« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

11 Tem

2011

MÜCELLİDOĞLU ALİ ÇANKAYA (1895 – 1980)

Ömer ÖZCAN 01 Ocak 1970

İdareci olarak yaptığı hizmetler yanında, aslında bir heyetin veya kurumun tek başına üstesinden gelebileceği büyük bir araştırma ve derleme çalışması olan ''Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler'' isimli dev eseri ile adını ölümsüzler arasına yazdıran Ali Çankaya, Türkçülük tarihinin unutulmaz isimlerindendir. Çankaya büyük eserini, ''naçiz evlâdından olmanın engin gururu içinde Büyük Türk Milletine tazimle Armağan'' etmiştir.

Hayatı, Ailesi, Tahsil Hayatı

Resmî kayıtlarda ziraatla meşgul olan Mehmet Tevfik ile 1895 doğumlu Hatice Hanımın oğlu olduğu belirtilmekle birlikte, kitabında kendisiyle ilgili bölümde baba adını Tevfik Kayıhan olarak kaydetmektedir . Kendisinden üç yaş daha büyük Kadriye isimli bir kardeşi daha vardır. 3 Mart 1920’de Konya’da doğmuştur. 1941 yılında Eskişehir Lisesi edebiyat kolundan pekiyi derece ile mezun olmuştur. Aynı yıl Siyasal Bilgiler Okulunun idarî şubesine girmiştir. 3 Mayıs 1944’te yapılan ''Sabahattin Ali-Nihal Atsız Davası”nın ikinci duruşmasından sonra Ankara’da, tek parti yönetiminde o zamana kadar görülmeyen derecede kalabalıkların iştirak ettiği büyük öğrenci gösterileri cereyan etti .Gösterilere katılan 165 öğrenci tutuklandı. O zaman yürürlükte olan Polis Vazife ve Selahiyet Kanununa göre polis istediği şahsı tevkif edebilir ve istediği kadar mevkuf tutabilirdi.
3 Mayıs gösterilerine imtihanları olduğu için katılamayan SBO öğrencilerinden Osman Gümrükçüoğlu ile Ali Çankaya 4 Mayıs günü tutuklanarak gece saat 23.00’de SBO müdürü Zeki Mesut Alsan’ın aracılığı üzerine serbest bırakıldılar. 6 Mayıs günü Gümrükçüoğlu ve Çankaya kendilerine katılan okul arkadaşları Ziya Çoker ile birlikte tutuklu arkadaşlarını kurtarmak üzere Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Kazım Orbay ile görüşmeye gittiler. Ali Çankaya kendilerini ayakta kabul eden Orbay’a vaziyeti anlattı. Orbay, öğrenciler yanından ayrıldıktan sonra isimlerini valiye telefonla bildirdi Üç Mülkiyeli son çare olarak Ankara Valisi Nevzat Tandoğan ile görüşmek mecburiyetinde kaldılar .Tek parti döneminde uzun süre Ankara’da görev yapan, rejimin mutemeti vali onlarla tartıştı. Öğrenciler, okullarına döndükten üç saat sonra gelen motosikletli bir polisin daveti üzerine Emniyet Müdürlüğüne götürülerek sorgulandılar. SBO disiplin kurulu verilen talimat üzerine 18 Mayıs 1944’de Ali Çankaya ile Ziya Çoker’e bir yıl, Osman Gümrükçüoğlu’na 2 yıl muvakkat tard cezası verdi . Ceza verilirken suçlu kabul edilen öğrencilerin savunmalarının alınmasına gerek görülmemişti. Bu haksız kararın verildiği gün okul müdürü Aydınlı Zeki Mesut Alsan istifa etti. Vicdanı bu karara tahammül edememişti .
Aynı tarihte Siyasal Bilgiler Okulunda öğrenci olan Mehmet Çınarlı mahkemeye gidip davayı dinlemek istemesine rağmen içeri giremediğini, dışarı çıkan Atsız’ı gençlerin omuzlarına aldıklarını, Gençlik Parkına topluca gittiklerini, orada Mülkiyeli arkadaşları ile birlikte Atsız’ı aralarına alarak grup fotoğrafı çektirdiklerini, sonradan fotoğraf çekenlerin sivil polis olduklarını öğrendiğini, isminin tespit edilerek emniyette ifadesinin alındığını, 3 Mayısta yazılı imtihana girdiğini ispat etmesi üzerine serbest bırakıldığını, Atsız’ın ölümü üzerine kaleme aldığı yazıda belirtmiştir .
Memuriyeti
