« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Haz

2011

MEHMET ERÖZ’DE TÜRKLERDE TOTEMİZM İZLERİ

Mustafa TALAS 01 Ocak 1970

ÖZET

Mehmet Eröz, Türk kültürünü çok farklı yönleriyle araştırıp kendinden sonra gelen sosyologların hizmetine sunmuştur.

Türklerde totemizm izleri meselesi, kültür ve toplum tarihindeki konulardan farklı

biri olarak dikkat çekmiştir. Totemizm, sosyoloji ve sosyal antropolojide insanlığın klan

devrinden kalma birtakım anlayışlarına verilen addır. Bu anlamda, Eröz, Türklerin de

eski yaşayışlarının bir uzantısı olarak totemik anlam taşıyan anlayışlarının var olduğunu öne sürmektedir. Kurt, at, koyun(özellikle koç), güvercin gibi hayvanlar bu anlayışların sembolik örnekleridirler.

Özellikle Alevî-Bektaşî kültüründeki tavşan eti yememe ve onu uğursuz sayma

adetinin bu dönemden kalma totemik iz taşıdığı konusu, Türklerdeki totemik iz taşıyan

unsurlar arasında öne çıkmaktadır.



Giriş

Türk Kültürü ile ilgili önemli hususları inceleyerek onları sosyal bilimlerin hizmetine sunmayı önemli bir görev sayan Merhum Prof. Dr. Mehmet Eröz,

Türklerde kutsal sayılan ya da uğursuz olduğuna inanılan bazı hayvanlarla ilgili

anlayışların totemik iz taşımakta olduğunu düşünmektedir.

Türk Sosyolojisine özellikle Türk Kültürü boyutlu alan araştırmalarıyla

desteklenmiş çalışmalarla katkıda bulunmuş olan Eröz, vefat ettiği 1986 yılına

kadar Türkiye’nin sosyal yapı sorunlarını incelemenin önemini vurgulamıştır.

Türk sosyal sisteminde bazı kutsal ya da uğursuz sayıldığına inanılan şeyleri de değerlendirmeye tabi tutan Eröz, özellikle kurt, koyun (koç), at, tavşan

gibi hayvanların Türklerde var olduğuna inandığı totemik sembollerin en başta

gelenleri olduğunu ifade etmektedir.

Çalışmanın birinci bölümünde sosyolojik ve sosyal antropolojik olarak totem ve totemizm açıklanmaya çalışılırken, ikinci bölümünde ise, başta Mehmet

Eröz’ün yaklaşımı olmak üzere Türklerde totemizm izleri izah edilmektedir.

1. Sosyal Antropolojik Olarak Totemizm

Sosyoloji ve sosyal antropoloji literatüründe önemli bir yer tutan sosyal

bir olay olarak totemizm, insanlığın klan ve kısmen ilkel devirlerinde geçerli

olan inanç ve kavrayışlardır.

Mehmet Eröz, bütün cemiyetlerde totemizmin izlerini bugün dahi görebilmenin mümkün olduğunu ifade etmektedir.

1

Totemizm kelimesi, sosyolog ve sosyal antropologlar tarafından, “Totem”

kelimesinden meydana getirilmiştir. Kelime Kızılderili adı verilen Kuzey Amerika yerlilerinden alınarak, sosyal ilimler edebiyatına mal edilmiştir. Bu yerliler

ve Afrika ve Avusturya klanları, totem adı verilen hayvan, nebat veya eşyayı

kutlu, mübarek sayar, eşyada bile bir hayat tasavvur eder, kendileri ile bu totemler arasında bir hısımlık bulur ve aynı atadan geldiklerine inanır, totemlerine son

derece hürmet eder, ona dokunmaktan çekinirler. Totemi öldürme, kesme, yeme,

ona dokunma hususundaki yasağa “tabu” adı verilir. Malenezyalılardan alınmış

totemizme ait diğer bir kavram “Mana”dır. Hem klan mensubunda, hem de to-



1

ERÖZ, M.; “Doğu Anadolu Yer Adları Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma”, AtatürkMilliyetçilik-Doğu Anadolu, TDAV Yay., İstanbul 1987, s. 247. Mehmet Eröz’de Türklerde Totemizm İzleri 285

temde ortaya çıktığına ve içtimai hayatı düzenlediklerine inandıkları bu esrarlı

kuvvete “mana adını verirler.

