Ülkücülerin Düşmanları
Necmettin Hacıeminoğlu 01 Ocak 1970
Ülkü Ocakları kurulduğu günden beri Türkiye'nin en çok saldırıya uğruyan teşkilata olmuştur. Daha küçük bir kıvılcım halindeyekn bile, adı büyüğe çıkmış bazı politikacılar başta olmak üzere bir çok siyasi partiler, dernekler, sendikalar ve yayın organları Ülkücülerden korktuklarını belli ettiler.
Bu yüzden onlara karşı adeta bir haçlı seferi açtılar. Ülkü Ocakları'nın kuruluş gayesini ve taşıdığı yüçe hedefleri bilmeyen nice gafil kişiler de ,farkında olmadan saldirganların safında yer almışlardı.
Ama ne saldıranların şideti, ne de saldırıcıların çokluğu ülkücüleri yıldırmadı, yıpratmadı. Onların bir cığ gibi büyümelerini, yüksek dağ tepelerinde eriyip coşmuş berrak kar suları gibi çağıldamalarını önleyemedi. Hatta daha arttırdı
Kimdi, kimlerdi bu düşmanlar? Hatırlarsak ülkücülerin karşısına çıkan ilk düşman komunist anarşistlerdi. Bunlar Türkiyede anayasa nizamını bozup Türk devletini yıkmak üzere sokağa dökülmüş kanundışı "örgütlerini" ya satın alınmış yahutta beyinleri yıkanarak şartlandırılmış millitanlarıydı....
Ellerinde silah, ceplerinde bol para arkalarında güçlü koruyucuları vardı. Haraket tarzları dışarıda planlanmıştı. Emir ve direktif dışardan geliyordu. Okudukları kitaplar dışarıda yazılmışdı. tabii bellerindeki otomatik tabanca da, harcadıkları binlerce lira da dışardan gönderiliyordu.
Bunların ilk hedefleri Türkiyedeki bütün öğretim kurumlarını ellerine geçirmekti. Fakültelere, yüksek okullara ve öğrenci yurtlarını el koymaktı.
Tam hakim olmaktı. Marks ve Lenin'in fikirlerini benimsemiyen uymayan Türk gençlerine üniversitede hayat hakkı tanımamaktı. illim kürsülerinde komünizm propagandası yapmayan dürüst ve vatansever öğretim üyelerine öğretim kurumlarının dışına atmaktı. Böylece ülkemizin beyni sayılan fakülte ve yüksek okulları birer kızıl cehenneme cevirip kurtarılmış toprak ilan edeceklerdi.
Yurtları kantinleri ve kütüphaneleri de birer cephanelik, birer talimgah haline getireceklerdi.
İkinci hedefleri, Ankara , İstanbul, İzmir ve Erzurum gibi büyük şehirlerde sokağı ele geçirmektir. "Kurtarılmış bölge" dedikleri kızıl yuvalarda eğittikleri silahlı millitanlar vasıtası ile Türkiyenin ekonomi sanayı ve kültür merkezlerde hakim olacaklardı.
Arzu ettikleri anda radyolar, haberleşme tesislerini ve bütün gazeteleri kontrol altında alacaklardı. ondan sonra da verilecek emir gereğince merkezlerden kenarlara doğru komünist Ihtilalı genişleteceklerdi.
Yapılan hesaplara göre bu planın başarıya ulaşacağından emindiler. Çünkü o yılların Türkiyesinde böyle bir tehlikenin varlığından kimseciklerin haberi yoktu. Kimselere söz anlatmak mümkün değildi. Kimselere uyandırmıyor, ayağa kaldiramıyordunuz.
Yalnız bir teşkilat yaklaşan fırtınayı fark etmişti. Milliyetçi Hareket yalnız bir teşkilat Türk Devletine yönelen tehlikeyi göğüslemeye hazırdı: Ülkü Ocakları.
İşte bu sebeple Ülkücülere saldiran ilk düşman. hain maksatları onlar tarafından sezilerek oyunları bozulan komünistlere olmuştur.
Çünkü fakülte ve yurtları komünistlere terk etmiyenler Ülkücülerdir. Çünkü sokaklara anarşistlere bırakmayanlar Ülkücülerdir.
Çünkü gafil ve ahmakları aldatmak için komünistlerin kullandığı "Reform" ve "Halkçılık" maskelerini yırtan ülkücülerdir.
Çünkü Türkiye'nın istismar edilen bütün dertlerine içi sizlarak ciddi ciddi sahip cıkıp hainlerin ellerinden bu kozları da alanlar ülkücülerdir.
Çünkü Türk devletini yaşatmak ve Türk Milletini esarete terk etmemek uğruna ölümden korkmayanlar Ülkücülerdir.
Çünkü herkesi aldatmak, uyutmak, korkutmak veya satın almak imkani vardir fakat Ülkücüleri asla. İşte bunun için komünistler ülkücülere düşmandır
Onlar yırtınacak, bizler yılmayacağız. Gayri ahlaki ne kadar ideoloji var ise, hepsi ile sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hiç birisine, hayat şansı tanımayacağız…