Çankaya bu sebeple akranlarına göre okulu bir yıl geç bitirerek 23 Temmuz 1946’da göreve başladığı İçişleri Bakanlı Mahallî İdareler Genel Müdürlüğünde stajyer memur olarak 9.10.1946’ya kadar çalıştı. 9.10.1946 ile 21.2.1947 tarihleri arasında aynı bakanlık Zat İşleri Genel Müdürlüğü stajyerliğinde göreve devam etti. 21.2.1947’de Ankara ili maiyet memurluğuna nakledildi. Bu görevde iken Dikmen Bucak Müdürlüğünde bulundu. 26.12.1947 ile 26.9.1949 tarihleri arasında İzmir’de maiyet memuru olarak görev yaptı. 5.7.1948’de vekil olarak çalıştığı Kaş’ta mahkeme kararı ile Soysaltürk olan soyadını Çankaya olarak değiştirdi. Maiyet memurluğu sırasında Haymana, Kaş ilçeleri kaymakam vekilliklerinde çalıştıktan sonra mayıs 1949’da katıldığı 13. dönem kaymakamlık kursunu başarı ile tamamlayıp 30.9.1949 tayin edildiği Silvan Kaymakamlığında 22.9.1950’ye kadar çalıştı. Nakledildiği Baskil Kaymakamlığında 29.8.1950 ile 7.5.1951 arasında çalıştıktan sonra mayıs 1951’de askere alınıp, 30.4.1952’de piyade yedek asteğmen olarak terhis edildi. 30.4.1950’de tayin edildiği İçişleri Bakanlığı Muhakemat Müdür Muavinliğinde 12.8.1952’ye kadar görev yaptı.
Tekrar taşra görevine çıkarak 28.8.1952-26.11.1954 arasında Maçka Kaymakamlığında bulundu. Maçka’da ilçenin kalkınması için nelerin yapılması gerektiğini tespit ettikten sonra büyük bir imar hamlesine girişmişti. İlçe merkezi ve köyler şantiye hâline getirilmiş, devletin yardımı beklenmeden imece usulü ile başarılı sonuçlar alınmıştır 11.12.1954’de tayin edildiği Emniyet Genel Müdürlüğünde önce 4., sonra 3. Sınıf Emniyet Müdürü olarak 1.8.l956’ya kadar çalıştı. 1.8.l956’da genel müdürlük arşiv şubesi müdürü oldu. Bu görevde iken 7.2.1958’de umumî ve cinaî zabıta branşı ile polis arşivi mevzuunda tetkiklerde bulunmak, bilgi ve görgüsünü artırmak üzere bir yıl müddetle gönderildiği İngiltere’de Cambridge Üniversitesinde Devlet Organizasyonu Seminerini bitirmenin yanında, Scotland Yard’da ve Londra Belediyesi’nde yaptığı stajı daha sonra altı ay daha uzatıldı. 25.7.1960’da Emniyet Genel Müdürlüğü 2.(Asayiş) Daire Başkanlığına, 5.6.1961’de Sivil Savunma Müşavirliğine, 27.10.1961’de Ankara Belediye Başkanlığı Muavinliğine nakledildi. 1961’de Birleşmiş Milletler Ekonomik Konseyi tarafından düzenlenen Single Convention OnNarcotiques’e Türk delegesi olarak gönderilip, New York’ta beş ay çalıştı. Belediye Başkan muavinliği görevine başladığında başkentin çözüm bekleyen meselelerini tespit etmiştir. Bunların çözümüne dair görüşlerini müstakil bir eser hâlinde neşretti . Burada değişik alanlarda çok sayıda tesisin kurulmasına önderlik etti. Keçiören'’deki Güçsüzler Yurdunu açarak, sürekli malî destek sağlanması hususunda gerekli tedbirleri aldı .Türk fikir hayatının önemli isimlerinden Remzi Oğuz Arık’ın adının Kavaklıdere’de bir mahalleye verilmesini temin etti .
20.2.1965 tarihinde tayin edildiği Bayat Kaymakamlığı kadrosu üzerinde kalmak suretiyle İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığında görevlendirildi. Kadrosu 29.6.1967 tarihinde Kavak Kaymakamı olarak değiştirilip geçici olarak Bakanlık Tetkik Kurulu müşavirliğinde görevlendirildi. Kavak Kaymakamlığı kadrosundan 27.1.1968’de Eskişehir Valiliği Hukuk İşleri Müdürlüğüne nakledilerek 24.4.1968’den itibaren Tetkik Kurulu üyeliğine tayin edildi. 30.6.1970 tarihine kadar bu görevde kaldıktan sonra tayin edildiği Teftiş Kurulu Müşavirliğini 8.10.1973’de tamamladı. 8.10.1973’de Başbakanlık Müşavirliğine tayin edildi. Bakanlık merkez teşkilatına 31.7.1975’de Teftiş Kurulu Başkanı olarak döndü. Buradan 3.10.1977’de Amasya Valiliğine tayin edildi. Mülkî idareci olarak getirildiği bu görevde uzun süre çalışma imkânı bulamadı. O dönemin siyasî şartlarında görevini güçlükle devam ettirebildi.
Küçük bir il olan Amasya’nın hudutları içinde bulunan yeni Çeltek Kömür Ocaklarında örgütlenen sendikanın politik eğilimi solun oldukça ilerisinde bulunmakta idi. Tarafsız idare tarzı göstermesine rağmen 1978 yılı başında değişen siyasî iktidarın tasarrufu ile 20.2.1978’de Merkez Valiliğine alındı. Valilik görevi son derece kısa sürmüştü. Bu sürenin belli bir döneminin çevrenin tanınması için ziyaret ve incelemelerle geçmesi gerekecekti .Yılın sonuna doğru tayin edilmesi sebebiyle ilin kalkınması için gerekli yatırımların plânlanarak programa alınması hususunda yapılması gereken çalışmaların zamanı da geçmişti .Bütün bunlar bilindiği hâlde İçişleri Bakanlığında alışılagelmişin dışında olarak hakkında soruşturma açılarak görevinden alınmasına gerekçe oluşturulmaya çalışıldı. Sonraki yıllarda yasadışı faaliyetleri ortaya çıkarılan sendikacılar hakkında komünist ifadesini kullanması bile meslektaşları tarafından tenkit edildi. Bütün bunlar sahip olduğu düşünceden dolayı henüz sonuçlanmayan hesabın görülmesi olarak yorumlanabilir. Merkezde görevli bulunduğu sırada yaz tatili için gittiği Fethiye’de geçirdiği kalp krizi sonucu 18.7.1980’de vefat etti. Biraz Fransızca, orta derecede İngilizce bildiğini ifade etmiştir.