2

2. Türklerde Totemizm Üzerine Bir Tetkik

Türk içtimai teşkilatının 24’e ayrılması, Oğuz ili’nin her dört boyunun bir

“ongun” ve “töz”ü (totemi) vardı. “Ongun” olarak zikredilen avcı kuşlar başlıca

şahin, kartal, tavşancıl, sungur, uç ve çakır’dır”. Bu kuşlardan “Uç” kuşunun

Kadirli –Saimbeyli taraflarında bilindiği ve adına “Karakuş” dendiğini Eröz

araştırmalarında öğrendiğini belirtiyor. Bu yırtıcı kuş, 7-8 kilo ağırlığında, sıkış-

tırıldığında insanlara saldıran ve parçalayabilen bir hayvandır.

3

Bu hayvan adı

pek çok yerde yer adlarına geçmiştir. Kilis ili merkez ilçeye bağlı “Arpakesmez”

köyünde “Karakuş” soyadını taşıyan ailelerin bulunması ve yine merkez ilçeye

bağlı birçok köyde de kuş soyadını taşıyan ailelere rastlanması buna örnek olarak verilebilir.

Ziya Gökalp, Eski Türklerin toteme “ongon” dediklerini belirtirken

Abdulkadir İnan, “töz”ün Türkçe olduğunu savunuyor. Ongun’un Moğolca olduğunu bu nedenle Türklerin “töz” dediklerini ifade ediyor.

4

Eröz ise “ongon”un

Moğolca bir kelime dahi olsa kullanım olarak Türkçe’ye iyice yerleşmiş oldu-

ğunu dile getiriyor. Buna örnek olarak Avşarların kurduğu “Onguncular Köyü”

ve şifa bulmak, iyileşmek anlamındaki “onmak” sözcüğünün de bu kökten geldiğini önemle vurgulamaktadır.

5

Eröz, Anadolu’da bazı hayvanların uğurlu veya uğursuz sayılmalarını, tekin sayılmalarını totemizm devirlerinden kalma silik izler olarak değerlendirir.

Tavşanın uğursuz sayılması, ayıdan çekinip adını anmama, kurttan korkup

“peygamber iti” diye anma buna örnek olarak verilebilir.

6

Bahaeddin Ögel’de şamanizmin bir kalıntısı olarak İslamiyetin kabulünden sonra Türklerde; dervişlerin istedikleri zaman bir hayvan şekline girebilme

(donuna girme) inancını da totemizm izleri olarak değerlendiriyor. O’na göre

kuş totemi veya sembolleri daha ziyade ileri toplumlarda görülür. 24 Oğuz boyunun damgalarındaki sembol kuşlar, bunun en güzel örneğidir. İlk Türk Müslüman dervişleri de zaman zaman bir kuş donuna girerlerdi. Ahmet Yesevi turna



2

ERÖZ, M.; “Türk İçtimai Hayatında Totemizm İzleri”, İktisat Fakültesi Mecmuası’ndan Ayrı

Basım, İstanbul 1973, s. 289.

3

ERÖZ, M.; agm., s. 293.

4

İNAN, A.; Makaleler ve İncelemeler II, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara 1991,

5

ERÖZ, M.; agm., s. 293.

6

ERÖZ, M.; Türk Kültürü Araştırmaları, İstanbul 1977, s. 81. 286 Mustafa TALAS

donuna; Hacı Bektaş Veli güvercin donuna, Abdal Musa ise geyik donuna bürü-

nürlerdi.

