Hâlâ Mİ BoğuŞmak
Mehmet Akif ERSOY 25 Aralık 2007
Sen! Ben! Desin efrâd, aradan vahdeti kaldır;
Milletler için işte kıyâmet o zamandır.
Mâzîlere in, mahşer-i edvârı bütün gez:
Kaanûn-u İlâhî, göreceksin ki, değişmez.
Târih, o bizim eştiğimiz kanlı harâbe,
Saklar sayısız lâhd ile milyonla kitâbe.
Taşlar ki biner parçadır üstünde zeminin,
Ma'nâ-yı perîşânı birer nakş-ı cebînin!
Eczâsını birleştirebildinse elinle.
Gel, şimdi o elfâz-ı perâkendeyi dinle:
'Her hufre bir ümmet, şu yatanlar bütün akvâm;
Encâma bu âhengi veren aynı serencâm!'
Ey zâir-i âvâre, işittin ya! Demek ki:
Birmiş bütün ümmetlerin esbâb-ı helâki.
Lâkin, bilemem, doğru mudur eylemek işhât,
Mâzileri, mâzideki milletleri? Heyhât!
Bir nesle ki, eyyâmı asırlarca vekaayi,
Etmek ne demek, vaktini târih ile zâyi'?
Boştur, hele ibret diye a'mâkı tecessüs,
Ayât-ı İlâhî dolu âfâk ile enfüs.
Bunlarda tecellî eden esrâra bakanlar,
Ümmetler için rûh-u bekaa nerdedir, anlar.
Bilmem neye bel bağlıyarak hayır umuyorduk,
Bizler ki o âyâta bütün göz yumuyorduk?
Dünyâda nasihat mi olur Şark'a müessir?
Binlerce musibet, yine hâib, yine hâsir!
Ey millet-i merhûme, güneş battı.. Uyansan!
Hâlâ mı, hükûmetleri, dünyâları sarsan,
Seylâbelerin sesleri, âfakin enîni,
A'sâra süren uykun için gelmede ninni?
Efrâdı hemen milyar olur bir sürü akvâm,
Te'mîn-i bekaa nâmına eyler durur ikdâm.
Bambaşka iken her birinin ırkı, lisânı,
Ahlâkı, telâkkileri, iklîmi, cihânı,
Yekpâre kesilmiş tutulan gâye için de,
Vahdetten eser yok bir avuç halkın içinde!
Post üstüne hem kavgaların hepsi nihâyet;
Hâlâ mı boğuşmak? Bu ne gaflet, ne rezâlet!
'Hürriyeti aldık!' dediler, gaybe inandık;
'Eyvah, bu bâzîçede bizler yine yandık!'
Cem'iyyete bir fırka dedik, tefrika çıktı,
Sapasağlam iken milletin erkânını yıktı,
'Tûran ili' nâmiyle bir efsâne edindik;
'Efsâne, fakat, gâye!' deyip az mı didindik?
Kaç yurda vedâ etmedik artık bu uğurda?
Elverdi gidenler, acıyın eldeki yurda!