10 Ocak 1964 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Ankara Hastanesinde baş eczacı olan Özcan Alp ile yaptığı evlilikten 29.9.1967 doğumlu Süyüm isimli bir kızı olmuştur.
Meslek ve Cemiyet Çalışmaları
Ali Çankaya, cumhuriyeti kuran milliyetçilik, Türkçülük fikrinin doruklarda bulunduğu dönemde tahsilini tamamlayan yüksek öğrenim gençlerinin ekseriyeti gibi bu düşünceleri benimsemişti. Hayatına nizam veren rehber olarak kabul ettiği Türkçülüğü sade duygu olarak taşımakla kifayet etmemişti. İnançları taviz vermeden hayatının bütün safhalarında uygulamaya koydu. Türklük geleneğine bağlılığının bir gereği olarak aile adını, akranı olan gençlik arkadaşlarının kullandıkları gibi adının başına getirerek Mücellidoğlu lakabını meslekî eserlerinde bile kullanmaktan kaçınmadı.
İdarecilik mesleğinde bulunduğu sırada da idare-i maslahat yolunu seçmedi. Mesleği ile fikriyatın birbirine karıştırmadan olması gerekeni yapmıştır. Baskil Kaymakamı iken 1951 yılı 3 Mayıs Türkçüler Bayramı münasebetiyle Türk Milliyetçiler Derneği Ankara şubesinin tertiplediği toplantıya katılarak yaptığı heyecanlı bir konuşma ile günün manasını belirtmiştir .
Meslek hayatı ile kültürel çalışmalarını birlikte götürdü. Türkiye Köylü Partisi Genel Başkanı ve Seyhan milletvekili Remzi Oğuz Arık, bindiği uçağın Adana’dan Ankara’ya gelmekte iken 3 Nisan 1954’de havada infilak etmesi üzerine vefat etmişti. Büyük Türk milliyetçisi Remzi Oğuz Arık’ın hatırasını yaşatmak ve mezarını yaptırmak R. O. Arık’ın Eserlerini Yayma ve Anıtını Yaptırma Derneği kurularak ilk başkanlığını Ali Çankaya üstlendi. Derneğin tertiplediği anma toplantısında yaptığı konuşma Gurbet dergisinde neşredildi .
Çankaya, meslekî araştırmaları yanında kültür sahasında da makaleler yazdı .
Ali Çankaya’nın en büyük çalışması mezun olduğu okulun Mülkiye’nin tarihinin yazılmasıdır. Eserin ilk baskısı iki cilt hâlinde 1711 sayfa olarak yapılmıştır . Aradan belli bir süre geçtikten sonra eserinin eksikliklerini tamamlayarak bitiş tarihini daha yakın tarihe çekebilmek üzere rahat bir çalışma ortamı sağlayabilmek için 1965’de İçişleri Bakanlığı Tedkik Kurulu üyeliği görevine tayin edildi. Mülkiye Şeref Kitabı Hazırlama Bürosu Başkanlığı oluşturuldu. Bizzat kendisi Mülkiyelilerin en fazla istihdam edildiği kurumların arşivlerinde sicil dosyalarını taramak, ilgililere çok sayıda mektup yazarak hazırladığı anket formlarının doldurulup iade edilmesini temin etmeye çalıştı. Bu çalışmalarının sonunda 8 ciltlik (toplam yedi bin sahifelik) muazzam bir eser ortaya çıktı. Eserin ilk iki cildi Mülkiyenin eğitim tarihidir. Kitapta 5994 kişinin hâl tercemeleri, eserlerinden örnekler ve yayınlarının listeleri bulunmaktadır.
Çankaya dev eserinin neşrinden sonra kendisiyle yapılan bir mülâkatta üç eser daha hazırlamakta olduğunu beyan etmiştir . Hazırladığı ikinci eserinin ''Osmanlı İdare Hukuku ve Teşkilatı Tarihi'' adını taşıyacağını dokuz bin sahife tutacağını ifade etmiştir. 1299’dan 1922’ye kadar geçen zamanın tarihini anlatan ve 9 cilt olarak plânlanan eserin dokümanlarının % 80’nin toplanmasına rağmen bozulan sağlığı sebebiyle tamamlanması mümkün olamamıştır. Yazmayı tasavvur ettiği üçüncü eserinin ''Atatürk Tarihi Kronolojisi'' adını taşıyacağı ve altmış bin sahife olarak 7011 günün hikâyesi olacağını ifade etmiştir . Mülâkatın yapıldığı tarihte 7011 günden 346’sına ait bilgilerin tamamlandığını belirtmişlerdi. Bu eserlerle ilgili çalışmalarının hangi safhada kaldığı hususunda bilgimiz bulunmamaktadır.

