« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Haz

2011

Kemal Batanay

Mehmed Niyazi 01 Ocak 1970

İstanbul Ticaret Odası'nın desteğiyle, Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı, bestekar, tamburi, hattat ve hafız Kemal Batanay hakkında nefis bir kitap yayınladı.

Maalesef bizde bir sanatkar, fikir ve bilim adamı rahmete kavuşunca, artık pek hatırlanmaz; eserleri yeni nesillere tanıtılmaz; tabir caizse, adeta defteri dürülür. Halbuki o görevini yapmış, gitmiştir. Emek kesinlikle yok olmaz; biz görmezsek, mutlaka birisi görür, değerlendirir. Onlara gereken değeri vermeyerek aslında kendi defterimizi dürdüğümüzün farkında değiliz.

Kemal Batanay'ın hayatını anlatan kitabı günışığına çıkaran Sayın Muhittin Serin, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Türk-İslam sanatları tarihi profesörü olarak görev yapmaktadır. Gözlerden, gösterişten uzak, mahviyetkâr dünyasında hizmet aşkıyla gayret eden Muhittin Bey ancak ipek böceğine benzetilebilir. Hiç kimseden bir şey beklemeden milletimize, medeniyetimize hayatını vermiş, değerlerimizin unutulmamaları için ömrünü tahsis etmiş. Halim Efendi, Şevki Efendi ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin eserlerinden oluşan "Meşk Murakkaları", "Hat Sanatı ve Meşhur Hattatlar", "Hattat Aziz Efendi ve Hattat Şeyh Hamdullah" adlı eserler de onun imzasını taşımaktadır.

Aslen Kayserili olan Kemal Batanay'ın babası Hafız Ziyaeddin Efendi, soyadı kanunu yürürlüğe girince, Kasımpaşa Nüfus Dairesi'ne sülalece anıldıkları "Müridoğlu" soyadını almak için başvurmuş. Nüfus memurunun "Hoca Efendi! Şeyh, mürid, derviş devri bitti, bu ismi yazamayız. Arapça kelimelerin yazılması da yasaktır." itirazıyla karşılaşması üzerine "Ulueren" soyadını almış. Kemal Hoca, babasının nüfus kayıtlarını Kasımpaşa'dan Fatih'e naklettiği sırada eşi ve çocuklarına soyadı olarak Ulueren'i yazdırmakta idari ve şahsi bazı güçlüklerle karşılaşınca, nüfus memuru; "Kemal Bey, bir başka isim alabilirsiniz." demiş ve bazı adlar teklif etmiş. Fakat Kemal Hoca hiçbirisini beğenmemiş. Muhittin Bey'den öğrendiğimize göre o anda bir hanım diğer bir memura soyadını "Doğanay" olarak yazdırıyormuş. Bunun çağrıştırmasıyla Kemal Hoca, "Aman memur bey, bizimki de Batanay olsun." demiş. Böylece Müridoğlu Kemal Bey, Kemal Batanay olmuş. Soyadının ne olduğunu bilmeyen memurlara yetki verilirse, insanı böyle yokuşa sürmeleri tabiidir.

Kemal Batanay'ın hayatını yazarken Sayın Muhittin Serin aynı zamanda son dönem kültür tarihimizi aksettirmeyi de ihmal etmemiş. Batanay, yıllarca ders aldığı Rauf Yekta Bey'i anlatırken 1934 yılının kasım ayında Türk musikisinin radyolardan kaldırılışının hazin hikayesini eserinde naklediyor. Yüksek dağlardan çöllere rüzgar nasıl eserse, güçlü milletlerden zayıflara kültür cereyanlarının esmesi de adeta sosyal bir kaderdir. Ama o milletin varlığını sürdürmesi, küller altında kalan değerlerine sahip çıkılmasında yatmaktadır. Bunun da çok çileli, hatta insanı suçlamalarla karşı karşıya getiren bir iş olduğunu bu muhtevalı eserin satır aralarında bir anlamda yaşıyoruz. Mustafa Kemal Paşa'nın Edirne'de cuma namazında müezzin olarak dinlediği Kemal Batanay'la olan ilişkilerini anlatmakla da Muhittin Bey son dönem hayatımıza tarih düşürmüştür.

Batanay'ın elli beş dini ve klasik, sözlü ve saz eserlerinin listesini de kitabına almış. O canım hat tablolarıyla da muhtevalı ürününü süslemeyi unutmamış. Bize bir kitap değil, bir hazine sunmuş. Mevlana Müzesi'nde bulunan Celi ta'lik levha'nın anlamına sanatın büyüleyiciliğiyle de güç katmış.

"Gerçi uşşak içre çok memnun olan Leyla diye

Âşık-ı sadık o kim Leyla değil Mevla diye

Evliya burcunda gördüm seadet yıldızı

Bir İlahi ses işittim işte Mevlana diye"

Böyle büyük eserler sadece malzeme toplayarak yazılmaz. Bunun uzun yılların birikimi olduğunu Muhittin Bey'in Kemal Batanay'la yazı meşki sırasındaki gençlik resminde de görüyoruz... Sarsıntıya tutulan bir dünyanın ızdırabıyla yoğrulan bir insanın vereceği eserler elbette bunlarla sınırlı kalmayacaktır. Muhittin Bey'e nice sağlıklı yıllar diliyor, kültür ve medeniyetimiz adına şükranlarımızı sunuyoruz.

Ziyaret -> Toplam : 125,34 M - Bugn : 102000

ulkucudunya@ulkucudunya.com