusu karşısında bu defa da zafer kazanacak­larını ifade etti. Bunun üzerine 20.000 kişilik Selçuklu ordusu ile 50.000 kişilik Gazneli ordusu Talhâb yöresinde sava­şa tutuştu[3][171]. Büyük Gazneli ordusu karşısında tutu-namayan Selçuklu kuvvetleri civardaki çöllere çekilmek zorunda kaldılar. Sel­çuklular sıcakların şiddetlendiği sırada çöllerden sevkettikleri atlı birliklerle Gaz­neli ordusunu yıpratma saldırılarına baş­ladılar ve yöredeki su kuyularını tahrip edip kapattılar. Bu arada Selçuklu baş­buğları, Sultan Mesud'un Nesâ, Bâverd ve Ferâvâ'nın Selçuklular'a verilmesi, Nî-şâbur, Serahs ve Merv'in de Gazneliler'-de kalması şeklindeki barış teklifini ka­bul ederek onunla geçici bir anlaşmaya vardılar. Böylece her iki taraf da kesin sonuçlu bir savaşa hazırlanabilmek için zaman kazanmış oldu. Bu sırada Türkis­tan'dan gelen kalabalık Oğuz kitleleri Selçuklular'a katıldılar; böylece Selçuklular Gazneliler karşısında biraz daha güçlü duruma geldiler.

Kışı Nîşâbur'da geçiren Sultan Mesud. Selçuklularda kesin bir darbe indirip on-lan Horasan'dan atmak veya kendileri­ne tâbi duruma getirmekte kararlı idi. Bunu gerçekleştirmek için Nîşâbur'dan 100.000 kişilik bir ordu ile Tûs ve Se-rahs yönünde harekete geçti. Selçuklu reisleri de derhal toplanıp durumu mü­zakere ettiler. Çoğunluk bu ciddi tehli­ke karşısında Batı İran'a çekilme fikrin­deydi. Ancak Çağn Bey bu defa da çekil­me fikrine şiddetle karşı çıktı ve hare­ket kabiliyeti fazla olmayan yorgun Gaz-neli ordusunu rahatlıkla mağlûp edebi­leceklerini söyleyerek onları ikna etti. Bunun üzerine Serahs'tan hareket eden Selçuklu ordusunun öncüleri, Merv yö­nünde ilerlemekte olan Gazneli ordusu­na saldırmaya başladılar; esas ordu ise taktik gereği çöl yönüne doğru çekilmekteydi. Selçuklu ordusuna bağlı bazı bir­likler ise Gazneli ordusunun yolu üze­rindeki bütün su kuyularını tahrip edip kapatıyordu. Böylece kalabalık Gazneli ordusunu susuz bırakma planlarını tam bir başarıyla gerçekleştirdiler. Nitekim su ihtiyacını gidermek için Merv yakın­larındaki suları bol olan Dandanakan'a doğru yön değiştirip ilerleyen Gazneli ordusu, susuzluk ve yorgunluktan peri­şan bir vaziyete düşmüştü; aynca artan Selçuklu saldırıları da onlara ağır kayıp­lar verdiriyordu. Bu durum karşısında Sultan Mesud ümitsizliğe kapıldı. Ordu­sunda disiplin bozulmaya ve kendisiyle ordu kumandanlan arasında fikir ayrı­lıkları görülmeye başladı. Gazneli ordu­sunu kötü duruma düşürmeyi başaran Selçuklu başbuğlan, Dandanakan Kalesi önlerinde onlarla kesin sonuçlu bir mey­dan savaşı yapmaya karar verip derhal harekete geçtiler. Burada üç gün devam eden ve 8 Ramazan 431[i][172] günü sona eren savaşta birlikten mah­rum, aç, susuz ve yorgun Gazneli ordu­su, özellikle savaş tekniğini çok iyi bilen Çağn Bey'in mahirâne taktik ve saldırı­lan karşısında kesin bir yenilgiye uğra­tıldı. Sultan Mesud kahramanca çarpış­mış, ancak etrafının sarıldığını görünce 100 atlı İİe savaş meydanından güçlükle kaçıp canını kurtarabilmişti. Diğer Gaz­neli kumandanlan da aynı şekilde ordu saflannı terkedip kaçmışlardı. Savaştan sonra Selçuklular pek çok ganimet ele geçirdiler, bunların büyük bir kısmı sa­vaşa katılan askerlere dağıtıldı.

Selçuklular, Karahanlı ve Gazneliler'le yaptıkları uzun ve çetin mücadelelerin doruk noktasını teşkil eden Dandanakan zaferinden sonra Büyük Selçuklu Devle-ti'ni kurdular. Savaşın son günü Selçuk­lu beyleri yaptıkları toplantıda Tuğrul Bey'i yeni devletin ilk sultanı ilân ettiler ve civardaki hükümdarlara fetihname­ler göndererek zaferlerini bildirdiler.

Dandanakan zaferi, Türk-İslâm ve dün­ya tarihi açısından çok önemli sonuçlar doğurmuştur. Selçuklular Horasan'da bir devlet kurduktan sonra bütün Sünnî- İs­lâm âleminin maddî kuvvet ve kudreti­nin mümessili olarak her türlü iç ve dış tehlikelere karşı müslümanlan koruma görevini üstlenmişlerdir.



Bibliyografya:



Gerdîzî, Zeynü'l-ahbâr[ii][173], Tahran 1315 hş.; Beyhakı', Târth-i Beyhakî[iii][174], Tahran 1368, s. 623, 870, 922, 939, 954, 960, 963. 980; Aljbârud-deuleti's-Selcûkıyye, s. 3, 11, 194, 195; Yâküt, Mu'cemü'I-büldân, II, 477, 610; İbnü'1-Esîr, et-Kâmil, X, 482-484; Cûzcânî, Tabakat-ı Naşı-n, i, 251; Ebü"l-Fidâ el-Muhtaşar, II, 172; C. E. Bosvvorth, "The Political and Dynastic His-tory of the Iranian Worid (A. D. 1000-1217)", CHIr., V, 21-23; a.mlf.. "Dandânkin", El2 Suppl. (İng.), s. 195; Osman Turan, Selçuklular Tari­hi ve Türk-İslâm Medeniyeti, İstanbul 1980, s. 105-106, 109. 113, 309; Mehmet Altay Köy-men. Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Ankara 1989, I, 336-356; a.mlf., "Tuğrul Bey", İA, XIl/2, s. 29; B. Zahoder. "Dendanekan"[4][175], TTK Belleten, XVIM/72 (1954), s. 582-586; İbrahim Kafesoğlu, "Selçuklular", İA, X, 362.

Ziyaret -> Toplam : 125,32 M - Bugn : 84129

ulkucudunya@ulkucudunya.com