''Son Asır Türk Tarihinin Önemli Olayları ile Birlikde'' Yeni Mülkiyeliler Tarihi ve Mülkiyeliler, Ankara 1968-1971, Cilt V, s. 2883.
1944-1945 Irkçılık-Turancılık Davası, Orkun, sayı 31 (4.4.1951), s. 14.
1944-1945 Irkçılık-Turancılık Davası, Orkun, sayı 53 (5.10.1951), s. 14.
Osman Gümrükçüoğlu, Mülkiye Şeref Kitabının Çıkması Vesilesiyle. Mülkiye ve Mülkiyelilere Ait İlginç Bir Şeref Tablosu “Tarihi Bir Anımız”, Türk Yurdu, sayı 157, Eylül 2000, s. 50-53.
Mehmet Çınarlı, “Bir Kaybın Hatırlattıkları”, Hatıraların lşığında, İstanbul l984, s. 34-39. Yazı önce Atsız’ın ölümü üzerine edebiyat dergisi Hisar’ın Ocak 1976 sayısında neşredilmiştir.
6 Prof. Dr. Necmeddin Sefercioğlu, Yeterince Tanımadığımız Bir Türkçü: Ali Çankaya, Türk Yurdu, sayı 95, Temmuz 1995, s. 24-27.
Ali Çankaya, Başkent Ankara’nın Mes’eleleri ve Çözüm Yolları, Ankara 1968, s. 82.
Sefercioğlu, a.g.m., s. 25.
Orkun, sayı 33, 18.5.1951, s. 15.
Mücellitoğlu Ali Çankaya, O’nun İçin, Gurbet, sayı 4, Ağustos 1954, s. 8-10.
Tespit edebildiğimiz bazı yazı ve şiirleri şunlardır: Mücellitoğlu Ali Çankaya, “Bir Fazilet Güneşi Battı”, Gurbet, sayı 1, Mayıs 1954, s. 19; “Kahraman Kimdir?”, Gurbet, sayı 3, Temmuz 1954, s. 17; “Senden Aldım” (şiir), Türk Yurdu, Cilt 4, Sayı 3 (309), Mart 1965; Türk İdare Dergisinde neşredilen meslekî makaleleri: “Ankara’da Hava Kirlenmesinin Önlenmesi” Sayı 340, Ocak-Şubat-Mart 1973, s. 4-15, Bucakların Tarihi Gelişimi: Bugünkü Durumu ve Yapılması Gerekli Görülen Reform Hakkında Kısa Bir İnceleme, Sayı 359, Şubat 1978, s. 27-33
Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler, Ankara 1954.
Hıncal Uluç, Türkiye’nin Kartviziti Ankara-Dev Eserler Yazarı: Ali Çankaya, Son Baskı, 6.2.1968.
Uluç, a.g.m.

Ziyaret -> Toplam : 125,30 M - Bugn : 63660

ulkucudunya@ulkucudunya.com