7

Salurların paralarında Salur damgası, Osmanlı Devleti’nde II. Murat

Zamanına kadar kayı damgası, Akkoyunlu paralarında Bayındır damgası vardı.

Akkoyunların sadece paralarında değil, yaptırdıkları eserlerde, resmi vesikalarda

ve bayraklarda da vardı.

8

Eröz, Doğu Anadolu’daki “Kürt” adıyla anılan, Türkmenliğin, aslını kaybetmiş olduğuna inandığı kabilelerde de 24’lü boy teşkilatına rastlandığını ifade

ediyor. Hem de Şeref Han tarafından yazılmış olan Oğuzname tarzı eserin Kürtlere has olarak gösterilen teşkilat tarzını, isimlerin bir sosyal teşkilatta bu derece

taklidin düşünülemeyeceği için, bu delillerle eski Türk geleneğini devam ettirdiklerini savunuyor.

9

Eröz, kazın da önemli totem özelliği taşıdığını belirtir. Ona göre Anadolu’da Tahtacıların mezar taşlarındaki “Kaz ayağı” resminin çizili olması ile

“Ehl-i beyt pençesi”nin kaz ayağına benzemesi arasında doğrudan ilişki vardır.

Ehl-i beyt pençesi tamamen kaz ayağına benzer.

10

Türkler atı da kutlu saymış, bir “at kültü” meydana getirmiş, atı ayinlerde

kurban edip, merasim, şölenlerle yemişlerdir. “Barak” veya “it” adı verilen kö-

pek de kutlu sayılmıştır. Proto-Bulgarlar, Kıpçaklar (Kumanlar) köpeği kutlu

saymışlardır. Kırgızların “Kumayık Köpeği” bütün hayvanların törüsü, yani

hamisi sayılmaktadır.

11

Kurdun Totemizm Fonksiyonu ve Türk İçtimai Teşkilatı: Göktürkler kurttan türediklerine inanıyorlardı. Göktürk Kağanı’nın muhafızları kurttan türediklerini sayıyorlardı. Kağan çadırının önüne kurt başı süsler konur, kurt başlı bayrağı Göktürk hakanına Çin İmparatoru göndermek suretiyle iltifatta bulunurdu.

12

B.Ögel’de, Çin kaynaklarının Göktürk Devleti içinde ve Altay dağlarında

oturan Tarduş Türklerinin atasından “kurt başlı bir insan” olarak bahsettiğini,

bunun da Türk totemizminin bir izi sayılmasının bir gereği olduğunu ifade



7

ÖGEL, B.; Türk Mitolojisi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1993, s. 29-36.

8

ERÖZ, M.; age., s. 82.

9

ERÖZ, M.; age., s. 82.

10

ERÖZ, M.; “Türk İçtimai Hayatında Totemizm İzleri” İktisat Fakültesi Mecmuası’ndan Ayrı

Basım, İstanbul 1973, s. 295.

11

ERÖZ, M.; agm., s. 295.

12

ERÖZ, M.; agm., s. 295. Mehmet Eröz’de Türklerde Totemizm İzleri 287

eder.

13

Onun izahatlarına göre, “Kurt Kültü” çok erken çağlarda meydana gelen

bir unsur olarak (Orta Asya’nın ileri Toplumlarında ve büyük devletlerde) çabucak silinmiş ve ancak efsanelerde bir motif ve bayraklarda da bir sembol olarak kalmıştır. Göktürklerin “Kurt başlı bayrakları” bu çok eski hatıraların bize

kadar gelen izleridir.

A.İnan’a göre, en eski Türk destanının merkezi unsuru “Başkurt” olmuş-

tur. Bugünkü Şamani Türklerden kurdun kutsi mahiyeti olduğu görülür. Şaman

davullarında mutlak kurt resmi bulunur. Tuha (Uranhay) Türklerinin kam dualarında Bozkurt’a aşağıdaki şekilde hitap edilir:

Yukarı Tanrı’dan memurum

Yedi gün (muttasıl) yemek yemez (hayvan)ım

Tanrımın merhametli (bende)si

Bozkurdum, efendim!

