Şeyh Said ( d. 1866, Palu, Elazığ[1] - ö. 29 Haziran 1925[2]), Kürt[3] asıllı; , isyancı.
Şeyh Mahmut'un oğlu olarak annesi Merve Hanım'dan doğmuştur. , Muş, Malazgirt'te eğitimi gördükten sonra babasının Hınıs'a göç etmesiyle oraya yerleşmiştir. Nakşibendi târikatının liderlerinden olup Sözde Ermeni Soykırımına karşı çıkan fetvalar vermiştir.[4] I. Dünya Savaşı sırasında Rusya İmparatorluğu'nun Doğu Anadolu'ya ilerlemesinden dolayı Piran'a taşınmak zorunda kalmış ve savaştan sonra Hınıs Kolhisar'a yerleşmiştir.[5] 1925 yılında Şeyh Said İsyanı'nın elebaşısı olmaktan yargılanmış ve idam edilmiştir.
Birinci Meclisin Bitlis milletvekili Yusuf Ziya tarafından aşiretler arasındaki tanınmışlığı ve sözünün geçmesi nedeniyle gizli Kürt İstiklal komitesi'ne ("Azadi" örgütü) üye yapıldı. 1924 yılında Yusuf Ziya tutuklandı. Suçunu itiraf eden Yusuf Ziya Bey, Cibranlı Halit, Hasananlı Halit, Hacı Musa ile birlikte Şeyh Said'in de adını verdi. Doğu illerindeki aşiretleri dolaşan Şeyh Said, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal'in dinsizliğinden, çıkarılan yasalar ile İslamiyetin, nikah, ırz ve namusun Kuran'ın ortadan kalkacağından, ağaların ve hocaların idam edileceğini veya sürüleceğinden bahseden propagandalar yaptı. Kayınbiraderi Albay Cibranlı Halit'in adamları Cemiyet-i Akvam'a haber vereceklerini, bölgede devletin askeri güçlerinin bulunmadığını ve kolayca bölgeyi ele geçirebileceklerini söyledi. Cumhuriyete ve devrimlere karşı bir ayaklanma fetvası hazırlayarak devrimlere destek verenlerin canları ve mallarının helal olduğunu yazdı. Fetvayı aşiretlerin ileri gelenlerine göderdi. Varto'daki Hormek aşireti devlet yanlısı olduğu için ayaklanmaya uymayacaklarını açıkladı. Şeyh Said ifade vermek için Bitlis Harp Divanı'na davet edildiğinde yaşlı ve hasta olduğu için ifade vermeye gitmeyince ifadesi Hınıs'ta alındı. Diyarbakır, Çapakçur, Ergani ve Genç illerinde bir ay kadar dolaştıktan sonra 13 Şubat 1925 tarihinde Piran'daki kardeşinim evine yerleşti. Piran'da jandarmanın 5 suçluyu tutuklama girişimi üzerine çıkan çatışma sebebiyle ayaklanma hareketi planlanandan önce başladı.[6]
1924 Ekim ayından yakalanacakları güne kadar hükûmetle haberleşmekte olan bacanağı Kasım Bey (Kasım Ataç) tarafından ihbar edilmiştir.[7]
İdam edilmeyeceği sözü alınca 14 Nisan 1925'te önce İran'a geçmeye karar vermiştir. Ancak Binbaşı Kasım teslim olmak istemiştir. Abdurrahmanpaşa Köprüsü'nde teslim olmuştur[8].
Genç Hâdisesinin (Şeyh Said İsyanı) bastırılmasından sonra "Şark İstiklal Mahkemesi"nde yargılanıp idama mahkûm edildi...