Ağız ve burnunu (dili ile) yalamakta olan

Boz kurdum!..

14

Kafesoğlu ise, Eski Türklerde totemciliğin varlığı ile ilgili görüşlere katılmaz. O, kurdun ata olarak tanınmasının, bu hayvana saygı duyulmasının yeterli delili olmadığını iddia eder. Sosyal ve hukuki yönleri bulunmayan bir teşkilatın inanç sistemi olamayacağını, bu şartların eksikliğinin totemciliğin var olmadığının ortaya koyduğunu dile getirir.

15

O.Turan da “bozkurt”un yol gösterici, klavuz ve rehber olarak, Oğuz

Han’ın, Göktürklerin ve Oğuzların uğurlu yardımcıları ve mübarek olarak saydıkları bir sembol olduğunu ifade ediyor. Hatta bazı Avrupalıların geyiğe benzettikleri hayvan ile Süryani Mihael’in “köpeğe benzer” dediği kılavuzun da

yine kurt olduğunu söylüyor.

Eröz, konuyla ilgili olarak canlı örnekler veriyor. O, Kozan Kürtlerinin

yeni doğmuş çocuğu kurt gibi güçlü ve uğurlu olsun diye kurt postunun içinden

geçirdiklerini dile getiriyor. Dede Korkut da, “Kurt yüzü görmek mübarektir”

diyordu. Bütün Türk devletlerinde kurt bir semboldü, kurt başlı bayraklar kullanırlardı. Ergenekon Destanı, Oğuz Destanı’da kurt yol gösterici, kurtarıcı, uğurlu, kutlu bir hayvandı. Kurt, Türklerin eski bir totemi idi. Eröz, Kozan Kürtleri-



13

ÖGEL, B.; Türk Mitolojisi, TTK Yay., Ankara 1993, s. 36.

14

İNAN, A.; “Türk Rivayetlerinde Bozkurt”, Makaleler ve İncelemeler I Türk Tarih Kurumu

Basımevi, Ankara 1987, s. 73.

15

KAFESOĞLU, İ.; Türk Milli Kültürü, 9. Baskı, Boğaziçi Yay., İstanbul 1993, s. 284. 288 Mustafa TALAS

nin yeni doğan çocuklarını kurt postundan geçirmelerini bu gözle değerlendirmenin gerektiğini belirtir.

16

Ayrıca hem Orta Asya’da hem de Kozan Kürtlerinde lahusaya musallat olan kadının yatağının altına kurt postundan bir parça koyulduğunu, bu parçanın da ana ve yavruyu albastıya karşı koruduğuna inanıldı-

ğını ifade eder.

17



Kurt, Türklerde bazı boylara ismini de vermiştir. Başkurtlar gibi... Kutsal

mağaralar, kurdun dolaştığı yerler, bulunduğu yüksek yerler Anadolu’daki meskun mahallere de isim olmuştur: “Bozkurt (Selim-Kars), Kurtköy (Pendik-İst)

(Arpaçay-Kars), Kurtkale Nah. (Çıldır-Kars), Aşağıkurdoğlu (Göle-Kars),

Kurtdemirkapı (Göle), Kurtömer (Iğdır), Karakurt Nah. (Sarıkamış-Kars), Kurtalan İlçesi (Siirt), Kurtmahmut (Aşkale-Erzurum), Kurdu (Hınıs-Erzurum),

Kurtuşağı (Akçadağ Malatya), Kurtdere (Harput-Elazığ), Kurtoğlu (KangalSivas) (Diyarbakır), Kurtlarlı (Divriği-Sivas) Kurtlukaya (Sarkışla-Sivas)

Kurtdoğan (Muradiye-Van) Kurtek (Çıtak-Van), Kurtekavil (Gevaş-Van),

Kurtkapan (D. Beyazıt-Ağrı), Kurtlapa (Yıldızeli-Sivas)..” Bunlardan başka kurt

adını taşıyan pek çok köyümüzün olduğunu Eröz belirtir.

18

Eröz’e göre, kurdun totemik iz taşıması hususunda önemli bir delil de,

ismiyle çağrılmaması adetidir. Gerek Anadolu’da gerekse Çuvaşlarda kurdun

“peygamber iti” olarak çağrılması bu yönde değerlendirilebilir.

19

Başkurtlarda

da “börü” adının söylenmesinden sakınılması aynı adettendir. Anadolu’da bazı

bölgelerde akrebe “kuyruklu” denmesinin altında da aynı anlayışın yattığını

söyleyebiliriz. Eröz, bu inançları, İslamiyetle çatışmadan Türk geleneği şeklinde

yaşatılan değerler olarak gördüğünü belirtir.

20

Ona göre bu tür bir anlayış atlara

ve onların ruhlarına bağlılığın bir ifadesidir.

21



16

ERÖZ, M.; “Kürtlerin Menşei ve Türkmenlerin Kürtleşmesi”, Sosyoloji Konf. 5. Kitap,

İstanbul 1964, s. 119.

17

ERÖZ, M.; age., s. 118.

18

ERÖZ, M.; “Doğu Anadolu Köy Adları Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma” AtatürkMilliyetçilik-Doğu Anadolu, TDAV Yay., İstanbul 1987. s. 248.

19

ERÖZ, M.; agm., s. 297-298.

20

ERÖZ, M.; agm., s. 298-299.

21

ERÖZ, M.; Milli Kültürümüz ve Meselelerimiz, İstanbul 1983, s. 40. Mehmet Eröz’de Türklerde Totemizm İzleri 289



Sonuç

Türklerde bazı hayvanlar kutsal ya da uğursuz sayıldıkları için, totemik

iz taşıyan unsurlar olarak değerlendirilmektedir.

Mehmet Eröz, özellikle kurt, koç, at, kartal gibi hayvanların bu şekilde

totemik iz taşıdığını öne sürmektedir. Alevîlerin tavşan eti yememeleri ve onu

uğursuz saymalarının da totemizme örnek olabileceği söylenebilir.

Tavşandan başka, Anadolu’da akrep ve köpek gibi hayvanları da uğursuz

olduklarına inanıldığının bir ifadesi olarak kendi isminin dışında bir isimle

anılması anlayışı mevcuttur.

Sonuç olarak yukarıdaki hayvanların Türklerin günlük hayatında önemli

yeri olan hayvanlar olmasından dolayı, totemik bir işareti ifade ettiği rahatlıkla

ileri sürülebilir.



KAYNAKLAR

ERÖZ, Mehmet; Atatürk-Milliyetçilik-Doğu Anadolu, TDAV Yay., İstanbul 1987

ERÖZ, M.; “Kürtlerin Menşei ve Türkmenlerin Kürtleşmesi”, Sosyoloji

Konferansları 5. Kitap, İstanbul 1964, s.119.

ERÖZ, M.; Milli Kültürümüz ve Meselelerimiz, İstanbul, 1983

ERÖZ, Mehmet; “Türk İçtimai Hayatında Totemizm İzleri”, İktisat Fakültesi Mecmuası’ndan Ayrı Basım, İstanbul 1973, s.289-295

ERÖZ, Mehmet; Türk Kültürü Araştırmaları, İstanbul 1977

İNAN, Abdulkadir; Makaleler ve İncelemeler I - II, Türk Tarih Kurumu

Yay., Ankara 1991

İNAN, Abdulkadir; “Türk Rivayetlerinde Bozkurt”, Makaleler ve İncelemeler I Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1987, s.73.

KAFESOĞLU, İbrahim; Türk Milli Kültürü, 9. Baskı, Boğaziçi Yay., İstanbul 1993, s.284.

ÖGEL, Bahaeddin; Türk Mitolojisi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1993

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 126,01 M - Bugn : 56560

ulkucudunya@ulkucudunya.com